Neler yeni

Welcome to SATBİL FORUM PAYLAŞIM

Join us now to get access to all our features. Once registered and logged in, you will be able to create topics, post replies to existing threads, give reputation to your fellow members, get your own private messenger, and so, so much more. It's also quick and totally free, so what are you waiting for?

Bir Satbil Forum Efsanesi

Satbil Reklam Alanı

Satbil Forum Reklam

Neşet Ertaş son yolculuğuna uğurlanıyor

@hmet

UZAKLARDAN
Local time
07:44
Katılım
23 Eylül 2006
Mesajlar
9,165
Tepkime puanı
48
Puanları
0
Neşet Ertaş son yolculuğuna uğurlanıyor


Halk ozanı Neşet Ertaş'ın cenazesi, uçakla İzmir'den Ankara'ya gönderildi. Ertaş'ın cenazesi Kırşehir'de toprağa verilecek.



260920121023446027050_2.jpg

İlgili Haberler
»
»
»
»
»




26.09.2012 Çarşamba - 12:16
Unutulmaz sözlerin sahibi, Türk halk müziğinin unutulmayacak sesi, Bozkır'ın ağabeyi, halk ozanı Neşet Ertaş'ı kaybettik!

Son iki yıldır çeşitli sağlık sorunları yaşayan ve bir süre de yurtdışında yaşayan Ertaş, kendi vasiyeti üzerine, ustam dediği babası Muharrem Ertaş'ın yanında sonsuzluğa uğurlanacak.

İKİ YILDIR TEDAVİ GÖRÜYORDU

İzmir’de özel bir hastanenin onkoloji servisinde 15 gündür kanser tedavisi gören Türk halk müziğinin usta sesi Neşet Ertaş, dün sabah saat 08:45 sularında hayatını kaybetti. Sanatçı önceki gün ise “primer hastalığı” yoğun bakım servisine kaldırılmıştı.

CENAZE ADNAN MENDERES HAVALİMANI'NA GETİRİLDİ

İzmir'de tedavi gördüğü özel hastanede hayatını kaybeden Türk Halk Müziği'nin efsanevi isimlerinden 74 yaşındaki Neşet Ertaş'ın cenazesi, saat 04.00 sıralarında hastaneden alınarak cenaze aracıyla Adnan Menderes Havalimanı'na getirildi.

Neşet Ertaş'ın hastanede bulunan cenazesi, oğlu Hüseyin Ertaş ve diğer yakınları tarafından cenaze aracıyla alındı.

Araç hastaneden ayrıldıktan sonra Ertaş'ın evinin bulunduğu Karabağlar ilçesinden geçti.

Aracı Ertaş'ın yakınlarının içinde bulunduğu bir minibüs takip etti. Adnan Menderes Havalimanı kargo bölümüne getirilen cenaze, yine Ertaş'ın yakınlarının omuzunda kargo bölümüne konuldu. Kargo işlemlerinin tamamlanmasının ardından Neşet Ertaş'ın yakınları havalimanının yolcu terminal bölümüne geçerek uçağın kalkış saatini beklemeye başladı.

Neşet Ertaş'ın cenazesi havayoluyla önce Ankara'ya daha sonra ise karayolu ile Kırşehir'e götürüldü. Ertaş, Kırşehir'de babasının mezarının yanına defnedilecek.

CENAZE ANKARA'DA

Neşet Ertaş'ın cenazesi, memleketi Kırşehir'e götürülmek THY'ye ait tarifeli uçakla üzere Ankara'ya getirildi...

Esenboğa Havalimanı'na getirilen Neşet Ertaş'ın cenazesi uçaktan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Neşet Ertaş'ın oğlu Hüseyin Ertaş, Ankara Valisi Alaaddin Yüksel, Kültür Bakanlığı bürokratları ve diğer yetkiler tarafından indirildi.

Naaşın cenaze arabasına konulması ardından Günay ve Ertaş'ın yakınları VIP salonunda bir araya geldi.

Çıkışta gazetecilere açıklama yapan Bakan Günay, 'binbir renkli kültür gök kubbemizin en yüce direklerinden birisi' olarak nitelendirdiği Ertaş'ın, dün fani dünyadan ayrıldığını belirtti.

Sanatçının kendi deyimiyle 'yalan dünyadan' ebediyete uğurlandığını bildiren Günay, sabah erken saatlerde Ertaş'ın ailesinin İzmir'den Ankara'ya geldiğini söyledi.

NEŞET ERTAŞ'IN CENAZESİ KIRŞEHİR'DE

Ankara'dan karayoluyla Kırşehir'e getirilen Ertaş'ın cenazesinin bulunduğu konvoy, şehrin girişindeki Adalet Bakanlığı Kırşehir Açık Ceza İnfaz Kurumu Uygulama Tesisleri önünde Kırşehir Valisi Özdemir Çakacak, Kırşehir Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci ve diğer yetkililerce karşılandı.

Daha sonra Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile Ertaş'ın ailesi tesislere geçti. Ertaş'ın cenazesi buradan Kırşehir Devlet Hastanesi morguna götürülecek.

Bu arada, konvoyun Kırıkkale'nin Keskin ilçesinden geçişi sırasında, yol kenarında toplanan vatandaşlar, Ertaş'ın cenazesini el sallayarak uğurladı.

TÜRKÜLER ISSIZ KALDI

Türküler, her zamankinden biraz daha ıssızlaştı dün. Neşet Ertaş, iki haftadır kanser tedavisi gördüğü İzmir Medical Park Hastanesi'nde 74 yaşında hayata veda etti. Onun diliyle söylersek 'yalan dünya'dan göçtü gitti.

Ustanın hep yaptığı gibi biz de gönlümüzü tam açalım. Doğrusu, Neşet Ertaş, toplum olarak kıymetbilirlik zamanlarımıza denk geldi. Ölmeden önce el üstünde tutulduğu günleri görmüştü. Fakat ömrü hep öyle geçmedi. Gurbetten yurda döndüğü 2000 yılına kadar hep 'garip' yaşadı. Son demlerinde 'fahri doktoralar' alsa, devlet sanatçısı teklif edilse, ödüller alsa da çocukluğunda ve gençliğinde çalgıcı çengici bir 'abdal'dı.

Muharrem Ertaş'ın oğlu olarak Kırşehir'in Kırtıllar köyünde 1938'de dünyaya açtı gözlerini. Abdal köyüydü doğduğu yer. Babası ustasıydı. Daha okumayı sökmeden sazın tellerini kavramıştı. Fakat hemen saz vermedi ustası ona. Önce Muharrem Ertaş'ın sazının sesiyle oynadı, köy düğünlerinde. Küçük yaşta annesiz kaldığı için babası sadece sazda değil, her anlamda ustasıydı. Bozlak ustası Hacı Taşan'ı yanında çırak olarak yetiştirdiği gibi oğlu Neşet'i de öyle yoğurmuştu 'Ay dost' çekince yeri göğü inleten gönül ehli Muharrem Usta. "Sazını çalarken kendinden geçen/ Gönülden gönüle kapılar açan/ Aşkın dolusunu nefessiz içen/ Gönül delisini neyledin dünya" diye seslendiği ustası için, "Bir tek babamdan etkilendim." diyecekti çok sonraları. Neşet Ertaş, yürüdüğü yolun son temsilcisi olduğunun farkındaydı belki de. O yüzden, son nefesinde kendisine "sazımın emaneti" diyen ustasının hakkını teslim etmeden bu dünyadan göçmüş olmayı gönlüne sığdıramazdı: "Babamdan öğrendim sazı/ Engin gönül ile Hakk'a niyazı".

Nice düğünlerde köçeklik yapıp kaç düğün sahibi tarafından hor görüldüğü abdallık günlerinden sonra 1950'lerin sonunda İstanbul'a geldi. El aldığı babasının 'emanetleriyle' ilk plağını yaptı: Neden Garip Garip Ötersin Bülbül? Yanık bir gönülden çıkan bu sese bigâne kalmak zordu. Ardından plaklar, kasetler ve halk konserleri geldi. Bozkırdan gelmiş bünyesi, İstanbul'un hızlı hayatından çabuk uzaklaştı. Çok sevdiği Kırşehir'den fazla uzak kalamadı ve Ankara'ya yerleşti. Ancak bazı alışkanlıkları ve hastalıkları burada nüksedince kardeşinin daveti üzerine Almanya'ya gitti. Çocuklarının eğitimi ve sanat çalışmalarından dolayı uzun süre Almanya'da kaldı. 2000 yılında İstanbul'da verdiği konserle geri dönmüştü.

UNESCO'nun 'yaşayan insan hazinesi' seçtiği bozlak ustası Neşet Ertaş'ın sazının telinde hep Anadolu vardı. 'Garip' mahlasıyla bestelediği aşk türküleri, göğüs parçalayan avazları, 15 dakikayı aşan uzun havalarıyla Anadolu kültüründe kendine has bir yol açtı.

'Bozkırın Tezenesi' olarak nam saldı aleme ve ardında yüzlerce türkü ile bozlak bıraktı. Kimi zaman Zahidem'le yürekleri dağladı. En güzel oyun havalarını o çaldı, o söyledi. 'Anam ben yandım yandım yandım, ellerin memleketinde eğlendim galdım' derken, ustanın yüreği yanıyordu belki ama, dinleyenler hep oynadı.

Orta Anadolu âşıklık geleneğinin, daha özel ifadesiyle abdallık yolunun son temsilcisiydi Neşet Ertaş. Babası Muharrem Ertaş, Hacı Taşan ve genç yaşta giden Çekiç Ali'den sonra bir o kalmıştı şu yalan dünyada. 'Gönül adamı' ifadesinin vücut bulmuş haliydi.

Kendine has üslubu, bu dünyadan olmadığı hissiyatı verirdi size. Konserine gelenleri, "Geldiğiniz yolların türabıyım, ayaklarınızın hizmetçisiyim" diye selamlardı. Bununla birlikte 'ham meyvelere' bulaşmayan bir olgunluğa sahipti. "Neşet Ertaş'ı tanımak zorunda değilim" diyen popçuya, "Tanımak zorunda değil, o kızımın gözlerinden öperim" demişti. Nihayetinde, beş çocuğun ikincisi; üç çocuğun babası olmak vardı kaderinde. Ve hep garip kalmak... Abdal geldiği dünyadan Neşet Ertaş olarak göçtü, gitti.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül:

'Bozkırın tezenesi' Neşet Ertaş, sesi, mütevazı duruşu ve her şeyden önce insana verdiği değerle halkın sevgisini kazanmış, ifade edilemeyen duyguları türkülerine yansıtarak dilden dile dolaşmış, gönülleri fethetmiştir. Bugün, kendi dizelerinde dile getirdiği 'Yalan Dünya'ya veda eden halk ozanı Neşet Ertaş'a Allah'tan rahmet; ailesine, milletimize, sevenlerine ve sanat dünyamıza başsağlığı diliyorum.

Başbakan Tayyip Erdoğan:

Uzun yıllar gurbet hayatı yaşayan Neşet Ertaş, bir gönül eri, hatta bir 'Gönül Dağı' olmayı da başarmış bir sanatçımızdır. Eşsiz üslubu, parlak yorumları ile dikkati çeken Neşet Ertaş, yorumladığı türkü ve bozlaklar sayesinde Anadolu insanıyla arasında gönülden gönüle uzanan gizli bir bağ kurmayı başarmış ender sanatçılarımızdan biridir.

Kültür Bakanı Ertuğrul Günay:

O bir ekolün temsilcisiydi, Muharrem Ertaş'ın Anadolu köklerinden getirdiği ekolün temsilcisiydi. Muharrem Ertaş'ın Anadolu'dan getirdiği kökleri bugüne taşımış bir sanatçıydı. Anadolu'nun her tarafından, farklı etnik kökenden, farklı coğrafyalardan herkesin sevdiği bir insandı.

Bayram Bilge Tokel:

Milletimizin başı sağ olsun. Türküler, bozlaklar yetim kaldı. Son günlerinde yanındaydım, dün de yanındaydım, çok zorlukla konuşuyordu. Büyük bir iman taşıyordu. 'Ne zaman dehalet edilirse, giderim, her zaman hazırım Bayram Gardaş' diye konuştu benimle. 'Ne zaman istersen, sen iste gelirim, emir O'ndan gelirse, bir dakika bile durulmaz' demişti.

Mehmet Özbek:

Türkiye, yeri doldurulamayacak bir sazını kaybetti. Sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada Türk kültürünü, Türk müziğini tanıtma gayreti içinde olan değerli bir sanatçımızdı. Türkiye'ye başsağlığı diliyorum, yeri doldurulamayacak biriydi.

Orhan Hakalmaz:

Neşet Usta Allah'ın bir mucizesidir. Veysel gibi, Yunus gibi. Her şeye rağmen bu ülkede böyle insanlar yaşamışsa bu ülke güzel ülke halkı güzel halktır. Gönlü gani Neşet Usta'ya yüce Mevlam'dan gani gani rahmet diliyorum.

Zara:

Yaşayan en büyük ozanlardandı, tevazu sahibi, emeğe değer veren, sıla ve sevda hasretinin sözcüsü, açıksözlü ve hoşgörülü, engin gönüllü bir insandı. Kendisini halktan ayıracağına inandığı her türlü iltifatı reddetmiştir.

Kıraç:

Bozkırın tezenesi kırıldı. Çok büyük bir üstattı. Bir daha öylesi gelir mi? Sanırım gelmez. Çığlıktı babasının sesi. Neşet Ertaş da başka bir çığlıktı. Sözleri, müzikleri, bağlamasıyla, her şeyiyle onunla tanışmış olmak benim için dünyalara bedeldi.


 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst