Neler yeni

Welcome to SATBİL FORUM PAYLAŞIM

Join us now to get access to all our features. Once registered and logged in, you will be able to create topics, post replies to existing threads, give reputation to your fellow members, get your own private messenger, and so, so much more. It's also quick and totally free, so what are you waiting for?

Bir Satbil Forum Efsanesi

Satbil Reklam Alanı

Satbil Forum Reklam

AB Komedisi

Turkiye-Sevd@lisi

New member
Local time
11:02
Katılım
6 Nisan 2007
Mesajlar
3,175
Tepkime puanı
25
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Ezanlarin Yukseldigi Minarelerden,Ay Yildizin Golg
AB Komedisi




[FONT="Arial]Avrupa'da bir yıldır "afişlerden inmeyen" bir oyun var.
Oyunun adı, AB Komedyası!
Oyunun ikinci adı da, "İn The Club"
AB'nin bizdeki namı de, "Kulüp"tü ya, Hıristiyan Kulübü.
Bu adı koyan da geçen aylarda adı "Evci"ye çıkan, sonra da "affı şahane"ye -daha doğrusu affı Çankaya- uğrayan Necmeddin Erbakan.
1990'lı yıllarda Erbakan'ın koltuğu için adaylığını koyan, Refah Partisi'nin Kayseri Milletvekili de, TBMM'nin tutanaklarına "AB Hıristiyan Kulübüdür" sözünü yazdırmıştı.
Hem de Avrupalı politikacıları, Avrupa'daki filozaflarını tanık göstererek:
"AB bir Hıristiyan Kulübüdür. Bunu ben söylemiyorum. Avrupa'nın tüm filozofları, tüm politikacıları söylüyor".
Gül, TBMM kürsüsünde Avrupa Birliği'ni dramatik ve trajik cümlelerle anlatmıştı:
"AB konusu çok derindir. Orada bize iki yüzlü bakılır. Türkiye aşağılanır. Bunu görüyor ve utanıyoruz. Avrupa Parlamentosu'ndaki görüşmeleri izleyin, önergeleri okuyun, Türkiye'nin nasıl rencide edildiğini göreceksiniz."
Bu sözlerin üzerinden ya 6 ay, ya da 7 ay geçmişti ki, Sayın Gül, başbakan olarak, dışişleri bakanı olarak, AB adını yere, göğe koyamamış, Ankara göklerine havai fişeklerle şu sözler yazdırılmıştı:
"AB bir medeniyet kulübüdür."
Ancak, bu "medeniyet kulübü"nün eşiğinde beklemek anlaşması, bir Hıristiyan azizin tablosunun önünde imzalanmıştı.
İmzayı atanlarda biri de, Abdullah Gül'dür.
Dramatik, trajik konuşma, dedik.
Ama AB'li 6-7 yıllık süreç içinde, gelişmeler "traji komedi"ye dönüşmüştü. Yani, traji komik bir oyuna...
Yalnız olaylar değil, insanlar bile "dönmüş"tü. Değişerek ve gelişerek.
Tiyatronun simgesi, iki yüzdür ya! İki maske. Biri gülen yüz, biri ağlayan yüz!
Tiyatro da iki yüzlüdür yani.
Gülen ve ağlayan!
AB konusunda, bu iki yüzlülükten esinlenerek, "güleriz ağlanacak halimize" desek, edep ve adaba, edebiyata, tiyatroya aykırı olur mu?
AB için iki yüzlü diyenlerin kulaklarını çınlattık mı acaba?
Onu çınlamayı, çınlatmayı bir yana bırakalım, daha dün kulaklarımızı çınlatan söze birlikte göz atalım:
"AB süreci köklü reformlarla sürecek"
Bu kulak çınlatan sözlerin altındaki imza da, Abdullah Gül!
Önümüzdeki günlerde AB, Türkiye ile ilgili İlerleme Raporu'nu bilmem kaçıncı kez açıklayacak ya!
O uyarıcı, o buyurucu edasıyla!
Bizim AB sevdalıları, o edili uyarıları, buyrukları, dayatmaları sineye çekecekler, içlerine sindirecekler!
Sindirmekle kalmayacaklar, "131 yeni düzenleme" için "hamle" yapacaklar.
"Olmak veya olmamak" diyerek.
Bu ada bir oyun sözü!
Tiyatro sözlerine "tırad" denir ya, "replik" denir ya!
"Hamle" dedim, "Hamlet" de diyebilirim.
Çünkü bu söz, Şekspir'in (Shakespeare diye okunmaz diye yazmıyorum) o ünlü oyunundan, Hamlet'ten alınma!
Bu sözü, Prens söylüyor.
Danimarka, Prensi!
Bugün Danimarka'nın başkenti Kopenhag!
AB'ye girmek için de, Kopenhag kriterlerine uyulması gerek!
Nereden nereye değil mi?
Ama uzaya gitmeye gerek yok.
İngiltere'de, Türkiye'nin AB hikayesini alaya alan "İn The Club"un oynadığı tiyatronun yanındaki tiyatroda da "Hamlet" oyunu sahnelenmiş!
İki oyun yanyana!
Avrupa'nın kimi kentlerinde, özellikle Londra'da yaşayanlar, Türkiye'nin AB içindeki durumu -düştüğü durumu demek daha doğru- tiyatro sahnelerinde izleyip gülüyorlar.
Aslında sahnede, (İn The Club) adlı oyunda Türkiye'nin durumu "bizim için ağlanacak bir biçimde" sergileniyor.
O oyunu izleyemeyen bizler de, 1995'ten bu yana söylenen AB ile ilgili sözleri, atılan nutukları dinleyerek, gülmek ile ağlamak arasında gidip geliyoruz.
Biz yine, Avrupa'da oynanan oyuna dönelim.
Oyunun yazarı, Rıchard Bean. Sahneye koyan da.
Oyunda, "Türkiye'nin AB macerası anlatılıyor."
Türkiye'yi, Türk insanını incitecek bir biçimde!
Abdullah Gül'ün, 1995'te TBMM kürsüsünde söylediği, anlattığı bir biçimde!
Yurt içindeki eleştiriler karşısında incinen bakanlar, Meclis başkanları, milletvekilleri, "Türkiye ile bir buçuk yıldır alay eden" bu oyundan incinmiyorlar.
Belki de böyle bir oyunun Avrupa sahnesinde oynandığından haberleri olmamıştır.
Politikacılarımız, tiyatroya, baleye, operaya, Kliseler Batı ve Türk Müzüği'ne pek ilgi duymazlar da!
Meclis'e "sanatçı" olarak kimin gönderildiğini yazmaya gerek var mı?
AB'li yöneticiler, denetçiler, komiserler, Türkiye'yi, Türk yargısını, AKP dışındaki partileri, askerimizi, vatanını, milletini, sevenleri, "Ne mutlu Türküm" diyenleri yerden yere vuruyorlar, "301" deyip duruyorlar da, bizimkilerin sesi çıkmıyor da!
Oyuna mı karşı çıkacaklar?
"AB Komedyası" adlı oyunda, Türkiye'nin AB üyeliği ile dalga geçiliyor, dedik.
Öyle ki, oyunda, Türkçe bir deyim, "kafa bulmak" bile kullanılıyor:
"AB, Türkiye'yi üye yapacağız diye kafa buluyor."
Bunu yazar Rıchard Bean yazmış.
Oyuncular da söylüyor.
Adam, yani Rıchard Bean çok yönlü bir kişi.
Hem filozof, hem psikolog, hem oyuncu, hem de yazar.
Abdullah Gül, Kayseri Milletvekili ve Refah Partisi sözcüsü iken 1995 yılında TBMM kürsüsüne çıkıp:
"Bizi AB'ye almayacaklar. Çünkü AB bir Hıristiyan Kulübüdür. Bunu Avrupa'nın tüm politikacıları, tüm FİLOZOFLARI söylüyor" dememiş miydi?
AB, Türkiye ile kafayı buluyor, diyen de Avrupalı bir filozof!
Oyunun karakterleri, kahramanları arasında kimler yok ki.
Orhan Pamuk'un, Hrant Dink'in adı bile geçiyor.
Sözde Ermeni soykırımından da söz ediliyor.
Türklüğe ağız dolusu hakaret etme özgürlüğü ile ilgili 301. Madde de "oyun"a girmiş.
Oyunda, Türkiye'nin AB'den Sorumlu Bakanı da var. Adı, Mehmet Aziz. Ali Babacan'ın oyundaki adı!
Politikacılar bir seks komedisi olarak tanımlanan oyunda, Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki "şizofrenik ilişkiler" gülünç bir biçimde anlatılıyor.
Oyun bazen trajediye, bazen komediye dönüyor.
Perde, "Türkiye AB'ye üye olursa, Avrupa'da dört kişiden biri Müslüman olacak" sözüyle iniyor.
Oyunun yazarı, filozaf, psikolog ve Rıchard Bean, "Bu oyunun belki 15 yıl, belki 25 yıl, Alman Başbakanı Merkel'in deyimiyle 50 yıl, Fransa Cumhurbaşkanı'nın ömrü billah afişlerden inmeyecek" diyor.
Kendi yorumunu da ekliyor:
"Bu oyunda olmak veya olmamak, değil, yalnız ve yalnızca OLMAMAK var" diyor.

Orhan Tahsin


YazarRes_27.gif

[/FONT]
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst