- Katılım
- 11 Nisan 2006
- Mesajlar
- 5
- Tepkime puanı
- 3
- Puanları
- 0
- Yaş
- 37
:lovely: Restoranda bizden baska çocuklu aile yoktu. Eric'i çocuklar için özel olarak yapilmis yüksek sandalyeye oturturken restoranin ne kadar sessiz oldugunu farkettim. Herkes sessizce yemegini yiyordu. Eric birden tombik bebek ellerini havaya kaldirarak ellerini sallamaya basladi ve yüzünde gülücüklerle bagirdi:
"Meyhabaaa"
Yüzünde gülücüklerle, mutluluk içinde el salliyor ve sesinin çiktigi kadar bagiriyordu: "Meyhabaaaaa"
Onu bu kadar mutlu eden, el salladigi kisiyi görmek için arkami döndüm. Kapinin yakininda oturan, üstünde eski, yirtik, kirli bir palto, ayak parmaklari yirtik ayakkabilarindan disari firlamis, saçlari günlerdir taranmamis ve yikanmamis, yasli bir adamdi Eric'in el salladigi kisi... Kokusunu duyamayacak kadar ondan uzakta oturuyorduk ama çok pis koktugundan da emindim.
Adam Eric'e el sallarken restoranda baska kimse yokmuscasina seslendi Eric'e:
"Merhabaaa bebek, merhaba koca oglan, evet, seni görüyorum"
Esimle birbirimize baktik. "Ne yapabiliriz?"
Eric el sallamaya devam ederek adama seslendi: "Meyhabaaa"
Restorandaki herkes bize ve yasli adama bakti. Yasli serseri bizim güzel bebegimizle uzaktan konusmaya, ona el sallamaya devam ediyordu. Nihayet yemegimiz geldi ve aceleyle yemege basladik. Adam uzaktan Eric'e bagiriyordu: "Heyy, yemegini begendin mi bebek?"
Diger müsterilerin bakislarindan adamin hareketlerini sirin bulduklarini sanmiyordum. Büyük olasilikla sarhosun tekiydi ve kendince egleniyordu. Sessizce yemegimizi bitirdikten sonra esim "Sen arabaya git, ben hesabi ödedikten sonra gelirim" dedi. Kapiya dogru yürürken içimden dua ediyordum. "Tanrim, ne olur simdi kalkip bize bir sey söylemesin bu pis serseri"
Tam adamin yanindan geçerken adam ayaga kalkti ve Eric ona kollarini açarak 'beni kucagina al' dercesine uzandi. Durdurmaya vakit bulamadan kollarimdan adamin kollarina atladigini gördüm.
Birden yasli, pis kokan adamla, benim tertemiz, güzel bebegim birbirlerine sarilip bir sevgi yumagi olusturdular. Eric adamin kollarinda çok mutluydu ve kendini güvende hissettigini gösterircesine sevgiyle basini adamin omzuna yasladi. Adam gözlerini kapatarak, iri, nasirlasmis elleriyle incitmemeye özen göstererek, Eric'in basini oksadi... O anda gözlerinden asagi süzülen gözyaslarini farkettim. Restorandaki herkes sessizce bizi izliyordu. Sonra Eric'i kucagima uzatirken
"Lütfen, bu bebege çok iyi bakin bayan" dedi.
Farkinda olmadan "bakarim" sözcügü çikti agzimdan. Sonra ellerini uzatarak: "Tanri sizinle olsun bayan, çok tesekkür ederim, bana su ana kadar aldigim en güzel Noel hediyesini verdiniz" dedi.
Içtenlikle siktim adamin elini... Ve "Ben tesekkür ederim" dedim. Arabaya dogru giderken hem agliyor, hem de 'Tanrim, beni bagisla lütfen' diyordum.
Ben adamin yalnizca giysilerini ve dis görünümünü görürken benim üç yasindaki bebegim.
"Meyhabaaa"
Yüzünde gülücüklerle, mutluluk içinde el salliyor ve sesinin çiktigi kadar bagiriyordu: "Meyhabaaaaa"
Onu bu kadar mutlu eden, el salladigi kisiyi görmek için arkami döndüm. Kapinin yakininda oturan, üstünde eski, yirtik, kirli bir palto, ayak parmaklari yirtik ayakkabilarindan disari firlamis, saçlari günlerdir taranmamis ve yikanmamis, yasli bir adamdi Eric'in el salladigi kisi... Kokusunu duyamayacak kadar ondan uzakta oturuyorduk ama çok pis koktugundan da emindim.
Adam Eric'e el sallarken restoranda baska kimse yokmuscasina seslendi Eric'e:
"Merhabaaa bebek, merhaba koca oglan, evet, seni görüyorum"
Esimle birbirimize baktik. "Ne yapabiliriz?"
Eric el sallamaya devam ederek adama seslendi: "Meyhabaaa"
Restorandaki herkes bize ve yasli adama bakti. Yasli serseri bizim güzel bebegimizle uzaktan konusmaya, ona el sallamaya devam ediyordu. Nihayet yemegimiz geldi ve aceleyle yemege basladik. Adam uzaktan Eric'e bagiriyordu: "Heyy, yemegini begendin mi bebek?"
Diger müsterilerin bakislarindan adamin hareketlerini sirin bulduklarini sanmiyordum. Büyük olasilikla sarhosun tekiydi ve kendince egleniyordu. Sessizce yemegimizi bitirdikten sonra esim "Sen arabaya git, ben hesabi ödedikten sonra gelirim" dedi. Kapiya dogru yürürken içimden dua ediyordum. "Tanrim, ne olur simdi kalkip bize bir sey söylemesin bu pis serseri"
Tam adamin yanindan geçerken adam ayaga kalkti ve Eric ona kollarini açarak 'beni kucagina al' dercesine uzandi. Durdurmaya vakit bulamadan kollarimdan adamin kollarina atladigini gördüm.
Birden yasli, pis kokan adamla, benim tertemiz, güzel bebegim birbirlerine sarilip bir sevgi yumagi olusturdular. Eric adamin kollarinda çok mutluydu ve kendini güvende hissettigini gösterircesine sevgiyle basini adamin omzuna yasladi. Adam gözlerini kapatarak, iri, nasirlasmis elleriyle incitmemeye özen göstererek, Eric'in basini oksadi... O anda gözlerinden asagi süzülen gözyaslarini farkettim. Restorandaki herkes sessizce bizi izliyordu. Sonra Eric'i kucagima uzatirken
"Lütfen, bu bebege çok iyi bakin bayan" dedi.
Farkinda olmadan "bakarim" sözcügü çikti agzimdan. Sonra ellerini uzatarak: "Tanri sizinle olsun bayan, çok tesekkür ederim, bana su ana kadar aldigim en güzel Noel hediyesini verdiniz" dedi.
Içtenlikle siktim adamin elini... Ve "Ben tesekkür ederim" dedim. Arabaya dogru giderken hem agliyor, hem de 'Tanrim, beni bagisla lütfen' diyordum.
Ben adamin yalnizca giysilerini ve dis görünümünü görürken benim üç yasindaki bebegim.
