Neler yeni

Welcome to SATBİL FORUM PAYLAŞIM

Join us now to get access to all our features. Once registered and logged in, you will be able to create topics, post replies to existing threads, give reputation to your fellow members, get your own private messenger, and so, so much more. It's also quick and totally free, so what are you waiting for?

Bir Satbil Forum Efsanesi

Satbil Reklam Alanı

Satbil Forum Reklam

nerdesin

yalcin

New member
Local time
21:50
Katılım
21 Ocak 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Nerdesin yıllarca hasretini çektiğimiz kahraman? Nerdesin hayallerimizin güvercini, rüyalarımızın üveyki? Nerdesin “ba’sü ba’del mevt”imizin müjdecisi? Izdırap dolu günlerimizde, uykusuz geçen gecelerimizde hep yolunu bekleyip durduk. Ufkumuzda beliren her karaltıya, “Bu O’dur” deyip, “Seniyye-i Veda” türküleriyle yollara döküldük. Gurublara kadar beklediğimiz nice günler vardır ki, kolumuz-kanadımız kırık evlerimize dönerken, zambaktan hülyalarımızla teselli olup durduk. Her yeni gün, bizim için tasa ve kederden esintilerle gelip ruhumuzu ezerken, düşmanlarımız esirdikçe esiriyor ve ortalığı şamataya boğuyorlardı; gelmeyecek Mesih soluklu, Heraklit pazulu diye...
Nerdesin ve ne zaman geleceksin esatîrî yiğidim! Billâhi, şu ölgün ruhların, pörsümüş gönüllerin hayat mumları sönmek üzeredir! Eğer canlara can katan temiz soluklarınla imdada yetişmezsen, kuruyan göllerimizde, suyu çekilen havuzlarımızda yaprağı dökülmedik tek nilüfer kalmayacaktır. Bağbân gideli, bağ bozulalı asırlar oldu. Toprak, semaya inat, sema, “gözlerin kuruması murat” dediği günden bu yana, zemin bir baştan bir başa çöle döndü. Bizler, uçsuz bucaksız bu beyâbanda gördüğümüz her kervana, Yusuf’un gömleğini sorar gibi seni sorduk ve sonra da bir “sabr-ı cemil” çekerek yeni doğuşlar beklemeye koyulduk. Sessizliğin ve kimsesizliğin içimizi yalnızlıkla doldurduğu bu insiz, cinsiz âlemde, kaç defa sinekleri kartal, elsiz-ayaksız kötürümleri İskender diye alkışladık. Arkasından koşup durmadığımız kafile kalmadı. Ama sen hiçbirinde yoktun! Karşılaştığımız minare kametliler, parmak kadar düşünceye bir mum tutuşturacak kadar iradeye sahip değillerdi. Ruh dünyaları karbonlaşmış, fikirleri harâbâtî, bakışları miyop ve beyanları alabildiğine dekolte idi. Onlarda, kahramanımızın çarpıcı nazarları, kahramanımızın ızdırap ve acıları, kahramanımızın coşkunluk ve tebessümleri göze çarpmıyordu…
Zaman bizim için hep Muharrem, zemin Kerbelâ oldu. Sinemiz, Hüseyin’in âh u efganıyla inliyor. Gözlerimiz, kararan ufuklarda hilâl arar gibi yolunu gözlüyor; her yüzde seni hayal etmek, her çığlıkta senin muştunu duymak istiyoruz. Sana hasret, sana susuz ve sana tutkunuz..!
 

murat

New member
Local time
21:50
Katılım
15 Eylül 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
56
eline emeğine sağlık teşekkürler
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst