- Katılım
- 4 Aralık 2006
- Mesajlar
- 34
- Tepkime puanı
- 17
- Puanları
- 0
- Yaş
- 49
OSMANLI HÂNEDANI
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 3 Mart 1924 günü kabul ettiği 431 sayılı kânuna göre, sürgüne gidecek Osmanlı hânedanının sayısı 155 olarak belirlenmişti. Hânedanın sürgünü 10 günde tamamlandı.
Ellerine de ikişer bin İngiliz lirası ve bir yıllık "dönüşü olmayan" pasaport verildi. Mal varlıkları tasfiye edildi. Türkiye'ye girmeleri ve transit geçmeleri yasaklandı. Artık ne vatanları, ne de gelirleri vardı. Macera dolu bir sürgün yaşadılar. Geçinebilmek için, her türlü işte çalıştılar. Kimisi mezar bekçiliği yaptı, kimisi kapı kapı dolaşıp sabun sattı. Yabancı zindanlarda can verenleri oldu. Kimisi de başka hanedanların mensuplarıyla evlenip yeniden asalet ünvanı aldı. Bu sürgün hayatı, hanedanın kadın mensupları için 1952, erkekleri için 1974'te sona erdirilerek, Türkiye'ye dönebilmelerine izin verildi. Bir kısmı döndü, bir kısmı yıllardır yaşadığı ülkelerde kaldı.
Başbakan Erdoğan’ın çabalarıyla Türk vatandaşlığı verilen Osmanlı hanedanının en kıdemli üyesi Ertuğrul Osman, 1924’ten beri ilk defa Türk vatandaşı olarak Türkiye’ye ayak bastı. Ertuğrul Osman, Osmanlı Devleti devam etseydi dördüncü Osman veya birinci Ertuğrul adıyla tahta geçecekti.
1924 yılında 13 yaşında bir çocuk olarak İstanbul’dan ayrılan, Ertuğrul Gâzi’nin soyundan gelen Ertuğrul Osman vatandaşlığa kabul edilerek geçmişiyle barıştı. Sultan II. Abdülhamid Hânın torunu ve hânedanın en kıdemli üyesi olan 93 yaşındaki Ertuğrul Osman’a Türk pasaportu verildi. Böylece 80 yıldır vatansız yaşayan Ertuğrul Osman ve eşi Prenses Zeynep, hayatlarının son demlerini Türk vatandaşı olarak geçirme şansını elde etti. New York’ta yaşayan Ertuğrul Osman, daha önce özel izinlerle gelebildiği İstanbul’a dün ‘özgürce’ ayak bastı. 60 yıl önce çocukken Arnavut pasaportu kullandığını ifade eden Osman Efendi şöyle dedi:
“Bundan evvel ABD’den verilen seyahat belgesiyle geliyordum. Şimdi pek fazla fark hissetmiyorum. Çünkü Türk doğdum, Türk öleceğim inşallah. Hep öyle düşünüyordum...” </B></B>
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 3 Mart 1924 günü kabul ettiği 431 sayılı kânuna göre, sürgüne gidecek Osmanlı hânedanının sayısı 155 olarak belirlenmişti. Hânedanın sürgünü 10 günde tamamlandı.
Ellerine de ikişer bin İngiliz lirası ve bir yıllık "dönüşü olmayan" pasaport verildi. Mal varlıkları tasfiye edildi. Türkiye'ye girmeleri ve transit geçmeleri yasaklandı. Artık ne vatanları, ne de gelirleri vardı. Macera dolu bir sürgün yaşadılar. Geçinebilmek için, her türlü işte çalıştılar. Kimisi mezar bekçiliği yaptı, kimisi kapı kapı dolaşıp sabun sattı. Yabancı zindanlarda can verenleri oldu. Kimisi de başka hanedanların mensuplarıyla evlenip yeniden asalet ünvanı aldı. Bu sürgün hayatı, hanedanın kadın mensupları için 1952, erkekleri için 1974'te sona erdirilerek, Türkiye'ye dönebilmelerine izin verildi. Bir kısmı döndü, bir kısmı yıllardır yaşadığı ülkelerde kaldı.
Başbakan Erdoğan’ın çabalarıyla Türk vatandaşlığı verilen Osmanlı hanedanının en kıdemli üyesi Ertuğrul Osman, 1924’ten beri ilk defa Türk vatandaşı olarak Türkiye’ye ayak bastı. Ertuğrul Osman, Osmanlı Devleti devam etseydi dördüncü Osman veya birinci Ertuğrul adıyla tahta geçecekti.
1924 yılında 13 yaşında bir çocuk olarak İstanbul’dan ayrılan, Ertuğrul Gâzi’nin soyundan gelen Ertuğrul Osman vatandaşlığa kabul edilerek geçmişiyle barıştı. Sultan II. Abdülhamid Hânın torunu ve hânedanın en kıdemli üyesi olan 93 yaşındaki Ertuğrul Osman’a Türk pasaportu verildi. Böylece 80 yıldır vatansız yaşayan Ertuğrul Osman ve eşi Prenses Zeynep, hayatlarının son demlerini Türk vatandaşı olarak geçirme şansını elde etti. New York’ta yaşayan Ertuğrul Osman, daha önce özel izinlerle gelebildiği İstanbul’a dün ‘özgürce’ ayak bastı. 60 yıl önce çocukken Arnavut pasaportu kullandığını ifade eden Osman Efendi şöyle dedi:
“Bundan evvel ABD’den verilen seyahat belgesiyle geliyordum. Şimdi pek fazla fark hissetmiyorum. Çünkü Türk doğdum, Türk öleceğim inşallah. Hep öyle düşünüyordum...” </B></B>
Türkiye 20.06.2004
