Neler yeni

Welcome to SATBİL FORUM PAYLAŞIM

Join us now to get access to all our features. Once registered and logged in, you will be able to create topics, post replies to existing threads, give reputation to your fellow members, get your own private messenger, and so, so much more. It's also quick and totally free, so what are you waiting for?

Bir Satbil Forum Efsanesi

Satbil Reklam Alanı

Satbil Forum Reklam

Düş artık ülkücülerin yakasından

Turkiye-Sevd@lisi

New member
Local time
05:54
Katılım
6 Nisan 2007
Mesajlar
3,175
Tepkime puanı
25
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Ezanlarin Yukseldigi Minarelerden,Ay Yildizin Golg
MHP’nin son 11 yılını tahlil edelim;
1999 seçimlerinde parti yüzde 18’le meclise girdi bu meclis dönemi ülkücüler için tam bir fiyaskodur. Ülkücüler Devlet Bahçeli’nin liderliğinde bir koalisyon beklerken tam tersi oldu. Bülent Ecevit, Devlet Bahçeli’nin desteği ile Başbakan oldu. Ecevit’in Başbakanlığı’na Ecevit’in çantasını taşıyanlar tahammül etmezken Devlet Bahçeli sonuna kadar tahammül etti.
Yetmedi koca mecliste adam yokmuş gibi cumhurbaşkanlığına Ecevit’in tavsiyesiyle bir de cumhurbaşkanı bulundu. Bulunan Cumhurbaşkanı bir süre sonra Ecevit’in kafasına anayasa kitapçığı attı. Bu olay Türkiye Cumhuriyeti’nde en büyük ekonomik krizin oluşmasına sebep oldu.
Gene mecliste ekonomiden anlayan yokmuş gibi yetmişli yıllarda Ecevit’in danışmanlığını yapan Kemal Derviş Amerika’dan ithal edildi.
Kemal Derviş, krizin atlatılması için yüzlerce formül varken adeta koalisyonun dördüncü ortağı gibi hareket etmeye başladı. Bu süreç Türkiye’nin kırk adet bankasının batmasıyla sonuçlandı. O da yetmedi, Derviş önce partisini böldü, koalisyonu bozdu sonra da geldiği yere ödüllendirilerek döndü.
Sırf bu süreç bile Devlet Bahçeli’nin Türkiye’yi yönetme noktasında öngörüsünün, planının hazırlığının olmadığını tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Koalisyonun dağılma sürecinden sonra MHP liderliğinde bir başka koalisyon kurma şansı varken Devlet Bahçeli birden bire sürpriz bir şekilde erken seçim kararı aldı. Türkiye seçime iki ay geç gitse şimdi Başbakan olan Tayyip Erdoğan ekonomik suiistimalden muhtemelen cezaevinde olacaktı. Erken seçim kararı hukuk sürecinin işlemesini engelledi ve Tayyip Erdoğan Başbakan oldu. MHP de seçimde barajda kalarak meclis dışında kaldı.
Seçim akşamı Devlet Bahçeli başarısız olduğunu deklare ederek partiyi kongreye getireceğini ve bir daha aday olmayacağını açıkladı.
Bundan sonra garip bir süreç yaşanmaya başladı. Kongre sürecinde Devlet Bahçeli yeniden aday olarak bir liderde asla kabul edilemeyecek yalan söyleyen adam durumuna düştü. Genel başkanlığı bırakmadı. Bırakmadığı gibi karşısına aday çıkması muhtemel insanların aday olmasını da engelledi.
Hareketin mensupları imza toplayarak olağanüstü kongreye gitmek istedi. Devlet Bahçeli yaptığı basın toplantısında imzalar eksik kalırsa bizzat kendisinin eksik kalan imzaları tamamlayacağını da beyan etti. Bırakın eksik kalan imzaları tamamlamayı tamam olan imzaları inkâr ederek kongre sürecini engelledi. Gene hem ülkücülerin hem de kamuoyu nezdinde yalan söyleyen adam oldu. İmza verenlere de tasfiye etti.
Bu arada AKP de Türkiye’nin tüm birikimlerini kendi bakanlarının tabiriyle babalar gibi sattı. Kalan bankaların bir çoğu da AKP hükümetinin politikaları sonucu yabancılara satıldı.
Bu sürece tahammül edemeyen ülkücüler bağırlarına taş basarak yeniden kendilerini yırtarcasına çalışarak MHP’yi meclise taşıdılar.
Bu sefer ülkücülerin umutları geçen seferki yapılan hataların yapılmayacağı noktasındaydı.
Bir senelik süreç gösterdi ki Devlet Bahçeli ve yol arkadaşlarının tavırlarında en ufak bir değişiklik yok. Onlar ülkücüler gibi düşünmüyor. Ülkücüler de başta Devlet Bahçeli’nin ve parti üst yönetiminin düşüncelerini ve hareket tarzını tasvip etmiyor, bu manadaki şikâyetler Devlet Bahçeli ve üst yönetime iletildiği zaman Devlet Bahçeli’nin tavsiyesi partiyi terk edin başka yerde siyaset yapın şeklinde oluyor. Hâlbuki MHP ülkücülerin partisidir. Ülkü ocakları da ülkücülerin başta Başbuğ Alparslan Türkeş olmak üzere bin bir zorlukla kurduğu kurumlardır. Burada yapılması gereken ülkücülerin partiden ayrılması değil Bahçeli’nin kendi fikirlerini kabul edenlerle ayrılıp başka parti kurmasıdır.
Ülkücüler eli kanlı katil sürüsünün başının avukatıyla samimi irtibat kuran bir genel başkan İSTEMİYOR. Meclisdeki diğer parti başkanlarının tokalaşmadığı Ahmet Türk’le tokalaşan bir yönetim anlayışı İSTEMİYOR. Kısacası beraber olmak mecburiyetinde değiliz. Partimizin fikirlerin oluşmasında ve kurumlaşmasında sizden bin kat fazla ülkücülerin emeği var.
Sizi ömür boyu taşımak zorunda değiliz.
O zaman düşün ülkücülerin yakasından... Siz de kurtulun biz de kurtulalım...




[SIZE=+1]Asri Karaarslan UZUN [/SIZE]asrikaraarslanuzun@mynet.com
 

bymarti

New member
Local time
14:54
Katılım
4 Aralık 2006
Mesajlar
34
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
49
bu yönetim mhp yi bu seviyeden bie adım öteye taşıyamaz,
bu vizyon bahçelide yok.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst