Neler yeni

Welcome to SATBİL FORUM PAYLAŞIM

Join us now to get access to all our features. Once registered and logged in, you will be able to create topics, post replies to existing threads, give reputation to your fellow members, get your own private messenger, and so, so much more. It's also quick and totally free, so what are you waiting for?

Bir Satbil Forum Efsanesi

Satbil Reklam Alanı

Satbil Forum Reklam

Yakın Tarihin Kara Delikleri

alibaşoğlu

New member
Local time
09:41
Katılım
14 Nisan 2007
Mesajlar
53
Tepkime puanı
0
Puanları
0
ktapts2.jpg

YAKIN TARİHİN KARA DELİKLERİ - Küller Altında Yakın Tarih 2
Mustafa Armağan’ın son kitabı Yakın Tarihin Kara Delikleri son dönem tarihimizi yutan boşlukları gündeme getiriyor. Armağan’ın iddiaları yeni tartışmaları kızıştıracak türden.
Mustafa Armağan’ın son kitabı Yakın Tarihin Kara Delikleri son dönem tarihimizi yutan boşlukları gündeme getiriyor. haber7.com müdavimlerinin yakındantanıdığı rmağan’ınidiaları yeni tartışmaları kışkırtacak gibi görünüyor.
Çankaya Köşkü’nün bahçesine şöyle çifte minareli bir camiye ne dersiniz? Olmaz dememeli. Zira Mustafa Armağan böyle bir projeden bahsediyor. Timaş Yayınlarından çıkan Yakın Tarihin Kara Delikleri isimli kitap tarih severleri bir kere daha düştükleri kör kuyudan çıkarmaya çalışıyor.
Yakın tarihe dair yapılan konuşmalar, yazılan metinler bir uğultu cümbüşü sanki. Nereye elinizi atsanız söz kirliliğinden hadiseleri göremez oluyorsunuz. Bir de Mustafa Kemal Atatürk etrafında dolaşmaya başlamışsanız, artık bir kördüğümün içinde kayboluyorsunuzdur. İşin fenası siz bunu fark ettiğinizde de çıkacak bir uç bulamıyorsunuz. Biz 2007 Mayıs’ında Anayasa Mahkemesi kararlarını tartışaduralım, yazar ilk TBMM kararlarını sorguluyor. Hukuken yeterliliği şüpheli bir çoğunlukla toplanmış olan meclisin aldığı kararlarsa bugün bile bağlayıcılığı olan bu matematik işlem kendini çürütmez mi? Peki ya Misak-ı Milli, onun sınırları aslında nerelerden geçiyordu? Yoksa geçmiyor mu demeli?
Yakın Tarihin Kara Delikleri’ni okurken bir hayaletler resmi geçidine katılıyor insan. Bu hayaletlerin her biri iyi ya da kötü seyrettiriyor kendini. Mustafa Armağan’ın kalemi, kağıdına misafir olan herkese eşit mesafede durabilmeyi başarıyor. Sanırım okur bu kitapta Sultan Abdülaziz’e bir adım daha yaklaşacak. İntihar mı etti, cinayete mi kurban gitti tartışmaları uzun süre tartışılacak da olsa, kitap bu trajik ölüme farklı cepheleriyle yaklaşıyor. Bir de, cenazeyi tarihin karanlıklarına gömmek heveslilerini deşifre ediyor.
Ve Adnan Menderes. Başka türlü bir cinayet mi, yoksa intihar mı dedirten vaka. Susan, susturulan deliller, Menderes’in hep arkasında hissettiği halk. İdam sehpasına giderken ardına dönüp bakışı, buna rağmen de garip susuşu. Yazar, “Sizlere dargın değilim” diye başlayıp milletle el ele yürüyecek ruhunun, zalimleri bu ülkeden silip süpüreceğinden bahisle biten Menderes’in mektubuna yer veriyor. Yazar bu bölümde Menderes’in çıkan kehanetini işaret ediyor. Pek çoklarınca hala komik bulunan, “Bütün bir millet arkamdan geliyor” yoksa gerçek mi oluyor? diye de soruyor.
Lozan başarı mı hezimet mi tartışmaları süredursun bir kara delik daha çıkıyor okurun önüne. Lozan ile Ankara arasındaki bütün telgraf haberleşmeleri önce Churchill’in masasına geliyormuş. Yani İsmet İnönü’nün Atatürk’e yazdığı telgrafları ilk önce İngilizler okuyor, sonra Türkiye’ye ulaştırılıyormuş. Ve yanıtlar yine İnönü’den evvel aynı güzergaha uğruyormuş. Şimdi yeniden sormalı: orada yaşananlar sahiden geçerli mi?
Küller Altında Yakın Tarih 2 alt başlığını taşıyan bu kitap, bir zabıta memurundan bahsediyor. Çok eski değil hem de. Bu da nereden çıktı diyorsa okur, bu seyyar satıcı peşinde koşan memurun babası, herkesin tanıdığı bir isim. Cumhuriyetimizin zavallı devrim şehidi öğretmen Kubilay’dan başkası değil. Bir kara delik de burada çıkıyor karşımıza ve hafızamızı kusuyor. En garibi de asılan Menemen’deki “Şeriatçıların” içindeki Yahudi Jozef. Peki sizce o neden idam edildi? Yoksa Kubilay devrim şehidi değil miydi?
Mustafa Armağan’ın bu son kitabı konu başlıklarıyla okuru çarpacak. Atatürk acaba Masonluğa girecek mi? Diye meraklanan okur, oradan Vahdettin ve Sevr’e uzanacak. Atatürkçü-cü-lük oynayanlar, bu kitapta oyuncaksız kalacak korkarım. Kim bilir belki de en çok onlar keşke Nutuk hiç yazılmasaydı derler. Yazarın denizlerin dibinden çıkardığı hazinelere alışmış okur bu defa onu tarih yutan korsan gezegen avından dönerken buluyor. Bizeyse av avdır demek kalıyor.
Rasgele diyelim yazara. Rast gelsin ki tarih sırrını cömertçe versin kendisine. Yeni bir kitap, yeni bir sandık…

* Vahdettin Sevr Antlaşması’nı imzaladı mı?

* Misak-ı Millî sınırları var mıydı?

* Atatürk hangi mektubunu unutturmak istedi?

* Mustafa Kemal’in Kerkük’e son mesaj neydi?

* Mustafa Kemal, Vahdettin konusunda nasıl yanıltıldı?

* Kurtuluş Savaşı’na gönderilen Rus altınları borsada nasıl batırılmıştı?

* Soykırım iddialarını bitirmeye kararlı Osmanlı Sadrazam'ı kimdi?

* Ermeni’nin Ermeni’ye yaptığı tehciri biliyor musunuz?

* Menemen kışkırtması neyi örtüyordu?

* Menderes idamdan önceki son mektubunda hangi kehanette bulundu?

* Atatürk Mehmed Akif'i neden eleştirildi?

* Atatürk Masonluğa girmiş miydi?

* Çanakkale zaferi Abdülhamid'in gözbebeklerine mi mal olmuştu?

Vahdettin’den Mustafa Kemal’e, Enver Paşa'nın Almanlarla gizli anlaşmalarından İnönü'nün Lozan'daki hatıralarına, Menemen'in perde arkasından Adnan Menderes'in günümüze kadar açığa çıkmamış hatıra defterine kadar, yakın tarihin bilinmeyen, unutulan gerçekleri bu kitapta...

Mustafa Armağan’ın “Küller Altında Yakın Tarih” ile başladığı yakın tarih yolculuğu, “Yakın Tarihin Kara Delikleri”nde çapını genişleterek devam ediyor. Kitabın satırlarında ilerlerken yakın tarihin örtülerinden sıyrılışına tanık olacaksınız.

 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst