- Katılım
- 14 Mart 2006
- Mesajlar
- 1
- Tepkime puanı
- 3
- Puanları
- 0
- Yaş
- 41
ABESE
Bismillahirrahmanirrahim
1- (Peygamber) Yüzünü eksitti ve döndü.
2- Kendisine âmâ geldi, diye.
3- Ne bilirsin, belki o temizlenecek?
4- Veya ögüt belleyecek de ögüt ona fayda verecek.
5- Ama buna ihtiyaç hissetmeyene gelince,
6- Sen ona yöneliyorsun.
7- Onun temizlenmemesinden sana ne?
8- Ama sana can atarak gelen,
9- Allah'tan korkarak gelmisken,
10- Sen onunla ilgilenmiyorsun.
11- Hayir hayir, sakin. Çünkü o Kur'ân bir ögüttür.
12- Artik dileyen onu düsünür.
13- O, degerli sahifelerdedir.
14- Yüksek tutulan tertemiz sahifelerde.
15- Yazicilarin ellerindedir,
16- Degerli, iyi yazicilarin.
17- O kahrolasi insan, ne nankör sey.
18- O yaratan onu hangi seyden yaratti?
19- Bir damla sudan, onu yaratti da biçime koydu.
20- Sonra ona yolunu kolaylastirdi.
21-Sonra onu öldürdü de kabre koydurdu.
22- Sonra diledigi vakit onu tekrar diriltir.
23- Hayir hayir, dogrusu o, hiç Allah'in emrini tam yerine getirmedi,
24- Bir de o insan yiyecegine baksin.
25- Biz o suyu bol bol döktük.
26- Sonra topragi nasil da yardik.
27- Bu suretle orada ekinler bitirdik.
28- Üzümler, yoncalar,
29- Zeytinlikler, hurmaliklar,
30- Iri ve sik agaçli bahçeler,
31- Meyveler, çayirlar bitirdik.
32- Siz ve hayvanlariniz faydalansin diye.
33- Kulaklari sagir eden o gürültü geldiginde,
34- O gün kisi kaçar, kardesinden...
35- Anasindan , babasindan..
36- Esinden ve ogullarindan.
37- Onlardan her birinin o gün basindan asan isi vardir.
38- Yüzler var ki, o gün paril paril,
39- Güler, sevinir.
40- Yüzler de var ki, o gün tozlanmis,
41- Onlari karanlik bürümüs,
42-Iste onlardir kâfirler, haktan sapanlar.
ADiYAT
Bismillahirrahmanirrahim
1- O haril haril (savasa) kosanlara,
2- (Tirnaklariyla yerden) ates çikaranlara,
3- Sabahleyin akin edenlere,
4- Tozu dumana karistiranlara,
5- Derken bir toplulugun ortasina dalanlara yemin ederim ki,
6- Süphesiz insan, Rabbine karsi çok nankördür.
7- Ve kendisi de buna sahittir.
8- Gerçekten o dünya malini çok sevdigi için katidir.
9- Bilmiyor mu ki, kabirlerin içindekiler firlatilacak.
10- Ve sinelerin içindekiler derlenecek.
11-O gün Rableri onlarin bütün yaptiklarindan haberdardir
AHKAF
Bismillahirrahmanirrahim
1- Hâ mîm.
2- Bu kitabin indirilisi, çok güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah tarafindandir.
3- Biz gökleri, yeri ve ikisi arasindakileri ancak hak ile ve belirli bir süre için yarattik. Inkâr edenler uyarildiklari seyden yüz çeviriyorlar.
4- Ey Muhammed! De ki: "Allah'tan baska yalvardiklarinizi gördünüz mü? Onlar yerden ne yaratmislar bana gösterin. Yoksa onlarin göklerin yaradilisinda bir ortakliklari mi var? Eger siz dogru söyleyen kimseler iseniz bana bu Kur'an'dan önce indirilmis bir kitap veya ilimden bir eser getirin."
5- Allah'i birakip da kiyamet gününe kadar kendisine hiç bir cevap veremeyecek olan putlara dua eden kimseden daha sapik kim olabilir? Oysa taptiklari seylerin, onlarin yalvarislarindan haberleri bile yoktur.
6- Kiyamet günü insanlar biraraya toplandigi zaman taptiklari seyler kendilerine düsman kesilirler. Ve onlarin kendilerine tapmalarini inkâr ederler.
7- Bizim âyetlerimiz kendilerine apaçik okundugu zaman inkâr edenler kendilerine gelen hak kitap için: "Bu apaçik bir büyüdür." dediler.
8- Yoksa, "Onu (Muhammed) uydurdu." mu diyorlar? Sen de ki: "Eger onu ben uydurmussam Allah'tan bana gelecek cezayi savmaya sizin gücünüz yetmez. O sizin yaptiginiz taskinliklari daha iyi bilir. Sizinle benim aramda sahit olarak Allah yeter. O çok bagislayicidir, çok merhamet edicidir.
9- Ey Muhammed! De ki: "Ben Peygamberlerin ilki degilim. Bana ve size ne yapilacagini da bilmem. Ben ancak bana vahyedilene tabi oluyorum. Ben ancak apaçik bir uyariciyim.
10- De ki: "Ne dersiniz, eger bu Kur'an Allah tarafindan ise ve siz de onu inkâr etmisseniz, bununla birlikte Israilogullari'ndan bir sahit de onun bir benzerini (Tevrat'ta görüp) inanmisken siz hala büyüklük taslarsaniz (haksizlik etmis olmaz misiniz)? Süphesiz ki, Allah zalim bir toplulugu dogru yola iletmez."
11- Inkâr edenler, iman ednler için: "Eger Islâm'da bir hayir olsaydi onlar, onu kabulde bizi geçemezlerdi." derler. Bununla muvaffak olamayinca da: "Bu eski bir yalandir." diyeceklerdir.
12- Kur'ân'dan önce de bir rehber ve rahmet olarak Musa'nin kitabi Tevrat vardi. Bu Kur'ân ise zulmedenleri uyarmak, iyilik yapanlari müjdelemek için Arap lisani ile indirilen ve kendinden öncekileri tasdik eden bir kitaptir.
13- "Gerçekten Rabbimiz Allah'tir." deyip, sonra da dosdogru olanlara gelince onlar için hiçbir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.
14- Iste onlar cennetlikdirler, yaptiklarina karsilik orada ebedi olarak kalacaklardir.
15- Biz insana ana ve babasina iyilik yapmayi tavsiye ettik. Anasi onu zahmetle karninda tasidi ve zahmetle dogurdu. Onun ana karninda tasinmasi ile sütten kesilme süresi otuz aydir. Nihayet insan olgunluk çagina ulasip, kirk yasina geldiginde der ki: "Ey Rabbim! Bana ve ana babama ihsan ettigin nimetlerine sükretmemi ve senin hosnut olacagin salih amel islememi ilham et. Benim neslimden gelenleri de salih kimseler kil. Dogrusu ben tevbe edip sana yöneldim. Ve ben gerçekten müslümanlardanim."
16- Iste yaptiklarinin en güzelini kendilerinden kabul edecegimiz ve günahlarini bagislayacagimiz bu kimseler cennetlikler arasindadirlar. Bu onlara vaad edilmis olan dosdogru bir sözdür.
17- Ana ve babasina: "Öf size! siz bana öldükten sonra tekrar dirilip kabrimden çikarilacagimi mi vaad ediyorsunuz? Oysa benden önce nice nesiller gelip geçmistir." diyen kimseye ana ve babasi Allah'a siginarak "Yaziklar olsun sana! Gel iman et, süphesiz ki, Allah'in vaadi gerçektir." dediklerinde o: "Bu Kur'ân öncekilerin masallarindan baska bir sey degildir" diyordu.
18- Iste onlar kendilerinden önce gelip geçmis olan cin ve insan topluluklari içerisinde haklarinda azab vaadi hak olmus kimselerdir. Onlar gerçekten hüsrana ugramislardir.
19- Herkesin yaptiklarina göre dereceleri vardir. Allah onlara yaptiklarinin karsiligini tam olarak verir. Onlara haksizlik edilmez.
20- Inkâr edenler atese arzedilecekleri gün onlara: "Siz dünya hayatinizda bütün güzel seylerinizi harcadiniz, onlarin zevkini sürdünüz, artik bugün yeryüzünde haksiz yere büyüklük taslamaniz ve yoldan çikmis olmanizdan dolayi asagilayici bir azabla cezalandirilacaksiniz." (denir).
21- Ey Muhammed! Âd kavminin kardesi Hud'u hatirla. Hani O, Ahkâf denilen yerde kavmini uyarmisti. O'ndan önce ve sonra da nice peygamberler gelip geçmistir. Hud, kavmine: "Allah'tan baskasina kulluk etmeyin. Çünkü ben sizin için büyük bir günün azabindan korkuyorum." demisti.
22- Onlar: "Sen bizi ilâhlarimizdan çevirmek için mi geldin? Eger dogru söyleyenlerden isen o bize vaad edip durdugun azabi haydi getir." dediler.
23- Hud: "O azabin ne zaman gelecegine dair ilim Allah katindadir. Ben size benimle gönderileni teblig ediyorum. Fakat ben sizi cahillik eden bir kavim olarak görüyorum." dedi.
24- O azabi, vadilerine dogru yayilan bir bulut halinde gördükleri zaman: "Bu bize yagmur yagdiracak yaygin bir buluttur." dediler. Hud ise: "O sizin acele gelmesini istediginiz seydir. O bir rüzgârdir ki, içerisinde aci bir azab vardir.
25- O rüzgâr, Rabbinin emri ile herseyi yikar mahveder." dedi. Nihayet helâk oldular ve evlerinden baska hiçbir sey görünmez oldu. Iste biz günahkâr kavmi böyle cezalandiririz.
26- And olsun ki, biz onlara size vermedigimiz imkanlar vermistik. Onlara kulaklar, gözler ve kalpler vermistik. Fakat kulaklari, gözleri ve kalpleri onlara hiçbir fayda saglamadi. Çünkü onlar Allah'in âyetlerini bile bile inkâr ediyorlardi. Alay etmekte olduklari sey de onlari sarip kusatti.
27- Andolsun ki, biz sizin etrafinizda bulunan bir çok memleketleri helak ettik. Belki tevhide dönerler diye ayetlerimizi çesitli sekillerde açikladik.
28- Allah'i birakip da kendilerine yakinlik saglamak için edindikleri ilâhlari onlara yardim etselerdi ya! Ama hayir, aksine onlardan kaybolup gittiler. Iste bu onlarin yalanlari ve uydurup durduklari iftiralaridir.
29- Ey Muhammed! Hani biz cinlerden bir grubu Kur'ân'i dinlemeleri için sana yöneltmistik. Onlar Kur'ân'i dinlemek için hazir bulunduklari zaman birbirlerine "susun" dediler. Kur'ân'in okunmasi bitince de birer uyarici olarak kavimlerine döndüler.
30- Onlar kavimlerine söyle dediler: "Ey kavmimiz! Gerçekten biz Musa'dan sonra indirilen ve kendisinden öncekileri tasdik eden bir kitap dinledik. O kitap gerçegi ve dogru yolu gösteriyor.
31- Ey kavmimiz! Allah'in davetçisine uyun ve O'na iman edin ki, Allah da sizin günahlarinizi bagislasin ve sizi aci bir azabdan korusun."
32- Her kim Allah'in davetçisine uymazsa bilsin ki, yeryüzünde Allah'i aciz birakacak degildir. Onun Allah'tan baska dostlari da yoktur. Iste onlar apaçik bir sapiklik içerisindedirler.
33- Onlar gökleri ve yeri yaratan ve onlari yaratmakla yorulmayan Allah'in ölüleri diriltmeye de kadir oldugunu görmüyorlar mi? Evet süphesiz ki, O'nun herseye gücü yeter.
34- Inkâr edenler atese arz olunacaklari gün onlara: "Bu gerçek degil miymis?" denir. Onlar da: "Rabbimiz Hakk'i için gerçekmis!" derler. Allah onlara: "O halde inkâr ettiginizden dolayi simdi tadin azabi!" der.
35-Ey Muhammed! Azim sahibi peygamberlerin sabrettikleri gibi sen de sabret! Onlar için (azab hususunda) acele etme. Sanki onlar kendilerine vaad edilen azabi gördükleri gün dünyada sadece gündüzün bir saati kadar kaldiklarini sanirlar. Bu bir tebligdir. Hiç yoldan çikan fasiklar toplulugundan baskasi helak edilir mi?
AHZAB
Bismillahirrahmanirrahim
1- Ey peygamber! Allah'tan kork, kâfirlere ve münafiklara itaat etme. Muhakkak ki Allah her seyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir.
2- Rabbinden sana ne vahyediliyorsa onun ardinca git. Muhakkak ki Allah ne yaparsaniz haberdardir.
3- Allah'a güven, vekil olarak Allah yeter.
4- Allah bir adam için içinde iki kalb yapmamistir. Kendilerinden zihar yaptiginiz eslerinizi analariniz kilmamistir. Evlatliklarinizi da ogullariniz kilmamistir. O sizin agzinizdaki lafinizdir. Allah ise hakki söylüyor ve dogru yolu gösteriyor.
5- Onlari (evlatliklari) babalari adina çagirin. Allah yaninda o daha dogrudur. Eger babalarini bilmiyorsaniz, onlar sizin dinde kardesleriniz ve dostlarinizdir. Bununla beraber hata ettiklerinizde üzerinize bir günah yoktur. Fakat kalblerinizin kasdettiginde vardir. Allah, çok bagislayici ve çok merhamet edicidir.
6- Peygamber, müminlere kendi nefislerinden önce gelir. O'nun hanimlari da onlarin analaridir. Akraba da Allah'in kitabinda birbirlerine, diger müminlerden ve muhacirlerden daha yakindirlar. Ancak dostlariniza
bir maruf (uygun bir vasiyet) yapmaniz müstesnâdir. Bu, kitapta yazilidir.
7- Unutma o peygamberlerden mîsaklarini (kesin sözlerini) aldigimiz vakti! Hele senden, Nuh, Ibrahim, Musa ve Meryemoglu Isa'dan ki onlardan agir bir mîsak (saglam bir söz) aldik.
8- (Bunu Allah), sadiklara sadakatlerinden sormak için yapti. Kâfirler için ise aci verecek bir azab hazirladi.
9- Ey iman edenler! Allah'in üzerinizdeki nimetini anin. Hani size ordular gelmisti de üzerlerine bir rüzgâr ve sizin görmediginiz ordular salivermistik. Allah ne yaptiginizi görüyordu.
10- O zaman onlar, hem üstünüzden gelmislerdi, hem asagi tarafinizdan, ve o vakit gözler kaymis, yürekler girtlaklara dayanmisti. Siz Allah'a türlü türlü zanlarda bulunuyordunuz.
11- Iste burada müminler imtihan edilmis ve siddetli bir sarsinti ile sarsilmislardi.
12- O vakit münâfiklar ve kalblerinde bir hastalik bulunanlar: "Allah ve Resulü bize bir aldanistan baska bir vaad yapmamis." diyorlardi.
13- O vakit bunlardan bir grup: "Ey Medine halki! Sizin için duracak yer yok, hemen dönün." diyorlardi. Yine onlardan bir kismi da Peygamberden izin istiyor, evlerimiz gerçekten (düsmana) açiktir." diyorlardi, halbuki açik degildi, sadece kaçmak istiyorlardi.
14- Eger onlarin her tarafindan üzerlerine girilse de sonra fitne çikarmalari istenilse derhal onu yapacaklardi. Ama onunla da pek az duracaklardi.
15- Halbuki bundan önce Allah'a ahid vermislerdi. Arkalarini dönmeyeceklerdi. Allah'a verilen ahid ise mesuliyetlidir, mutlaka sorulur.
16- De ki: "Eger ölümden veya öldürülmekten kaçiyorsaniz, kaçmak size asla fayda vermez. Verecegini var saydiginiz takdirde de ancak pek az faydalandirilirsiniz."
17- De ki: "Eger Allah size bir felâket diler veya bir rahmet murad
ederse, sizi Allah'tan saklamak kimin haddine?" Hem onlar kendilerine Allah'tan baska bir veli de bulamazlar, bir yardimci da.
18- Süphesiz Allah, içinizden o savsaklayanlari ve kardeslerine: "Bize gelin" diyenleri biliyor. Onlar harbe pek az geliyorlardi.
19- Size karsi kiskançlik ediyorlardi. Derken o korku hali gelince, gördün onlari ki, ölümden bayginlik sarmis kimse gibi gözleri dönerek sana bakiyorlardi. O korku gidince, size keskin keskin diller siyirdilar. Onlar hayra karsi kiskançlik ediyorlardi. Iste bunlar iman etmediler de Allah amellerini bosa çikardi. Bu Allah'a göre önemsizdir.
20- Onlar ahzabi (düsman birliklerini) gitmedi saniyorlardi. Eger o birlikler bir daha gelecek olursa, çölde bedevi Araplar içinde yer alip, sizin haberlerinizden (basiniza geleceklerden) sormayi isterler. Onlar içinizde kalacak olsalar da pek az harb ederler.
21- Sanim hakki için muhakkak ki size Resullulah'da pek güzel bir örnek vardir. Allah'a ve son güne ümit besler olup da Allah'i çok zikreden kimseler için.
22- Müminler, ahzabi (düsman birliklerini) gördükleri zaman: "Iste bu, Allah'in ve Resulü'nün bize vaad ettigi seydir. Allah ve Resulü dogru söyledi." dediler. Bu onlarin imanini ve teslimiyetini artirmaktan baska bir sey yapmadi.
23- Müminlerdendir o erler ki Allah'a verdikleri ahde sadakat gösterdiler. Kimi adagini ödedi (canini verdi), kimi de beklemektedir. Onlar, ahidlerini hiç degistirmediler.
24- Çünkü Allah sadiklara sadakatleriyle mükafat verecek, dilerse münafiklara da azab edecek veya tevbe nasib edecektir. Süphe yok ki Allah çok bagislayicidir. Çok merhamet edicidir.
25- Hem Allah kâfirleri herhangi bir hayra ulasmadan hinçlariyle defetti. Bu sekilde Allah, müminlere savasta kâfi geldi. Allah çok güçlüdür, çok üstündür.
26- Hem de kitap ehlinden onlara yardim edenleri kalplerine korku düsürerek kalelerinden indirdi, siz onlarin bir kismini katlediyordunuz, bir kismini da esir aliyordunuz.
27- (Allah) onlarin arazilerini, yurtlarini ve mallarini size miras kildi. Bir de henüz ayak basmadiginiz bir yeri (size miras kildi). Allah, her seye kâdirdir.
28- Ey peygamber! Hanimlarina söyle söyle: "Eger dünya hayatini ve zinetini istiyorsaniz, haydi gelin, sizi donatayim ve güzellikle birakip salivereyim.
29- Yok eger Allah ve Resulünü ve ahiret yurdunu istiyorsaniz, haberiniz olsun ki,
Allah içinizden güzellik edenlere pek büyük bir ecir hazirlamistir.
30- Ey peygamberin hanimlari! sizden her kim bir terbiyesizlik ederse ona azab iki kat katlanir. Bu Allah'a göre çok kolaydir.
31- Yine sizden her kim Allah'a ve Resulü'ne boyun eger, salih bir amel islerse, ona da mükâfatini iki kat veririz. Hem onun için bol bir rizik hazirlamisizdir.
32- Ey peygamberin hanimlari! Siz kadinlardan herhangi biri gibi degilsiniz. Eger takva ile korunacaksaniz, konusurken kiritmayin da kalbinde bir hastalik bulunan kimse tamaha düsmesin. Güzel ve dosdogru söz söyleyin.
33- Hem vakarinizla evlerinizde durun da önceki cahiliyet devrinde oldugu gibi süslenip çikmayin. Namazi kilin, zekati verin. Allah ve Resulü'ne itaat edin. Ey ehli beyt! Allah sizden kiri gidermek ve sizi tertemiz, pampak yapmak istiyor.
34- Oturun da evlerinizde okunan Allah'in âyetlerini ve hikmeti anin. Süphe yok ki Allah lütuf sahibidir ve her seyden haberdardir.
35- Süphe yok ki müslüman erkeklerle müslüman kadinlar, mümin erkeklerle mümin kadinlar, itaat eden erkeklerle itaat eden kadinlar, sadik erkeklerle sadik kadinlar, sabreden erkeklerle sabreden kadinlar, mütevazi erkeklerle mütevazi kadinlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadinlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadinlar, irzlarini koruyan erkeklerle irzlarini koruyan kadinlar, Allah'i çok zikreden erkeklerle Allah-'i çok zikreden kadinlar var ya, iste onlar için Allah bir magfiret ve büyük bir mükâfat hazirlamistir.
36- Bununla beraber Allah ve Resulü bir ise hükmettigi zaman, gerek mümin bir erkek ve gerekse mümin bir kadin için, o islerinde baska bir tercih hakki yoktur. Her kim de Allah ve Resulüne âsi olursa açik bir sapiklik etmis olur.
37- Hem hatirla o vakti ki, o kendisine Allah'in nimet verdigi ve senin de ikramda bulundugun kimseye: "Hanimini kendine siki tut ve Allah'tan kork" diyordun da nefsinde Allah'in açacagi seyi gizliyordun. Insanlardan çekiniyordun. Halbuki Allah kendisini saymana daha lâyikti. Sonra Zeyd o kadindan ilisigini kestigi zaman, biz onu sana es yaptik ki, ogulluklarinin iliskilerini kestikleri hanimlarini nikâhlamada müminlere bir darlik olmasin. Allah'in emri de yerine getirilmistir.
38- Peygambere Allah'in takdir ettigi, mübah kildigi seyde bir darlik yoktur. Bundan önce geçen bütün peygamberler hakkinda Allah'in sünneti böyledir. Allah'in emri ise biçilmis bir kaderdir.
39- Onlar, Allah'in gönderdiklerini teblig ederler ve O'ndan korkarlar, Allah'tan baska kimseden korkmazlardi. Hesap görücü olarak da Allah yeter.
40- Muhammed, sizin adamlarinizdan hiçbirinin babasi degildir. Ama Allah'in Resulü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah her seyi hakkiyle bilendir.
41- Ey iman edenler! Allah'i çokça anin.
42- Ve O'nu sabah aksam tesbih edin.
43- Sizleri karanliklardan aydinliga çikarmak için melekleri ile birlikte üzerinize rahmet ve bereket indiren O'dur ve O, müminlere çok merhametlidir.
44- O'na kavusacaklari gün müminlere esenlik dilegi selâmdir. (Allah) onlar için cömertçe bir mükafat hazirlamistir.
45- Ey peygamber! Biz seni hem bir sahit, hem bir müjdeci, hem bir uyarici olarak gönderdik.
46- Ve hem de izniyle Allah'a bir davetçi ve nurlar saçan bir kandil (olarak gönderdik).
47- Müminlere müjdele! Onlara Allah'tan bir mükafat vardir...
48- Kâfirlere ve münafiklara itaat etme, onlarin ezalarini birak (aldirma) da Allah'a tevekkül et. Allah vekil olarak hepsine yeter.
49- Ey iman edenler! Mümin kadinlari nikâh edip de sonra onlara dokunmadan bosadiginiz zaman, sizin için üzerlerinde sayacaginiz bir iddet hakkiniz yoktur. Derhal müt'alarini (mehirleri belirlenmedigi takdirde yararlanacaklari bir mal) verip onlari güzel bir sekilde saliverin.
50- Ey peygamber! Biz bilhassa sana sunlari helâl kildik: Mehirlerini vermis oldugun eslerini, Allah'in sana ganimet olarak ihsan buyurduklarindan sahip oldugun cariyeleri, amcalarinin kizlarindan, halalarinin kizlarindan, dayilarinin kizlarindan, teyzelerinin kizlarindan seninle beraber hicret etmis olanlari, bir de mümin bir kadin kendini peygambere hibe ederse, peygamber nikâh etmek istedigi takdirde, onu baska müminlere degil de sadece sana mahsus olmak üzere helâl kildik. Onlara esleri ve cariyeleri hakkinda neyi farz kildigimizi biliyoruz. Bunlar sana hiçbir darlik olmamasi içindir. Allah, çok bagislayicidir, çok merhamet edicidir.
51- Onlardan diledigini geri birakir, diledigini yanina alirsin. Sirasini geri biraktigin kadinlardan diledigini yanina almanda da sana bir günah yoktur. Onlarin gözleri aydin olup üzülmemelerine ve kendilerine verdigin ile hepsinin hosnut olmalarina en elverisli olan budur. Allah kalblerinizdekini bilir. Allah her seyi bilir ve yumusak davranir.
52- Bundan baska kadinlar sana helâl olmaz. Bunlari baska eslerle degistirmek de olmaz. Isterse güzellikleri hosuna gitsin. Ancak sahip oldugun cariyen baska. Allah her seye gözcü bulunuyor.
53- Ey iman edenler! Peygamberin evlerine vaktine bakmaksizin ve yemege izin verilmedikçe girmeyin. Fakat çagirildiginiz vakit girin. Yemegi yediginizde de hemen dagilin. Sohbet etmek için de izinsiz girmeyin. Çünkü bu haliniz peygambere eziyet veriyor, ama o sizden utaniyor. Fakat Allah gerçegi söylemekten utanmaz. Hem O'nun hanimlarina bir ihtiyaç soracaginiz vakit de perde arkasindan sorun. Böyle yapmaniz hem sizin kalbleriniz ve hem de onlarin kalbleri için daha temizdir. Hem sizin Resulullah'a eziyet etmeye hakkiniz yoktur. Ondan sonra hanimlarini da ebediyyen nikâh edemezsiniz. Çünkü bu Allah katinda çok büyük bir günahtir.
54- Siz bir seyi açiklasaniz da gizleseniz de süphe yok ki Allah her seyi bilmektedir.
55- Onlar (peygamberin esleri) için babalari, ogullari, kardesleri, erkek kardeslerinin ogullari, kiz kardeslerinin ogullari, kendi kadinlari (kadin dostlari) ve sahip olduklari köleleri hakkinda bir günah yoktur. Bununla beraber (ey Peygamberin hanimlari) Allah'tan korkun. Çünkü Allah her seye sahit bulunuyor.
56- Gerçekten Allah ve melekleri Peygambere salât ederler. Ey iman edenler! siz de ona teslimiyetle salât ve selâm edin.
57- Süphesiz ki Allah'a ve Resulü'ne eziyet verenlere Allah hem dünyada, hem ahirette lânet etmistir. Onlara asagilayici bir azab hazirlamistir.
58- Mümin erkeklere ve mümin kadinlara yapmadiklari bir seyden dolayi eziyet edenler de bir iftira ve açik bir günah yüklenmislerdir.
59- Ey peygamber! Hanimlarina, kizlarina ve müminlerin kadinlarina hep söyle de cilbablarindan (dis elbiselerinden) üzerlerini simsiki örtsünler. Bu onlarin taninmalarina, taninip da eziyet edilmemelerine en elverisli olandir. Bununla beraber Allah çok bagislayicidir, çok merhamet edicidir.
60- Andolsun ki, eger münafiklar ve kalblerinde bir hastalik olanlar ve Medine'de dedikodu yapanlar, bu yaptiklarindan vaz geçmezlerse, mutlaka seni onlara musallat ederiz. Sonra seninle orada az bir zamandan fazla komsu kalamazlar.
61- Melun olarak nerede bulunurlarsa yakalanirlar ve öldürülürler.
62- Allah'in bundan önce geçenler hakkindaki kanunu budur. Ve sen Allah'in kanununu degistirmeye asla çare bulamazsin.
63- Insanlar sana kiyamet saaatini soruyorlar. De ki: "Onun ilmi ancak Allah'in nezdindedir. Ne bilirsin belki kiyamet yakinda olur."
64- Su muhakkak ki, Allah kâfirleri lânetlemis ve onlara çilgin bir ates
hazirlamistir.
65- (Onlar) orada ebedî kalirlar ve ne bir dost bulabilirler, ne de bir yardimci.
66- O gün yüzleri ates içinde çevirilirken: "Ah keske Allah'a itaat etseydik, peygambere itaat etseydik!" derler.
67- Yine derler ki: "Ey Rabbimiz! Biz beylerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yanlis yola götürdüler."
68- Ey Rabbimiz! Onlara azabin iki katini ver ve kendilerini büyük bir lânet ile lânetle."
69- Ey iman edenler: Sizler Musa'ya eziyet edenler gibi olmayin. Eziyet ettiler de Allah onu, onlarin söylediklerinden temize çikardi. O, Allah yaninda mevki sahibi idi.
70- Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve saglam söz söyleyin,
71- Ki (Allah) islerinizi yoluna koysun ve günahlarinizi bagislasin. Her kim Allah'a ve Resulü'ne itaat ederse, o gerçekten büyük murada ermistir.
72- Biz o emaneti göklere, yere ve daglara arz ettik, onlar, onu yüklenmeye yanasmadilar, ondan korktular da onu insan yüklendi. O gerçekten çok zalim ve çok cahildir.
73- Çünkü Allah münafik erkeklerle münafik kadinlara, müsrik erkeklerle müsrik kadinlara azab edecek, mümin erkeklerle mümin kadinlarin da tevbelerini kabul edecektir. Allah çok bagislayicidir, çok merhamet edicidir.
Bismillahirrahmanirrahim
1- (Peygamber) Yüzünü eksitti ve döndü.
2- Kendisine âmâ geldi, diye.
3- Ne bilirsin, belki o temizlenecek?
4- Veya ögüt belleyecek de ögüt ona fayda verecek.
5- Ama buna ihtiyaç hissetmeyene gelince,
6- Sen ona yöneliyorsun.
7- Onun temizlenmemesinden sana ne?
8- Ama sana can atarak gelen,
9- Allah'tan korkarak gelmisken,
10- Sen onunla ilgilenmiyorsun.
11- Hayir hayir, sakin. Çünkü o Kur'ân bir ögüttür.
12- Artik dileyen onu düsünür.
13- O, degerli sahifelerdedir.
14- Yüksek tutulan tertemiz sahifelerde.
15- Yazicilarin ellerindedir,
16- Degerli, iyi yazicilarin.
17- O kahrolasi insan, ne nankör sey.
18- O yaratan onu hangi seyden yaratti?
19- Bir damla sudan, onu yaratti da biçime koydu.
20- Sonra ona yolunu kolaylastirdi.
21-Sonra onu öldürdü de kabre koydurdu.
22- Sonra diledigi vakit onu tekrar diriltir.
23- Hayir hayir, dogrusu o, hiç Allah'in emrini tam yerine getirmedi,
24- Bir de o insan yiyecegine baksin.
25- Biz o suyu bol bol döktük.
26- Sonra topragi nasil da yardik.
27- Bu suretle orada ekinler bitirdik.
28- Üzümler, yoncalar,
29- Zeytinlikler, hurmaliklar,
30- Iri ve sik agaçli bahçeler,
31- Meyveler, çayirlar bitirdik.
32- Siz ve hayvanlariniz faydalansin diye.
33- Kulaklari sagir eden o gürültü geldiginde,
34- O gün kisi kaçar, kardesinden...
35- Anasindan , babasindan..
36- Esinden ve ogullarindan.
37- Onlardan her birinin o gün basindan asan isi vardir.
38- Yüzler var ki, o gün paril paril,
39- Güler, sevinir.
40- Yüzler de var ki, o gün tozlanmis,
41- Onlari karanlik bürümüs,
42-Iste onlardir kâfirler, haktan sapanlar.
ADiYAT
Bismillahirrahmanirrahim
1- O haril haril (savasa) kosanlara,
2- (Tirnaklariyla yerden) ates çikaranlara,
3- Sabahleyin akin edenlere,
4- Tozu dumana karistiranlara,
5- Derken bir toplulugun ortasina dalanlara yemin ederim ki,
6- Süphesiz insan, Rabbine karsi çok nankördür.
7- Ve kendisi de buna sahittir.
8- Gerçekten o dünya malini çok sevdigi için katidir.
9- Bilmiyor mu ki, kabirlerin içindekiler firlatilacak.
10- Ve sinelerin içindekiler derlenecek.
11-O gün Rableri onlarin bütün yaptiklarindan haberdardir
AHKAF
Bismillahirrahmanirrahim
1- Hâ mîm.
2- Bu kitabin indirilisi, çok güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah tarafindandir.
3- Biz gökleri, yeri ve ikisi arasindakileri ancak hak ile ve belirli bir süre için yarattik. Inkâr edenler uyarildiklari seyden yüz çeviriyorlar.
4- Ey Muhammed! De ki: "Allah'tan baska yalvardiklarinizi gördünüz mü? Onlar yerden ne yaratmislar bana gösterin. Yoksa onlarin göklerin yaradilisinda bir ortakliklari mi var? Eger siz dogru söyleyen kimseler iseniz bana bu Kur'an'dan önce indirilmis bir kitap veya ilimden bir eser getirin."
5- Allah'i birakip da kiyamet gününe kadar kendisine hiç bir cevap veremeyecek olan putlara dua eden kimseden daha sapik kim olabilir? Oysa taptiklari seylerin, onlarin yalvarislarindan haberleri bile yoktur.
6- Kiyamet günü insanlar biraraya toplandigi zaman taptiklari seyler kendilerine düsman kesilirler. Ve onlarin kendilerine tapmalarini inkâr ederler.
7- Bizim âyetlerimiz kendilerine apaçik okundugu zaman inkâr edenler kendilerine gelen hak kitap için: "Bu apaçik bir büyüdür." dediler.
8- Yoksa, "Onu (Muhammed) uydurdu." mu diyorlar? Sen de ki: "Eger onu ben uydurmussam Allah'tan bana gelecek cezayi savmaya sizin gücünüz yetmez. O sizin yaptiginiz taskinliklari daha iyi bilir. Sizinle benim aramda sahit olarak Allah yeter. O çok bagislayicidir, çok merhamet edicidir.
9- Ey Muhammed! De ki: "Ben Peygamberlerin ilki degilim. Bana ve size ne yapilacagini da bilmem. Ben ancak bana vahyedilene tabi oluyorum. Ben ancak apaçik bir uyariciyim.
10- De ki: "Ne dersiniz, eger bu Kur'an Allah tarafindan ise ve siz de onu inkâr etmisseniz, bununla birlikte Israilogullari'ndan bir sahit de onun bir benzerini (Tevrat'ta görüp) inanmisken siz hala büyüklük taslarsaniz (haksizlik etmis olmaz misiniz)? Süphesiz ki, Allah zalim bir toplulugu dogru yola iletmez."
11- Inkâr edenler, iman ednler için: "Eger Islâm'da bir hayir olsaydi onlar, onu kabulde bizi geçemezlerdi." derler. Bununla muvaffak olamayinca da: "Bu eski bir yalandir." diyeceklerdir.
12- Kur'ân'dan önce de bir rehber ve rahmet olarak Musa'nin kitabi Tevrat vardi. Bu Kur'ân ise zulmedenleri uyarmak, iyilik yapanlari müjdelemek için Arap lisani ile indirilen ve kendinden öncekileri tasdik eden bir kitaptir.
13- "Gerçekten Rabbimiz Allah'tir." deyip, sonra da dosdogru olanlara gelince onlar için hiçbir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.
14- Iste onlar cennetlikdirler, yaptiklarina karsilik orada ebedi olarak kalacaklardir.
15- Biz insana ana ve babasina iyilik yapmayi tavsiye ettik. Anasi onu zahmetle karninda tasidi ve zahmetle dogurdu. Onun ana karninda tasinmasi ile sütten kesilme süresi otuz aydir. Nihayet insan olgunluk çagina ulasip, kirk yasina geldiginde der ki: "Ey Rabbim! Bana ve ana babama ihsan ettigin nimetlerine sükretmemi ve senin hosnut olacagin salih amel islememi ilham et. Benim neslimden gelenleri de salih kimseler kil. Dogrusu ben tevbe edip sana yöneldim. Ve ben gerçekten müslümanlardanim."
16- Iste yaptiklarinin en güzelini kendilerinden kabul edecegimiz ve günahlarini bagislayacagimiz bu kimseler cennetlikler arasindadirlar. Bu onlara vaad edilmis olan dosdogru bir sözdür.
17- Ana ve babasina: "Öf size! siz bana öldükten sonra tekrar dirilip kabrimden çikarilacagimi mi vaad ediyorsunuz? Oysa benden önce nice nesiller gelip geçmistir." diyen kimseye ana ve babasi Allah'a siginarak "Yaziklar olsun sana! Gel iman et, süphesiz ki, Allah'in vaadi gerçektir." dediklerinde o: "Bu Kur'ân öncekilerin masallarindan baska bir sey degildir" diyordu.
18- Iste onlar kendilerinden önce gelip geçmis olan cin ve insan topluluklari içerisinde haklarinda azab vaadi hak olmus kimselerdir. Onlar gerçekten hüsrana ugramislardir.
19- Herkesin yaptiklarina göre dereceleri vardir. Allah onlara yaptiklarinin karsiligini tam olarak verir. Onlara haksizlik edilmez.
20- Inkâr edenler atese arzedilecekleri gün onlara: "Siz dünya hayatinizda bütün güzel seylerinizi harcadiniz, onlarin zevkini sürdünüz, artik bugün yeryüzünde haksiz yere büyüklük taslamaniz ve yoldan çikmis olmanizdan dolayi asagilayici bir azabla cezalandirilacaksiniz." (denir).
21- Ey Muhammed! Âd kavminin kardesi Hud'u hatirla. Hani O, Ahkâf denilen yerde kavmini uyarmisti. O'ndan önce ve sonra da nice peygamberler gelip geçmistir. Hud, kavmine: "Allah'tan baskasina kulluk etmeyin. Çünkü ben sizin için büyük bir günün azabindan korkuyorum." demisti.
22- Onlar: "Sen bizi ilâhlarimizdan çevirmek için mi geldin? Eger dogru söyleyenlerden isen o bize vaad edip durdugun azabi haydi getir." dediler.
23- Hud: "O azabin ne zaman gelecegine dair ilim Allah katindadir. Ben size benimle gönderileni teblig ediyorum. Fakat ben sizi cahillik eden bir kavim olarak görüyorum." dedi.
24- O azabi, vadilerine dogru yayilan bir bulut halinde gördükleri zaman: "Bu bize yagmur yagdiracak yaygin bir buluttur." dediler. Hud ise: "O sizin acele gelmesini istediginiz seydir. O bir rüzgârdir ki, içerisinde aci bir azab vardir.
25- O rüzgâr, Rabbinin emri ile herseyi yikar mahveder." dedi. Nihayet helâk oldular ve evlerinden baska hiçbir sey görünmez oldu. Iste biz günahkâr kavmi böyle cezalandiririz.
26- And olsun ki, biz onlara size vermedigimiz imkanlar vermistik. Onlara kulaklar, gözler ve kalpler vermistik. Fakat kulaklari, gözleri ve kalpleri onlara hiçbir fayda saglamadi. Çünkü onlar Allah'in âyetlerini bile bile inkâr ediyorlardi. Alay etmekte olduklari sey de onlari sarip kusatti.
27- Andolsun ki, biz sizin etrafinizda bulunan bir çok memleketleri helak ettik. Belki tevhide dönerler diye ayetlerimizi çesitli sekillerde açikladik.
28- Allah'i birakip da kendilerine yakinlik saglamak için edindikleri ilâhlari onlara yardim etselerdi ya! Ama hayir, aksine onlardan kaybolup gittiler. Iste bu onlarin yalanlari ve uydurup durduklari iftiralaridir.
29- Ey Muhammed! Hani biz cinlerden bir grubu Kur'ân'i dinlemeleri için sana yöneltmistik. Onlar Kur'ân'i dinlemek için hazir bulunduklari zaman birbirlerine "susun" dediler. Kur'ân'in okunmasi bitince de birer uyarici olarak kavimlerine döndüler.
30- Onlar kavimlerine söyle dediler: "Ey kavmimiz! Gerçekten biz Musa'dan sonra indirilen ve kendisinden öncekileri tasdik eden bir kitap dinledik. O kitap gerçegi ve dogru yolu gösteriyor.
31- Ey kavmimiz! Allah'in davetçisine uyun ve O'na iman edin ki, Allah da sizin günahlarinizi bagislasin ve sizi aci bir azabdan korusun."
32- Her kim Allah'in davetçisine uymazsa bilsin ki, yeryüzünde Allah'i aciz birakacak degildir. Onun Allah'tan baska dostlari da yoktur. Iste onlar apaçik bir sapiklik içerisindedirler.
33- Onlar gökleri ve yeri yaratan ve onlari yaratmakla yorulmayan Allah'in ölüleri diriltmeye de kadir oldugunu görmüyorlar mi? Evet süphesiz ki, O'nun herseye gücü yeter.
34- Inkâr edenler atese arz olunacaklari gün onlara: "Bu gerçek degil miymis?" denir. Onlar da: "Rabbimiz Hakk'i için gerçekmis!" derler. Allah onlara: "O halde inkâr ettiginizden dolayi simdi tadin azabi!" der.
35-Ey Muhammed! Azim sahibi peygamberlerin sabrettikleri gibi sen de sabret! Onlar için (azab hususunda) acele etme. Sanki onlar kendilerine vaad edilen azabi gördükleri gün dünyada sadece gündüzün bir saati kadar kaldiklarini sanirlar. Bu bir tebligdir. Hiç yoldan çikan fasiklar toplulugundan baskasi helak edilir mi?
AHZAB
Bismillahirrahmanirrahim
1- Ey peygamber! Allah'tan kork, kâfirlere ve münafiklara itaat etme. Muhakkak ki Allah her seyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir.
2- Rabbinden sana ne vahyediliyorsa onun ardinca git. Muhakkak ki Allah ne yaparsaniz haberdardir.
3- Allah'a güven, vekil olarak Allah yeter.
4- Allah bir adam için içinde iki kalb yapmamistir. Kendilerinden zihar yaptiginiz eslerinizi analariniz kilmamistir. Evlatliklarinizi da ogullariniz kilmamistir. O sizin agzinizdaki lafinizdir. Allah ise hakki söylüyor ve dogru yolu gösteriyor.
5- Onlari (evlatliklari) babalari adina çagirin. Allah yaninda o daha dogrudur. Eger babalarini bilmiyorsaniz, onlar sizin dinde kardesleriniz ve dostlarinizdir. Bununla beraber hata ettiklerinizde üzerinize bir günah yoktur. Fakat kalblerinizin kasdettiginde vardir. Allah, çok bagislayici ve çok merhamet edicidir.
6- Peygamber, müminlere kendi nefislerinden önce gelir. O'nun hanimlari da onlarin analaridir. Akraba da Allah'in kitabinda birbirlerine, diger müminlerden ve muhacirlerden daha yakindirlar. Ancak dostlariniza
bir maruf (uygun bir vasiyet) yapmaniz müstesnâdir. Bu, kitapta yazilidir.
7- Unutma o peygamberlerden mîsaklarini (kesin sözlerini) aldigimiz vakti! Hele senden, Nuh, Ibrahim, Musa ve Meryemoglu Isa'dan ki onlardan agir bir mîsak (saglam bir söz) aldik.
8- (Bunu Allah), sadiklara sadakatlerinden sormak için yapti. Kâfirler için ise aci verecek bir azab hazirladi.
9- Ey iman edenler! Allah'in üzerinizdeki nimetini anin. Hani size ordular gelmisti de üzerlerine bir rüzgâr ve sizin görmediginiz ordular salivermistik. Allah ne yaptiginizi görüyordu.
10- O zaman onlar, hem üstünüzden gelmislerdi, hem asagi tarafinizdan, ve o vakit gözler kaymis, yürekler girtlaklara dayanmisti. Siz Allah'a türlü türlü zanlarda bulunuyordunuz.
11- Iste burada müminler imtihan edilmis ve siddetli bir sarsinti ile sarsilmislardi.
12- O vakit münâfiklar ve kalblerinde bir hastalik bulunanlar: "Allah ve Resulü bize bir aldanistan baska bir vaad yapmamis." diyorlardi.
13- O vakit bunlardan bir grup: "Ey Medine halki! Sizin için duracak yer yok, hemen dönün." diyorlardi. Yine onlardan bir kismi da Peygamberden izin istiyor, evlerimiz gerçekten (düsmana) açiktir." diyorlardi, halbuki açik degildi, sadece kaçmak istiyorlardi.
14- Eger onlarin her tarafindan üzerlerine girilse de sonra fitne çikarmalari istenilse derhal onu yapacaklardi. Ama onunla da pek az duracaklardi.
15- Halbuki bundan önce Allah'a ahid vermislerdi. Arkalarini dönmeyeceklerdi. Allah'a verilen ahid ise mesuliyetlidir, mutlaka sorulur.
16- De ki: "Eger ölümden veya öldürülmekten kaçiyorsaniz, kaçmak size asla fayda vermez. Verecegini var saydiginiz takdirde de ancak pek az faydalandirilirsiniz."
17- De ki: "Eger Allah size bir felâket diler veya bir rahmet murad
ederse, sizi Allah'tan saklamak kimin haddine?" Hem onlar kendilerine Allah'tan baska bir veli de bulamazlar, bir yardimci da.
18- Süphesiz Allah, içinizden o savsaklayanlari ve kardeslerine: "Bize gelin" diyenleri biliyor. Onlar harbe pek az geliyorlardi.
19- Size karsi kiskançlik ediyorlardi. Derken o korku hali gelince, gördün onlari ki, ölümden bayginlik sarmis kimse gibi gözleri dönerek sana bakiyorlardi. O korku gidince, size keskin keskin diller siyirdilar. Onlar hayra karsi kiskançlik ediyorlardi. Iste bunlar iman etmediler de Allah amellerini bosa çikardi. Bu Allah'a göre önemsizdir.
20- Onlar ahzabi (düsman birliklerini) gitmedi saniyorlardi. Eger o birlikler bir daha gelecek olursa, çölde bedevi Araplar içinde yer alip, sizin haberlerinizden (basiniza geleceklerden) sormayi isterler. Onlar içinizde kalacak olsalar da pek az harb ederler.
21- Sanim hakki için muhakkak ki size Resullulah'da pek güzel bir örnek vardir. Allah'a ve son güne ümit besler olup da Allah'i çok zikreden kimseler için.
22- Müminler, ahzabi (düsman birliklerini) gördükleri zaman: "Iste bu, Allah'in ve Resulü'nün bize vaad ettigi seydir. Allah ve Resulü dogru söyledi." dediler. Bu onlarin imanini ve teslimiyetini artirmaktan baska bir sey yapmadi.
23- Müminlerdendir o erler ki Allah'a verdikleri ahde sadakat gösterdiler. Kimi adagini ödedi (canini verdi), kimi de beklemektedir. Onlar, ahidlerini hiç degistirmediler.
24- Çünkü Allah sadiklara sadakatleriyle mükafat verecek, dilerse münafiklara da azab edecek veya tevbe nasib edecektir. Süphe yok ki Allah çok bagislayicidir. Çok merhamet edicidir.
25- Hem Allah kâfirleri herhangi bir hayra ulasmadan hinçlariyle defetti. Bu sekilde Allah, müminlere savasta kâfi geldi. Allah çok güçlüdür, çok üstündür.
26- Hem de kitap ehlinden onlara yardim edenleri kalplerine korku düsürerek kalelerinden indirdi, siz onlarin bir kismini katlediyordunuz, bir kismini da esir aliyordunuz.
27- (Allah) onlarin arazilerini, yurtlarini ve mallarini size miras kildi. Bir de henüz ayak basmadiginiz bir yeri (size miras kildi). Allah, her seye kâdirdir.
28- Ey peygamber! Hanimlarina söyle söyle: "Eger dünya hayatini ve zinetini istiyorsaniz, haydi gelin, sizi donatayim ve güzellikle birakip salivereyim.
29- Yok eger Allah ve Resulünü ve ahiret yurdunu istiyorsaniz, haberiniz olsun ki,
Allah içinizden güzellik edenlere pek büyük bir ecir hazirlamistir.
30- Ey peygamberin hanimlari! sizden her kim bir terbiyesizlik ederse ona azab iki kat katlanir. Bu Allah'a göre çok kolaydir.
31- Yine sizden her kim Allah'a ve Resulü'ne boyun eger, salih bir amel islerse, ona da mükâfatini iki kat veririz. Hem onun için bol bir rizik hazirlamisizdir.
32- Ey peygamberin hanimlari! Siz kadinlardan herhangi biri gibi degilsiniz. Eger takva ile korunacaksaniz, konusurken kiritmayin da kalbinde bir hastalik bulunan kimse tamaha düsmesin. Güzel ve dosdogru söz söyleyin.
33- Hem vakarinizla evlerinizde durun da önceki cahiliyet devrinde oldugu gibi süslenip çikmayin. Namazi kilin, zekati verin. Allah ve Resulü'ne itaat edin. Ey ehli beyt! Allah sizden kiri gidermek ve sizi tertemiz, pampak yapmak istiyor.
34- Oturun da evlerinizde okunan Allah'in âyetlerini ve hikmeti anin. Süphe yok ki Allah lütuf sahibidir ve her seyden haberdardir.
35- Süphe yok ki müslüman erkeklerle müslüman kadinlar, mümin erkeklerle mümin kadinlar, itaat eden erkeklerle itaat eden kadinlar, sadik erkeklerle sadik kadinlar, sabreden erkeklerle sabreden kadinlar, mütevazi erkeklerle mütevazi kadinlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadinlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadinlar, irzlarini koruyan erkeklerle irzlarini koruyan kadinlar, Allah'i çok zikreden erkeklerle Allah-'i çok zikreden kadinlar var ya, iste onlar için Allah bir magfiret ve büyük bir mükâfat hazirlamistir.
36- Bununla beraber Allah ve Resulü bir ise hükmettigi zaman, gerek mümin bir erkek ve gerekse mümin bir kadin için, o islerinde baska bir tercih hakki yoktur. Her kim de Allah ve Resulüne âsi olursa açik bir sapiklik etmis olur.
37- Hem hatirla o vakti ki, o kendisine Allah'in nimet verdigi ve senin de ikramda bulundugun kimseye: "Hanimini kendine siki tut ve Allah'tan kork" diyordun da nefsinde Allah'in açacagi seyi gizliyordun. Insanlardan çekiniyordun. Halbuki Allah kendisini saymana daha lâyikti. Sonra Zeyd o kadindan ilisigini kestigi zaman, biz onu sana es yaptik ki, ogulluklarinin iliskilerini kestikleri hanimlarini nikâhlamada müminlere bir darlik olmasin. Allah'in emri de yerine getirilmistir.
38- Peygambere Allah'in takdir ettigi, mübah kildigi seyde bir darlik yoktur. Bundan önce geçen bütün peygamberler hakkinda Allah'in sünneti böyledir. Allah'in emri ise biçilmis bir kaderdir.
39- Onlar, Allah'in gönderdiklerini teblig ederler ve O'ndan korkarlar, Allah'tan baska kimseden korkmazlardi. Hesap görücü olarak da Allah yeter.
40- Muhammed, sizin adamlarinizdan hiçbirinin babasi degildir. Ama Allah'in Resulü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah her seyi hakkiyle bilendir.
41- Ey iman edenler! Allah'i çokça anin.
42- Ve O'nu sabah aksam tesbih edin.
43- Sizleri karanliklardan aydinliga çikarmak için melekleri ile birlikte üzerinize rahmet ve bereket indiren O'dur ve O, müminlere çok merhametlidir.
44- O'na kavusacaklari gün müminlere esenlik dilegi selâmdir. (Allah) onlar için cömertçe bir mükafat hazirlamistir.
45- Ey peygamber! Biz seni hem bir sahit, hem bir müjdeci, hem bir uyarici olarak gönderdik.
46- Ve hem de izniyle Allah'a bir davetçi ve nurlar saçan bir kandil (olarak gönderdik).
47- Müminlere müjdele! Onlara Allah'tan bir mükafat vardir...
48- Kâfirlere ve münafiklara itaat etme, onlarin ezalarini birak (aldirma) da Allah'a tevekkül et. Allah vekil olarak hepsine yeter.
49- Ey iman edenler! Mümin kadinlari nikâh edip de sonra onlara dokunmadan bosadiginiz zaman, sizin için üzerlerinde sayacaginiz bir iddet hakkiniz yoktur. Derhal müt'alarini (mehirleri belirlenmedigi takdirde yararlanacaklari bir mal) verip onlari güzel bir sekilde saliverin.
50- Ey peygamber! Biz bilhassa sana sunlari helâl kildik: Mehirlerini vermis oldugun eslerini, Allah'in sana ganimet olarak ihsan buyurduklarindan sahip oldugun cariyeleri, amcalarinin kizlarindan, halalarinin kizlarindan, dayilarinin kizlarindan, teyzelerinin kizlarindan seninle beraber hicret etmis olanlari, bir de mümin bir kadin kendini peygambere hibe ederse, peygamber nikâh etmek istedigi takdirde, onu baska müminlere degil de sadece sana mahsus olmak üzere helâl kildik. Onlara esleri ve cariyeleri hakkinda neyi farz kildigimizi biliyoruz. Bunlar sana hiçbir darlik olmamasi içindir. Allah, çok bagislayicidir, çok merhamet edicidir.
51- Onlardan diledigini geri birakir, diledigini yanina alirsin. Sirasini geri biraktigin kadinlardan diledigini yanina almanda da sana bir günah yoktur. Onlarin gözleri aydin olup üzülmemelerine ve kendilerine verdigin ile hepsinin hosnut olmalarina en elverisli olan budur. Allah kalblerinizdekini bilir. Allah her seyi bilir ve yumusak davranir.
52- Bundan baska kadinlar sana helâl olmaz. Bunlari baska eslerle degistirmek de olmaz. Isterse güzellikleri hosuna gitsin. Ancak sahip oldugun cariyen baska. Allah her seye gözcü bulunuyor.
53- Ey iman edenler! Peygamberin evlerine vaktine bakmaksizin ve yemege izin verilmedikçe girmeyin. Fakat çagirildiginiz vakit girin. Yemegi yediginizde de hemen dagilin. Sohbet etmek için de izinsiz girmeyin. Çünkü bu haliniz peygambere eziyet veriyor, ama o sizden utaniyor. Fakat Allah gerçegi söylemekten utanmaz. Hem O'nun hanimlarina bir ihtiyaç soracaginiz vakit de perde arkasindan sorun. Böyle yapmaniz hem sizin kalbleriniz ve hem de onlarin kalbleri için daha temizdir. Hem sizin Resulullah'a eziyet etmeye hakkiniz yoktur. Ondan sonra hanimlarini da ebediyyen nikâh edemezsiniz. Çünkü bu Allah katinda çok büyük bir günahtir.
54- Siz bir seyi açiklasaniz da gizleseniz de süphe yok ki Allah her seyi bilmektedir.
55- Onlar (peygamberin esleri) için babalari, ogullari, kardesleri, erkek kardeslerinin ogullari, kiz kardeslerinin ogullari, kendi kadinlari (kadin dostlari) ve sahip olduklari köleleri hakkinda bir günah yoktur. Bununla beraber (ey Peygamberin hanimlari) Allah'tan korkun. Çünkü Allah her seye sahit bulunuyor.
56- Gerçekten Allah ve melekleri Peygambere salât ederler. Ey iman edenler! siz de ona teslimiyetle salât ve selâm edin.
57- Süphesiz ki Allah'a ve Resulü'ne eziyet verenlere Allah hem dünyada, hem ahirette lânet etmistir. Onlara asagilayici bir azab hazirlamistir.
58- Mümin erkeklere ve mümin kadinlara yapmadiklari bir seyden dolayi eziyet edenler de bir iftira ve açik bir günah yüklenmislerdir.
59- Ey peygamber! Hanimlarina, kizlarina ve müminlerin kadinlarina hep söyle de cilbablarindan (dis elbiselerinden) üzerlerini simsiki örtsünler. Bu onlarin taninmalarina, taninip da eziyet edilmemelerine en elverisli olandir. Bununla beraber Allah çok bagislayicidir, çok merhamet edicidir.
60- Andolsun ki, eger münafiklar ve kalblerinde bir hastalik olanlar ve Medine'de dedikodu yapanlar, bu yaptiklarindan vaz geçmezlerse, mutlaka seni onlara musallat ederiz. Sonra seninle orada az bir zamandan fazla komsu kalamazlar.
61- Melun olarak nerede bulunurlarsa yakalanirlar ve öldürülürler.
62- Allah'in bundan önce geçenler hakkindaki kanunu budur. Ve sen Allah'in kanununu degistirmeye asla çare bulamazsin.
63- Insanlar sana kiyamet saaatini soruyorlar. De ki: "Onun ilmi ancak Allah'in nezdindedir. Ne bilirsin belki kiyamet yakinda olur."
64- Su muhakkak ki, Allah kâfirleri lânetlemis ve onlara çilgin bir ates
hazirlamistir.
65- (Onlar) orada ebedî kalirlar ve ne bir dost bulabilirler, ne de bir yardimci.
66- O gün yüzleri ates içinde çevirilirken: "Ah keske Allah'a itaat etseydik, peygambere itaat etseydik!" derler.
67- Yine derler ki: "Ey Rabbimiz! Biz beylerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yanlis yola götürdüler."
68- Ey Rabbimiz! Onlara azabin iki katini ver ve kendilerini büyük bir lânet ile lânetle."
69- Ey iman edenler: Sizler Musa'ya eziyet edenler gibi olmayin. Eziyet ettiler de Allah onu, onlarin söylediklerinden temize çikardi. O, Allah yaninda mevki sahibi idi.
70- Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve saglam söz söyleyin,
71- Ki (Allah) islerinizi yoluna koysun ve günahlarinizi bagislasin. Her kim Allah'a ve Resulü'ne itaat ederse, o gerçekten büyük murada ermistir.
72- Biz o emaneti göklere, yere ve daglara arz ettik, onlar, onu yüklenmeye yanasmadilar, ondan korktular da onu insan yüklendi. O gerçekten çok zalim ve çok cahildir.
73- Çünkü Allah münafik erkeklerle münafik kadinlara, müsrik erkeklerle müsrik kadinlara azab edecek, mümin erkeklerle mümin kadinlarin da tevbelerini kabul edecektir. Allah çok bagislayicidir, çok merhamet edicidir.