Neler yeni

Welcome to SATBİL FORUM PAYLAŞIM

Join us now to get access to all our features. Once registered and logged in, you will be able to create topics, post replies to existing threads, give reputation to your fellow members, get your own private messenger, and so, so much more. It's also quick and totally free, so what are you waiting for?

Bir Satbil Forum Efsanesi

Satbil Reklam Alanı

Satbil Forum Reklam

Dualar

uzm@n

New member
Local time
09:17
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Cevşen duası hakkında

Sual: Daha çok Iraklı ve İranlı Şiilerin rağbet ettiği Cevşen duası hakkında bilgi verir misiniz?
CEVAP
Diyanet Ansiklopedisinin Cevşen maddesinde özetle diyor ki:

Farsça asıllı olduğu kabul edilen cevşen kelimesi sözlükte, "zırh, savaş elbisesi" anlamına gelmektedir. Terim olarak Şii kaynaklarında Ehl-i beyt tarikiyle Hz. Peygambere isnat edilip, Cevşen-i Kebir ve Cevşen-i Sagir denilen iki duanın ortak adıdır.

Cevşen-i Kebir: Anlatıldığına göre Asr-i saadette cereyan eden savaşların birinde (bir rivayette Uhud’da) muharebenin kızıştığı ve üzerindeki zırhın kendisini fazlasıyla sıktığı bir sırada, Hz.Peygamber ellerini açarak Allah’a dua etmiş, bunun üzerine gök kapıları açılarak Cebrail gelmiş ve, "Ya Resulullah, Rabbin sana selam ediyor ve üzerindeki zırhı çıkarıp bu duayı okumanı istiyor. Bu dua hem sana hem de ümmetine zırhtan daha sağlam bir emniyet sağlayacaktır" demiştir.

Olayla ilgili Şii kaynaklarına göre Allah Cevşen-i Kebiri dünyayı yaratmadan 50 bin yıl önce arşa yazmıştır. Bu duayı okuyan veya yazılı olarak üzerinde bulunduran kimse, dünyada her türlü beladan, afet, hastalık, yangın ve soygundan korunduğu gibi Allah ile kendisi arasında perde kalmaz ve bütün istekleri yerine getirilir. Cevşen-i Kebir ile Allah’a münacatta bulunan kimseye, Bedir şehidleri derecesinde 900 bin şehid sevabı verilir. Bu duayı kefeninin üzerine yazan mümin ise azap görmez.

Onu okuyan kimse, dört semavi kitabı okumuş gibi olur, her harfi için kendine Cennette iki ev ile iki zevce verilir, ayrıca insan ve cinlerden olan bütün müminlerinki kadar sevap kazanır, asla Cehenneme girmez. Cebrail, Hz.Peygamberden duayı kâfirlere öğretmemesini, sadece mümin ve takva sahibi kişilere tâlim etmesini istemiştir. Kefenlere de yazılmış, Cevşen-i Kebir özellikle Şii dünyasında oldukça rağbet görmüş, gerek müstakil olarak gerekse çeşitli dua mecmuaları içinde birçok defa basılmıştır Cevşenin Şii dünyasında bu derece rağbet görmesinde, Ehl-i beyt tarikiyle rivayet edilmiş olmasının yanında, faziletleriyle ilgili haberlerin de büyük etkisi olmuştur. Dua, Şia bölgelerinde özel matbaalarca kefen üzerine yazılmakta ve cenazenin kefenlenmesinde kullanılmaktadır.

Cevşen-i Kebir Türkiye’deki bazı Sünni müslümanlar arasında da ilgiyle karşılanmıştır. Duayı, A. Z. Gümüşhanevi, tarikatla ilgili Mecmuatül-ahzab adlı eserinde nakletmiş, daha sonra özellikle Risale-i Nur cemaati tarafından müstakil olarak birçok defa basılmış ve Türkçe’ye de tercümeleri yapılmıştır. Ayrıca Şii kaynaklarında zikredilen metinle bu eserlerdeki metin arasında bazı eksiklik veya fazlalıklar göze çarpmaktadır. Cevşen-i Kebir diye bilinen ve Musa el-Kazımdan itibaren imamlar yoluyla Hz. Peygambere nispet edilmiş bir hadis olarak rivayet edilen, yaklaşık 15 sayfalık metnin sahih olması mümkün görünmemektedir. Zira bu metin, bilinen bir olayı, bir kıssayı veya tarihi bir vakayı anlatan, hafızada tutulması kolay metinlerden farklı olarak, her kelime ve cümlesinin büyük bir titizlikle raptedilip tekrarlanması, Hz. Peygamberden alınıp rivayet edilmesi imkansız denecek kadar güçtür.

Duanın Sünni hadis mecmualarında yer almaması, ayrıca Şii hadis külliyatının ana kaynağı durumundaki Kütüb-i erbeada da bulunmaması, sadece dua mecmuaları gibi ikinci derecede kitaplarda mevcut olması da bu görüşü desteklemektedir.

Cevşen sahih değildir
Cevşenin faziletleriyle ilgili olarak nakledilenlere gelince, Allah’ın insana verdiği imkan ve yetenekler, ona tanıdığı haklar ve yüklediği görevler karşısında kişinin bir duayı okumakla dünya ve ahiretin bütün kötülüklerinden korunup mutluluğa erişmesi, İslamiyet açısından, hatta bütün semavi dinler bakımından mümkün değildir. Ayrıca her bölümünde tevhidi vurgulayan ve yoğun kudsi duygularla örülmüş bulunan bir duanın iman etmeyenler tarafından okunmasının ne anlamı var ki, Cebrail bu konuda Hz. Peygamberi uyarmış olsun. Kaldı ki bu dua, herkesin vakıf olabileceği bir açıklıkla literatüre geçtiğine göre, gizli tutulması da fiilen imkansızdır. (Cevşen maddesi s.462-464)

Diyanet Ansiklopedisi’ndeki bu bilgiye göre, Cevşen duasının Ehl-i sünnet kaynaklarında bulunmaması ve fazileti ile ilgili rivayetlerin İslamiyet inançlarına aykırı bulunması, Şiilerce muteber kabul edilen Kütüb-i erbeada bulunmaması da, bunun sahih olmadığını göstermektedir.

Bu duayı üstünde taşıyanın asla Cehenneme girmemesi de, ilim ile bağdaşmayan bir ifadedir. Çünkü hepsinden kıymetli olan Mushaf’ı [Kur’an-ı kerimi] bile üstünde taşıyan kâfir, Cehennemden kurtulamaz.

Kefene mübarek isimlerin, yazıların yazılmasını, irin, kan gibi necasetin içine bulaşacağı için, Ehl-i sünnet âlimleri uygun bulmamıştır.

Şiiler, Cevşeni savaşlarda kullanmışlarsa da, bir faydasını görmemişlerdir. Mesela Irak-İran harbinde ölen Iraklı Şii askerlerle, İranlı Şii askerlerin üstlerinde cevşen duası bulunmuştur. Ayrıca üzerinde cevşen olduğu halde kaza geçiren çok kimse görülmüştür.
 

uzm@n

New member
Local time
09:17
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Cuma günü ve gecesi ne okumalı

Sual: Cuma günü ve gecesinde neler okunması iyidir?
CEVAP
Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Cuma gecesi Kehf suresi okuyan, Kıyamette, yerden göğe kadar bir nurla aydınlanır. İki Cuma arasında işlediği günahlar da affolur.) [Tergib]

(Cuma günü 80 salevat getirenin, 80 yıllık günahı affolur.)
[Dare Kutni]
(Cuma günü veya gecesi Duhan suresini okuyana Cennette bir köşk ihsan edilir.) [Taberani]

(Cuma gecesi Yasin suresini okuyanın, günahları affedilir.)
[İsfehani]
(Cuma günü gusledenin günahları affolur.) [Taberani]

(Cuma günü sabah namazından önce, "Estağfirullahelazim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh" okuyanın, deniz köpüğü kadar da olsa günahları affolur.)
[İbni Sünni]

(Cuma namazından sonra, yedi defa ihlas ve muavvizeteyn okuyanı, Allahü teâlâ, bir hafta, kazadan, beladan, kötü işlerden korur.)
[İ.Sünni]
 

uzm@n

New member
Local time
09:17
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Dilek duası denen hurafe

Sual: Dilek duası denen bir mektup, 1984 yılında Amerika’da bulunmuş. Eline geçip 7 kişiye gönderen zengin olmuş. Göndermeyenin başına felaket gelmiş. Aslı var mı?
CEVAP
Bir hıristiyan hurafesidir. Müslümanlar arasında da bu tür hurafeleri yaymak istiyorlar. Elimize geçince imha etmeli, başkalarına göndermemeli. Bunların uydurduğu hurafeler hakkında, Büyü Sihir ve Bâtıl İnançlar maddesinde bilgi var.
 

uzm@n

New member
Local time
09:17
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Doğumun rahat ve kolay olması için

Sual: Doğumun rahat ve kolay olması için dua var mı?
CEVAP
Çocuğun rahat doğması için Abdullah ibni Abbas buyurdu ki:
Bir tas, tabak içine (Bismillahillezi la ilahe illa huv El-Halim-ül Kerim. Sübhane Rabbil Arş-ilazim Elhamdülillahi Rabbil âlemin) ve sonra Naziat suresinin son âyetini ve Ke-ennehümden itibaren Ahkaf suresinin son âyetini İslam harfleri ile yazıp, eritip anasına içirmelidir. (Bostan-ül-arifin)

Kağıda yazıp suya batırılırsa suyunu içmek de aynıdır. Fotokopi çekerek suya batırmakla da olur.
 

uzm@n

New member
Local time
09:17
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Dua âyetleri

Sual: Dua âyetlerinin mealleri ile dua etmek caiz ise, birkaç dua âyeti meali yazar mısınız?
CEVAP
Dua âyetlerinin mealleri ile de dua etmek caizdir. Ancak mealleri, tam tercüme edilemediğinden pek hoş olmuyor. Dua âyetlerinden birkaçının meali şöyledir:

Ey Rabbimiz bize dünya ve ahirette iyilik ver, bizi Cehennem azabından koru! (Bekara 201)

Ey Rabbimiz bize sabır, cesaret ve sebat ver, kâfirlere karşı bize yardım et! (Bekara 250)

Ey Rabbimiz, unutur veya hataya düşersek bizi sorumlu tutma, bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme! Ey Rabbimiz, bize gücümüzün yetmediği işleri de yükleme, bizi affet, bizi bağışla, bize acı, sen bizim Mevlâmızsın. Kâfirlere karşı bize yardım et! (Bekara 286)

Ey Rabbimiz, bizi doğru yola ilettikten sonra kalblerimizi kaydırma! [bizi sapıtma] Bize, tarafından rahmet bağışla! Lütfu en bol olan sensin. (Al-i İmran 8)

Ey Rabbimiz, iman ettik; günahlarımızı bağışla, bizi Cehennem azabından koru. (Al-i İmran 16)

Ey Rabbimiz, günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlığı bağışla; ayaklarımızı [yolunda] sabit kıl; kâfirlere karşı bizi muzaffer eyle! (Al-i İmran 147)

Ey Rabbimiz, "Rabbinize inanın" diyen davetçiyi [Peygamberi] işittik, hemen iman ettik. Artık bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört, ruhumuzu iyilerle beraber al! Ey Rabbimiz, bize, Peygamberlerin vasıtasıyla vaad ettiklerini de ikram et ve kıyamette bizi rezil-rüsvay etme; şüphesiz sen vaadinden caymazsın. (Al-i İmran 193-194)

Ey Rabbimiz, bize çok sabır ver, müslüman olarak canımızı al! (Araf 126)

Ey Rabbim, beni ve neslimi namazı devamlı kılanlardan eyle; duamı kabul et, kıyamette hesap olunacağı gün beni, ana-babamı ve müminleri bağışla! (İbrahim 40-41)

Ey Rabbim, bana hikmet ver ve beni salihler arasına kat! (Şuara 83)
 

uzm@n

New member
Local time
09:17
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Dua boşa gitmez

Sual: Allahü teâlâ, Mümin suresinin 60. âyetinde (Dua edin, kabul edeyim) buyuruyor. Ama benim dualarım hep boşa gidiyor. Bunun sebebi nedir?
CEVAP
Hayır dua boşa gitmez. İki hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Rabbiniz, elbette hayâ ve kerem sahibidir. Kulları ellerini kaldırıp bir şey istedikleri zaman, onların ellerini boş çevirmekten hayâ eder.) [Tirmizi, Ebu Davud]

(Allahü teâlâ buyurdu ki: Ey insanoğlu, bana ortak koşmadan kulluk edersen, amelinin karşılığını veririm. Dua istemek senden, kabul edip vermek de bendendir.)
[Taberani]

Allahü teâlâ, (Duanızı kabul ederim, elinizi boş çevirmem) buyuruyor. Demek ki boşa gitmiyor. Ama bizim isteğimiz olmayınca boşa gittiğini sanıyoruz. Kitaplarda diyor ki:
Dua sebebiyle ya günahlar affolur, ya gelecek bir bela önlenir, ya mevcut bir bela kalkar, yahut ahirette büyük sevaba kavuşulur. (Şir’a)

Demek ki, dua sayesinde, günahlarımız affediliyor, gelecek bir bela önlenmiş oluyor, mevcut bir bela veya dert kalkıyor yahut dua sebebiyle sevaplara kavuşuyoruz. İki hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Dua eden, üç şeyden hali değildir: Ya günahı affolur veya hemen hayırlı karşılığını görür, yahut ahirette mükafatını bulur.) [Deylemi]

(Kul bir dua ettiği zaman, isteği yerine gelmezse ona bir hasene
[sevap] yazılır.) [Dare Kutni]

Geciken dua da olur elbette. Onun da hikmetleri vardır. Bir hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Mümin dua ettiği zaman, Allahü teâlâ, Cebrail aleyhisselama, "İsteğini hemen yapma, ben onun sesini seviyorum" buyurur. Facir dua edince de, "Bunun isteğini hemen yerine getir, ben onun sesini sevmiyorum" buyurur.) [İbni Neccar]

Cenab-ı hak duanın kabulünü geciktirince de çok nimet verecek demektir. Onun için acele edip duam niye kabul olmuyor dememelidir. Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Biriniz acele edip de “Benim duam kabul olmadı” demedikçe duası kabul edilir.) [Buhari]
 

uzm@n

New member
Local time
09:17
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Dua eden sevgili kuldur

Mesnevi’de deniyor ki:
Adamın birisi, her gece kalkıp namaz kılıyor, Allah’ı anıyor, Ona dua ediyor, yalvarıp yakarıyordu. Şeytan ona bir gün vesvese verir: “Ey ahmak kişi, her gece, Allah demenin, Onu zikretmenin ne anlamı var ki? Sabaha kadar uykusuz kalıp yalvarıyorsun, bütün kapılar yüzüne kapalıdır. Sana,”Ne istiyorsun” diyen var mı? Şimdiye kadar bir kapı açıldı mı? Buyur eden oldu mu? İstenmeyen yere gidilir mi? Allah senin bu yalvarıp yakarmana önem verseydi dileklerini kabul ederdi, bir cevap verirdi. Boşuna kürek çekip durma.”

Adam, kendine gelen bu düşünceyi doğru bulup gönlü kırıldı, başını yere koyup zikretmeden hüzün içinde uyudu. Rüyasında ona, ”Neden Allah’ı zikretmeden uyudun bugün?” dendi. Adam, “Yalvarıp çağırmalarıma bir cevap gelmiyor ki... Kapıdan kovulduğumu anladığım için artık o kapıyı çalmıyorum” dedi. Adama şöyle dendi: (Senin Allah demen, Onun kabul etmesi, Buyur demesi sayesindedir. Senin yalvarışın, Allah'ın senin ruhuna duyurmasındandır. Senin gayretlerin, Allah'ın seni kendine yaklaştırmasındandır. Senin korkun, sevgin, ümidin, Allah’ın lütfu iledir. Senin her “Ya Rabbi” demenin altında, Allah’ın “Buyur kulum” demesi vardır. Gafilin, cahilin gönlü bu duadan uzaktır. Gafiller dua edemez. Çünkü, Ya Rabbi“ demeye güç yetiremez. Onun ağzında da, dilinde de kilit vardır. Dert içinde iken de ağlayıp sızlayamaz. Allah ona dert, ağrı, sızı, gam, keder vermez. Verse de o doktor der, Allah diyemez. Artık anla ki, Allah’a dua etmeni, Onu çağırmanı sağlayan dert, dünya saltanatından daha iyidir. Dertsiz dua soğuktur. Dertliyken yapılan dua ise gönülden kopup gelir, makbuldür.)

Adam rüyadan uyanınca, sevinir ve yeniden dua etmeye başlar ve muradına kavuşur. Günahkâr müslümanın duası, kabule şayan değilse de, cenab-ı Hak, dua edenin elini boş çevirmez. Dua sebebiyle ya günahlar affolur, ya gelecek bir bela önlenir, ya mevcut bir bela kalkar, yahut ahirette büyük sevaba kavuşulur.

Günah içinde yüzen bir kimsenin dünya işleri ile ilgili duasının kabul olması, isteklerine kavuşması, onun aleyhine olur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Mümin dua ettiği zaman, Allahü teâlâ, Cebrail aleyhisselama, "İsteğini hemen yapma, ben onun sesini seviyorum" buyurur. Günahkâr dua edince de, "Bunun isteğini hemen yerine getir, ben onun sesini sevmiyorum" buyurur.) [İbni Neccar]

Kâfirin yaptığı duanın hemen kabul olmasını, müminin duasının gecikmesini merak eden meleklere Allahü teâlâ buyuruyor ki:
(Ben kâfire ve sesine gazap ederim. Beni anmasın, bana dua etmesin diye hemen isteğini veririm. Mümini ve yalvarmasını severim. Benden ve beni anmaktan uzak durmaması için isteklerini geciktiririm.) [Ramuz]

Namaz kılıp da Ya Rabbi diyen kuluna, Allahü teâlâ, (Lebbeyk = Söyle yapılsın) buyuruyor. Namaz kılmayan kimseye, böyle söylemez. Onun duası kabul olunacak yere getirilmez.
 

uzm@n

New member
Local time
09:17
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Dua ederken evliyayı vasıta etmek

Sual: Dua ederken evliyayı vasıta etmek caiz midir?
CEVAP
Caizdir ve iyi olur. Mesela sabah ve yatsı namazından sonra büyük âlimlerin [mesela silsile-i aliyyenin] isimlerini, sonra Fatiha okuyarak ruhlarına gönderip, onları vesile ederek yapılan duanın kabul olduğu tecrübe edilmiştir. (Fevaid-i Osmaniyye)

Sual:
Vefat eden evliyadan nasıl yardım istenir?
CEVAP
Onun büyüklüğüne inanmak ve onun yolunda olmak gerekir. Ruhuna Yasin-i şerif veya üç İhlas, bir Fatiha okuyup hediye edilir. Sonra hiçbir şey düşünmeden saygı ve tevazu ile ismini söyleyerek tavassut etmesi için yalvarılır.
 

uzm@n

New member
Local time
09:17
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Dua ederken göğe bakmak

Sual: Dua ederken göğe bakmakta mahzur var mı?
CEVAP
Dua ederken başı yukarı kaldırmak doğru değildir. Allahü teâlâ mekandan münezzehtir. Bazı bid’at ehli gibi, hâşâ, Allahü teâlâyı gökte sanmak çok tehlikelidir.

Buhari’nin rivayet ettiği bir hadis-i şerifte, namaz kılarken de göğe bakmak şiddetle men edilmiştir. (El-Envar)
 

uzm@n

New member
Local time
09:17
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Dua etme arzusu olunca

Sual: Bazen içimde dua etme arzusu doğuyor. Her seferinde dua etmemde mahzur var mıdır?
CEVAP
Dua etmekte mahzur olmaz. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
İstemek, kavuşmanın müjdecisidir. Yanıp yakılmak da, kavuşmanın başlangıcı demektir. Büyükler (Vermek istemeseydi, istek vermezdi) buyuruyor. (m.61)

Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Dua etme arzusu gelince, dua edin. Çünkü bu, duanın kabul olacağına alamettir.)
[Tirmizi]
(Allahü teâlâ birine dua etmesini takdir etmişse, kabul etmeyi de takdir etmiştir.) [Ebu Nuaym]
 

uzm@n

New member
Local time
09:17
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Dua niçin kabul olmaz


Sual: Dualar niçin kabul olmaz?

CEVAP
Şartlarına uygunsa dua kabul olur. Hadis-i şerifte, (Rabbiniz kerimdir, kendine açılan eli boş çevirmekten haya eder, edilen duayı kabul eder) buyuruldu. (Tirmizi)

Duanın kabul olması için bazı hususlara dikkat etmek gerekir. Sebeplere yapışmadan istemek kuru bir temennidir.Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Çalışmadan dua eden, silahsız harbe giden gibidir.) [Deylemi]

Yapılacak işlerden bazıları şöyledir:
Önce günahlara tevbe etmeli, istiğfar okumalı, sadaka vermeli, imanını düzeltmeli, duanın kabul olacağına inanmalı, iki diz üzerine kıbleye karşı oturup, duaya başlarken, Sübhane Rabbiyel aliyyil a’lel vehhab demeli, euzü besmele çekip hamd ve salevat okumalı, duayı üçten fazla söylemeli! Kabul olmadı diyerek ümit kesmemeli, kabul olana kadar uzun zaman tekrar etmelidir! (Feraid)

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Siz, kabul edileceğine yakînen inanarak, Allah’a dua ediniz. Allahü teâlâyı unutarak, gafletle edilen dua kabul olmaz.) [Tirmizi]

(Emr-i marufu bırakırsanız dualarınız kabul olmaz.)
[Bezzar]
(Bid'at ehlinin duası ve ibadetleri kabul olmaz.) [Deylemi]
(Kızını fasıkla evlendirenin duası kabul olmaz.) [Şir’a]

Farzları yapmayanın, mesela namaz kılmayanın duası kabul olmaz. Haramlardan sakınmayanın duası kabul olmaz. Ebülleys-i Semerkandi hazretleri, (Haram yiyenin, gıybet edenin ve haset edenin duası kabul olmaz) buyuruyor. Hadis-i şerifte de, (Duanın kabul olması için, yenilen ve giyilen helal olmalıdır) buyuruluyor. (Tergib-üs-salât)

İhlaslı ve salih olmaya çalışmalı. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(İhlaslı olarak dua edin!) [Mümin 14, 65]
(Allahü teâlâ, ancak takva sahiplerinin [salihlerin amellerini, dualarını] kabul eder.) [Maide 27]

Evliyayı vesile ederek, dua etmeli. Buhari’deki hadis-i şerifte, duanın kabul olması için, Peygamberleri ve salihleri vesile etmek gerektiği bildirilmektedir. (Hısn-ül-hasin)

Mesela silsile-i aliyyenin isimleri okunup onların hürmetine dua edilmeli.
Din kardeşine gıyabında dua etmeli.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Müminin din kardeşi için, arkasından yaptığı hayır dua kabul olur. Bir melek, Allah bu iyiliği sana da versin der. Meleğin duası reddedilmez.) [İbni Ebi Şeybe]

Beş vakit namazı doğru ve severek kılmalı ve sonra dua etmeli. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Beş vakit namazlardan sonra yapılan dua kabul olur.) [Buhari]

Yine hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ buyuruyor ki: büyüklenmeyen, gününü Allah’ı anmakla geçiren,
[Allah’ın razı olduğu işleri yapan] günahta ısrar etmeyip istiğfar eden, aç doyuran, garibi koruyan, küçüğe merhamet, büyüğe saygı gösterenlerin namazlarını kabul ederim. Böyle bir kimselerin istediklerini veririm, dua ederlerse, dualarını kabul ederim.) [Darekutni]

(Gizli-açık çok sadaka verin ki rızkınız bollaşsın, yardıma mazhar olasınız ve duanız kabul edilsin.)
[İbni Mace]

(Allahü teâlâ, duanızı kabul eder. Dua ettim, hâlâ duam kabul olmadı diye acele etmeyiniz! Allah’tan çok isteyiniz! Çünkü kerem sahibinden istiyorsunuz.)
[Buhari]

(Kim, Yunus aleyhisselamın balığın karnında iken ettiği duayı okursa, duası kabul olur.)
[Tirmizi]

(Birinize dert ve bela gelince, Yunus Peygamberin duasını okusun! Allahü teâlâ onu muhakkak kurtarır. Dua şudur: “La ilahe illa ente sübhaneke inni küntü minezzalimin”)
[Tirmizi]

(Duasının kabul olmasını isteyen, darda kalanı ferahlandırsın!)
[İbni Ebiddünya]

(İstiğfara devam eden, her türlü sıkıntıdan ve geçim darlığından kurtulur, ferahlığa çıkar, ummadığı yerden rızka kavuşur.)
[Nesai]

(Sıkıntılı iken duasının kabul edilmesini isteyen kimse, refahta iken çok dua etsin!)
[Tirmizi]

(Sıkıntılı veya borçlu bir kimse, bin kere "La havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim" derse, Allahü teâlâ işini kolaylaştırır.)
[Şir’a]

Sual:
Evlilik için dua ettim, kabul olmadı. Sebebi nedir?
CEVAP
Evlenmeyi istemek normaldir. Ancak her evlilik mutlaka hayırlı olur mu? Çok az da olsa, evlilik bir kimsenin dünya ve ahiret felaketine sebep olabilir. Ne olursa olsun evlenmeyi değil de, mutlaka hayırlı olanını istemelidir. Hayırsız bir evlilik yerine bekârlığı tercih etmelidir!

Esas hayat, ahiret hayatıdır. Muhteşem bir hayat sürülse de, dünya geçicidir. Akıllı, ahiretini düşünüp, (Ya Rabbi evlilik hakkımda hayırlı ise nasip et) diye dua eder. Kur'an-ı kerimde, (Dua edin, duanızı kabul ederim), hadis-i şerifte ise (Rabbiniz kerimdir, kendine açılan eli boş çevirmekten haya eder) buyuruldu. (Tirmizi)

(Duam kabul olmadı) demek yanlıştır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Dua edenin ya günahı affolur veya hemen hayırlı karşılığını görür, yahut ahirette mükafatını bulur.) [Deylemi]

Allahü teâlâ, Kıyamette, duası dünyada kabul edilmeyen kula (Dünyada ettiğin duana karşılık şu sevapları veriyorum) buyuracak, o kadar çok sevap verecek ki, o kimse, (Keşke dünyada hiçbir duam kabul edilmeseydi) diyecektir. (T.Gafilin)

Allahü teâlâ, dua edeni sever, dua etmeyene gazap eder. Dua müminin silahı, dinin temel direklerinden biridir. Duanın faydaları çoktur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Dua, işlenen günahlara kefarettir.) [İbni Hibban]
(Dua, bela gelirken korur.) [Şir’a]

Allahü teâlâ, isteyene verir. Dua etmenin, istemenin de şartları vardır. Bu şartlara riayet eden arzusuna kavuşur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, sabra gayret edeni muvaffak kılar, iffet talep edeni de iffetli, istigna edeni de gani kılar.) [Hakim]

(Hayır isteyen hayra kavuşur. Şerden sakınan da korunmuş olur.)
[Hatib]

Demek ki, sabreden başarır, namuslu olmak isteyen ve insanlara muhtaç olmak istemeyen arzusuna kavuşur. Arayan Mevlasını, azan belasını bulur.
 

uzm@n

New member
Local time
09:17
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Dua okumakla fakirlikten kurtulmak

Sual: (Şu duayı okuyan fakirlikten kurtulur) deniyor. Dua okumakla fakirlikten nasıl kurtulunur?
CEVAP
Dinimiz çalışarak kazanmayı emretmektedir. Hz.Ömer, (Çalışın, kazanın, çalışmadan rızık beklemeyin! Allahü teâlâ gökten para yağdırmaz) buyurdu. Hz.Lokman Hakim de, (Çalışmayıp muhtaç olanın dini ve aklı noksandır) buyurdu.

Rızık için endişe etmemeli! Kur'an-ı kerimde, (Her canlının rızkı Allah’a aittir) buyuruldu. (Hud 6) Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(En güzel rızık, helale, harama dikkat edilerek alın teri ile kazanılandır.) [Nesai]
(İbadet on kısımdır, dokuzu çalışıp helal kazanmaktır.) [Deylemi]

(Rızık için üzülme, takdir edilen rızık seni bulur.)
[İsfehani]
(Çalışıp kazanmak her müslümana farzdır.) [Taberani]

(Çalışmayıp kendini sadaka isteyecek hale düşüren 70 şeye muhtaç olur.)
[Tirmizi]
(Ana-babaya, evlada bakmak, kimseye muhtaç olmamak için çalışmak cihaddır.) [İ.Asakir]
(İhtiyacını halka açan, ihtiyaçtan kurtulamaz. Allah’a arz eden, ihtiyaçtan kurtulur.) [Hakim]

Şu duayı okuyan fakirlikten kurtulur demek, o dua kabul olmuşsa, ona bir çalışma kapısı açılır veya ummadığı yerden rızka kavuşur demektir. Hastalığı için dua eden de şifaya sebep olan ilaca veya başka bir sebeple sıhhate kavuşur. Çalışmak rızkı artırmaz. Rızkı veren Allahü teâlâdır. Çalışmak sebebe yapışmaktır. Sebeplere yapışmak sünnettir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ömrüm uzun, rızkım bol olsun diyen, akrabasını ziyaret etsin, görüp gözetsin!) [İ. Ahmed]
(Sabah uykusu rızka manidir.) [Beyheki]

(Allah korkusunu sermaye edinen, rızka ticaretsiz ve sermayesiz kavuşur. Kur'an-ı kerimde,
"Kim Allah’tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu ihsan eder ve rızkını ummadığı yerden gönderir" buyuruldu.) [Talak 2, 3 - Taberani]

(Eve girerken
"İhlas" suresini okuyan, fakirlik görmez.) [T.Kurtubi]

(Sıkıntıya düşen veya borçlanan, bin kere
"La havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim" derse, Allahü teâlâ işini kolaylaştırır.) [Şir’a]

(Günde yüz kere,
La ilahe illallah, el-melikül hakkul mübin, Muhammedün Resulullah, sadikul vâdül emin diyen, fakirleşmez, zenginleşir, kabirde kendisine yoldaş olur, Cennetin kapısını da açmış olur.) [Hatib]

(Rızka kavuşan çok hamd etsin! Rızkı azalan istiğfar etsin!)
[Hatib]
(Hamd; "Elhamdülillah", İstiğfar; "Estağfirullah" demektir. İstiğfar etmek, günahların affına sebep olan iyilikleri yapmaktır.)

Çocuklarının geçimi için sıkıntı çeken birine, Peygamber efendimiz, (Neden istiğfar etmiyorsun? Ben günde yüz defa istiğfar ederim) buyurdu. Hasan-ı Basri hazretlerine, kıtlık, fakirlik, çocuksuzluktan şikayette bulunuldu. Hepsine de istiğfar etmesini söyledi. Sebebi sorulunca, Nuh suresinden şu mealdeki âyet-i kerimeleri okudu:
(Çok affedici olan Rabbinize istiğfar edin ki, gökten bol yağmur indirsin; size, mal ve oğullar ile yardım etsin, sizin için bahçeler, ırmaklar versin.) [Nuh 10-12]

İstiğfar edileceği zaman yüz defa (Estağfirullahelazim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh) demeli ve manasını düşünmelidir! Manası şöyledir: (Kendisinden başka ilâh bulunmayan hay, kayyum ve azim olan Allah’a istiğfar eder, günahlarıma pişman olup Ona sığınırım.) [Azim, zatı ve sıfatları kemalde, Hay, ezeli ve ebedi bir hayatla diri olan, Kayyum, zatı ile kaim olan, yarattığı her şeyi varlıkta durduran demektir.]

Borçtan kurtulmak için, (Allahümme ekfini bihelâlike an haramike ve agnini bi fadlike ammen sivâke) duasını okumalı.

Hadis-i şerifte, (Ya Muaz, şu duayı okursan, dağ gibi borcun olsa da, Allah ödetmeyi nasip eder) buyuruldu. Al-i imran suresinin 26. âyeti okunduktan sonra, şu dua okunur: Ya Rahmâneddünyâ vel âhireti ve rahimehümâ tu’ti minhümâ mâ teşâü ve temne’u mâ teşâü ferhamni rahmeten tugni bihâ an rahmeti men sivâke. Allahümmekdi anni deyni. (Hakim)

Her türlü tedbire rağmen, zengin olamayan da, haline şükretmeli, fakirliğe sabretmelidir. Çünkü hadis-i şerifte (Fakirlik, dünyada kusur ise de, ahirette süstür) buyuruldu. Bir kişi "Ya Resulallah! Vallahi seni seviyorum" dedi, bunu üç kere tekrar etti. Resulullah efendimiz, ona (Beni seven, fakirlik için bir zırh hazırlasın. Çünkü beni sevene fakirlik, dağın tepesinden inen selden daha süratli gelir) buyurdu.

Mal ne kadar çok olursa hesabı vardır, haramdan kazanılmışsa azabı vardır. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(O gün, size verilen her nimetten sorguya çekileceksiniz.) [Tekasür 8]
 

uzm@n

New member
Local time
09:17
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Dua, ölü-diri herkese fayda verir


Amel defteri kapanmaz
Sual:
Bazı kimseler, (Ölmüş olan birinin amel defteri kapandığına göre, onun için dua etmenin, sadaka vermenin, kurban kesmenin, Fatiha okumanın veya dua etmenin ne faydası vardır?) diyorlar. İnsan ölünce amel defteri kapanır mı?
CEVAP
Her gün dinin bir emrini tenkit ederek, sorgulayarak, Müslümanları dinimizden soğutmaya çalışıyorlar. Bir kimse ölünce amel defteri kapanmaz. Yani ona sevap gönderilmezse sevap alamaz. Gönderen olursa alır. Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bir mümin vefat edince her ameli kesilir. Yalnız üç amelinin sevabı, amel defterine yazılmaya devam eder. Bunlar, sadaka-i cariyelerinin, faydalı kitaplarının ve salih çocuklarının kendisi için ettikleri dua ve istiğfarların sevaplarıdır.) [Ebuşşeyh]

Bu hadis-i şerif amel defterinin kapanmadığını gösteriyor. Burada bildirilen üç amel nedir?
Sadaka-i cariye, devam eden hayır hasenat demektir. Cami, çeşme yol yapmak, ağaç dikmek, mektep yapmak, su kanalları yapmak gibi, insanlara faydası dokunan bütün işlerdir. Bunlar ise sayılmayacak kadar çoktur.

Faydalı eser bırakmak
, dinimize dünyamıza faydalı olan her eser buna dahildir. Fıkıh kitabı, tefsir kitabı, ilmihal kitabı, tıp kitabı, fizik, kimya kitabı faydalı kitaplardandır. Kasetler, CD’ler, filmler faydalı olmak şartı ile hepsi sadaka-i cariye hükmündedir. Faydalı bir radyo, faydalı televizyon, faydalı gazete, faydalı dergi, faydalı bir internet sitesi gibi her çeşit yayın, sadaka-i cariyeye dahildir.

Salih çocukların duası ve istiğfarları
, birer sadaka-i cariyedir. Yani ana babanın defterine hep sevap yazılmasına sebep olurlar. Çocuklar, ölmüş ana babaları için, kurban keserse, Fatiha okursa, sadaka verirse, yemek yedirirse, yahut dua ederse ana babasının günahları affolur, amel defterlerine sevap yazılır. Mesela İbrahim aleyhisselam (Ey Rabbimiz, [Kıyamette] hesaba çekildiği gün, beni, ana-babamı ve bütün müminleri mağfiret et) diye dua etmiştir. (İbrahim 41)

Bu âyet-i kerimede bir müminin duası ile diğer müminlerin günahları affediliyor ki, böyle dua edilmesi emredilmiştir. Duanın fazileti hakkındaki hadis-i şeriflerden birkaçı şöyledir:
(Dua, ibadettir.) [Tirmizi, Nesai]
(Ölmüş ana-baban için dua ve istiğfar et!) [İbni Mace]

(Dirilerin de ölülere hediyesi, onlar için dua ve istiğfar etmektir.)
[Deylemi]
(Defnedilen kardeşiniz, şimdi sorguya çekiliyor, ona dua edin!) [Ebu Davud]
(Cenaze namazında, üç saf cemaat bulunan mümin, Cennete girer.) [Tirmizi]

(Kırk müslüman, bir müminin cenazesinde bulunup onun affı için dua ederlerse, duaları kabul olur.)
[Müslim]

Ölü için dua edilir, Kur'an-ı kerim okunur, sadaka verilir. Sadece onlar için namaz kılınmaz ve oruç tutulmaz; fakat bunların sevapları bağışlanır. Tahtavi haşiyesinde buyuruluyor ki:
(Bir kimsenin, kaza edemediği namazlarının iskatının yapılması için bütün âlimlerin sözbirliği vardır. Namazın iskatı olmaz demek çok yanlıştır. Çünkü bu hususta mezheplerin icmaı vardır. [Nesai’deki] hadis-i şerifte (Bir kimse, başkası yerine oruç tutamaz ve namaz kılamaz. Ama onun orucu ve namazı için fakir doyurur) buyuruldu.) [s.356]

Nimet-i İslam
’daki bu hadis-i şerif, Dürer’de de mevcuttur.

Oruç, namaz, sadaka ve diğer ibadetlerin sevabını başkalarına bağışlamak caizdir. (Hidaye)

Tatarhaniyye
fetva kitabında (Sadaka veren kimse, sevabının bütün müminlere verilmesi için niyet ederse, kendi sevabından hiç azalmadan, bütün müminlere de sevabı erişir. Ehl-i sünnet mezhebi böyledir) buyuruldu. (Redd-ül Muhtar)

Ölüye sevap günah yazılması
Ölenin ameli kesilir. Ama iyi veya kötü çığır açanların ve sadak-i cariye bırakanların ameli kesilmez. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Dinimizde iyi bir çığır açana, bunun sevabı ile bununla amel edenlerin sevabı verilir, o çığırda [o yolda] gidenlerin sevabından da hiçbir şey eksilmez. Dinimizde kötü bir çığır açana da, bunun günahı ile, bununla amel edenlerin günahı verilir, o kötü yolda gidenlerin günahından da hiçbir şey eksilmez.) [Müslim]

(İyi işe vesile olan, hayatında da, öldükten sonra da o işi yapanlar kadar sevap kazanır. Kötü işe ön ayak olana da, bu iş terk edilinceye kadar, bunun günahı yazılır.)
[Taberani]

(Mümin öldükten sonra, yedi amelinin sevabı kabrinde de defterine yazılır. Bunlar: İlim öğretmek, çeşme yapmak, su kuyusu kazmak, meyve ağacı dikmek, cami yaptırmak, Mushaf bırakmak, Ölümden sonra kendine istiğfar edecek salih evlat bırakmak.)
[Ebu Davud]

(Anası babası vefat ettikten sonra onlar namına hac edene Cehennemden azatlık yazılır ve onların ecrinden bir noksanlık olmadan tam bir hac sevabı verilir.)
[Beyheki]

Kur’an-ı kerimde de bu husus bildirilmiştir: İnsanları saptıranlar, kendi günahlarını yüklendikleri gibi saptırdıkları kimselerin günahlarından bir kısmını da yüklenirler. (Nahl 25)

Yukarıdaki ifadelerden anlaşıldığı gibi, ölenlerin ameli kesildiği halde, sağlığında iyi veya kötü bir eser bırakanların amelleri kesilmiyor. Salih evlat bırakanların da kesilmiyor. Salih evlat ana babasına dua eder, onlar için sadaka verir, kurban keser. Bu sevaplar ölen kişinin amel defterine yazılır. Hiç kimsesi olmayan günahkâr ölülerin halleri zordur. Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ölünün mezardaki hali, imdat diye bağıran, denize düşmüş kimseye benzer. Boğulurken, kendisini kurtaracak birini beklediği gibi, ölü de, ana babasından, kardeşinden, arkadaşından gelecek bir duayı gözler. Ona bir dua gelince, dünyaya ve dünyada olanların hepsine kavuşmaktan daha çok sevinir. Allahü teâlâ, yaşayanların duaları sebebi ile, ölülere dağlar gibi çok rahmet verir. Dirilerin, ölülere hediyesi, onlar için dua ve istiğfar etmektir.) [Deylemi]

Bu durumları iyi bilen Mazher-i Cân-ı Cânân hazretleri, bir kabrin yanına oturmuştu. (Bu mezarda Cehennem ateşi var. Hadis-i şerifte (Kendisi için veya başka müslüman için 70 bin kelime-i tevhid okuyanın günahları affolur) buyuruluyor. Ruhuna (Hatm-i tehlil) sevabı bağışlayacağım. İnşallah affolur) buyurdu. Hatm-i tehlilin sevabını bağışladıktan sonra, (Elhamdülillah bu günahkâr kadın, Kelime-i tehlil sayesinde azaptan kurtuldu) buyurdu. (Makamat-ı Mazheriyye)

Hiç kimse, işlediği kötülüğün günahını başkasına veremez. Fakat mümin ibadetlerinin sevabını ölü diri herkese hediye edebilir. Kendi sevabından da hiç eksilme olmaz. (Hidaye)

Müslüman ölüler için dua etmek, Kur’an okumak çok faydalıdır. Bir hadis-i şerifte, (Ölülerinize [Müslüman ölülere] Yasin okuyun) buyuruldu.(İ.Ahmed)

Enes bin Malik hazretleri bildirir: Bir cenaze kötülenince Resul-i ekrem, (O cezayı hak etti) buyurdu. Başka bir cenazeyi de övdüler, (Ona da iyilik vacip oldu. Bunu övdünüz Cenneti, ötekini kötülendiniz Cehennemi hak etti. Sizler yeryüzünde Allah’ın şahitlerisiniz) buyurdu. (Buhari) [Sizler demek, salihlerdir. Fasıklar, gayri Müslimler Allah’ın şahitleri değildir. Onların sözleri ile bir kimse Cenneti veya Cehennemi hak etmez. Salihlerin şahitliği Allah indinde makbuldür.

Bu da, ümmet-i Muhammedin üstünlüğünü gösterir. Bir âyet meali:
(Siz en hayırlı ümmetsiniz.)
[Al-i İmran 110]

Sual: Bir kimse, farz veya nafile bir ibadetini ölü, diri başkasına bağışlayabilir mi? Veya ona ücretle ibadet yapabilir mi?
CEVAP
Farz olsun, nafile olsun, herhangi bir ibadeti yaparken veya yaptıktan sonra, sevabı, ölü, diri herkese hediye edilebilir. Namaz, oruç, hac, umre, sadaka, Kur’an-ı kerim okumak, evliyanın kabrini ziyaret, kurban, zikir gibi ibadetlerin sevapları başkasına hediye edilebilir.

Hediye edenin kendi sevabından hiç azalmadan, bütün müminlere de sevabı erişir. Yani sevap, hediye edilen kimselere, taksim edilmeden, herbirine bütünü kadar erişir. [Günümüzde e-mail gönderme işi buna benziyor. Aynı e-maili binlerce kişiye gönderebiliriz, hepsine aynısı ulaşır, aslı yine kalır.]

İbni Ömer hazretleri, Peygamber efendimiz için umre yapmış, İbn-is Serrâc, Resulullah efendimiz için on bin hatim okumuş, mübarek ruhu için kurban kesmişti.

Ücret ile ibadet yaptırmak veya ibadetin sevabını başkasına satmak bâtıldır. İbadeti yapmadan pazarlık edilirse, ücret olur. Yaptıktan sonra pazarlık edilirse, ibadeti satmak olur.

Sual:
Köyümüze küçük bir çeşme yaptırmıştım. Şimdi onu yıkıp büyük bir çeşme yapacaklarmış. Çeşme yıkılınca benim sevabım kesilir mi?
CEVAP
Hayır, sizin sevabınız da devam eder.

Sual: Eski cami yerine yenisi yapılsa eskisinin sevabı kesilir mi?
CEVAP
Kesilmez. Eskisinin sevabı da devam eder.
 

uzm@n

New member
Local time
09:17
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Duanın dinimizdeki yeri

Sual: Duanın dindeki yeri nedir?
CEVAP
Dua, Allah’a yalvararak muradını istemektir. Allahü teâlâ, dua edeni sever, dua etmeyene gazap eder. Dua müminin silahı, dinin temel direklerinden biridir. Yerleri, gökleri aydınlatan nurdur. Dua, gelmiş olan belaları giderir. Gelmemiş olanların da gelmelerine mani olur. Allahü teâlâ, (Bana halis kalb ile dua ediniz! Böyle duaları kabul ederim) buyurdu. Bunun için, dua etmek, namaz, oruç gibi ibadettir. Yine (Bana ibadet yapmak istemeyenleri, zelil ve hakir yapar, Cehenneme atarım) buyuruyor. (Mümin 60)

Allahü teâlâ, herşeyi sebep ile yaratmakta, nimetlerini sebeplerin arkasından göndermektedir. Zararları, dertleri def için ve faydalı şeyleri vermek için de, dua etmeyi sebep yapmıştır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Dua, ibadetin aslı ve özüdür. Allah katında duadan makbul bir şey yoktur. Dua 70 türlü kazayı önler. Ömrün bereketini artırır.) [Tirmizi]

(Dua eden, üç şeyden hali değildir: Ya günahı affolur veya hemen hayırlı karşılığını görür, Yahut ahirette mükafatını bulur.)
[Deylemi]

(Rabbiniz, elbette haya ve kerem sahibidir. Kulları ellerini kaldırıp bir şey istedikleri zaman, onların ellerini boş çevirmekten haya eder.)
[Ebu Davud]

(Dua, müminin silahıdır.)
[İbni Ebiddünya]
(Allahü teâlâ dua etmeyene gazap eder.) [İ. Mace]
(Dua belayı önler.) [Deylemi]

Duanın yapılması mukadderata bağlıdır. Takdirde dua varsa elbette yapılır. Duanın belayı önlemesi kaza ve kaderdendir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Kader, tedbir ile, sakınmakla değişmez. Fakat kabul olan dua, o bela gelirken korur.) [Şir’a]

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Dua, kazayı, belayı defeder. Hadis-i şerifte (Kaza, ancak ve yalnız dua ile durdurulur) buyuruldu. (Tirmizi)

Allahü teâlâ, dua edenleri, sıhhat ve selamet isteyenleri sever.
Dua edip de duası kabul edilmeyenlere, kıyamet günü Allahü teâlâ, (Bu senin falan zamanda ettiğin duadır. O duanın yerine sana şu sevapları veriyorum) buyuracak, o kadar çok sevap verecek ki, o kimse, (Keşke dünyada hiç bir duam kabul olmasaydı da, bugün onların karşılıklarını görseydim) diyecektir. (T. Gafilin)

Duaya inanmayanlar
Sual:
Bazıları, duaya inanmıyor, "Dua ile bir şey olmaz" diyorlar. Bunlara ne cevap verelim?
CEVAP
Duaya inanmayan kimseler, acaba Allah’a inanıyorlar mı? İnanmıyorlarsa, dua konusunda bir şey söylemek uygun olmaz. Eğer Allah’a inanıyorlarsa, duanın önemine de inanmaları gerekir. Çünkü Kur'an-ı kerimde, Allahü teâlâ, (Dua edin, kabul edeyim) buyuruyor. (Mümin 60)

Şartlarına uygun edilen dua, kabul olur. Dua ile çok şeyler olur. Meşhur bir menkıbeyi bildirelim!
Horasanda hırsızlardan birkaçı kaçar. Hiratlı bir demirci, gece evine dönerken, zaptiyelerce yakınında yakalanan hırsızlarla beraber tutuklanarak hapsedilir. Demirci, zindanda namaz kılıp, (Ya Rabbi, bu işte suçum olmadığını, ancak sen bilirsin. Beni buradan, ancak sen kurtarırsın) diye dua eder. Adil bir vali olan Abdullah bin Tahir,o gece bir rüya görür. Kuvvetli dört kimsenin, tahtını, tersine çevirirken uyanır. Hemen abdest alıp, iki rekat namaz kılar. Tekrar uyur. Yine o dört kişi, tahtını yıkmak üzere iken uyanır. Kendisinde, bir mazlumun ahı bulunduğunu anlar, zindan müdürünü çağırtıp der ki:
- Zindanda bir mazlum mu var?
- Bilmem ama, biri, dua edip gözyaşı döküyor.

Dua eden mahkumu çağırıp halini sorunca mesele anlaşılır. Vali, özür dileyip der ki:
- Şu parayı al ve herhangi bir arzun, bir işin olunca da bana gel.

Demirci, minnetsiz konuşur:
- Hakkımı helal ettim, ancak ihtiyacımı görmek için gelmem.
- Niçin?
- Benim gibi bir fakir için, senin gibi bir sultanın tahtını birkaç defa tersine çeviren sahibimi bırakıp da, dileğimi başkasına arzetmem kulluğa yakışır mı?
 

uzm@n

New member
Local time
09:17
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Duanın kabul olması için

Sual: Kur'an-ı kerimde, (Dua edin, duanızı kabul ederim), hadis-i şerifte ise, (Rabbiniz kerimdir, kendine açılan eli boş çevirmekten hayâ eder) buyurulduğu halde, bazı dualar niçin kabul olmuyor?
CEVAP
Duanın kabul edilmesi için bazı şartlar vardır. Duanın kabul edileceğinden şüphe etmemeli, şartlarına riayet edilip edilmediğinden şüphe etmelidir. Gereken şartlara riayet etmeden duanın kabul edilmesini beklemek uygun olmaz.
Önce çalışmak, sonra dua dinin esası!
Kabul edilir ancak, çalışanın duası!

Duanın kabul edilmesi için gereken şartlardan bir kısmı şöyle:
1- Haram lokmadan sakınmalıdır!
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Haramdan sakının! Midesine haram lokma girenin kırk gün duası kabul olmaz.)
[Taberani]

Sad bin Ebi Vakkas hazretleri dedi ki: Ya Resulallah, dua buyur da, Allahü teâlâ, benim her duamı kabul etsin! Cevabında buyurdu ki:
(Duanızın kabul olması için helal lokma yiyiniz! Çok kimse vardır ki, yedikleri ve giydikleri haramdır. Sonra ellerini kaldırıp dua ederler. Böyle dua nasıl kabul olunur?) [Şir’a]
Yine buyurdu ki:
(Duanın kabul olması için iki şey gerekir. Duayı ihlas ile yapmalıdır. Yediği ve giydiği helalden olmalıdır. Müminin odasında, haramdan bir iplik varsa, bu odada yaptığı dua kabul olmaz.) [Tergibüs-salât]

2- İtikadı düzgün olmalıdır.
Bid’at ehlinin duaları kabul olmaz. Hadis-i şerifte, (Bid’at ehlinin duası ve ibadetleri kabul olmaz) buyuruldu. (İbni Mace)
Âyet-i kerimenin, duanın tesir edebilmesi için, okuyan ve okunan kimsenin buna inanması ve okuyanın itikadının düzgün olması, Allah rızası için okuması, kul hakkından sakınması, haram yememesi ve karşılığında ücret istememesi şarttır.

3- Uyanık kalble ve kabul edileceğine inanarak dua etmelidir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlâya, kabul edileceğine tam inanarak dua ediniz! Biliniz ki, Allahü teâlâ gafil bir kalb ile yapılan duayı kabul etmez.)
[Şir’a]

4- Dualarım niçin kabul olmuyor dememelidir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, duanızı kabul eder. Dua ettim, hâlâ duam kabul olmadı diye acele etmeyiniz! Allah’tan çok isteyiniz! Çünkü kerem sahibinden istiyorsunuz.) [Buhari]

İstenilen şeyin olmaması, duanın kabul olmadığını göstermez. Onun için duaya devam etmelidir! Duanın kabulünün gecikmesinin başka sebepleri de vardır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Mümin dua edince, Allahü teâlâ, Cebraile, "Ben onu seviyorum, isteğini hemen yerine getirme!" Facir, [günahkâr] dua edince de "Ben onun sesini sevmiyorum. İsteğini hemen yerine getir" buyurur.) [İbni Neccar]
Şu halde, duanın kabulünün gecikmesi zararlı değildir.

5- Bela gelmeden önce çok dua etmelidir.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Sıkıntılı iken duasının kabul edilmesini isteyen, refah zamanında çok dua etsin!) [Tirmizi]
Ebu İshak hazretlerinden dua istediler. Dua etti. Duasının kabul edildiğini gören bir talebesi, (Efendim, bu duayı bana da öğretin, ihtiyaç halinde ben de edeyim) dedi. Buyurdu ki: (Duamın kabul edilmesinin sebebi, otuz yıldır kıldığım namazlar, ettiğim dualar ve haram lokmadan sakınmamdır.)

6- Duaya hamd ve salevatla başlamalıdır.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ey namaz kılan, acele ettin. Namaz kıldıktan sonra dua ederken önce Allahü teâlâya layık olduğu şekilde hamd et, sonra bana salevat getir, sonra dua et!) [Tirmizi]

7- Yalvararak dua etmelidir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Gafil olan kalb ile yapılan dua makbul değildir.) [Tirmizi]

Hz. Davud zamanında kuraklık oldu. Halk dua etmek için aralarından üç âlimi seçtiler.
Âlimlerden biri şöyle dua etti:
(Ya Rabbi, Kitabında kendimize zulmedenleri affetmemizi bildirdin. İşte biz, nefslerimize zulmettik. Senden af diliyoruz. Bizi affet!)

İkinci âlimin duası da şöyle:
(Ya Rabbi, Kitabında köleleri, azat etmemizi bildirdin. İşte biz kul olarak huzurundayız. Bizleri azat eyle!)

Üçüncü âlim de şöyle dua etti:
(Ya Rabbi, Kitabında, kapımıza gelen saili kovmamamızı, yüz çevirmememizi bildirdin. İşte biz de sail olarak huzurundayız. Senden rahmet istiyoruz. Bizi boş çevirme!)

Duaları kabul olarak rahmet yağdı.

8- Sebeplere yapışmadan istemek kuru bir temennidir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Çalışmadan dua eden, silahsız harbe giden gibidir.) [Deylemi]

9- Günah işlemeyen dil ile dua etmelidir.
Peygamber efendimiz, (Allahü teâlâya günah işlemeyen dil ile dua edin) buyurdu. Böyle bir dilin nasıl bulunacağı sual edilince, (Birbirinize dua edin! Çünkü ne sen onun, ne de o senin dilinle günah işlemiştir) buyurdu. [Tergibüs-salât]

10- İsm-i a’zam ve esma-i hüsna ile dua etmelidir.

Sual: Gafletle dua etmektense hiç dua etmemek daha iyi değil mi?
CEVAP
Gaflet içinde olduğunu söyleyerek, duayı bırakmak doğru değildir. Kalbine geldiği gibi dua etmek, ezberlediği duayı okumaktan daha iyidir. (Bezzâziyye)

Dua dinin direğidir. (Allahü teâlâ indinde duadan daha şerefli bir şey yoktur), (Düşmandan kurtulmak, bol rızka kavuşmak için dua edin! Çünkü dua, müminin silahıdır) hadis-i şerifleri duanın önemini açıkça bildirmektedir. Allahü teâlâdan bir şey istememek ise çok kötüdür. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, kendisinden bir şey istemeyene, dua etmeyene gadap eder.) [Tirmizi]

Başka bir hadis-i şerifte, (Dua ibadettir) buyuruldu. İbadeti terk etmek ise hiç uygun değildir. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Bana dua edin kabul edeyim. [Bana halis kalb ile dua ederseniz kabul ederim.] Bana ibadet etmek istemeyenleri, zelil ve hakir eder, Cehenneme atarım.) [Mümin 60]
 

uzm@n

New member
Local time
09:17
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Duanın makbul olduğu zamanlar

Sual: Ne zaman dualar makbuldür?
CEVAP
Ezan okunurken ve ezan ile kamet arasında yapılan dua.Kur’an okunurken, Kur'an-ı kerim hatmedilince, Kâbe-i şerifi görünce, yağmur yağarken, düşmanla karşılaşınca, zulme uğrayınca, cemaat halinde iken, farz namazlardan sonra,kalbinde incelik hissettiği an, Esma-i hüsna ile, ism-i a'zam ile dua edince, seher vakti, yalvararak dua etmek, bid’atlerden sakınmak, gafil olmamak, uyanık olmak, helal yemek, haramlardan kaçmak, Cuma günü ve gecesi, Recebin ilk, Şabanın 15. gecesi, Bayramın birinci geceleri, Arefe günü, Ramazan gün ve geceleri, iftar zamanı edilen dualar makbuldür.

Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Ezanla kamet arasında dua makbuldür.) [Tirmizi]
(Kur'anı hatmedenin duası makbuldür.) [Beyheki]

(Rikkat halinde duayı ganimet bilin.)
[Deylemi]
(Hac yapanların, duaları kabul olur.) [Taberani]

(Kur’an ve ezan okunurken, düşman ordusuyla karşılaşınca, yağmur yağarken, zulme uğrayınca dualar kabul olur.)
[Taberani]

(Bir cemaatten bir kısmı dua eder, ötekiler de âmin derse o duayı, Allahü teâlâ kabul eder.)
[Hakim]

(Beş vakit namazlardan sonra yapılan dua kabul olur.)
[Buhari]
(İsm-i a’zamla edilen dua makbuldür.) [İ. Mace]

(Her gece seher vakti, Allahü teâlâ buyurur ki: İstiğfar eden yok mu, affedeyim. İsteyen yok mu, vereyim, duasını kabul edeyim.)
[Müslim]

(Allah’a yakararak edilen dua makbuldür.)
[Ebu Ya’la]
(En efdal dua, Arefe günü yapılandır.) [Beyheki]

(Şu beş gecede yapılan dua kabul olur: Regaib, Berat ve Cuma gecesi ile Ramazan ve Kurban bayramının birinci gecesi.)
[İbni Asakir]

(Bid'at ehlinin duası kabul olmaz.)
[İbni Mace]
(Gafletle yapılan dua kabul olmaz.) [Tirmizi]
(Bir lokma haram yiyenin, kırk gün duası kabul olmaz.) [Taberani]
 

uzm@n

New member
Local time
09:17
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
kıymetli tesbih nedir

Sual: En kıymetli tesbih yani zikir nedir?
CEVAP
En kıymetli tesbih, namazlardan sonra çekilen Sübhanallah, Elhamdülillah ve Allahü ekber’dir.

Bu tesbihten sonra en kıymetli tesbih ve zikir La ilahe illallah demektir.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(En üstün tesbih Sübhanallahi velhamdülillahi ve la ilahe illallahü vallahü ekber’dir.) [Müslim]

(La ilahe illallah demek 99 belayı defeder, en aşağısı sıkıntıdır.)
[İ.Asakir]

(Temcid, yani
La havle ve la kuvvete illa billah, 99 derde devadır. Bunların en hafifi sıkıntıdır.) [Hakim]

(Zikirde
"La ilahe illallah"dan, efdali yoktur.) [Taberani]

(Zikrin efdali, La ilahe illallah, duanın efdali de elhamdülillahtır.)
[Tirmizi]

(Allah indinde en kıymetli söz,
"Sübhanallahi ve bihamdihi"dir.) [Müslim]

(
"Sübhanallah" diyen Uhuddan daha büyük sevaba kavuşur. "La ilahe illallah" ve "Allahü ekber" demek de böyledir.) [Beyheki]

(Gece ibadeti zor gelen, hayra mal sarf edemeyen veya düşmanla savaşmaya korkan, çok
Sübhanallahi ve bihamdihi desin. Bu, Allah yolunda harcayacağı bir altın dağdan daha kıymetlidir) [Taberani]

(Zor bir duruma düşen,
"Bismillahirrahmanirrahim ve la havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim" derse, Allahü teâlâ, onu her türlü bela ve musibetten korur.) [Deylemi]

(Cennet hazinesi olan,
"Sübhanallahi vel-hamdülillahi vela ilahe illallahü vallahü ekber, vela havle vela kuvvete illa billah" demeye devam edenin ağaçtan yaprak döküldüğü gibi günahları dökülür.) [Ramuz]

(Dilde hafif, terazide ağır ve bağışlayıcı olan Allah indinde en kıymetli iki cümle:
"Sübhanallahi ve bihamdihi, Sübhanallahilazim") [Müslim]

(Şu beş şeyi dilinizden düşürmeyin: Sübhanallah, Elhamdülillah, La ilahe illallah ve La havle vela kuvvete illa billah.)
[Taberani]

(Allahü teâlânın indinde, tekbiri, tahmidi, tesbihi ve tehlili sebebiyle Müslüman olarak ihtiyarlayan bir müminden daha efdal kimse yoktur.)
[İ. Ahmed]

(Tekbir Allahü ekber,
Tahmid Elhamdülillah,
Tesbih Sübhanallah,
Tehlil La ilahe illallah,
Temcid La havle vela kuvvete illa billah demektir.)

Kur’an-ı kerimde, Bâkıyat-üs-sâlihat [sürekli kalan iyi işler] geçmektedir. Resulullah buyurdu ki: (Bâkıyat-üs-sâlihatı, çok söyleyin. Bunlar; tesbih, tehlil, tahmid, tekbir ve temciddir.) [Taberani]

Her gece yatarken yüz defa (Sübhanallahi velhamdü lillahi ve la ilahe illallahü vallahü ekber) okuyan kimse, yüz defa tesbih, tahmid ve tekbir söylemiş olur. Böylece, muhasebe yapmış, kendini hesaba çekmiş sayılır.

Bir kimse, (Sübhanallahi velhamdü lillahi ve la ilahe illallahü vallahü ekber ve la havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim) derse, hem tesbih [sübhanallah], hem tekbir [Allahü ekber], hem tahmid [hamd] , hem tehlil [la ilahe illallah], hem temcid [la havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim] söylemiş olmakla, en kıymetli tesbihi okumuş olur.

Zül-celal vel-ikram
Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Ancak celâl ve ikrâm sahibi Rabbinin zâtı bâki kalacaktır.) [Rahman 27]
(Celâl ve ikrâm sahibi Rabbinin adı çok yücedir.) [Rahman 78]
[Celal, Allahü teâlânın kahr ve gazab sıfatlarındandır, azamet, büyüklük, hiçbir şeye muhtaç olmamak demektir.]

Âyet-i kerimede geçen zül-celal vel-ikram ifadesinin ism-i a’zamdan olduğu bildirilmiştir. Bu bakımdan bilhassa dualarda bunu çok söylemek gerekir. Peygamber efendimiz, bir kimsenin (Ya zel-celali vel-ikram) diyerek dua ettiğini duyunca, (Allah’tan ne istersen iste, duan kabul olur) buyurdu. (Tirmizi)

Başka bir hadis-i şerif de şöyle:
(Ya zel-celali vel-ikramı çok söyleyin, ona çok devam edin.) [Tirmizi]
 

uzm@n

New member
Local time
09:17
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Gıyaben dua etmek çok kıymetlidir

Sual: Haberi olmadan bir arkadaşın arkasından edilen duanın kabul olduğu doğru mu?
CEVAP
Evet, bir müminin diğer din kardeşi hakkında gıyabında yani arkasından yaptığı duayı Allahü teâlâ kabul ediyor. Buna gıyabda dua deniyor. Yüze karşı duaya riya karışabilir, ama arkadan olunca sırf Allah rızası için dua edilmiş olur. Allah rızası için yapılan duaları da Allahü teâlâ kabul eder. Din kardeşinin gıyabında dua edince, Allahü teâlâ onun için istediğimiz şeyi önce bize verir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Bir Müslümanın din kardeşinin arkasından ettiği hayır dua kabul olur. O dua edince, bir melek, “Âmin, kardeşin için istediğinin aynısı sana da verilsin” der.) [Müslim, Tirmizi, İbni Mace]

(Bir kimsenin, birine gıyabında yaptığı dua müstecâb olur. Yapılan duaya bir melek, “Âmin, aynı şeyler sana da olsun” der.)
[İbni Ebi Şeybe]

(Bir kimse, gıyabında birine dua ederse, melekler, aynı şekilde ona dua ederler.)
[Müslim]
(En çabuk kabul olunan dua, kişinin din kardeşi gıyabında ettiği duadır.) [Buhari]
(Gizli [yani gıyabda] yapılan dua, âşikârenin yetmiş misline eşittir.) [Ebuşşeyh]

(Allah ile arasında perde bulunmayan iki dua vardır. Biri mazlumun duası, diğeri de kişinin din kardeşinin gıyabında yaptığı duadır.)
[Taberani]

(En makbul dua, gaibin gaibe yaptığı duadır.)
[Tirmizi]
(Bir kimsenin, arkadaşının gıyabında yaptığı dua reddedilmez.) [Harâiti]
 

uzm@n

New member
Local time
09:17
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Günahkârın duası kabul olmaz mı?

Sual: Günahkârın duası kabul olmaz mı?
CEVAP
Günahkâr müslümanın duası, kabule şayan değilse de, cenab-ı Hak, dua edenin elini boş çevirmez. Dua sebebiyle ya günahlar affolur, ya gelecek bir bela önlenir, ya mevcut bir bela kalkar, yahut ahirette büyük sevaba kavuşulur. (Şir’a)

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Rabbiniz kerimdir, kendine açılan eli boş çevirmekten haya eder, edilen duayı kabul eder.) [Tirmizi]

(Allahü teâlâ, duanızı kabul eder. Dua ettim, hâlâ duam kabul olmadı diye acele etmeyiniz! Allah’tan çok isteyiniz! Çünkü kerem sahibinden istiyorsunuz.)
[Buhari]

(Dua edenin ya günahı affolur veya hemen hayırlı karşılığını görür, yahut ahirette mükafatını bulur.)
[Deylemi]

Allahü teâlâ, Kıyamette, duası dünyada kabul edilmeyen kula (Dünyada ettiğin duana karşılık şu sevapları veriyorum) buyuracak, o kadar çok sevap verecek ki, o kimse, (Keşke dünyada hiçbir duam kabul edilmeseydi) diyecektir. (T.Gafilin)

Günah içinde yüzen bir kimsenin dünya işleri ile ilgili duasının kabul olması, isteklerine kavuşması, onun aleyhine olur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Mümin dua ettiği zaman, Allahü teâlâ, Cebrail aleyhisselama, "İsteğini hemen yapma, ben onun sesini seviyorum" buyurur. Facir dua edince de, "Bunun isteğini hemen yerine getir, ben onun sesini sevmiyorum" buyurur.) [İbni Neccar]

(Kâfirin yaptığı duanın hemen kabul olmasını, müminin duasının gecikmesini merak eden meleklere Allahü teâlâ buyuruyor ki: "Ben kâfire ve sesine gazap ederim. Beni anmasın, bana dua etmesin diye hemen isteğini veririm. Mümini ve yalvarmasını severim. Benden ve beni anmaktan uzak durmaması için isteklerini geciktiririm." )
[Ramuz]

Sevgili kulları vesile etmeli
Dileğine kavuşmak için, iki rekat namaz kılıp, sevabını Silsile-i aliyye denilen âlimlerin ruhuna hediye etmeli, bunların hürmeti için diye dua etmeli. Mesela, “Ya Rabbi, hayırlı bir çocuk nasip eyle” diye dua edip, “Bu duamı silsile-i aliyye büyükleri hürmetine kabul eyle” demeli. (Mekatib-i şerife)

Sabah ve yatsı namazından sonra silsile-i aliyyenin isimlerini, sonra Fatiha okuyarak ruhlarına gönderip, onları vesile ederek yapılan dua kabul olur. Tecrübe edilmiştir.

Ali Ramiteni hazretleri buyurdu ki:
(Günah işlememiş bir dil ile dua ediniz ki, kabul olsun!) Yani, Huda dostlarının huzurunda tevazu eyleyiniz, yalvarınız da, sizin için dua etsinler. İstigase, yani bir Veliye tevessül de, bu demektir.
[İsa aleyhisselama gelip derler ki, dua ediyorsunuz, devasız hastalıklar iyi oluyor. Hangi duayı okuyorsunuz, bize de söyler misiniz? İsa aleyhisselam da onlara okuduğu duayı söyler. Adamlar bir süre sonra tekrar gelirler, efendim okuyoruz okuyoruz bir şey olmuyor, acaba bize yanlış dua mı öğrettiniz derler. İsa aleyhisselam, (Dua doğru ama ağız yanlış) buyurur, yani doğru dua öğrettim, dua aynı dua ama, ağız aynı ağız değil!]
 

uzm@n

New member
Local time
09:17
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Şeytanların eve girmemesi için

Sual: Şeytanların eve girmemesi için ne okumalı?
CEVAP
Eve girerken Âyet-el-kürsi okunursa şeytan o eve giremez. Ayrıca evde Kur'an-ı kerim okunursa, şeytanlar evden uzaklaşır. İbni Mesud hazretleri buyuruyor ki:
(Bekara suresinin başından 5 âyet okunduğu gece eve şeytan giremez.) [Darimi]

Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Eve girerken Besmele çekilirse, şeytan, “Bu eve girmeme imkan yok” der, dönüp gider.) [Tibyan]

(Evden çıkarken “Bismillahi, tevekkeltü alallahi, lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah” diyen, tehlikelerden korunur ve şeytan ondan uzaklaşır.)
[Tirmizi]

(“Euzü bikelimâtillahittammâti min şerri mâ haleka” duasını okuyana, o yerden kalkıncaya kadar, hiçbir şey zarar veremez.)
[Müslim]
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst