Neler yeni

Welcome to SATBİL FORUM PAYLAŞIM

Join us now to get access to all our features. Once registered and logged in, you will be able to create topics, post replies to existing threads, give reputation to your fellow members, get your own private messenger, and so, so much more. It's also quick and totally free, so what are you waiting for?

Bir Satbil Forum Efsanesi

Satbil Reklam Alanı

Satbil Forum Reklam

Vahim suçlamalar (Ekrem Dumanlı)

med61

Guest
Local time
16:34
Katılım
22 Mart 2008
Mesajlar
6
Tepkime puanı
8
Puanları
0
İtiraf etmem gerekiyor ki Star gazetesinin pazar nüshasında okuduğum
haber beni şoke etti. İddialar doğruysa bu vahim durum bütün bir milleti
derinden sarsacak niteliktedir.

Yazılanlara göre parti kapatma davası için aylardır yoğun bir çaba
harcanıyor, planlar yapılıyor ve son iki haftadır yaşanan "kaos" bizzat
yönetiliyor. Birileri aylar öncesinden dava açılacağını kendi aralarında
konuşuyorlar, bundan kriz çıkacağına hükmediyorlar, "davayı açtırıyoruz"
demekle yetinmeyip, "bunlardan kurtulmak lazım" dedikten sonra "merak
etmeyin ilgili kişilerle görüştüm" garantisi veriyorlar. Tüyler ürpertici bir
durum! Dahası var. Son yılların en büyük soruşturmasına göre gözaltına
alınan bazı üyeler "sarsıcı eylemler yapılması talimatını veriyor". İddiaya
göre eski rektör "Kansız olmaz, darbe lazım" diyor ve ekliyor "Öncelikle bu
davanın açılması lazım". Dünkü Taraf gazetesi bambaşka bir bilgiye yer
veriyor. 'Yargıtay'ı vuracaklardı' başlığıyla sunulan habere göre İşçi Partisi
Genel Merkezi'nde ele geçirilen bir CD'de Yargıtay binasına giriş ve binadan
kaçış yollarının krokisi bulunuyor. Ayrıca parti kapatma iddianamesi
"kelimesi kelimesine" aynen parti binasından çıkmış.

Medyada yer alan bilgiler organize bir darbe hazırlığı ile karşı karşıya
olduğumuzu ortaya çıkarıyor. Bu bir suçtur. Teknik takipte elde edilen ve
darbe iddiasını güçlendiren çarpıcı bir sonuç daha var: Gözaltına alınan ve
tutuklananlardan bir kısmı 2004 yılındaki Sarıkız ve Ayışığı adlı darbe
girişimlerinin mimarı olmakla suçlanan eski Jandarma Komutanı Şener
Eruygur ile görüşmeler yapıyor. Bu görüşmelerde parti kapatma davasından
sık sık bahsedildiği tespit edilmiş. "Görüşmeler ne oldu, dava ne âlemde?"
diyen Sarıkız mimarı emekli bir general, bir türlü binde bir bile oy alamayan
ama darbeciliği kışkırtan bir siyasi parti (!) lideri var işin içinde.

Üzülmemek elde değil. Çünkü yazılanlara bakıldığında "ortada derin bir
örgüt var" hükmüne varıyorsunuz. Bir yandan cunta çalışması yapılıyor ve
bu pervasız kadro, "ses getirecek" eylemden "kanlı darbe"ye kadar her şeyi
göze alıyor; diğer yandan arkalarında yargıda uzantılarının olduğuna dair
soru işaretleri bırakıyor. Olabilecek en vahim durum da budur! Çünkü
Gladyo benzeri bir yapıda bizzat komitacılık yapılmaya kalkışılması
yadırganamaz. Tarihçe-i hayatlar ortada, tarzlar belli... Ancak her bir
ferdin ihtiyaç duyduğu adalet mekanizmasına gölge düşmesi
kabullenilebilecek bir durum değil. Beraber hareket etmelerini, legal bir
partiye karşı ortak eylem planı düzenlemelerini yargının bizzat tekzip
etmesi gerekiyor. Zira yargıyı ayakta tutan kamu vicdanıdır; bunu en iyi
bilen de yargının kendisidir. Gerçek şu ki hiçbir şey artık gizli kalamaz.

Şeffaflık sadece yirmi birinci asrın kaçınılmaz kıldığı siyasî bir gerçek değil;
aynı zamanda teknolojik bir hakikat. Son aylarda Youtube'da art arda
yayınlanan ses kayıtlarında neler konuşulduğunu tartış(a)madı Türkiye.
Orada konuşanlardan hiçbirinin tekzipte bulunmaması da şaşırtıcı...
Hırçın medya modeli, topu taca atarak "bunları kim kaydetti, kim internet
sitesine attı" diyerek hedef saptırdı.

Eski YÖK başkanının mason locasında, bir komutanın kendi ekibi arasında, bir
savcının kendi meslektaşlarına karşı yaptığı konuşmayı belli ki yakın
çevresinden, hatta o toplantı salonundakilerden birileri kaydetmişti.
İçeride bir didişme yaşandığı aşikâr. Son yapılan hamleler içerideki
dağınıklığı toparlamayı mı hedefliyor? Her neyse. Şimdi yaşananlar
gösteriyor ki karşımızda geniş bir çerçevede hazırlanan bir tertip söz
konusu. O zaman mesele sadece bir partiye münhasır problem olmaktan
çıkar, demokrasinin bizzat kendisine yapılmış bir tertip haline gelir. Bunun
aydınlatılması yerine korku salmak ve sindirmek yoluyla yapılacak bir
karartma çalışması, cuntacılığın zaferi olacaktır; demokrasinin değil.

Bugünkü konjonktüre göre gizliden gizliye cuntacılığı destekleyenlere bir
gerçeği hatırlatmakta fayda var: Cuntacılığın evveli de ahiri de faşizmdir
ve eninde sonunda bu yapı döner, konjonktürel ortağını da derinden vurur.
Bu tarihî gerçeği unutmamakta fayda var...

Ekrem Dumanlı ZAMAN,25 Mart 2008, Salı
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst