FıKR@ @RŞiVi

[bymarti]

Bizimkilerden biri İsviçre’de dolaşırken “Deniz Bakanlığı” yazısını görür bir binanın üstünde...
Binaya girer ve “Sizde deniz bakanlığı var, ama deniz yok” der...
Bunun üzerine bakanlığın danışma görevlisi,
“-Eee, sizde de adalet bakanlığı var” diye cevap verir...

 

[bymarti]

Fadime iş bulmak için hiçbir çaba harcamayan Temel’e bağırıp çağırıyormuş...
Ama Temel’in umurunda bile değilmiş...
Fadime bir gün nihayet patlamış;
“-Daha fazla dayanamayacağım... Utanç içindeyim... Kiramızı babam, mutfak masraflarımızı annem karşılıyor... Bizi kızkardeşim giydiriyor... Arabamızın masraflarını da halam karşılıyor...”
Temel yattığı yerden, “Bence de utanmakta haklısın hayatım” diye söylenmiş;
“-İki erkek kardeşinden yıllardır hiçbir şey göremedik...”

 

[bymarti]

Genç kadın, çok zayıf bir bebeği doktor Temel’e götürmüş;
“-Bu çocuk iyi gıda alamıyor” demiş Temel çocuk ve kadını muayene ettikten sonra;
“-Evet... Düşündüğüm gibiymiş hanımefendi” demiş;
“-Sizin hiç sütünüz yok...”
Kadın;
“-Tabii olamaz doktor bey... Ben çocuğun teyzesiyim...”

 

[bymarti]

Doğu’dan bir memurun tayini, Sakarya’nın Geyve ilçesine çıkar...
Memurumuz ilk iş günü, işyerine gitmek için Geyve otobüsündeki yerini alır... Otobüs şoförü o kadar hızlı gitmektedir ki, araba bir sağda bir solda, makaslar o biçim trafikte...
Bizim memur korkudan dualar etmeye başlamışken, tam o sırada şoför yolculara seslenir;
“-TIRSAN var mı?...”
Garip adamcağız parmak kaldırarak seslenir,
“-Kaptan ben TIRSTIM... Lütfen daha yavaş gider misin?...”
Arabada kahkaha tufanı patlar...
Benim Adapazarı’ na yeni gelmiş memurum nerden bilsin “TIRSAN A.Ş.” dorse fabrikasının bu yol üzerinde olduğunu...

 

[bymarti]

Teknik direktör ilk yarı sonrası soyunma odasında oyuncusu Temel’e sormuş;
“-Neden kendi kalene gol attın?...”
Temel cevap vermiş;
“-Lanet olası kaleler birbirine o kadar çok benziyor ki...”


***


Nasrettin Hoca göle maya çalarken o sırada ordan geçmekte olan Temel;
“-Hocam ne yapıyorsun?...”
-Göle maya çalıyorum...
“-İyi de hocam, o kadar yoğurdu n’apacan daa?...”

 

[bymarti]

Süpermarkette alış veriş yapan kadın, alacaklarını tamamladıktan sonra hesabı ödemek üzere kasaya gider...
Aldıklarını kasaya bırakır, kasiyer sorar;
“-Nakit mi, kredi kartı mı?...”
Kadın çantasını açıp, bakar ve cevaplar; “Nakit...”
Ancak çanta açıkken içerisinden bir televizyon uzaktan kumandası yere düşer...
Kadın kumandayı alıp, tekrar çantasına koyar...
Kasiyer merakla;
“Afedersiniz ancak siz hep televizyon kumandasını yanınızda mı taşırsınız?...”
Kadın,
“Hayır, ancak kocam benimle alış verişe çıkmayı kabul etmedi... Kumandayı evde bırakmamak verebileceğim en iyi cezaydı...”

 

[bymarti]

Trabzonspor yönetimi, kötü gidişe dur demek için Temel’i teknik direktör olarak takımın başına getirmiş...
“Takıma takviye gerektiğine” karar verip, yönetimden transfer istemiş...
Yönetim rapor vermiş aranan futbolcu için;
“-Sayın hocam; istenen mevki için İspanyol ‘Jose de Santana de Monte Cristo de Santa Cruzo’yla anlaştık...”
Temel hemen cevap vermiş;
“-Bütün yabancı haklarımı aynı ülkeden kullanmak istemiyorum...”

 

[bymarti]

ZAYIFLAMA
- Karım artık zayıflamaya karar verdi.
- Peki bunun için ne gibi birşey yapıyor?
- On gündür, her sabah 3 saat ata biniyor.
- Şu anda durum nasıl?
- Durum pek iyi değil. At, 5 kilo zayıfladı.

 

[bymarti]

Temel, Fadime’nin kedisinden nefret ediyormuş...
Fadime evde yokken kediyi arabaya attığı gibi uzak bir mahalleye bırakmış...
Eve geri gelmiş, bir bakmış ki bizimki kanepenin üzerinde mışıl mışıl uyuyor...
Ertesi hafta daha uzağa bırakmış... Geri gelmiş, bizimki yine kanepenin üzerinde...
...Bir hafta sonra daha da uzağa bırakmış, geri gelmiş, kedi yine evde...
En sonunda almış hayvanı gitmiş... gitmiş... gitmiş...
Akşam evin telefonu çalmış... Fadime telefonu açmış... Karşısında Temel sert ve kesin bir sesle;
“-Alo?... Fadime kedi evde mi?...”
-Evde...
“-Versene şu hayvan oğlu hayvanı... Bana yolu bi tarif etsin...”

 

[bymarti]

Temel uçuş dersleri için helikopter kiralamış...
İlk 10 milin sonunda kuleyle bağlantı kurmuş...
On mil sonra bir daha konuşmuş ama 30. milden sonra kuleyle bağlantı kuramamış...
Hemen bir arama ekibi gitmiş ve yere çakıldığını görmüşler...
Ne olduğunu sorduklarında Temel anlatmış;
“-Hava çok soğumaya başladı ben de büyük fanı kapattım...”

 

[bymarti]

Temel eve döndüğünde evinin yandığını görmüş...
Hemen cep telefonundan itfaiyeyi aramış...
Operatör ne olduğunu sormuş, Temel evinin yandığını söylemiş...
Operatprör “Nerde oturuyorsun” diye sorduğunda Temel “Evde” demiş...
“Hayır... Yani oraya nasıl ulaşabiliriz” diye sorunca Temel kızmış;
“-Büyük kırmızı kamyonla tabii ki...”

 

[bymarti]

Temel 5 dakikada bir çıkıp posta kutusunu kontrol ediyormuş...
Bu işi defalarca yapınca komşusu dayanamayıp sormuş;
“-Bir sorun mu var?...”
Temel cevap vermiş;
“-Bilgisayarım sürekli bana mail geldiğini söylüyor...”

 

[bymarti]

Temel’in babası ölüm döşeğindeymiş...

Ailenin fertleri üzüntü içinde yatağının etrafında toplanmışlar ve baba bir ara Temel’e, “Öbür dünyaya göçmeden sana söyleyeceklerim var” diye mırıldanmış...

“Dursun’un bana on milyar borcu var... Bu parayı ölümümden önce ondan koparamadığın takdirde mezarımda rahat edemeyeceğim...”

Temel “Çok haklı” diye bir koşu parayı alıp gelmiş...

Yaşlı adam devam etmiş,

“Yavrum Temel... İdris’e yirmi milyar borcum var... Bunu ödemediğin takdirde, mezarımda rahat yüzü görmeyeceğim...”

Temel etraftakilere bakınmış;

“-Ah zavallı, sayıklamaya başladı...”

 

[bymarti]

Güzel ve alımlı kadın Einstein’a şu teklifi yapmış;
“-Seninle evlensek, çocuğumuz benim kadar güzel, senin kadar akıllı olsa...”
Einstein şöyle reddetmiş;
“-Ya senin kadar akıllı, benim kadar güzel olursa...”

 

[bymarti]

Dursun işşiz arkadaşı Temel’i şık bir takım elbise içinde, ağzında puroyla görünce sormuş;
“-Ne oldu yahu?.. Lotodan para mı çıktı?...”
Temel kasılarak,
“-Yoo... Mobilya ticaretiyle uğraşıyorum...”
İki hafta sonra Dursun yine Temel’i eski püskü giysiler içinde görmüş;
“-Eee... Şimdi ne oldu?... Battın mı?...”
Temel üzgün;
“-Hayır... Evdeki mobilyalar bitti...”

 

[bymarti]

-Doktor Bey... Herhalde aşırı stresten ve yorgunluktan olacak, kocam enteresan bir hastalığa yakalandı...
“-Nedir sorunu hanımefendi?...”
-Ne zaman para istesem beni duymuyor...
“-Bu bir hastalık falan değil efendim... Tamamen Allah vergisi bir yetenek, bir hüner...”

 

[bymarti]

Temel’e piyangodan araba çıkmış... Ama arabanın rengi beyazmış...
Temel “Kırmızı isterim” diye tutturmuş... Maalesef ki kırmızı rengi yokmuş arabanın...
Temel çok sinirlenmiş ve “Verin piyango bileti paramı geri” demiş...

***

Temel’e nereli olduğunu sormuşlar.
“-Yarı yarıya Trabzonlu’yum...”
-Ne demek yarı yarıya?... Annen mi İstanbullu?...
“-Yoo... Trabzon’dan çıktığımda kırk beş kiloydum, şimdi doksan kiloyum...”

 

[bymarti]

Temel’le Dursun kahvede akşam haberlerini seyrediyormuş...

Haberde adamın biri köprüden atlayıp intihar edeceğini söylüyor...

Bunu gören Dursun, Temel’e dönüyor ve “Elli milyonuna bahse girerim ki adam atlamayacak” diyor...

Temel kabul ediyor... Haberin sonunda adam atlıyor, Temel de Dursun’a elli milyonu veriyor...

Dursun “Bunu alamam, sen benim arkadaşımsın” diyor...

Temel ısrar ediyor: “Hayır, iddia iddiadır...”

Dursun: “Bak, bunu saat 5 haberlerinde de seyretmiştim, bu nedenle paranı alamam...” diyor...

Temel: “Ben de seyretmiştim, ama tekrar atlayacağını sanmıyordum...

 

[bymarti]

Trabzon’da demiryolu yapımı sırasında mühendis, Temel’i ikna etmeye çalışıyormuş:
“-Temel Bey, başka çözüm bulamadık... Demiryolunu sizin evden geçirmek zorundayız...”
Temel öfkelendi:
“-Demek benim evimden... Olur mu öyle şey... Yani trenin her geçişinde gelip kapıyı açacağım, öyle mi?...”

 

[bymarti]

Temel, Dursun ve İdris gelmiş kaptanın yanına, “Kaptan... Biz işsiziz... Bize iş verebilir misin?...”
Kaptan “Ne iş yaparsınız siz?..”
İdris, “Benim gözlerim çok keskindir, 100 km ötesini görürüm.”
Dursun, “Benim kulaklarım çok iyi duyar, 100 km öteden gelen sesleri duyabilirim.”
Temel, “Ben de sıkılırım...”
Kaptan Temel’in mesleğini anlamamış ama sormayı da kendine yedirememiş...
Almış üçünü de işe... Denize açılmışlar...
Yeni tayfalardan İdris, “Kaptan 100 km öteden bir gemi bize doğru geliyor...”
Dursun, “Evet... Geminin aşçısı yemek yaparken Tarkan’ın A’acayipsin şarkısını söylüyor...”
Kaptan ne diyecek diye Temel’e bakmış...
Temel boynunu bükmüş,
“-İşte kaptan... Ben yıllardır bu palavracıların saçmalarını dinlemekten sıkılıyorum...”