- Katılım
- 4 Aralık 2006
- Mesajlar
- 34
- Tepkime puanı
- 17
- Puanları
- 0
- Yaş
- 49
AH TÜRKÇE VAH TÜRKÇE
... Türkçe’yi “klas”larına yakıştıramayan tuhaf insanların sayısı büyük bir hızla artıyor.
İki futbolcu; Ortaköy’de açtıkları bara, bu semtin eski adını vermişler:
“Arkeon”. Güneye doğru inerseniz, eski Roma ve Yunan adlarının birer birer hortlatıldığını göreceksiniz.
Özellikle turistik bölgelerde Türkçe konuşmak ve iş yerlerine Türkçe adlar vermek âdeta ayıp görülmeye başlandı.
Bu ne şaşkınlıktır! Bu ne gaflettir!
Eskiden “entel” taifesi çağdaşlığını “öztürkçe” kullanarak “kanıt”lardı. Şimdilerde çağdaşlığın göstergesi İngilizce.
Meselâ adamlar tiyatro kurarlar, adı “Tiyatroskop”. Son zamanlarda “happening”ler, “workshop”lar gırla gidiyor.
Düşünün bir kere, gözlerini Galleria’da açıp Fame City’de Pin Bowling, Skee Ball, Boom Ball, Whaca Mole, Hoop Shot,
Galaksie, Beat the Clock ve benzeri oyunlarla vakit geçiren ve McDonald’s’ta yahut Kentucky Fried Chicken’da
karınlarını doyuran bacaksızlar büyüdüklerinde hâlimiz ne olacak? Türk Hava Yolları dergisinin adı bile İngilizce: “Skylife”...
Peki suçlu kim?
Yeni nesillere ana dil şuurunun kazandırılmasında ihmali olan herkes suçludur.
Özellikle, eski kelimeleri, dolayısıyla kelimelerin geçmişten bugüne taşıdıkları kültürü ve ifade inceliklerini de satırdan geçiren aydınların günahı büyüktür.
Devletin bütün imkânlarını kullanarak, insanlara uydurma kelimelerle konuşmanın “çağdaşlık”, “ilericilik” olduğunu telkin etmişlerdir.
Bu yüzden, zamanla, sadece kelimeler değil, deyim ve atasözleri bile yeni nesillere bayat gelmeye başlamıştır.
İşin gerçeği şudur:
Birtakım aydınlar, Türkçe’yi zenginleştirmek, Türkçe’de bulunmayan kavramlara, terimlere karşılıklar bulmak yerine;
yediden yetmişe herkesin anladığı ve kullandığı kelimelere yeni karşılıklar uydurmuşlardır.
İmkân’ı, ihtimal’i, şart’ı, sebep’i ve daha yüzlercesini kitle iletişim vasıtalarını da arkalarına alarak dilden kovmuşlar.
Hatırlanacağı üzere, yabancı adlar önce dergilerde boy gösterdi:
Argos, Rapsodi, Strech, Hey Girl vb. Daha sonraları yabancı adlı televizyonlar peydahlandı:
Magic Box, Show TV, İnter Star, Flash TV vb. Yüksek tirajlı gazetelerde Film Guide, TV Guide, Pozitif, Star,
Teleskop gibi adlarla ekler vermeye başladılar.
Çocuklarına Melisa, Sem gibi isimler veriyorlar...
Geçmiş ola!
Beşir Ayvazoğlu-Selçuk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Programı (SUZEP)
... Türkçe’yi “klas”larına yakıştıramayan tuhaf insanların sayısı büyük bir hızla artıyor.
İki futbolcu; Ortaköy’de açtıkları bara, bu semtin eski adını vermişler:
“Arkeon”. Güneye doğru inerseniz, eski Roma ve Yunan adlarının birer birer hortlatıldığını göreceksiniz.
Özellikle turistik bölgelerde Türkçe konuşmak ve iş yerlerine Türkçe adlar vermek âdeta ayıp görülmeye başlandı.
Bu ne şaşkınlıktır! Bu ne gaflettir!
Eskiden “entel” taifesi çağdaşlığını “öztürkçe” kullanarak “kanıt”lardı. Şimdilerde çağdaşlığın göstergesi İngilizce.
Meselâ adamlar tiyatro kurarlar, adı “Tiyatroskop”. Son zamanlarda “happening”ler, “workshop”lar gırla gidiyor.
Düşünün bir kere, gözlerini Galleria’da açıp Fame City’de Pin Bowling, Skee Ball, Boom Ball, Whaca Mole, Hoop Shot,
Galaksie, Beat the Clock ve benzeri oyunlarla vakit geçiren ve McDonald’s’ta yahut Kentucky Fried Chicken’da
karınlarını doyuran bacaksızlar büyüdüklerinde hâlimiz ne olacak? Türk Hava Yolları dergisinin adı bile İngilizce: “Skylife”...
Peki suçlu kim?
Yeni nesillere ana dil şuurunun kazandırılmasında ihmali olan herkes suçludur.
Özellikle, eski kelimeleri, dolayısıyla kelimelerin geçmişten bugüne taşıdıkları kültürü ve ifade inceliklerini de satırdan geçiren aydınların günahı büyüktür.
Devletin bütün imkânlarını kullanarak, insanlara uydurma kelimelerle konuşmanın “çağdaşlık”, “ilericilik” olduğunu telkin etmişlerdir.
Bu yüzden, zamanla, sadece kelimeler değil, deyim ve atasözleri bile yeni nesillere bayat gelmeye başlamıştır.
İşin gerçeği şudur:
Birtakım aydınlar, Türkçe’yi zenginleştirmek, Türkçe’de bulunmayan kavramlara, terimlere karşılıklar bulmak yerine;
yediden yetmişe herkesin anladığı ve kullandığı kelimelere yeni karşılıklar uydurmuşlardır.
İmkân’ı, ihtimal’i, şart’ı, sebep’i ve daha yüzlercesini kitle iletişim vasıtalarını da arkalarına alarak dilden kovmuşlar.
Hatırlanacağı üzere, yabancı adlar önce dergilerde boy gösterdi:
Argos, Rapsodi, Strech, Hey Girl vb. Daha sonraları yabancı adlı televizyonlar peydahlandı:
Magic Box, Show TV, İnter Star, Flash TV vb. Yüksek tirajlı gazetelerde Film Guide, TV Guide, Pozitif, Star,
Teleskop gibi adlarla ekler vermeye başladılar.
Çocuklarına Melisa, Sem gibi isimler veriyorlar...
Geçmiş ola!
Beşir Ayvazoğlu-Selçuk Üniversitesi Uzaktan Eğitim Programı (SUZEP)