Neler yeni

Welcome to SATBİL FORUM PAYLAŞIM

Join us now to get access to all our features. Once registered and logged in, you will be able to create topics, post replies to existing threads, give reputation to your fellow members, get your own private messenger, and so, so much more. It's also quick and totally free, so what are you waiting for?

Bir Satbil Forum Efsanesi

Satbil Reklam Alanı

Satbil Forum Reklam

DTP'nin ve MHP'nin 'tabula rasa'sı

yalcin

New member
Local time
05:44
Katılım
21 Ocak 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Ahmet Türk'ün yerinden kalkarak yan taraftaki MHP sıralarına ilerleyişini, son derece kibar bir vücut dili ile Devlet Bahçeli'nin elini sıkmasını tarif ederken hangi kelimeyi seçmeli? Ben doğru kelimenin "cesaret" olduğunu düşünüyorum. Politikacı, kitlelerin sorumluluğunu üstlenen kişidir.
"Cesaret" dediğimiz haslet, kendi nefsimiz için değil başkaları için kendi sınırlarımızı aşmaktır. Ahmet Türk, Meclis'in açıldığı gün temsil ettiği kitlelerin hakkını ve hukukunu koruma adına bir cesaret gösterisinde bulundu. Hem de cesaretin en zorlu ve en asil türü olan "medenî cesaret"ini gösterdi.
MHP liderinin kendisine uzanan bu "zeytin dalı"na, müsavî bir nezaketle ayağa kalkarak mukabelede bulunması da bir cesaret örneği. Bu da yine cesaret türleri içinde en zor başarılan bir cesaret örneği. Bütün önyargıları, karanlık bir geçmişi karşısına alma cesareti. Meclis'in açıldığı güne damgasını vuran bu zarif fotoğrafı DTP'nin ve MHP'nin "tabula rasa"sı olarak özenle hafızamıza nakşetmeliyiz. Artık herkese düşen görev, söylenecek sözü bu fotoğrafın üzerine söylemek olmalı.
Ahmet Türk, önceki gün Dicle Haber Ajansı'na verdiği mülâkatta "Bir diyalog ve uzlaşı grubu olmak istiyoruz" diyor. Çözüm yeri olarak "Ankara"yı gördüklerini, kendilerini parlamentoya gönderen halkın da çözümü Ankara'da aradığını vurguluyor. Sözün özü DTP, diyalog için muhatap bekliyor. Geçmişe bir sünger çekmek ve geleceği de kurtarmak için "güven ortamı" arıyor. Karşımızda çoğullaşan bir Kürt siyaseti duruyor. Bu siyaset kendisini ifade etmeyi; iddia ve taleplerinin kabulünden çok önce saygı görmeyi bekliyor. Şayet Türkiye bu ortamı oluşturmayı başarırsa, yine Ahmet Türk'ün "Kürt halkının beklentisi" olarak sıraladığı "Kimliksel, kültürel, örgütsel eğitim hakkı" bilmecesini Kürtlerle beraber çözme fırsatı bulabiliriz. Türkiye'nin "Kürt sorunu"nu çözebilmek için yanına yaklaşabilmemiz gerekiyor. Bunun için o ağır puslu havayı dağıtan bir güven ortamına ve çoğu nezaket kuralları çerçevesinde somutlaşan ve saygıyı üreten bir psikolojiye ihtiyacımız var.
MHP üzerindeki önyargılar, DTP'ninkilerden farklı değil. MHP'nin kimliği ve geleneği ile uyumlu olarak iki temel görevi var: Birincisi terörün sıfırlanmasına, böylelikle yeni şehit cenazeleri ile yüreğimizin dağlanmasına engel olmak. İkincisi Türkiye'nin birliğine, bütünlüğüne, Türk Devleti'nin bekasına katkıda bulunmak. Birincisi için DTP'nin diyalog ve uzlaşı arayışına mukabelede bulunması ve DTP'nin de karşı çıktığı terör gerekçelerini ortadan kaldırması gerekir. İkincisi de birincisi ile bağlantılı bir görev: Kürtlerin de içinde yer almaktan gurur ve mutluluk duyacakları bir "millî birlik ve bütünlük"ün inşasına girişmek.
Baykal başında kaldığı sürece çağdışı kalan CHP'nin bir "tabula rasa" şansı olamayacağı ortada. "Bahçeli ve Türk fotoğrafı"na gizleyemediği bir kıskançlıkla yaklaşan Baykal, "malûm hassasiyetleri" kaşıyarak havayı ağırlaştırmaya çalışıyor. Ortada hiçbir şey yok iken bir "üniter yapı" tartışmasına kapı aralıyor. Grup toplantısında söylediği "AK Parti'nin amacı Türkiye'nin üniter yapısını bozup, bağımsızlığını etkileyecek farklı bir rotaya Türkiye'yi oturtmaktır." sözü keskin bir "vatana ihanet" suçlamasından başka bir şey değil. Baykal'ın hedefi aslında DTP. Klasik "köylü kurnazlığı" içinde DTP'nin "diyalog ve uzlaşı" arayışını, "kurumları tahrik ederek" ve AK Parti hükümetini peşin bir töhmet altında bırakarak engellemek istiyor. "Başarabilir mi?" sorusuna, "22 Temmuz'daki kadar" cevabını vermek lâzım.
"Tabula rasa" insanın doğuştan hiçbir bilgi ve doğru sahibi olmadığını, her şeyi yaşamın içinde edindiğini ifade eden, geçmişe sünger çeken "yeni başlangıçlar" için kullanılan "boş levha" anlamına gelen bir deyim. Demokrasinin en büyük erdemlerinden biri, her seçimin toplumu ve siyaseti bütünüyle yenileyen bir "tabula rasa" fırsatı sunması. DTP ve MHP bu fırsatı kullanarak, Türkiye'nin önüne yeni bir kapı açtılar. Sıra boş levhanın üzerine hep birlikte yeni şeyler yazmaya geldi.
 

Turkiye-Sevd@lisi

New member
Local time
20:44
Katılım
6 Nisan 2007
Mesajlar
3,175
Tepkime puanı
25
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Ezanlarin Yukseldigi Minarelerden,Ay Yildizin Golg
yaf bu ahmet Turk denen sahis neyin pesinde? bak sen cozum yeri olarak ANKARA yi gosteriyo be ebu muslim herif sizin cozum bulamadiginiz sorununuz ne bir ALLAH'in kulu bana soylesin lutfen yok kardesim bu ve benzeri insanlari huzur SIKIYOR guzelim MEMLEKETIMDE.
T.B.M.M ye kadar girdiniz daha ne istiyorsunuz?
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst