- Katılım
- 23 Şubat 2006
- Mesajlar
- 1,162
- Tepkime puanı
- 4
- Puanları
- 0
İETT ŞOFÖRÜ 3 KİŞİNİN ÖLDÜĞÜ MOLOTOFLU PKK DEHŞETİNİ ANLATTI Otobüs şoförü PKK dehşetini anlattı
İstanbul Bağcılar'da geçen pazar akşamı gösteri düzenleyen terör örgütü yandaşlarının yaktıkları belediye otobüsünün altında kalan Sibel ve Sinem Özkan kardeşlerle Zülfiye Karasu hayatını kaybetti. Polis canileri yakalayamazken, onlarca yolcuyu kurtaran otobüsün şoförü Mehmet Kahraman gözaltına alınarak saatlerce karakolda tutuldu. Bu olay Kahraman'ın çok ağrına gitmiş. 'Katillerle bir tutuldum' diyen Kahraman, yaşadığı dehşeti AKŞAM'a anlattı:
'Beyazıt-Demirkapı seferini yapıyordum. Aşağı Karabayır durağına geldim. Bazı yolcular indi. Hareket ettim. Yol boştu. 200 metre sonra bir anda 20-25 kişi önüme çıktı. Taş atmaya başladılar. Ben aralarından sıyrılmaya çalışırken otobüsün önünü sardılar. Molotofkokteyli attılar. İlk molotof beni hedef aldı. Şoför koltuğu tutuştu. Ceketim bile yandı. Bu sırada arkaya baktım, yolcuların bulunduğu alan alev topuna dönmüştü. Hemen kapıları açtım.
EL FRENİNİ ÇEKTİM
Otobüsü sağlam durdurabilmek için el frenini, yani imdat frenini çektim. Eğer sağlam durduramazsam, yolcu o korkuyla otobüsün altında kalabilir. Düz arazi değil orası, rampa. El frenini çekmeseydim, zaten yolcuları aşağı indiremezdim. Soğukkanlılığımı koruyordum.
KURTARICI GİBİYDİM
Yolculara seslendim. Sanki şoför değil, kurtarıcıydım. 'Sakin olun. Merak etmeyin kurtulacaksınız. Otobüsten indikten sonra hemen uzaklaşın. Patlama olabilir, başta molotof atabilirler' diyordum. Alev topuna dönen otobüsten, yaklaşık 70 yolcuyu burunları bile kanamadan indirmeyi başardım.
Daha iki dakika olmamıştı ki otobüs rampa aşağı inmeye başladı. Önce yavaş sonra hızlanarak, ilerledi. Otobüs gidiyor, ben arkasından koşarak, 'Kaçın, yanan otobüs size doğru geliyor. Kaçın. Canınızı kurtarın' diye bağırıyordum. Ama durakta bekleyenlere duyuramamışım. Resmen cehennemi gördüm. Çok üzülüyorum. Yolcularımı kurtardım ama durakta bekleyenleri kurtaramamanın üzüntüsünü yaşıyorum. İçim acıyor, yanıyorum.
KARAKOLDA ÖĞRENDİM
Yanan otobüsle birlikte durağa kadar koştum. Otobüs kamyona çarptı. Ben yine 'Ölü var mı?' diye bağırıyordum. Biri bana, 'Ölü yok' dedi. Sonra polis geldi, beni gözaltına aldı. Üç kişinin öldüğünü nezarethanede öğrendim, kahroldum.'
AKŞAM
'Beyazıt-Demirkapı seferini yapıyordum. Aşağı Karabayır durağına geldim. Bazı yolcular indi. Hareket ettim. Yol boştu. 200 metre sonra bir anda 20-25 kişi önüme çıktı. Taş atmaya başladılar. Ben aralarından sıyrılmaya çalışırken otobüsün önünü sardılar. Molotofkokteyli attılar. İlk molotof beni hedef aldı. Şoför koltuğu tutuştu. Ceketim bile yandı. Bu sırada arkaya baktım, yolcuların bulunduğu alan alev topuna dönmüştü. Hemen kapıları açtım.
EL FRENİNİ ÇEKTİM
Otobüsü sağlam durdurabilmek için el frenini, yani imdat frenini çektim. Eğer sağlam durduramazsam, yolcu o korkuyla otobüsün altında kalabilir. Düz arazi değil orası, rampa. El frenini çekmeseydim, zaten yolcuları aşağı indiremezdim. Soğukkanlılığımı koruyordum.
KURTARICI GİBİYDİM
Yolculara seslendim. Sanki şoför değil, kurtarıcıydım. 'Sakin olun. Merak etmeyin kurtulacaksınız. Otobüsten indikten sonra hemen uzaklaşın. Patlama olabilir, başta molotof atabilirler' diyordum. Alev topuna dönen otobüsten, yaklaşık 70 yolcuyu burunları bile kanamadan indirmeyi başardım.
Daha iki dakika olmamıştı ki otobüs rampa aşağı inmeye başladı. Önce yavaş sonra hızlanarak, ilerledi. Otobüs gidiyor, ben arkasından koşarak, 'Kaçın, yanan otobüs size doğru geliyor. Kaçın. Canınızı kurtarın' diye bağırıyordum. Ama durakta bekleyenlere duyuramamışım. Resmen cehennemi gördüm. Çok üzülüyorum. Yolcularımı kurtardım ama durakta bekleyenleri kurtaramamanın üzüntüsünü yaşıyorum. İçim acıyor, yanıyorum.
KARAKOLDA ÖĞRENDİM
Yanan otobüsle birlikte durağa kadar koştum. Otobüs kamyona çarptı. Ben yine 'Ölü var mı?' diye bağırıyordum. Biri bana, 'Ölü yok' dedi. Sonra polis geldi, beni gözaltına aldı. Üç kişinin öldüğünü nezarethanede öğrendim, kahroldum.'
AKŞAM