Neler yeni

Welcome to SATBİL FORUM PAYLAŞIM

Join us now to get access to all our features. Once registered and logged in, you will be able to create topics, post replies to existing threads, give reputation to your fellow members, get your own private messenger, and so, so much more. It's also quick and totally free, so what are you waiting for?

Bir Satbil Forum Efsanesi

Satbil Reklam Alanı

Satbil Forum Reklam

kapadokya

seyfi

Administrator
Local time
17:10
Katılım
15 Kasım 2005
Mesajlar
6,014
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
59
[FONT=Geneva, Arial, Helvetica].
[/FONT][FONT=Geneva, Arial,
Helvetica] [/FONT][FONT=Geneva, Arial, Helvetica] [/FONT]
GC500100_1.jpg
[FONT=Geneva,]Çavuşin’de doğanın dev bir anıt görünümüne soktuğu, insanların da kayaları oyarak yüzyıllarca barındıkları ilginç kaya oluşumları.[/FONT]​


GC500100_2.jpg
[FONT=Geneva,]Zelve Vadisi de açık hava müzesi niteliğinde. 1. ve 2. vadilerde çok sayıda kaya kilisesi ziyaret edilebilir.[/FONT]​


GC500100_3.jpg
[FONT=Geneva,]Peribacaları canlılar gibi, bir yandan yenileri doğuyor, öte yandan yaşlanıp ölüyorlar. Zelve’de peri bacaları oluşumunun evreleri çok açık olarak görülüyor.doğanın yarattığı aşınma, kimi yeni peribacalarını ortaya çıkarıyor, kimilerini de yok ediyor.[/FONT]​


GC500100_4.jpg
[FONT=Geneva,]Avanos, Kızılırmak kıyısında ve bölgede doğal güzelliği ile önde. Kapadokya’nın ünlü çömlekleri Avanos’lu ustaların ellerinde şekil buluyor.[/FONT]​


GC500100_5.jpg
[FONT=Geneva,]Avanos merkezindeki çömlekçi anıtı da bunun simgesi.[/FONT]​


GC500100_6.jpg
[FONT=Geneva,]Kızılçukur özellikle günbatımında çok etkileyici bir manzara sunuyor. Manzaraya sevgilinizi ve şarabı eklemek size kalmış.[/FONT]​


GC500100_7.jpg
[FONT=Geneva,]Ürgüp'lü kadınlar turizmin getirdiklerinin farkında. El emeği, göz nuru hediyelik eşyaya dönüşüyor.[/FONT]​


GC500100_8.jpg
[FONT=Geneva,][/FONT]​


GC500100_9.jpg
[FONT=Geneva,][/FONT]​


GC500100_10.jpg
[FONT=Geneva,]Kapadokyalı kadınların elişi bebeklerinin uğur getirdiğine inanılıyor.[/FONT]​


GC500100_11.jpg
[FONT=Geneva,]Ortahisar'ın antikacısı.[/FONT]​


GC500100_12.jpg
[FONT=Geneva,]Ortahisar kalesi.[/FONT]​


GC500100_13.jpg
[FONT=Geneva,]Oymalar, elişi örmeler arasında iki küçük kedi.[/FONT]​


GC500100_14.jpg
[FONT=Geneva,]Derinkuyu ve Kaymaklı yer altı şehirleri Kapadokya'nın ziyarete açık en önemli şehirleridir.[/FONT]​


GC500100_15.jpg
[FONT=Geneva,]Ihlara vadisinde yüze yakın kaya kilisesi var. Bir bölümü yıkık durumda ve ziyaret edilemiyor.[/FONT]​


 

seyfi

Administrator
Local time
17:10
Katılım
15 Kasım 2005
Mesajlar
6,014
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
59

ÇAVUŞİN

Göreme’den Avanos’a doğru 2 km devam ettiğimizde yolun sağında Çavuşin’i görüyoruz. Çok eski yerleşimlerden biriydi, 1950’lerde bir depremle yıkılınca köy bugün bulunduğu düzlüğe taşındı. Eski yerleşimin evlerini kaya kütlelerinde görüyoruz. Bölgenin önemli kiliselerinden Vaftizci Yahya Kilisesi burada. Köyden Avanos yönüne doğru çıkarken yoldan görebildiğimiz Büyük Güvercinlik Kilisesi Bizans İmparatoru Nicefor Fokas adına yapılmış.


ZELVE

Çavuşin’i geçip Avanos’a doğru devam ettiğimizde Zelve yöresine geliyoruz. Zelve yoldan 2 km. içeride. Eski köy iki vadinin duvarlarına oyulmuş evlerden oluşuyordu. 1924 Mübadelesinde köyün sakinleri Rumlar Yunanistan’a göçünce buraya Türkler yerleşmişti. 1952’de köy tamamen boşaltıldı ve bugünkü terkedilmiş halini aldı. Süslemesiz 15 kilise bulunan bölgenin en büyük kilisesi Üzümlü Kilise’dir. Bir diğeri ise Geyikli Kilise’dir.

Sağda Aktepe’ye doğru olan yamaçların sunduğu görüntüye bakıyoruz. Akgedik denilen boğazı aşınca sağımızda kalan Paşabağı veya Keşişler Vadisi diye adlandırılan küçük vadide ikili, üçlü başlık taşıyan birleşik konileri görüyoruz. Bu küçük bölge aslında peribacalarının oluşumunu izleyebileceğimiz küçük bir müze gibidir. Peribacalarının bazısı henüz oluşum halinde, bazısı oluşumunu tamamlamış, bazısı da olgunlaşıp bozulmaya başlamıştır. Bu bölgede peribacaları ekili arazilerin içinde kalmaktadır. Onun için ekili araziye zarar vermemeye çok dikkat edilmesi gerekiyor. Paşabağı vadisinin ortasındaki üç başlı peribacası keşiş Simeon’un inziva hücresiymiş. Simeon aziz rütbesine ulaşmış ve çok saygı kazanmış.

AVANOS

Kızılırmak kıyısındaki Avanos bölgenin en yeşil ilçesidir. Yörenin doğal özellikleri ve tarihi kalıntıların daha az görüldüğü ilçeye Kızılırmak hayat veriyor. Avanos’un girişinde okuyacağımız gibi burası seramik atölyelerinin bulunduğu, toprağın şekillendirilip pişirilerek kaba kacağa dönüştüğü yerdir. Çömleğin alâsı yapılır. Siz de deneyebilirsiniz. Çok adettendir, oturun bir tezgahın başına ustanın yardımı ile ve kendi ellerinizle çamuru biçimlendirin, sonra da armağan olarak alıp götürün. Ama asıl beğendiğiniz usta işi şeyler alın, hiç bir yerde bu kadar güzelini bu kadar ucuza bulamazsınız. İpek ve yün halı dokumacılığı da hem evlerde hem de modernleşmiş mağazalarda sürdürülür. Otel, disco, bar yönünden de istediğinizi bulabilirsiniz.

Avanos’un yamaçlarına doğru bağlar, bahçeler yayılır. Şaraplık yanında sofralık üzüm de yetiştirilir.

Avanos’tan Ürgüp’e gideceğiz ama önce Kayseri yönündeki Özkonak’a uğrayıp son zamanlarda temizlenip ışıklandırılarak turizme açılan yeraltı kentini ve dere boyunca kayalara oyulmuş yerleşimleri görmeliyiz. Yeraltı kenti henüz tamamen ortaya çıkarılmış değil, kaç kat olduğu ve büyüklüğü tam olarak bilinmiyor. Şimdilik bir bölümünü geziyoruz.

Geri dönüp Ürgüp yolunu izliyoruz. Yörede Derbent denilen bir vadiden geçeceğiz. Buraya Pembe Vadi de deniyor. Yoldan sola dönüp yüksekten vadiyi seyredebilir veya içinde yürüyüş yapabilirsiniz. Zamanınıza göre karar verin. Vadide hayallerinizi serbest bırakırsanız değişik şekilli kayaların her birini bir ilk çağ hayvanına benzetirsiniz. Sanki bir dinazor donup kalmıştır, öte yandaki karaya uğramış (Hayır, burası denizdi bir zamanlar.) ve taş kesilmiş fok balığıdır. Doğanın oluşturduğu heykel müzesi sanki!

ÜRGÜP

Ürgüp, bölgenin en gelişmiş turizm merkezidir. Çok sayıda nitelikli otel ve pansiyon bulunuyor. Yapılaşma çevreyle olabildiğince uyum içinde. Yeni ve büyük oteller Kayseri yoluna doğru yeralan düzlüğe kaydırılarak doğal çevreye zarar vermesi önlenmiş. Kaya evlerin bir bölümü halen kullanılıyor. Oturuluyor ya da şarap evi (Ürgüp’ün şaraplarının uluslararası ödülleri var ve her yıl bir de uluslararası şarap festivali düzenleniyor.), lokanta, alışveriş merkezi ve eğlence yeri olarak kullanılıyor. Bölgenin kesme taşından yapılan evler de bölgenin bir diğer mimari özelliğini oluşturuyor.

İlçenin en yüksek tepesi olan Temenni tepesinde Selçuklu Sultanı Kılıç Arslan’ın türbesi bulunuyor.

Günümüzde yerleşik nüfusu 7000 olan Ürgüp’de 19. yy’da 70 cami, 5 kilise, 11 kütüphane varmış. Nereden nereye gelmişiz?

Ürgüp’ün çevresini dolaşalım. Önce Kayseri yolundan 8,5 km. ilerleyip sağa sapalım ve 2 km. daha yol alalım. Burası Karacaviran, 6 km. daha ilerliyoruz, burası da Yeşilöz Köyü. Köyden kuzeybatı yönüne tepeyi tırmanınca Tağar Kilisesine ulaşıyoruz. Bu kadar yol geldik ama bölgedeki bütün kiliselerden farklı olan Tağar Kilisesini gördük. Aziz Theodere’ye adanmış T planlı kilisenin büyük bir apsisi bulunuyor. Pandantiflere oturan travers kubbesinin altında da bir galerisi var. Bu özellikleri bakımından yörede benzeri yoktur. Kubbesi yıkılmış ve cam bir örtüyle korumaya alınmıştır.


MUSTAFAPAŞA (SİNASOS)

Ürgüp’e geri dönüp bu kez güneye devam ediyoruz. Merkeze 2 km. uzaklıktaki Üzengi deresi çevresinde güvercinlikleri geçip 6. km’de en geç dönem kilisesini (19. yy.) görüp Mustafapaşa’ya (Sinasos) ulaşıyoruz. Mustafapaşa merkezindeki en etkileyici yapı olan Kervansaray, bugün restore edilerek halı mağazasına dönüştürülmüş. Mustafapaşa’daki ahşap tarihi evlerin içindeki süslemeler ve kesme taştan yapılmış cami ilgi çekici.

Güneye devam edildiğinde, Ürgüp’ten 30 km. uzaklıkta Soğanlı Vadisi’ne ulaşırız. Vadideki kiliseler 9. yüzyıl yapımıdır. Kubbeli, St. Barbara, Karabaş kiliseleri ziyaret edilebilir.

Ürgüp’ten Nevşehir yoluna giriyoruz. Ürgüp’ten çıkmak üzereyken sağda bölgenin en tipik üç peribacasını görüyoruz. Arabamızı yol kenarındaki açıklıkta park edebiliriz. Buradan biraz önce ayrıldığımız Ürgüp’ü seyredip veda ediyoruz.


ORTAHİSAR

Ortahisar Kalesi’ni görüyoruz. Kale denilen aslında bir kaya. Etrafına bir kasaba sarılmış. geçmişte içine evler oyulmuş. Merdivenle üstüne çıkıyoruz. Kalenin tepesinden manzara, tıpkı Üçhisar’da olduğu gibi etkileyici. Açık havada 70 km. uzaklıktaki Erciyes dağı da görülebiliyor. Ama bu Ortahisar’ın görünen, yer üstünde olan yanıdır. Kapadokya’da bir de yerin altı var. Yer altına oyulmuş, kuzu çevrilen ve folklorik gösteri yapılan lokantalardan birine nasıl olsa gidersiniz. Bir de yeraltına kazılan, Çukurova’nın limonlarının "yataklandığı" yeraltı depolarını görün. Serin ve çok yüksek nem oranına sahip depolar doğal soğuk hava deposu olarak ucuz maliyetle narenciye saklamakta kullanılıyor. Yörenin özelliği kolay kazılması. Yumuşak kayalar havayla temas ettikten bir süre sonra sertleşiyorlar. Ortahisar’ın çevresinde dolaşırken ayaklarınızın altında yüzbinlerce ton narenciye olduğunu bilmiş olun.

Peki bunu önemsemediyseniz şu soruyu cevaplandırın: "Siz hiç kilise sahibi oldunuz mu?" Ortahisar’ın Karşı Mahallesi’ndeki çapraz kubbeli, iki direkli ve üç apsisli Cambazlı Kilisesi bir şahsın malı, ondan izin alarak gezebiliyorsunuz. Çekinmeyin, izin vermekte sorun çıkarmıyor sahipleri.

Klerin adıyla anılan kiliseler sahipli.

Nevşehir’e dönmüş olduk. Bu turumuzda süre vermiyoruz. Sizin ilginize bağlı, istediğiniz kadarını, istediğiniz sürede gezebilirsiniz. Nevşehir’den bu kez Niğde yönüne doğru ayrılalım, Kaymaklı ve Derinkuyu yeraltı şehirlerini görelim.


YERALTI ŞEHİRLERİ

Kapadokya gezisinin en heyecan verici bölümü belki de burada.

Kapadokya’da yumuşak tüf kayalara oyularak yapılmış çok sayıda yeraltı şehri bulunuyor. Bunların başlıcaları Kaymaklı, Derinkuyu, Özkonak (Avanos’tan sonra görmüştük.), Mucur, Örentepe, Gümüşkent, Tatlarin, Ovaören ve Gökçetoprak’ta yer alıyor. Kaymaklı ve Derinkuyu yeraltı şehirleri en büyükleri. Girip gezebiliyorsunuz.

Nevşehir’in 21 km. batısındaki Kaymaklı yeraltı şehri ile ondan 9 km. sonraki Derinkuyu yeraltı şehrini gezmek için girişten itibaren var olan yön levhalarını izliyoruz. Ama en iyisi yine de bir rehberle dolaşmak. Şehrin giriş katında hayvanların bağlandığı yerler bulunuyor. Sonra da yiyeceklerin depolandığı bir başka bölüme geçiliyor. Yeraltı şehrinin her bir bölümü diğerine dar tünellerle bağlanıyor. Ve her giriş değirmentaşı biçimindeki hareketli kaya kapılarla kapatılabiliyor. Düşman saldırılarından korunmak için. Yeraltı şehrinin şarap yapımında kullanılan odaları da var. Şehir toplam

40 metre derinlikte 8 kattan oluşuyor. Şehrin mükemmel bir doğal havalandırma sistemi var. Ortak mutfağı ikinci katta. Gerek Kaymaklı’daki, gerekse Derinkuyu’daki yeraltı şehirlerinin tüm katları henüz ziyarete açık değil. Kaymaklı’nın 20 metre derinlikteki 4. katına, Derinkuyu’da ise 55 metre derinlikteki 8. katına inilebiliyor. Derinkuyu’nun toplam alanı 4.5 kilometrekare. Yaklaşık 20.000 kişinin yaşadığı tahmin ediliyor. Kaymaklı ise Derinkuyu’nun aşağı yukarı yarısı kadar.

Yeraltı şehirlerinin yapımına hangi dönemde başlandığı kesin olarak bilinmiyor. Şehirlerin Hitit döneminde var olduğuna, Hristiyanlık döneminde de genişletildiği ve özellikle Arap akınlarına karşı korunmak amacıyla kullanıldığına ilişkin bilgiler var. Şehirlerin yiyecek depolamak amacıyla da kullanıldığı anlaşılıyor.


TATLARİN

Nevşehir-Aksaray karayolunda Acıgöl’den kuzeye saparak 10 km’lik bir yolla ulaştığımız Tatlarin’deki yeraltı kentinde farklı olarak tuvalet ve mutfak bulunması ilgi çekicidir. Yenilerde temizlenerek ziyarete açılan Tatlarin Kilisesi’nde bölgenin en iyi durumdaki fresklerini görüyoruz.


KERVANSARAYLAR

Kapadokya İpek Yolu’nun üzerindeydi. Ticaret yolu olan bu yolda konaklama kervansaraylarla sağlanıyordu. Bölgede iki önemli kervansaray var ve her ikisi de ziyarete açık.Ağzıkarahan, Aksaray-Nevşehir yolu üzerinde, 1231’de Selçuklular tarafından inşa edilmiş. Saruhan ise Avanos’un 5 kilometre kuzeyinde, 1217 yılında Selçuklu Sultanı Alaattin Keykumat tarafından inşa ettirilmiş.

IHLARA VADİSİ

Kapadokya’dan ayrılırken uğramanızı ve en az yarım gününüzü ayırmanızı önereceğimiz Ihlaka Vadisi’ne, Nevşehir’den Aksaray’a gelmeden 11 km. kala sola, güzelyurt yoluna dönüyoruz. Selime Köyü yakınından sapıyoruz. Anayoldan saptıktan yaklaşık 24 km. sonra vadinin girişindeki Yeşilyurt köyüne ulaşıyoruz. Köye girişten önce sola dönüldüğünde vadinin girişine varılıyor. Vadiyi bir uçtan öteki uca Melendiz çayı boyunca geçebilirsiniz. Uzunluğu yaklaşık 10 kilometre. Derinliği ise 80 metre. Bu kadar uzun bir yolu yürümek istemiyorsanız, köyü geçtikten sonra vadiye tepeden bakan lokantanın bulunduğu yere gidip, merdivenle aşağıya inebilirsiniz. Yüz metre derindeki vadiye merdivenle inip çıkmanın da biraz yorucu olacağını hatırlatalım. Kanyonun her iki yamacında kayalara yaklaşık 100 kilise oyulmuş. Kiliseler çoğunlukla 11. yüzyılda inşa edilmiş. En iyi durumda olup ziyarete açık bulunanları ise Eğritaş Kilisesi (Köyden yürüyerek veya merdivenle bir saatlik mesafede), Kokar Kilise (Çayın sol kıyısında, merdivene 1 km. uzaklıkta), Pürenli Seki Kilisesi, Ağaçaltı Kilisesi (Merdivenin hemen yakınında, Yılanlı Kilisesi (Köprüyle geçilen sağ tarafta), Bahattin Samanlığı Kilisesi (Belisırma Köyü girişinde, çayın sol kıyısında), Kırkdamaltı Kilisesi (Belisırma Köyüne 500 metre), Sümbüllü Kilise (Merdivenin sol tarafından 250 m. ileride). Direkli Kilise’dir (Belisırma Kilisesi karşısında manastır kilisesi).

Ihlara’da yapılacak gezinin keyifli olduğu kadar yorucu da olduğunu hatırlatalım. Özellikle sıcak yaz günlerinde sağlığı uygun olmayanlar dikkatli olmalıdır.


GÜLŞEHİR

Nevşehir merkezi veya Avanos’dan asfalt bir yolla ulaşacağınız Gülşehir Kızılırmak kıyısındadır. İlçe çevresinde Hitit dönemine ait kaya yazıtları ile Gökçetoprak köyünde Zeus Mabedi görülebilir. İlçe merkezindeki Karavezir Külliyesi 18. yy. Osmanlı mimarisinin örneğidir. 1779’da yapılan külliye cami, medrese ve çeşmeden oluşmaktadır. Nevşehir’den Gülşehir’e giderken ilçeye 3 km. kala yolun sağında kayalık bir alan göreceğiz. Açık Saray denilen bu kaya kütlesi içine ustalıkla oyulmuş şapeller yemek odaları, keşiş hücreleri katlar halinde üst üste binmiştir. Dış yüzeyleri bina yüzeyi gibi süslenmiştir.


AYRILIŞ

Kapadokya’yı zaman ve yoldan tasarruf ederek gezdik. Bölgeye seyahat acentalarının turları ile gidecekseniz, rehber ve tur hizmetleri hakkında önceden bilgi alın. Yaz mevsimi dışındaki bayram tatili gibi ara tatil günlerinde bir çok acenta Kapadokya turu düzenliyor. Sadece manzara seyretmeyip, zengin bir tarihin izlerini süreceğiniz için ayrıntıları bilen bir rehberle gezmenin tadı başkadır. Kendi başınıza otomobilinizle gidecekseniz bizim yazımızı okuyarak önemli hiç bir şeyi atlamadan gezebilirsiniz.

Bizim yazdığımız tur bir günlük değildir. Ama bir devamlılık içinde anlatılmıştır. Gezi’de yer alan bölge krokisi ile incelerseniz zorluk çekmeyeceğinizi düşünüyoruz. Otelin bulunduğu yere göre her günkü turunuzu yazı ve harita yardımıyla belirleyebilirsiniz.

Şimdi doğanın ve insanlık kültürünün bu zengin hazinesinden biz de daha zenginleşmiş olarak ayrılıyoruz. Kuşkusuz aklımızın ve gönlümüzün bir yanı bu "Güzel Atlar Ülkesi’nde kalacak. Olsun, bir gün gene geleceğiz nasıl olsa...






Güvercinlere borçluyuz


Küçük bir ara verelim ve güvercinlerden söz edelim. Şimdilerde tek tük göreceğiniz güvercinler Kapadokya için çok önemliydi. Öteden beri şaraplık üzüm yetiştiren bölge bağlar için çok yararlı olan güvercin gübresinden yararlanıyordu. Bir zamanlar güvercinler hep birden havalandı mı, bulut gibi gölge yaparlarmış. Güvercinlerin yararı bağları besleyen gübreyle sınırlı kalmamış. Kayalara oyulmuş kiliselerin ağızları güvercinlere yuva olsun da içerde gübre biriksin diye bir delik bırakılarak kapatılmış. Bu da kiliseleri hem doğanın, hem de insanın tahribatından korumuş.
 

ŞAHİN

New member
Local time
17:10
Katılım
27 Şubat 2006
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Offff GerÇektede Çok GÜzel Resİmler TeŞekkÜrler ...........
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst