- Katılım
- 11 Nisan 2006
- Mesajlar
- 5
- Tepkime puanı
- 3
- Puanları
- 0
- Yaş
- 37
BALIK - MIDYE SEVENLER DIKKAT :
Ölüm balıkları MARMARA'DA
Marmara Denizi'ndeki balıkların sanayi atıklarıyla beslendikleri için karacaciğer kanseri ve böbrek yetmezliğine
neden oldukları tespit edildi. Midyeler ise balıklardan daha tehlikeli çıktı.
Marmara Denizi'nde yaşayan 3 balık türünün, karaciğer kanseri ve böbrek yetmezliği yapabilecek kadar tehlike saçtığı
anlaşıldı. Marmara Üniversitesi Sağlık Eğitim Fakültesi'nden Yrd. Doç. Dr. Yaşar Keskin'in başkanlığı'nda, Birinci
Ordu Gıda Müfreze Komutanlığı'nda Sorumlu Veteriner Hekim Ruhtan Baştakaya, Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Oğuz Özyaral,
Yrd. Doç. Dr. Nimet Emel Lüleci ve Prof. Dr. Osman Hayran'dan oluşan ekip, 1 yıllık çalışma sonucunda çarpıcı
sonuçlara ulaştı. 2005 yılında başlayıp 2006'nın ilk aylarına kadar süren 13 aylık çalışma, 20 tür balık üzerinde
gerçekleşti. Balıklarda, sanayi atıklarında bulunan civa, kurşun, bakır ve kadmiyuma olan 4 ağır metale bakıldı.
LÜFER TEHLİKE SINIRINDA
Araştırmaya göre, Diğer tehlikeli balıklar ise ikinci sırada Bakalyoz ve üçüncü sırada Hamsi geldi. Tehlike
sınırında olan balıklar ise şu şekilde sıralandı: Lüfer, Karagöz, Palamut ve Karides. Ağır metal taşıyan balıkların en büyük özelliği ise dip balıkları olması. Araştırma ekibinin başkanı Yrd. Doç. Dr. Yaşar Keskin Marmara Denizi'nde
avlanıp satışa sunulan balıkların ölüm tehlikesi saçtığına dikkat çekti ve "Sanayi atıkları kontrolsüz bir şekilde
doğaya bırakılmakta. Bunlar içerisinde ağır metaller deniz, göl ve barajlarda birikerek su ekosistemini etkiliyor.
Bunlarla temas Eden balıkların kas ve dokularında birikmesinden dolayı insanlarda zehirlenme ve ölüm vakaları
görülüyor. Bunun ilk örneği de 1950'de Japonya'da anlaşıldı" diye konuştu.
Sakın midye yemeyin
Yrd. Doç. Dr. Yaşar Keskin'e göre araştırmanın en çarpıcı sonucu Marmara Denizi'ndeki midyeden, hamsiden ve
bakalyozdan kesinlikle yenmemesi. Midyelerde 0.5 olması gereken civa oranı 1.75 ile sınırın 3.5 katı üzerinde
bulundu. Ayrıca midyede kadmiyum elementi de 1 olması gerekirken 1.122 olarak belirlendi. İncelemeye alınan 20 balık
türü ise şunlar: Mezgit, Kefal, İzmarit, Barbun, Midye, Bakalyoz, Hamsi, Karagöz, Mercan, Dil, Çinekop, Sardalya,
Uskumru, İstavrit, Kolyoz, Zargana, Palamut, Gümüş, Karides, Lüfer.
5 yıl sonra anlaşılır
Memorial Hastanesi'nden Doç. Dr. Kenan Keskin, ağır metal almış olan balıkların tüketilmesiyle 5 yıl sonra ağır
metal zehirlenmesinden ölenlerin sayısının artacağını söyledi. Keskin, taktirde başta kanser olmak üzere, "Yenilen
balıklar kısa sürede değil AMA bir süre sonra büyük hastalıklara ve hatta ölümlere neden olurlar. Organ hastalıkları başta olmak üzere, karaciğer kanseri, böbrek yetmezliği, beyin hasarları, kan kanseri türlerine davetiye çıkarırlar.
Civa, kurşun, kalay gibi ağır metaller yüzünden zehirlenmeler zamanla kendini gösterir. Fark edilmeden ortaya çıkar.
Marmara Denizi'ndeki ağır metal içeren balıkların tüketilmesiyle çıkacak olan felaket sonuçları 5 yıl sonra
görülmeye başlar" dedi.
Ölüm balıkları MARMARA'DA
Marmara Denizi'ndeki balıkların sanayi atıklarıyla beslendikleri için karacaciğer kanseri ve böbrek yetmezliğine
neden oldukları tespit edildi. Midyeler ise balıklardan daha tehlikeli çıktı.
Marmara Denizi'nde yaşayan 3 balık türünün, karaciğer kanseri ve böbrek yetmezliği yapabilecek kadar tehlike saçtığı
anlaşıldı. Marmara Üniversitesi Sağlık Eğitim Fakültesi'nden Yrd. Doç. Dr. Yaşar Keskin'in başkanlığı'nda, Birinci
Ordu Gıda Müfreze Komutanlığı'nda Sorumlu Veteriner Hekim Ruhtan Baştakaya, Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Oğuz Özyaral,
Yrd. Doç. Dr. Nimet Emel Lüleci ve Prof. Dr. Osman Hayran'dan oluşan ekip, 1 yıllık çalışma sonucunda çarpıcı
sonuçlara ulaştı. 2005 yılında başlayıp 2006'nın ilk aylarına kadar süren 13 aylık çalışma, 20 tür balık üzerinde
gerçekleşti. Balıklarda, sanayi atıklarında bulunan civa, kurşun, bakır ve kadmiyuma olan 4 ağır metale bakıldı.
LÜFER TEHLİKE SINIRINDA
Araştırmaya göre, Diğer tehlikeli balıklar ise ikinci sırada Bakalyoz ve üçüncü sırada Hamsi geldi. Tehlike
sınırında olan balıklar ise şu şekilde sıralandı: Lüfer, Karagöz, Palamut ve Karides. Ağır metal taşıyan balıkların en büyük özelliği ise dip balıkları olması. Araştırma ekibinin başkanı Yrd. Doç. Dr. Yaşar Keskin Marmara Denizi'nde
avlanıp satışa sunulan balıkların ölüm tehlikesi saçtığına dikkat çekti ve "Sanayi atıkları kontrolsüz bir şekilde
doğaya bırakılmakta. Bunlar içerisinde ağır metaller deniz, göl ve barajlarda birikerek su ekosistemini etkiliyor.
Bunlarla temas Eden balıkların kas ve dokularında birikmesinden dolayı insanlarda zehirlenme ve ölüm vakaları
görülüyor. Bunun ilk örneği de 1950'de Japonya'da anlaşıldı" diye konuştu.
Sakın midye yemeyin
Yrd. Doç. Dr. Yaşar Keskin'e göre araştırmanın en çarpıcı sonucu Marmara Denizi'ndeki midyeden, hamsiden ve
bakalyozdan kesinlikle yenmemesi. Midyelerde 0.5 olması gereken civa oranı 1.75 ile sınırın 3.5 katı üzerinde
bulundu. Ayrıca midyede kadmiyum elementi de 1 olması gerekirken 1.122 olarak belirlendi. İncelemeye alınan 20 balık
türü ise şunlar: Mezgit, Kefal, İzmarit, Barbun, Midye, Bakalyoz, Hamsi, Karagöz, Mercan, Dil, Çinekop, Sardalya,
Uskumru, İstavrit, Kolyoz, Zargana, Palamut, Gümüş, Karides, Lüfer.
5 yıl sonra anlaşılır
Memorial Hastanesi'nden Doç. Dr. Kenan Keskin, ağır metal almış olan balıkların tüketilmesiyle 5 yıl sonra ağır
metal zehirlenmesinden ölenlerin sayısının artacağını söyledi. Keskin, taktirde başta kanser olmak üzere, "Yenilen
balıklar kısa sürede değil AMA bir süre sonra büyük hastalıklara ve hatta ölümlere neden olurlar. Organ hastalıkları başta olmak üzere, karaciğer kanseri, böbrek yetmezliği, beyin hasarları, kan kanseri türlerine davetiye çıkarırlar.
Civa, kurşun, kalay gibi ağır metaller yüzünden zehirlenmeler zamanla kendini gösterir. Fark edilmeden ortaya çıkar.
Marmara Denizi'ndeki ağır metal içeren balıkların tüketilmesiyle çıkacak olan felaket sonuçları 5 yıl sonra
görülmeye başlar" dedi.