Neler yeni

Welcome to SATBİL FORUM PAYLAŞIM

Join us now to get access to all our features. Once registered and logged in, you will be able to create topics, post replies to existing threads, give reputation to your fellow members, get your own private messenger, and so, so much more. It's also quick and totally free, so what are you waiting for?

Bir Satbil Forum Efsanesi

Satbil Reklam Alanı

Satbil Forum Reklam

iğneada

seyfi

Administrator
Local time
19:40
Katılım
15 Kasım 2005
Mesajlar
6,014
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
59

seyfi

Administrator
Local time
19:40
Katılım
15 Kasım 2005
Mesajlar
6,014
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
59

seyfi

Administrator
Local time
19:40
Katılım
15 Kasım 2005
Mesajlar
6,014
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
59
Kırklareli’nde bir yeraltı cenneti

Kırklareli’ne bağlı İğneada’daki Dupnisa, İstanbul’a 230 km. uzakta, iki mağaradan oluşan bir yeraltı sistemi. İki yıl önce turizme açıldı. İçinde, yeraltı nehri ve gölleri, dev boyutlarda sarkıt ve dikit damlataş oluşumları gibi, size heyecanlı bir haftasonu yaşatacak eşsiz güzellikler bulunuyor.

Istranca Dağları’nın kalbindeki Dupnisa’ya gitmişken, 15 dakika uzaktaki İğneada’ya da mutlaka uğramalısınız. Yazın tertemiz denizinde yüzebileceğiniz İğneada’da, şimdi kendinizle baş başa kalıp kafa dinleyebilir, sahil yürüyüşleri ve piknik yapabilirsiniz.

Bu haftasonu Istranca Dağları’nın gizemli dünyasına bir yolculuk yapıyoruz ve sizi Kırklareli’ndeki yeraltı cenneti Dupnisa’ya davet ediyoruz. Dupnisa Mağarası, iki yıl önce Boğaziçi Üniversitesi Mağara Araştırma Kulübü tarafından turizme kazandırıldı. Kırklareli Sarpdere Köyü yakınında bulunuyor. İki mağaradan oluşan bir yeraltı sistemi. Yörede Kuru Mağara ve Sulu Mağara olarak bilinen bu iki mağara, Trakya’nın en uzun ikinci mağara sistemi. Günümüzden 180 yıl önce oluştuğu tahmin ediliyor. Trakya’nın turizme açık tek mağarası.

2 bin 720 metre uzunluğundaki yeraltı sistemine ait Kuru Mağara’nın 250, Sulu Mağara’nın 200 metrelik kısmı ışıklandırılıp, içine korkuluklu bir taşyol yapılmış. Edirne Kültür ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’nın idaresinde. Yeraltı sularının oluşturduğu, Pamukkale travertenlerine benzeyen, dev sarkıt ve dikit damlataşlar gerçek birer doğa harikası. Mağaranın derinliklerinde, yakından göremeseniz de, sürekli akan 3 km. uzunluğunda bir yeraltı nehri, bu nehrin oluşturduğu, derinliği 2 metreyi bulan göller yer alıyor. Bu oluşumların bulunduğu bölümleri, sadece özel ekipmana sahip dağcılar ve uzmanlar gezebiliyor.

İçeride hava sıcaklığının 10 derece civarında olduğu Sulu Mağara, çok fazla yarasa bulunduğu için yılın bu zamanı kapalı. 15 Mayıs’tan itibaren gezilebilir. Sarkıt ve dikitleriyle görsel açıdan daha zengin olan Kuru Mağara’yı, haziran-temmuz ayları dışında tüm yıl gezebilirsiniz.

Dupnisa’ya İstanbul’dan günübirlik turlar düzenleniyor. Ama kendi başınıza da mağaraya rahatça ulaşabilir ve bekçi Muharrem Obuz’un rehberliğinde Kuru Mağara’yı ücretsiz gezebilirsiniz. Muharrem Bey, yaz-kış orada ve ziyaretçiler geldiğinde hemen jeneratörü çalıştırıp, mağaranın içindeki ışıkları açıyor. Size derenin paralelindeki Sulu Mağara’yı ve biraz uzaktaki Kuru Mağara’yı büyük bir hevesle gezdiriyor. Duvarlardaki yarasaları tek tek gösteriyor ve mağaranın gezilemeyen kısımlarıyla ilgili bilgi veriyor. Otomobilinizle Muharrem Bey’in bekçi kulübesine kadar gidebiliyorsunuz. İki mağarayı yeryüzünde birbirinden ayıran dereye paralel yürüyerek ulaşabilirsiniz. Sulu Mağara otomobili bıraktığınız piknik yerinin hemen ilerisinde, Kuru Mağara’nın girişiyse, 150 metre kadar yukarıda, bir tepede.

Derenin kenarında, su ve kuş sesleri arasında, doğayla iç içe piknik yapabileceğiniz çok sayıda tahta masa var. Mağaraların etkileyici atmosferi ve ardından burada yapacağınız bir piknik size şehir hayatıyla ilgili her şeyi unutturacak. Yanınızda yiyecek bir şeyler yoksa ve Lüleburgaz’a kadar uzanan otoyolda karşınıza çıkan DiaSa ve Migros’ları pas geçtiyseniz, mağaranın bulunduğu yola sapmadan, dümdüz Demirköy’e gidip, buradaki marketlerden istediğiniz her şeyi alabilirsiniz.

Dere kenarında piknik dışında bir tavsiyemiz daha var, o da 20-25 dakika mesafedeki İğneada’yı görmeden dönmemeniz. Hem İğneada burnundaki muhteşem Karadeniz manzarasına karşı ızgara balık yememek olur mu?

İğneada, İstanbul’a 260 km, yani yaklaşık iki buçuk saat uzaklıkta, Karadeniz kıyısında bir balıkçı kasabası. Istranca Dağları arasından giderken, kendinizi M. Hight Shayamalan’ın Köy (The Village) filmindeki Covington Ormanı’nda hissedebilirsiniz. Issız yolda ilerlerken, buradan ilk geçen sizmişsiniz gibi bir izlenime kapılıyorsunuz.

Şimdilik bu yollarda, tek tük otomobil var ama havanın ısınmasıyla, her geçen haftasonu daha çok insan gelecek bölgeye. Asfalt yol gayet düzgün ve bakımlı. Karşınıza sık sık tomruk yüklü kamyonlar çıkıyor, dikkatli olmak lazım. Karadeniz kıyısına inen bu yol oldukça virajlı olduğu için yavaş ilerleniyor.

KUMSALDA ALTIN TANELERİ VAR

Tatilcilerin nezdinde hızla popülerleşse de, hálá geleneksel havasını koruyor İğneada. 20 km.’lik upuzun ve geniş sahili, beyaz kumu ve içilecek kadar temiz deniz suyuyla, temiz deniz ve sakin plaj arayan İstanbulluların keşfetmekte olduğu bir yer. Kumsalı deniz kabuklarıyla kaplı. Deniz kabuğu meraklılarının, yüzlerce değişik türdeki kabuklardan toplamak için yaz-kış buraya geldiğini anlatıyor yöre halkı. İğneada kumsalında Maden Tetkik Arama Enstitüsü tarafından altın zerreciklerinin bulunduğu tespit edilmiş. Altın çıkarma çalışmalarından, maliyeti sebebiyle vazgeçilmiş. Bulgaristan sınırına 12 km. uzaklıktaki İğneada’ya, yazın Lüleburgaz’dan kalkan otobüslerle de ulaşılabiliyor.

NASIL GİDİLİR

Dupnisa’ya ulaşmak için, TEM otoyolunda Edirne yönüne doğru giderken, Lüleburgaz-Babaeski ayrımından sapıp, otoyoldan ayrılmalısınız. 153 km’lik bir yolculuk sonunda Lüleburgaz’ı geçip, Pınarhisar üzerinden devam etmelisiniz. Istranca Dağları arasında ilerlediğiniz yolda Demirköy’e gelmeden önce Dupnisa tabelalarıyla karşılaşacaksınız. Toprak yolda 10 dk. ilerlediğinizde mağara karşınızda.

NEREDE KALINIR

İğneada Liman Caddesi üzerinde ufak tefek, sakin pek çok pansiyon var. Buranın güzelliğine bir günde doyamayanlar, haftasonunu kafasını dinleyerek geçirmek isteyenler, bu şirin pansiyonlarda konaklayabilir. Muratcan Otel, Akkuş Otel yaz-kış açık. Aynı caddede, orta halli bir kamping alanı (yazları açık), kasabanın girişinde dört katlı Akkuş Otel var. Oda fiyatı bir gece için 20-25 lira. Muratcan Otel Tel: 0288 692 28 84

NE YENİR

İğneada burnundaki limanda kır lokantaları bulunuyor. Burada balık yiyebilirsiniz. Limanın karşısındaki tepede Liman ve Şahin Tepesi adlı balık lokantaları var. Şu ara istavrit ve mezgit yenebiliyor. Bir porsiyon ızgara balık 5 YTL. Tepeye iki dakikada çıkıp, hafifçe esen rüzgar ve ılık güneşin altında, bahçede bir masaya kurulduğunuzda, İğneada burnu ve deniz feneriyle çerçevelenen manzarayı, kendi gözlerinizle görmelisiniz. İğneada burnundaki sarp kayalıkların üstündeki deniz feneri de mutlaka görülmesi gerekenlerden. Akşamüstü, fenerin önündeki yeşil alanda bir örtü serip oturabilir, ufak çapta bir piknik de burada yapabilirsiniz.. Liman Restoran Tel: 0288 694 41 71
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst