Rekabet Kurumu Başkanı Nurettin Kaldırımcı, kamunun rekabeti bozucu, engelleyici, kısıtlayıcı müdahalelerden uzak kalması gerektiğini belirterek, ''Mevzuat oluşturulurken, rekabete etkisi açısından da analiz edilmesi gerekiyor. Bu konuda bir Başbakanlık Genelgesi de var. Fakat Türkiye olarak uygulama konusunda yeterince başarılı olduğumuzu söylemek biraz zor'' dedi.
Kaldırımcı, Kurumun 15. yıl dönümü kapsamında, bakanlıklar, genel müdürlükler, valilikler, belediyeler ve kaymakamlıklar başta olmak üzere merkezi ve yerel kamu kurumlarına gönderdiği mektupla, ''kamu alımlarında rekabetin sağlanması''nın önemini vurguladı.
Kamu kurumlarına gönderilen ''rekabet mektubu''na ilişkin A.A muhabirine bilgi veren Kaldırımcı, kamu alımları rekabetçi bir yaklaşımla yapıldığında, OECD ülkelerinde yüzde 10-30 arasında tasarruf sağlanacağı yönündeki bir araştırmaya dikkati çekti.
Nurettin Kaldırımcı, ''İhaleler ve doğrudan temin yoluyla elde edilen mal ve hizmetler, rekabetçi bir yaklaşımla mı satın alınıyor? Yoksa rekabetin getirdiği avantajlara, imkanlara fırsat vermeyen bir uygulama mı gerçekleştiriliyor? Biz, muhtemel tasarrufların olabileceği, sistemin iyileştirilebileceği düşüncesinden hareketle kamu yöneticilerimizin dikkatini çekmiş oluyoruz'' diye konuştu.
Yasal mevzuatın rekabete uygun bir şekilde hazırlanması, düzenleyici etki analizinin yapılması, mevzuat oluşturulurken rekabete etkisi açısından da analiz edilmesi gerektiğini vurgulayan Kaldırımcı, ''Bu konuda bir Başbakanlık Genelgesi de var. Fakat Türkiye olarak uygulama konusunda yeterince başarılı olduğumuzu söylemek biraz zor'' değerlendirmesinde bulundu.
-''Rekabet, artık dünyanın ortak dili''-
Bir düzenleyici etki analiz rehberi hazırladıklarını ve yakında kamuoyuyla paylaşacaklarını dile getiren Kaldırımcı, ''rekabet''in, günümüz dünyasının artık ortak dili, ortak paydası haline geldiğini vurguladı.
Artık dünyanın her tarafında hukuk devleti, demokrasi, modern yaklaşımlar çerçevesinde ''rekabet''in de bütün toplumların ilgi alanına girdiğini belirten Kaldırımcı, Türkiye'nin, kalkınmasını uzun süredir piyasalarını serbestleştirerek hızlandırma yolunda çaba sarf ettiğini söyledi.
Bu sene Rekabet Kurumunun 15. kuruluş yıl dönümünü kutlayacaklarını anımsatan Kaldırımcı, şunları kaydetti:
''Rekabetçi açıdan Türkiye'nin daha iyi bir yere gelmesi, Türkiye'nin daha çok geliştiğinin, rekabet gücünün arttığının, ekonomik özgürlükler bakımından ilerlediğinin ve insani gelişme endeksi itibariyle de derecesinin yükseldiğinin bir göstergesi olacak. Uluslararası bir kısım endekslerde, sıralamalarda Türkiye'nin yeri maalesef istediğimiz noktalarda değil. bütün bunlarla rekabetçi anlayış arasında ekonomik alanda olsun, sosyal alanda olsun bir ilişki olduğunu düşünüyoruz.
Bir sağlıklı rekabet hukuku ortamının oluşması için toplumsal bütün kesimlere bir görev ve sorumluluk düşüyor. Özel sektör de kamu da, işini yaparken kurallara uygun hareket etsin. Kamu; rekabeti bozucu, engelleyici, kısıtlayıcı müdahalelerden uzak kalmalı, iyi düzenleme ve uygulama yapmalı, rekabetin kurumsallaşması, kalıcı olması, derinleşmesi için kendine düşen görevi üstlenmelidir. 'Her şey rekabet ortamında ortaya çıksın, alınsın, satılsın' derken, biz kamunun düzenleyici katkısını hep göz önünde tutuyoruz. Yani, kendiliğinden adil bir ortam kolay kolay oluşmuyor. Kamunun müdahalesi lazım.
Kötü düzenleme ve uygulama rekabeti kısıtlayıcı olabilir. Kamu bu alanda başarısız olabilir. Bize düşen görev çerçevesinde, sorumluluğumuzu yerine getirmek amacıyla elimizden geleni yapıyoruz. Mektup yazıyoruz, rapor hazırlıyoruz. Kararlarımızın yerinde ve etkili olması için çaba sarf ediyoruz.''
Rotahaber
