Neler yeni

Welcome to SATBİL FORUM PAYLAŞIM

Join us now to get access to all our features. Once registered and logged in, you will be able to create topics, post replies to existing threads, give reputation to your fellow members, get your own private messenger, and so, so much more. It's also quick and totally free, so what are you waiting for?

Bir Satbil Forum Efsanesi

Satbil Reklam Alanı

Satbil Forum Reklam

Keşke yanılmış olsaydık

Turkiye-Sevd@lisi

New member
Local time
18:16
Katılım
6 Nisan 2007
Mesajlar
3,175
Tepkime puanı
25
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Ezanlarin Yukseldigi Minarelerden,Ay Yildizin Golg
Değerli okuyucularım, aziz gönüldaşlarım...
Türkiye'nin şu an içinde bulunduğu durumu, ülkesini ve milletini seven, vicdan sahibi hiç kimsenin tasvip etmesi asla mümkün değildir. Buna rağmen Bay Tayyip, "Türkiye'de bir sorun mu var? Milletin arasında cepheleşme var diyenler, millet içine çıkmıyor" gibi, akıl ve mantığın bütün sınırlarını zorlayan değerlendirmelerle, "hamdolsun dış borcumuz 200 milyar dolar. Kişi başına milli geliri 7 bin 500 dolara çıkardık" gibi, bu milleti bilmen ne yerine koyan sözlerle, "millet bize yüzde 47 oy verdi. İsteğimizi yaparız. Sen kim oluyorsun? Hukuk da biziz, demokrasi de" tavırlarıyla, durumu daha da içinden çıkılmaz hale getiriyor.
Bütün bunlar bizim için asla sürpriz değildir. Beklediğimiz gelişmelerdir. Gücümüzün yettiği, dilimizin döndüğü kadarıyla Türk milletini uyarmaya çalıştık. Ama ne yazık ki, yeteri kadar başarılı olamadık. Aradan henüz 8 ay geçti. Geldiğimiz noktada yazdıklarımızın bir tek kelimesi bile yanlış çıkmadı. Bu bir keramet değildir. Ülke ve millet menfaatlerini kendi menfaatlerinin önünde tutabilen herkesin, görüp anlayabileceği şeylerdir. Keşke yanılmış olsaydık. (Biz, AKP hakkında kapatma davasının laikliği aykırı fiillerin odağı olmaktan değil, kısa bir süre önce yazdığımız, "Doğru karar, yanlış gerekçe" başlıkla yazıda anlatmaya çalıştığımız gibi, Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı fiillerin odağı olmaktan açılmasını bekliyorduk.) Ne demek istediğimi anlatabilmek için seçimin hemen öncesinde yazdığım bir yazıyı, bütün okuyucularımın dikkatine bir defa daha sunmak istiyorum;
Ey Türk milleti,
Türkiye Cumhuriyeti, tarihinin en kritik seçimine gidiyor. Bu seçim bir iktidar belirleme seçimi değildir. Türkiye'nin yarınları bu seçime göre şekillenecektir. Bu seçimden çıkacak sonuç, Türkiye'nin kaderini belirleyecektir. Sandıktan çıkacak sonucun özrü, geriye dönüşü, telafisi yoktur. Sandık başına giden herkes bir değil, bin defa düşünmelidir. Hiç kimse, vatanı olmayanın ekmeği ve geleceğinin de olamayacağını unutmasın.
Yol ayrımı
Sandıkta nasıl oy kullanıp kimi seçmek gerektiğini anlamak için kafayı kaldırıp Türkiye'nin içinde bulunduğu duruma bakmak, fazlasıyla yeterli olacaktır. Türkiye tarihinin en zor ve en sıkıntılı dönemini yaşamaktadır. Bu noktaya bilerek ve görerek gelinmiştir. AKP hükümeti, Türkiye Cumhuriyeti'ni bir yol ayrımına getirmiştir. Sandık, bu yol ayrımında ne yana sapılacağını belirleyecektir. Türkiye'nin birlik ve beraberliğinden, üniter yapının devamından, bu bayrağın inmemesinden, bu toprakların bölünmemesinden yana olanlar, kesinlikle AKP'ye oy vermemelidirler. AKP'ye oy verenlerin, şehit cenazelerine ağlamaya, AB'nin dayatmalarından şikayet etmeye, ABD'nin oyunlarından yakınmaya, Barzani'ye kızmaya, Ermeniye laf söylemeye, Ruma direnmeye, bölücübaşını lanetlemeye, hainlere tavır almaya hakkı olamaz. Çünkü, bütün bunların sebebi AKP'dir.
Gaflet, delalet ve hıyanet
Hiç kimse AKP'ye oy vermek için makul ve mantıklı bir gerekçe gösteremez. AKP, Türkiye Cumhuriyetini, Atatürk'ün gençliğe hitabesinde sözünü ettiği noktaya getirmiştir. İstiklal ve Cumhuriyete kastedecek düşmanlar cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kalelerini işgal etmişlerdir. Türk ordusu hedef haline getirilmiştir. Başta bay Tayyip olmak üzere, AKP adayları meydanlarda, toplantılarda başta ordu olmak üzere devletin kurumlarını ve değerlerini ayaklar altına alıp, yuhalatmaktadırlar. Akla hayale gelmeyecek yalan ve iftiralarla kafa karıştırıp, milleti kandırmaktadırlar. Şehit cenazelerinde "şehitler ölmez vatan bölünmez" demek suç sayılırken, bu sloganları atanlar kameralarla tespit ettirilip, haklarında soruşturma açtırılırken; PKK'lıların leşleri mübarek camilerimizde "şehitler ölmez, Kürdistan bölünmez" gibi asla kabul edilemez kalleş sloganlarıyla karşılanmaktadır. Bay Tayyip bu sloganları atanların siyasi uzantılarıyla koalisyon yapabileceğini dünyaya ilan ederek, onları daha da cesaretlendirip azdırmaktadır. Kuzey Irak'a operasyon yapılmayacağı garantisi verilmekte ve bölücülerin, hainlerin, kahpelerin rahatça silahlanıp, saldırmaları için zemin hazırlanmaktadır.
Millet dilenci mi?
Bu manzara, içinde zerre kadar ülke ve millet sevgisi, imanı ve onuru olan herkesi kahrediyor ve derinden yaralıyor. Millet fakir bırakılmış, harap ve bitap düşmüştür. Yandaşlar servetlerine servet katarken, AKP hükümetinin ve belediyelerinin erzak paketleri milleti dilenci durumuna sokmuş ve onurunu kırmıştır. Oy uğruna feda edemeyecekleri değer kalmamıştır. Manevi değerlerimiz ve dinimiz AKP'nin oyuncağına dönüştürülmüş, bir gün "namus meselesi" denilen şey, ertesi gün inkar edilerek, yok sayılmıştır. Devlet ele geçirilmiş, ele geçirilemeyen kurumlar için de eşi emsali görülmemiş bir iftira, yıpratma ve yok etme kampanyası başlatılmıştır.
AKP'ye oy veren vicdan azabı çeker
Bu durum devam edemez. AKP'nin bir daha iktidar olması, bu ülkenin bölünmesi, bu Cumhuriyetin yıkılması demektir. Bundan zerre kadar kimsenin şüphesi olmasın. Cumhuriyetin bütün kurumları bu durumu görmüş ve harekete geçmişlerdir. Millet de bu top yekün karşı duruşa sandıkta katılmalı ve bu gaflet ve ihanet dönemine son vermelidir. Zaten, bütün bunları yapan ve yaptıran bir partinin ayakta kalması mümkün değildir. Yüce Türk mahkemeleri kısa zaman sonra harekete geçecektir. AKP iktidar bile olsa, hesap vermekten kurtulamayacaktır. İyi niyetle de olsa AKP'ye verilecek oylar ziyan olacağı gibi, o oyları verenler, ömür boyu sızını çekecekleri bir vicdan azabıyla başbaşa kalacaklardır.
Kurtuluş savaşı şartları
Sağcılık- solculuk, Alevilik- Sünnilik, Fenerbahçelilik-Galatasaraylılık bitmiştir. Bunları düşünecek, konuşacak zamanda değiliz. Kurtuluş savaşı şartlarına geri dönmüş durumdayız. Gün ülkeye sahip çıkma günüdür. Türkiye'nin tek ve son şansı Türk milliyetçileridir. Mustafa Kemal 7 düvele karşı dururken, güvendiği ve inandığı tek güç Türk milletiydi. Türk milletiyle kucaklaşarak, Türk milletine inanarak dünyaya karşı durdu. Bugün Mustafa Kemal gibi, Türk milletine güvenen, Türk milletine inanan ve Vaşington'a gitmeden, Brüksel'in ne istediğini bakmadan yola çıkan tek parti Milliyetçi Hareket Partisi, tek lider Dr. Devlet Bahçeli'dir.

Orhan Karataş


Orhan Karataş
YazarRes_22.gif

 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst