- Katılım
- 23 Eylül 2006
- Mesajlar
- 9,165
- Tepkime puanı
- 48
- Puanları
- 0
NEFES ALMA ŞANSI
Aranan bir tek “güzellikse” yaşamda,
mutlak bulunur bir yerlerde.
Ama birden fazlaysa özlem,
ya da vazgeçemiyorsan
bir diğeri uğruna diğerinden,
“yaşam zorlaşıyor” demektir
ve belli ki bütün bir ömür
arayışla geçecektir.
Bu arayış
“mutlusuzluklarını da
yolculuğa çıkarmak” anlamına gelecektir.
Evet, aşktan söz ediyorum.
Ama bu Tanrı’nın yeryüzüne bahşettiği
güzelliklere duyulan bir sevda.
Hani yolculuklarda bazen bir tepede durur
“cennet gibi bir yer” dersiniz ya,
arkanız ormandır,
önünüz deniz.
Yani ikisinden de vazgeçmediğiniz
Bir de o denizi gölgeleyen
çok katlı ucube binalar yoksa görüş alanınızda,
değmeyin gitsin keyfinize.
İşte öyle bir yer Yeşilyurt.
Eski adıyla Koca Çetmi.
Yani düşleyip de
gidilmeyen yerlerden.
İşte ben şimdi Yeşilyurtluyum.
Bir milyon dört yüz bin kilometre yol yaptıktan sonra
bir yerde karar kılmak
en zorudur.
“Gitmek” yaşam biçimi halini aldıysa,
hele benim gibi,
kısa sürer tutunup kalışlarınız.
Ama öyle de olsa
bir yer vardı biliyordum
ve ben şimdi ordayım.
Nedeni var elbette bu sevdanın.
Yasal düzenlemeler olmadan
köylünün koruduğu
tek köy.
Köy mimarisine ters bir yapı
yapıldıysa da birkaç sefer,
tepki göstermiş köylü.
Taşların rengi
gökyüzünün mavisine,
ormanın yeşiline
öylesine yakışır ki burada,
sanki ilk renkleridir doğanın,
gözlerinizle yakalayıp
bırakmak istemediğiniz.
Altınoluk tarafından geliyorsanız,
Çanakkale’nin Küçükkuyu Beldesi’ni
bir buçuk kilometre geçtikten sonra sağa,
Çanakkale yönünden geliyorsanız,
tepeden göründüğünde Küçükkuyu Limanı,
sola kıvrıldığınızda
hemen eteklerinde köyün
etkilenmeye başlarsınız.
Meydana vardığınızda
bir film setinin içine düşmüş sanırsınız kendinizi.
Hele bir de kısa bir gezi yaparsanız
dar sokaklarında,
sizden önce gelenlerle
aynı sözcükler düşer dilinizden;
”burası tam bana göre…”
Sırtınızı dağa dayamış,
gözünüzde ufuk çizgisine kadar deniz.
Üstelik Kaz Dağları’nın tam göbeğindesiniz.
Yeşilyurt sabahını
yaşama şansını kendinize verirseniz,
yani kentlerin gürültüsünden kurtarıp
kısa da olsa bir tatil verdiyseniz kendinize,
bülbül sesiyle uyanacağınız
cennet hayalinin içindesiniz.
Ve gitmek için oraya,
ayda bir iki kere de olsa
fırsat yaratmaya çalışırken,
Filiz bir şarap evi ve küçük bir pansiyon olan
Yol Konağı’nı açma kararı verdi.
Ve kararını uyguladı.
Titizliği ile öyle bir mekan yarattı ki
bu sevimli taşlar diyarına,
ayın yirmi günü yollarda olmama rağmen
yakaladığım her fırsatta
direksiyonu çeviriyorum Kaz Dağları’na.
Nefes alma fırsatı verdiğin için
teşekkürler Filiz!
Tayfun Talipoğlu
Aranan bir tek “güzellikse” yaşamda,
mutlak bulunur bir yerlerde.
Ama birden fazlaysa özlem,
ya da vazgeçemiyorsan
bir diğeri uğruna diğerinden,
“yaşam zorlaşıyor” demektir
ve belli ki bütün bir ömür
arayışla geçecektir.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Bu arayış
“mutlusuzluklarını da
yolculuğa çıkarmak” anlamına gelecektir.
Evet, aşktan söz ediyorum.
Ama bu Tanrı’nın yeryüzüne bahşettiği
güzelliklere duyulan bir sevda.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Hani yolculuklarda bazen bir tepede durur
“cennet gibi bir yer” dersiniz ya,
arkanız ormandır,
önünüz deniz.
Yani ikisinden de vazgeçmediğiniz
Bir de o denizi gölgeleyen
çok katlı ucube binalar yoksa görüş alanınızda,
değmeyin gitsin keyfinize.
İşte öyle bir yer Yeşilyurt.
Eski adıyla Koca Çetmi.
Yani düşleyip de
gidilmeyen yerlerden.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
İşte ben şimdi Yeşilyurtluyum.
Bir milyon dört yüz bin kilometre yol yaptıktan sonra
bir yerde karar kılmak
en zorudur.
“Gitmek” yaşam biçimi halini aldıysa,
hele benim gibi,
kısa sürer tutunup kalışlarınız.
Ama öyle de olsa
bir yer vardı biliyordum
ve ben şimdi ordayım.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Nedeni var elbette bu sevdanın.
Yasal düzenlemeler olmadan
köylünün koruduğu
tek köy.
Köy mimarisine ters bir yapı
yapıldıysa da birkaç sefer,
tepki göstermiş köylü.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Taşların rengi
gökyüzünün mavisine,
ormanın yeşiline
öylesine yakışır ki burada,
sanki ilk renkleridir doğanın,
gözlerinizle yakalayıp
bırakmak istemediğiniz.
Altınoluk tarafından geliyorsanız,
Çanakkale’nin Küçükkuyu Beldesi’ni
bir buçuk kilometre geçtikten sonra sağa,
Çanakkale yönünden geliyorsanız,
tepeden göründüğünde Küçükkuyu Limanı,
sola kıvrıldığınızda
hemen eteklerinde köyün
etkilenmeye başlarsınız.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Meydana vardığınızda
bir film setinin içine düşmüş sanırsınız kendinizi.
Hele bir de kısa bir gezi yaparsanız
dar sokaklarında,
sizden önce gelenlerle
aynı sözcükler düşer dilinizden;
”burası tam bana göre…”
Sırtınızı dağa dayamış,
gözünüzde ufuk çizgisine kadar deniz.
Üstelik Kaz Dağları’nın tam göbeğindesiniz.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Yeşilyurt sabahını
yaşama şansını kendinize verirseniz,
yani kentlerin gürültüsünden kurtarıp
kısa da olsa bir tatil verdiyseniz kendinize,
bülbül sesiyle uyanacağınız
cennet hayalinin içindesiniz.
Ve gitmek için oraya,
ayda bir iki kere de olsa
fırsat yaratmaya çalışırken,
Filiz bir şarap evi ve küçük bir pansiyon olan
Yol Konağı’nı açma kararı verdi.
Ve kararını uyguladı.
Titizliği ile öyle bir mekan yarattı ki
bu sevimli taşlar diyarına,
ayın yirmi günü yollarda olmama rağmen
yakaladığım her fırsatta
direksiyonu çeviriyorum Kaz Dağları’na.
Nefes alma fırsatı verdiğin için
teşekkürler Filiz!
Tayfun Talipoğlu