- Katılım
- 6 Nisan 2007
- Mesajlar
- 3,175
- Tepkime puanı
- 25
- Puanları
- 0
- Yaş
- 45
Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararın anlamı açık ve net..
AKP kapatılacak..
Niye mi?
Çünkü mahkeme dünkü kararla sadece türban için yapılan anayasa değişikliğini iptal etmedi..
Aynı zamanda AKP’yi kapatacağını da ilan etti.. Kapatma davasının bundan sonraki seyri formalitedir..
Niye mi böyle düşünüyorum?
Anlatayım..
Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın 10 ve 42. maddesindeki değişikliklerle değişmez hükmündeki laiklik maddesinin ihlal edildiğine karar verdi..
Değişikliği bu nedenle iptal etti..
Yani, laiklik maddesinin içi bir başka maddede yapılan değişiklikle boşaltılıyor dedi..
Laiklik maddesini değiştirmek suç mu?
Suç..
Değiştirilmesi teklif bile edilemez..
*
Gelelim kapatma davasına..
Yargıtay Başsavcısı’nın iddiası şu:
AKP laiklik ilkesini değiştirmek istiyor.. Türkiye’yi başka bir rejime geçirmeye çalışıyor..
Anayasa Mahkemesi kanıt diyecek..
Başsavcı, Anayasa Mahkemesi’nin dün verdiği kararı kanıt olarak gösterecek..
Yani siz artık AKP’yi yok sayın..
Çünkü; Anayasa Mahkemesi’nin 9 üyesi de Başsavcı gibi düşündüğünü ilan etti..
Anayasa Mahkemesi’nin kararından sonra şöyle bir tablo ortaya çıktı..
Türkiye’yi şu anda laiklik maddesini değiştirmek istediği Yüce Mahkeme tarafından tescil edilen partinin çıkardığı hükümet yönetiyor..
Yani AKP hükümetinin laiklik karşıtı olduğu bir anlamda tescil edildi..
Anayasa Mahkemesi kapatma davasını da hızla ele almalı..
Çünkü dünkü kararla..
Hükümet de..
Meclis de iş yapamaz, karar alamaz konuma geldi..
Bu, sürdürülebilir bir durum değil..
*
Olayın siyasi boyutuna bakarsak..
Süreci İspanya’da “velev ki siyasal simge olsa bile” sözüyle başlatan Başbakan’ın hemen istifa etmesi gerekmiyor mu?
Partisini laiklik karşıtı konumuna düşüren bir lider hâlâ koltuğunda oturuyorsa o ülkede demokrasi var diyebilir misiniz?
*
Meselenin özüne, türban kararına dönersek..
Anayasa Mahkemesi’nin bu kararından sonra türban dosyası da kapandı.. AKP eliyle türbanın üniversite ve kamuya giremeyeceği tescil edildi..
AKP öncülük etti.. Yol açtı..
Anayasa Mahkemesi onayladı.. Hem de yasak öyle bir yerden ki; laiklikten..
*
Anayasa değişikliğine karar verilen günleri hatırlayın.. Bu gidişle türbana AKP eliyle katmerli yasak gelecek demiştik..
Böyle de oldu!
Bir daha kolay kolay kimse türbana el süremez..
*
Tabii dünkü karar çok gürültü koparacak.. Açıklandığı an kopardı bile.. Kimi meşru değildir dedi, kimi siyasi olduğunu söyledi..
Televizyonlara çıkıp Meclis de Anayasa Mahkemesi’ni yok hükmünde saysın diyenler bile oldu..
Bu fırtına diner..
Peki sonra ne olur?
AKP içinde şahinlerle güvercinlerin savaşı başlar..
Şahinler sonuna kadar vuruşalım diye bastırıyor.. ‘Sakin olalım’cılar bu iş bitti, yeni bir gemi inşa ederek yola devam edelim diyor..
Bakalım geminin kaptanı ne diyor?
Bu gemi su aldı, batıyor, mürettebatı tahliye etmeliyim mi diyecek?
Su aldığı falan yok, yola devam kararı mı verecek?
AKP kapatılacak..
Niye mi?
Çünkü mahkeme dünkü kararla sadece türban için yapılan anayasa değişikliğini iptal etmedi..
Aynı zamanda AKP’yi kapatacağını da ilan etti.. Kapatma davasının bundan sonraki seyri formalitedir..
Niye mi böyle düşünüyorum?
Anlatayım..
Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın 10 ve 42. maddesindeki değişikliklerle değişmez hükmündeki laiklik maddesinin ihlal edildiğine karar verdi..
Değişikliği bu nedenle iptal etti..
Yani, laiklik maddesinin içi bir başka maddede yapılan değişiklikle boşaltılıyor dedi..
Laiklik maddesini değiştirmek suç mu?
Suç..
Değiştirilmesi teklif bile edilemez..
*
Gelelim kapatma davasına..
Yargıtay Başsavcısı’nın iddiası şu:
AKP laiklik ilkesini değiştirmek istiyor.. Türkiye’yi başka bir rejime geçirmeye çalışıyor..
Anayasa Mahkemesi kanıt diyecek..
Başsavcı, Anayasa Mahkemesi’nin dün verdiği kararı kanıt olarak gösterecek..
Yani siz artık AKP’yi yok sayın..
Çünkü; Anayasa Mahkemesi’nin 9 üyesi de Başsavcı gibi düşündüğünü ilan etti..
Anayasa Mahkemesi’nin kararından sonra şöyle bir tablo ortaya çıktı..
Türkiye’yi şu anda laiklik maddesini değiştirmek istediği Yüce Mahkeme tarafından tescil edilen partinin çıkardığı hükümet yönetiyor..
Yani AKP hükümetinin laiklik karşıtı olduğu bir anlamda tescil edildi..
Anayasa Mahkemesi kapatma davasını da hızla ele almalı..
Çünkü dünkü kararla..
Hükümet de..
Meclis de iş yapamaz, karar alamaz konuma geldi..
Bu, sürdürülebilir bir durum değil..
*
Olayın siyasi boyutuna bakarsak..
Süreci İspanya’da “velev ki siyasal simge olsa bile” sözüyle başlatan Başbakan’ın hemen istifa etmesi gerekmiyor mu?
Partisini laiklik karşıtı konumuna düşüren bir lider hâlâ koltuğunda oturuyorsa o ülkede demokrasi var diyebilir misiniz?
*
Meselenin özüne, türban kararına dönersek..
Anayasa Mahkemesi’nin bu kararından sonra türban dosyası da kapandı.. AKP eliyle türbanın üniversite ve kamuya giremeyeceği tescil edildi..
AKP öncülük etti.. Yol açtı..
Anayasa Mahkemesi onayladı.. Hem de yasak öyle bir yerden ki; laiklikten..
*
Anayasa değişikliğine karar verilen günleri hatırlayın.. Bu gidişle türbana AKP eliyle katmerli yasak gelecek demiştik..
Böyle de oldu!
Bir daha kolay kolay kimse türbana el süremez..
*
Tabii dünkü karar çok gürültü koparacak.. Açıklandığı an kopardı bile.. Kimi meşru değildir dedi, kimi siyasi olduğunu söyledi..
Televizyonlara çıkıp Meclis de Anayasa Mahkemesi’ni yok hükmünde saysın diyenler bile oldu..
Bu fırtına diner..
Peki sonra ne olur?
AKP içinde şahinlerle güvercinlerin savaşı başlar..
Şahinler sonuna kadar vuruşalım diye bastırıyor.. ‘Sakin olalım’cılar bu iş bitti, yeni bir gemi inşa ederek yola devam edelim diyor..
Bakalım geminin kaptanı ne diyor?
Bu gemi su aldı, batıyor, mürettebatı tahliye etmeliyim mi diyecek?
Su aldığı falan yok, yola devam kararı mı verecek?