Altın - Ordu gibi Kırım hanlığının da büyük zaafı irsî kabile beylerinin devletin hakikî hakim ve sahibi olmalarından doğmuştur. Kabile reisleri yahut han ailesi içinde rekabetler, bu kabilelerin birbirlerine karşı gruplanarak, kolayca bir iç harbe sürüklenmesini intaç etmekte idi. Hacı Giray Han'ın ölümünde (1466) oğulları arasında taht kavgası uzun bir kargaşalık devresi açtı. Yenilen rakip yarımada dışındaki steplere kaçarak yahut Kefe'ye sığınarak, mücadeleye devam etmekte idi. Kefe Cenevizlileri kendi durumlarını kuvvetlendirmek için, kah bunun ve kah ötekinin tarafını tutarak, bu mücadelelerde mühim rol oynamakta idiler. Esas mücadele Nurdevlet ile Mengli Giray arasında idi. Mengli Giray mağlup olarak, Kefe'ye sığındı. Orada Kefe tudunu olan Şırın kabîlesi beyinin ve Cenevizlilerin yardımı ile 1468'de Kırım tahtını tekrar ele geçirdi. Şimdi Cenevizliler Mengli Giray'ın Osmanlılara karşı sağlam bir müttefik olduğuna inanıyorlardı. 25 teşrin I. 1469'da Mengli Giray Fatih Sultan Mehmed'e «karındaşım» hitabı ile yazdığı bir mektupta Yakub Bey'in donanma ile gelip. Kırım sahillerinde iki şehri yakıp yağma etmesinden şikayet etti. 1475'e doğru Kefe tudunu ve Sırın beyi Eminek, Osmanlılar ile anlaştığı ithamı altında Cenevizlilerin ısrarları ile, mevkiinden uzaklaştırıldığı zaman beyleri ve kabilelerim etrafında toplayarak, isyan etti. Mengli Giray'ı kaçmağa mecbur etti. Mengli Giray Cenevizlilere sığındı ise de, onlar Nurdevlet ile anlaşarak, kendisini mevkuf tuttular. Nurdevlet han ile de bozuşan Eminek Cenevizlilere karşı Osmanlı padişahına müracaat etti. Fatih Sultan Mehmed, bunu fırsat bilerek, Gedik Ahmed Paşa [b. bk.]'yı kuvvetli bir donanma ile acele Kırım'a gönderdi (1475). Kefe ile Kırım sahillerinde Cenevizlilere ait bütün limanları zapt ettirdi. Gedik Ahmed Paşa tarafından hapisten çıkarılan Mengli Giray ceneviz dostu olan Nurdevlet'in elinden hanlığı almağa muvaffak oldu ve Ahmed Paşa ile bir anlaşma yaptı ve Osmanlı sultanının tâbîliğini kabul etti. Bir buçuk ay sonra padişaha yazdığı ,bir mektupta tâbiiyetini te'yit etti (A. Kurat, vesika VII). Umumiyetle iddia edildiği şekilde bir tâbiiyet vesikası (bk. Kırım'ın tabiliği, s. 225) mevcut olmamakla beraber, Ahmed Paşa ile imzalanan anlaşmada han padişahın dostuna dost, düşmanına düşman olmağı ve onun hâmiliğini kabul etmiştir. 1476' da Altın-Ordu hanı Seyyid Ahmed Kırım'ı istila etti. Mengli Giray Kırker (Çufut-Kale)'e sığındı. Altın-Ordu hanı, Osmanlı padişahının tehdidi üzerine, Canibek adında bir valisini bırakarak, memleketine döndü ise de, bu sefer Nurdevlet Osmanlı himayesinde olarak Kırım hanlığını ele geçirmeğe muvaffak oldu. Mengli Giray İstanbul'a getirilerek, mevkuf tutuldu. Bir müddet sonra Kırım kabile aristokrasisinin başı Eminek, Nurdevlet Han'a karşı kargaşalıklar çıkarıp, padişahtan Mengli Giray'ın gönderilmesini istedi (Eminek Mirza'dan Fatih Mehmed'e bitik, nşr. A. Kurat, vesika IX) ve 1478'de Mengli Giray İstanbul'dan gönderilen ilk han sıfatı ile. Kırım tahtını tekrar işgal etti. Osmanlı vekayinamelerinde Mengli Giray'ın 1475'te tahta gelişine ait hadiseler ile 1478'deki hadiseler birbirine karıştırılmıştır (bk. Kırım'ın tabîliği, s. 217-221). Mengli Girayın bu üçüncü saltanatı (1478-1514) esnasında Kırım hanlığı sağlam bir şekilde teessüs etmiştir. Osmanlı himayesi hanlıkta otorite birliğini sağlamış, son Altın - Ordu hanlarının birleştirme teşebbüslerine, sonra Moskova'nın genişleme siyasetine karşı hanlığın varlığını ga ranti altına almış, hanlık da ilk defa 1484'te Bayezid II.'in Akkerman seferine iştirak ederek, Osmanlılar ile garpta işbirliği siyasetine bağlanmıştır. Nihayet Yavuz Selim'in kayın pederi olan Mengli Giray yaptığı askerî yardım ile onun Osmanlı tahtına geçmesine yardım etmiştir.