Neler yeni

Welcome to SATBİL FORUM PAYLAŞIM

Join us now to get access to all our features. Once registered and logged in, you will be able to create topics, post replies to existing threads, give reputation to your fellow members, get your own private messenger, and so, so much more. It's also quick and totally free, so what are you waiting for?

Bir Satbil Forum Efsanesi

Satbil Reklam Alanı

Satbil Forum Reklam

World of Warcraft: The Burning Crusade pc inceleme

sicey

New member
Local time
18:02
Katılım
14 Ocak 2009
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
İzmir
Blizzard'ın yaptığı oyunlar, her zaman için insanları kendine bağlamasıyla ve aradan yıllar geçse bile kendilerini hala oynattırabilmeleriyle öne çıkmıştır. Aradan neredeyse 10 yıl geçmiş olmasına rağmen hala StarCraft oynayan pek çok oyuncu bulmak zor bir iş değil. Yada Diablo 2'yi arada sırada yükleyerek oyuna hiç sıkılmadan en baştan başlayan oyuncu sayısı hiç azımsanacak sayıda değil. Ama kabul edelim ki, World of WarCraft, Blizzard'ın bağımlılık yapan oyunlarının arasında, firmanın kendi başarısını da aşan bir oyun oldu.

Şimdi ise, The Burning Crusade, WoW'un çıtasını bir adım daha ileriye taşıyor. WoW'dan artık sıkılmaya başlamış olan oyuncuları bile tekrar kendine bağlayabilecek yapıda olan bir ek paket var karşımızda.

Normal WoW'u zaten oynadığınızı farzedecek olursak, TBC'yi yükledikten sonra yapacağınız ilk iş, hesabınızı upgrade etmek olmalı. Hesabınızı upgrade etmediğiniz sürece, expansion'ın getirdiği yenilikleri de kullanamazsınız. Upgrade işlemini ister yükleme sırasında size sorulduğunda, isterseniz de adresinden yapabilirsiniz. Upgrade işlemi tamamlanıp oyuna girdiğinizde, eğer karakteriniz 58+ level ise yapacağınız ilk iş muhtemelen Blasted Lands'teki Dark Portal'dan ek paketteki en geniş içeriği barındıran Outland'e geçmek olacaktır.

Ek pakedin ana teması olan Outland'e geçtiğinizde nelerle karşılaşacaksınız peki? Outland, toplam 7 bölgeden oluşuyor. Dark Portal'dan geçer geçmez kendinizi Hellfire Peninsula'da bulacaksınız. Genel olarak level 58-62 arası düşmanları içeren bu bölgede Outland'e alışmaya çalışırken, TBC'nin yeniliklerinin birçoğunu da deneme şansınız olacak. Daha Outland'e adımınızı attığınız anda Stairs of Destiny'deki muazzam savaş nutkunuzun tutulmasına neden oluyor zaten. Solda Alliance güçleri, sağda Horde güçleri ve karşılarında da devasa bir Pit Commander önderliğindeki Burning Legion savaşçıları. sürekli devam eden bu savaşı durup izlerken etkilenmemek mümkün değil. Bu büyüleyici savaştan gözlerinizi ayırmayı başardığınızda ise, Outland'deki questlerinize başlamak üzere Alliance için Honor Hold, Horde için Thrallmar'a doğru yola çıkacaksınız. Quest'ler çoğunlukla WoW'dan zaten alışık olduğumuz tarzda. 5 tane şundan kes, 10 tane bundan kes, şu kadar ondan topla tarzı alıştığımız quest'ler Outland'de de peşimizi bırakmıyor. Ama tabi ki yeni tipte, daha komplike birçok quest de karşımıza çıkacaklar arasında. Örneğin bombardıman questleri. Zırhlı bir gryphon/wyvern'in sırtına atlayıp Area 52 yapımı bombalarımızla Burning Legion yerleşim ve askerlerini bombaladığınız görevler gerçekten zevkli olmuş örneğin.

Blizzard'ın daha önce Eastern Plaguelands ve Silithus'da denediği ancak başarısızlıkla sonuçlanan World PVP sistemini Outland haritalarında çok daha başarılı bir şekilde canlandırdığını Hellfire Peninsula'ya adım attığınızda göreceksiniz. Çoğu bölgede bulunan PVP görevleri, kuleleri ve belli bölgeleri ele geçirmeniz karşılığında sizi özel madalyalarla ödüllendiriyor. Bu madalyaları kullanarak belli karakterlerden yeni eşyalar satın alabiliyorsunuz, ki bazı eşyalar gerçekten harcanan çabaya değecek kadar güzel.
Hellfire, Zangarmarsh, Terokkar Forest diye gezerken Nagrand'a adım attığınızda ise, World PVP'ye gelen esas ve en büyük yenilikle karşılaşıyoruz; Halaa. Nagrand'ın ortasında bulunan bu şehir, Alliance yada Horde tarafından ele geçirilebiliyor. Ve şehri elinde tutan tarafın NPC'leri şehirde yerlerini alıyorlar. Şehirdeki vendorlar ve sattıkları eşyalara ulaşmak isteyen oyuncular Halaa şehri için sürekli bir savaş içerisinde oluyorlar. Gryphon noktalarından kalkan Gryphon'larla şehirdeki guard'ları ve oyuncuları bombalayabiliyorsunuz. Şehirdeki tüm guard'lar öldüğünde ise, şehrin ortasındaki bölgeyi ele geçirmeniz gerekiyor. Bu savaş içerisinde, karşı takımdan bir oyuncuya son vuruşu yaptığınızda kazandığınız Halaa Battle Token'ları da, yine az önce belirttiğim özel eşyaları almak için kullanabiliyorsunuz (ki bunların içerisinde Epic Talbuk binekleri de var).

Blizzard hazır PVP'ye değinmişken olayı sadece World PVP'yle sınırlı bırakmamış, bizlere bir adet de "Eye of the Storm" isimli yeni Battleground hediye etmişler. Netherstorm'un şimşeklerle bezeli kaotik ortamında geçen bu battleground için tam olarak Warsong Gulch ve Arathi Basin karışımı diyebiliriz. Battleground içerisinde bulunan 4 adet kuleyi ele geçirip elinde tutan ve 2000 puana ilk kavuşan taraf kazanıyor. Aynı zamanda haritanın tam ortasında bulunan bayrağı kapıp kendi kontrolünüzdeki kulelerden birine getirmeyi başarabilirseniz de ek puan kazanıyorsunuz. 61-70 level'lar arasında tadını çıkarabileceğiniz bu battleground'un eski battleground'lardan sıkılanlara ilaç gibi geldiği bir gerçek. Tam TBC öncesi çılgınlar gibi PVP kasıp “Alterac Valley” adını duyunca hafif bir mide bulantısı yaşamaya başlayan ben, Eye of the Storm'dan oldukça memnun kaldım açıkçası.





Outland içindeki her bölgede en azından bir adet Alliance, bir adet de Horde kasabası bulunsa da, tüm oyuncuların ortak buluşma noktası olan Terokkar Forest'taki Shattrath City, her iki tarafın oyuncularına da açık. Aynı zamanda Outland'deki en büyük şehir olan Shattrath, içerisinde barındırdıklarıyla ve Outland'in merkez sayılabilecek bir yerinde bulunmasıyla birçok oyuncunun Heartstone noktası olacaktır şüphesiz.

Shattrath'ı biraz dolandığınızda, burada seçebileceğiniz iki adet faction olduğunu göreceksiniz. Eskiden bir Draenei tapınağı olan Shattrath'ın asıl sakinleri olan Aldor, ve Kael'Thas'ın en seçkin Blood Elf takımı olan ama Shattrath üzerine çıktıkları seferde taraf değiştirip Kael'Thas'a karşı dönüp A'dal'a sadakatlerini sunan Scryers. Bu iki grup birbirinden pek hoşlanmıyor ve birinden birini seçtiğinizde ve o taraf ile reputation kazanmaya başladığınızda diğer tarafla olan reputationınız azalıyor. Bu yüzden seçiminizi iyi yapmanızı tavsiye ederim, çünkü taraflardan birini bir kere seçtiğinizde, tarafınızı değiştirmek isterseniz büyük bir zahmete katlanmanız gerekiyor.






Bu iki taraftan birini seçmeniz ve seçtiğiniz tarafla olan reputation’ınızı yüksek tutmanızın tabi ki birçok avantajlı yanı var. İki tarafın da omuzluk enchant’ları, çeşitli silah, zırh ödülleri, epic meslek tarifleri gibi ödülleri var.

Reputation'a değinmişken, TBC öncesi WoW'da saatlerce yaratık kesmemize ve sıkıntıdan baygınlık geçirmemize neden olan reputation sistemi de değişimden nasibini almış. Artık reputation kazanmak eskisine nazaran çok daha kolay. Tabi yine de bir anda tüm faction'larla Exalted olabilmeniz mümkün değil, ama hiç olmazsa artık öldürdüğünüz mob başına 1 reputation, tekrarlanabilir questlerden 50 reputation saç***ığı ortadan kalkmış durumda. Genellikle mob başına 10 reputation, tekrarlanabilir questlerden de 250-500 civarı bir reputation (ki bazen çok daha fazla geldiği de oluyor) kazandığımız için bu konuda eskisi kadar sıkıntılı değiliz. Ama yine de bazı faction'larda bir yerden sonra işin yine tamamen grind yapmaya dönmesi biraz sinir bozucu maalesef.
Gelelim Outland instance'larına. Blizzard, instance'larda çok kanatlı sistemi sevmiş olacak ki, Outland'deki bütün instance'ların birden çok kanadı var. Örneğin Hellfire Peninsula'da, Hellfire Citadel instance'ının ayrı ayrı tam dört kanadı var. Ramparts ve Blood Furnace, Outland'e yeni ayak basanların girebileceği, TBC'de karşımıza çıkacak ilk instance'lar. Shattered Halls ise level 70'e hitap ediyor ve içerisinde Fel Orc'ların WarChief'i Kargath Bladefist'i barındırıyor. Son kanatta ise, WarCraft 3'te Illidan'ın tahtını elinden zorla aldığı ve hapsettiği Magtheridon'un ini olan Magtheridon's Lair bulunuyor. Magtherdion's Lair haricindeki kanatlar 5 kişilik standart dungeon'lar iken, Magtheridon's Lair, Onyxia's Lair türevinde bir 25 kişilik raid instance'ı. Evet, yanlış okumadınız, 40 değil, 25 kişi dedim. Çünkü TBC ile birlikte gelen tüm yeni intance'ların kişi sınırı 40'tan 25'e düşmüş durumda. Bu aslında bir çok yönden iyi sayılabilecek bir değişiklik. Küçük guild'lerin daha kolay adam toplayarak raid yapabilmesi ve büyük guild'lerin de 2 gruba ayrılarak daha çok loot'a ulaşabilmesi adına şüphesiz yararlı bir değişiklik. Eski Azeroth instance'larına ise hala 40 kişi ile girebilmek mümkün.

Birkaç kanattan oluşan instance'lar sadece Hellfire Citadel'den ibaret değil tabi ki. Coilfang Reservoir, Auchindoun gibi instance'lar da birden çok kısımdan oluşuyorlar ve her kısım farklı bir level grubuna hitap ediyor. Bu sayede level 70'e giden yolda neredeyse her level için farklı instance'lar bulduğunuzdan, aynı instance'ı defalarca yapıp sıkılmaktan kurtuluyorsunuz. Seçenek bol olunca, size sadece seçmek kalıyor.



Ayrıca instance dışı bölgelerdeki görev ve event'lar da instance içi eğlenceleri aratmayacak kadar zevkli olmuş. Honor Hold'daki Exorcist göndermesi olan iblisler tarafından etkilenmiş kumandanın içinden iblisi çıkartan Draenei, Thrall'ın Outland'e gelişi derken WoW adeta bambaşka bir WoW olmuş, ve uzun süre sıkılmadan oynanacak, kolay kolay tüketilmeyecek bir içeriğe sahip bir şekle bürünmüş.

Ama tabi Outland'deki en büyük zevklerden birini de ancak level 70'e (Druid'ler için 68) ulaştığınızda yaşayacaksınız. Sadece Outland'de kullanabileceğiniz uçan bineğinizden (Druid'ler için Stormcrow formu) bahsediyorum tahmin edeceğiniz üzere. Shadowmoon Valley'deki Wildhammer Stronghold (Alliance) yada Shadowmoon Village (Horde)'dan 800 gold karşılığında öğrenebileceğiniz expert riding skill'i ve 100 gold karşılığında alabileceğiniz binek ile birlikte Outland semalarında özgürce yükselebilirsiniz. %60 hızda uçan bu binek sizi kesmezse, 5000 gold'luk artisan training ve 200 gold'luk epic uçan binekle birlikte %280 hızla uçmanın tadına varabilirsiniz. (5000 gold'u ödemenin ağırlığı midenize oturmazsa tabi.) Druid'ler ise bu konuda biraz daha şanslı. Level 68'de 5-6 gold'a öğrenilen flight form özelliği, yanında bedava expert riding skill'i de getidiği için 800 gold'luk masraftan yırtmış oluyorlar. İleriki patch'lerde eklenecek olan Epic Flight Form için ise maalesef ki öncelikle 5000 gold'luk artisan training'i öğrenmiş olmaları gerecek. (Bu cümleden sonra Druid oynadığım anlaşıldı sanırım.) Bunların dışında uçan binekler için bir çeşit daha var, o da Netherdrake. Bu pek şirin ejderciklere kavuşmak ise önceki bineklere kavuşmaktan bile daha zor. (Hayır, 10000 gold ödemiyorsunuz.) Netherdrake sahibi olabilmenin iki yolu var; birincisi 3 ay süren Arena sezonu sonucunda takımınızın birinci olması, ikincisi ise şu anda oyuna eklenmiş olmasa da yapımcıların dediği kadarıyla çok uzun ve zorlu bir quest serisi sonucunda ödül olarak kazanmak. Quest Netherdrake'i epic mount'lara eş değer olarak %280 hızda olacak, ancak arena ödülü olan zırhlı Netherdrake %310 hızda olacak.

Arena demiştik değil mi? TBC gelmeden hemen önceki patch'le oyuna eklenmişti aslında arenalar. 2'ye 2, 3'e 3 veya 5'e 5 maçlar yapmaya daha TBC gelmeden başlamıştık bile. Ama TBC'de arenaların farklı bir yeri var. Level 70 öncesinde sadece pratik yapabildiğimiz arenalar, Level 70 sonrasında oyuncuların kendi oluşturdukları takımların kıran kırana çarpıştığı ve en iyi olmak için çabaladıkları bir yer haline geliyor. eğer Arena'nın yüksek basamaklarını tırmanmak istiyorsanız ilk yapmanız gereken kendinize bir "Arena Team Charter" almak olmalı. Daha sonra takımınıza katılacak kişilere bu charter'ı imzalatmalısınız. Yalnız Arena takımı yaratmanın oldukça masraflı bir iş olduğunu söylemeliyim, o yüzden takıma katılacak kişiler bu parayı beraber öderlerse herkesin üzerindeki yük azalmış olur. Takımınızı yarattığınızda ise geriye "bayrağınızın" sembolünü yaratmak kalıyor. Bu bir nevi guild tabard'ı gibi, Arena'daki bayrağınızın üzerinde yer alıp takımınızı temsil edecek sembol görevi görüyor. Takımınız tamam ise sıra dövüşlere başlamakta. Arena'larda takımınız başarıya ulaştıkça daha yüksek puanlı ve zorlu rakiplerle karşılaşacaksınız. Takımınızı bu şekilde başarıdan başarıya koşturtarak bir sezonu birinci olarak tamamlayabilirseniz az önce belirttiğim zırhlı Netherdrake ve daha bir sürü sürpriz ödüle kavuşacaksınız. Siz hevesle ellerinizi ovuşturmadan önce bir sezonun tam 3 ay sürdüğünü söyleyeyim. 3 ay boyunca durmadan arena mücadelesi yapacak sabrı ve zamanı bulmak zor tabi, ama o sabrı ve zamanı bulanlar bunun karşılığını alacak gibi gözüküyor. "Benim gözüm sezon birinciliğinde değil, yok mudur peki Arena'da başka ödül falan?" derseniz, kazandığınız arena puanlarını Area 52'deki Arena ödül npc'sinde gönül rahatlığıyla harcayıp kendinizi güzelim arena set ve silahlarıyla donatabilirsiniz derim bende.
Outland'de bu kadar gezinti yeter, Azeroth'ta neler değişmiş bir de ona bakalım.

Arthas tarafından yerle bir edilen Silvermoon şehri, Blood Elf'lerin uğraşlarıyla tekrar kurulup Eversong Ormanı'ndaki yerini almış. Outland’e geçip Tempest Keep'teki liderleriyle buluşmak isteyen Blood Elf'ler, bu vesileyle Outland'i en iyi bilen tarafa, yani Horde'a katılmış durumda. (Forsaken lideri Sylvanas Windrunner'ın eskiden kendilerinden biri olmasının da onlara bu konuda yardım sağladığı bir gercek tabi.) Blood Elf görevleri, genellikle Horde'un gözünde kendi değerlerini ispatlamaya, Wretched denilen büyü tarafından delirtilmiş Blood Elf'lere karşı savaşmaya ve Scourge'ün yıktığı eski ihtişamlarını geri kazanmaya çalışan bir hikayeyi izliyor. Kesinlikle muhteşem tasarlanmış Silvermoon şehri, Eversong Ormanı ve size buralardaki gezintileriniz sırasında eşlik eden müzikler size adeta Azeroth'un havasını solutmayı başarıyor. Tabi ki bu yüzden (özellikle yeni açılan Serverlarda) Horde tarafında müthiş bir Blood Elf patlaması da yaşanmış durumda. Soylu, güzel ama bir o kadar da büyüye duydukları açlık tarafından yozlaştırılmış olan Blood Elf ırkı, Horde olarak kalmak isteyen ama hep bir Paladin oynamanın eksikliğini çekmiş oyuncular içinde tek seçenek olduğundan, bu nüfus patlamasını anlamak zor değil.

Kafamızı Kalimdor tarafına doğru çevirdiğimizde ise, ufak bir adada yaşayan heybetli ve kadim Draenei ırkı selamlıyor bizleri. Kendilerini ilk başta "Bu nasıl Draenei? Bariz Eredar bunlar!" diye yargılamış olsak da, bu ırkın Outland'deki kuzenleri (the Broken Ones) gibi yozlaşmamış, Burning Legion'ın etkisinden kurtulabilmiş "esas" Draenei'ler (Draenei yani sürgünler adını almış olan Eredar'lar) olduğunu öğrendiğimizde –hikaye biraz zorlama geldiği için başta biraz yadırgasak da- bağrımıza basmayı ihmal etmedik. Night Elf'lerin yuvası olan Teldrassil ağacının yakınlarındaki bir adaya uzay gemileri düşen Draenei'ler (Uzay gemileri aynı zamanda ana şehirleri olan Exodar) liderleri Kahin Valen önderliğinde Alliance birlikleriyle ittifak yaparak Alliance'a resmen katılmış durumda. Karanlığa sapmış Eredar'ın aksine tamamen ışık tarafından kutsanmış olan Draenei'ler, aynı zamanda ışığa dönmeye çalışan ve Şamanizm üzerine gelişmiş Broken One kuzenlerini de bünyesine katarak WoW'un aynı anda hem Paladin, hem Shaman olabilen tek sınıfı konumunda şu an. Draenei'lerin başlangıç yeri olan Azuremyst Isle ise, Blood Elf'lerin Eversong Ormanı kadar güzel ve göz alıcı olmasa da (ne de olsa enkaz parçalarıyla kaplı) en az bir o kadar ilgi çekici. Exodar gemisi adaya çarptığında oluşan hasarı telafi etmeye çalışan Draenei'lerin görevleri de genelde bu doğrultuda. Gerek enkazdaki yaralıları tedavi ederek, gerekse adaya dağılmış olan kristalleri toplayıp onların verdiği hasarı iyileştirmeye çalışarak geçiyor Draenei olarak ilk saatlerimiz. Blood Elf'lerin aksine çok yoğun bir nüfus patlamasına neden olmasa da, oynaması gerçekten zevkli, karizmatik ve heybetli bir ırk olarak eklenmiş Draenei'ler expansion'a.

İki tarafın da yeni bölgeleri ve görevleri maalesef ki sizi ancak level 20 civarına getirdikten sonra bırakıyor. Bundan sonrasında yine önceden bildiğimiz Azeroth topraklarını arşınlıyoruz. Tabi ki beklentimiz level 60'a kadar yeni bölgeler değildi, ama en azından her iki tarafın bölgesine düşük seviyeli birer instance konulsa çok daha iyi olurdu diye düşünüyorum.

Level 1'den 60'a kadar kasıp da 300 skill puanına getirmeye çalıştığımız mesleklerimiz de TBC ile birlikte yeni tariflere kavuşuyor. Artık 375'e çıkartabildiğimiz meslek skill'leriyle ilgili gelişmeler gerçekten memnuniyet verici. Önceden Leatherworking, Blacksmithing ve Engineering'de bulunan çeşitli konularda uzmanlaşma, artık Tailoring ve Alchemy meslekleri için de geçerli. Tailoring'iniz yeterli seviyeye ulaştığında 3 tailoring uzmanlığından birini seçme şansınız olacak. Spellfire Tailoring (Arcane ve Fire damage'ı veren itemlar ve 28-slotluk enchanting çantası), Shadowweave Tailoring (Frost ve Shadow damage'ı veren itemlar ve 28-slotluk soul shard çantası), Primal Mooncloth Tailoring(Healing'e bonus veren itemlar ve 20-slotluk çanta). Hangi uzmanlık alanını seçerseniz seçin, diğer tariflerdeki eşyaları yapabilmeniz yinede mümkün. Ancak uzmanlık alanınız olmadığı için bu tür eşyaları yaratımınız 2 katı uzun sürecek ve bazı eşyalardaki uzmanlık gerektiren bonusları da kullanamama durumunuz var. o yüzden seçiminizi yaparken hangi uzmanlığın size daha çok yarayacağını düşünmeniz gerçekten önemli.

Alchemy içinde durum çok farklı değil. Alchemy de 3 adet yeni uzmanlık dalına sahip. Transmution Mastery, Potion Mastery ve Elixir Mastery. Bu 3 alandan birini uzmanlık olarak seçtiğinizde, o alandan bir ürün yarattığınızda, 1 tanelik malzemeden birden çok ürün elde etme şansı veriyor. Örneğin Elixir Mastery'yi seçtiğinizde, bir "Elixir of Major Agility" yaratmak istediğinizde size bir tane iksir yerine birden çok iksir yaratabiliyor. Böylece az malzemeyle çok daha fazla iksir (yada transmute) yapabiliyorsunuz. Uzmanlık dışında Alchemy'ye gelen bir diğer güzel özellik ise iksir keşfetme. Çok nadir gerçekleşen bir şey olsa da, herhangi bir iksir yaratırken başka bir iksirin tarifini keşfetme şansınız var. Mesela sıradan bir sağlık Gelişmeler sadece Tailoring ve Alchemy de değil tabi. Blacksmith’ler yeni epic tarifleri görünce muhtemelen sevinçten gözyaşlarına boğulacaklardır, çünkü yeni silah ve zırh tarifleri gerçekten çok sağlam. Dahası, artık geliştirilebilen tariflere de sahip Blacksmith’ler. Örneğin "Thunder" isimli epic mace'i yaptınız. Daha sonra bunu upgrade ederek "Deep Thunder" isimli silaha çevirdiniz. o da yetmedi, onu da upgrade edip "Stormherald"'a çevirdiniz, ki bu silahın 123 dps'lik, 39 strength ve agility, 57 stamina ve chance on hit'inde 4 saniyelik bir stun efektine sahip olduğunu söylersem ne kadar güçlü bir silah yaratabildiğinizi fark edeceksinizdir. Leatherworking de ise Outland'den daha iyi bir gear toplayana kadar sizi rahatlıkla idare edebilecek mail ve leather setler, özelliklerinizi belli bir süreliğine arttıran savaş davulları ve çok çeşitli özelliklere sahip, yapması zor ama kesinlikle değecek armor kit'ler var. Enchanting de yüksek seviye yeni birçok enchant, Engineering'de yeni (ve çılgın) yeni tasarımlar var.

Bütün bu eski meslekler bir yana, bir de yepyeni mesleğimiz Jewelcrafting var tabi ki. Jewelcrafting oldukça ilginç bir meslek, çünkü kapsamı gerçekten çok geniş. Ring, Trinket ve Necklace eşyaları yaratabileceğiniz gibi, sizi az miktarlarda da olsa heal'layan totemler yaratabilir, daha da ileri seviyelerinde etrafta bulduğunuz ham mücevherleri kesip onları kendiniz kullanabilir ya da satabilirsiniz. Özellikle oyunun başlarında kıtlığı çekilen bazı eşyaları yapabilmesi, Outland'den bin bir zorlukla topladığımız soketli eşyalarımız için mücevher kesebilmesiyle oldukça yararlı ve diğer mesleklerin gerisinde kalmayan bir meslek olmuş Jewelcrafting. Ham madde olarak madenleri ve değerli taşları kullandığı için yanına destekleyici meslek olarak Mining'i almak olmazsa olmaz tabi. Değerli taşlar içinse, Jewelcrafting'in daha başlarında öğreneceğiniz "Prospecting" özelliğiyle bulduğunuz madenlerden 5 tanesini değerli taşlar için arayabiliyorsunuz. Ama bu arayışın sonucunda değerli taşları kazanırken madenlerinizi kaybediyorsunuz.

WoW'un her zaman için masalsı (hatta anime'msi) bir hava veren grafikleri için çok fazla bir yenilik sunmuyor TBC. Ancak buna rağmen, eldeki grafiklerle yaratılan ortamlar, mekanlar kesinlikle büyüleyici. Hellfire Peninsula'nın kızıl toprakları olsun, Nagrand'ın yemyeşil ovaları olsun, Karazhan'ın müthiş görkemli salonları olsun her şey kesinlikle büyük bir özenle, büyük bir başarıyla oyuna yansıtılmış. Arada bir Nagrand'daki havada süzülen adacıklardan dökülen şelaleri izlemek için Nagrand'a uğradığım dahi oldu açıkçası. WoW'un zaten basit grafiklerle yarattığı muhteşem atmosfer, TBC'yle birkaç adım ileriye taşınmış böylece.

Seslerin ve müziklerin de bu muhteşem atmosfere yaptıkları büyük katkı yadsınamaz. Tüm seslendirmeler gerçekten de büyük bir özenle ve başarıyla yapılmış. Özellikle instance'lardaki boss'larının çoğunun seslendirilmiş olması gerçekten çok iyi olmuş. Bir Talon King Ikiss'in, bir Moroes'in yada Maiden of Virtue'nun seslendirmesini duyduğunuzda bu karakterleri sadece sesleriyle bile bu kadar iyi canlandırabilmiş kişilere saygı duyuyorsunuz. (Talon King Ikiss'inkine belki saygı duymayabilirsiniz tabi, nedenini karşılaşınca anlarsınız.) Müziklere ise kesinlikle tam not! Daha login ekranında "Legends of Azeroth"'un TBC'ye uyarlanmış versiyonunu dinlediğiniz andan itibaren müziklere hayran kalacağınıza eminim. Genel olarak WoW'dan çok daha karanlık bir havada olan müzikler, Outland'in o kaotik ve karanlık atmosferini büyük bir başarıyla yansıtıyor. Zaman zaman bazı müzikler yüzünden Diablo oynadığınızı sansanız da (Diablo'nun müziklerine çok benziyorlar, ama zaten bilin bakalım müziklerin ardındaki isimlerden biri kim? Matt Uelmen. Kendisi Tristram ve diğer birçok Diablo müziğinin bestecisi desem?) TBC'ye ayrı müthiş bir atmosfer yaratıyor bu müzikler. Oyunun çok sınırlı sayıda gelen Collector's Edition versiyonunu almayı başarabildiyseniz, CE içinden çıkacak olan Soundtrack CD'si ile müzik şöleninizi oyunda olmadığınız zamanlarda da devam ettirebilirsiniz.

TBC ile ilgili aslında daha söylenebilecek çok şey var. Çünkü oyun sürekli olarak Blizzard tarafından daha da geliştirilmeye devam ediyor. Ama ben şimdilik incelemeyi bu kadarla bırakacağım. WarCraft evrenine, online oyunlara ilgi duyuyorsanız kesinlikle denemeniz gereken bir oyun WoW. (Hala denemediyseniz tabi) eğer zamanında WoW'a bulaşmış, ancak sıkılıp bıraktıysanız, TBC geri dönmeniz için yeterli sebebi sağlayacak bir içerik sağlıyor. WoW'un yeniden doğuşu diyebileceğimiz TBC, kesinlikle en azından denenmeyi hak eden bir oyun.


Notlar:
TBC incelemesi burada bitiyor ama TBC'yle ilgili yazacağımız son şey bu değil tabi ki. Yazarlarımızdan Barbaros'un şu aralar boğuştuğu Level 1'den 60'a WoW rehberinin yanında, yakında çok kapsamlı bir TBC rehberiyle birlikte ben de TBC üzerine yazmaya devam edeceğim.
Druid nerf'ünün ardından bol bol kınadığım Blizzard'a hot fix için teşekkür ediyorum. En azından hala Karazhan'da off-tank'lık yapabiliyorum.
Oyunu tüm dünyada ilk olarak Türkiye'de satışa sunmayı başaran (saat farkı sayesinde ilk Türkiye de başladı satışlar) Aral İthalat'ı da tebrik ediyorum ve ikinci parti TBC'leri de bir an önce getirmelerini umuyorumiksiri yaratmaya çalışırken çok güçlü bir flask tarifi keşfedebilirsiniz, "Karakterime vahiy mi geldi?" demeyin sonra.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst