Neler yeni

Welcome to SATBİL FORUM PAYLAŞIM

Join us now to get access to all our features. Once registered and logged in, you will be able to create topics, post replies to existing threads, give reputation to your fellow members, get your own private messenger, and so, so much more. It's also quick and totally free, so what are you waiting for?

Bir Satbil Forum Efsanesi

Satbil Reklam Alanı

Satbil Forum Reklam

Rahim ağzı kanseri aşısı başarılı

freestar

New member
Local time
10:45
Katılım
9 Haziran 2006
Mesajlar
96
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
İSTANBUL (İHA) - Prof .Dr. Tezer Kutluk, günümüzde tüm kadınlar için öneli bir sağlık sorunu olan rahim ağzı kanserinden korunmak için her yıl rahim ağzında hücre taraması yapılması gerektiğini belirterek, "İkinci korunma yolu ise şu anda gündemde olan rahim ağzı kanser aşısı, bu aşı yüzde 100 korunma sağlamakta, bunun haricinde bu aşı 3 ayrı kanser türünü de önlemekte" dedi.


Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu, Enfeksiyon Hastalıkları Derneği, Türk jinekoloji ve Obstetrik Derneği tarafından kadınların korkulu rüyası haline gelen Rahim Ağzı Kanseriyle ilgili bir bilgilendirme toplantısı düzenlendi.


Swiss Otel'de düzenlenen programa, Prof .Dr. Tezer Kutluk, Prof. Dr. Bülent Tıraş katıldı. "Bilmiyorum, Anlatıyorum" adlı iletişim çalışmasını tanıtma ve rahim ağzıyla ilgili son gelişmeleri paylaşmak amacıyla düzenlenen toplantıda ilk konuşmayı Tezek Kutluk yaptı.


Kutluk, kanserin yeni bir sorun olmadığını belirterek, "Dünya kalp hastalıklarından sonra en büyük ölüm nedeni kanser. Kanser gittikçe artıyor. Dünyada şu an 25 milyon kişi kanser. Her yıl dünyada 11 milyon kişi kanser oluyor bunlardan 7 milyonu ölüyor. 2020 yılında 16 milyon kişinin kanser olması, 10 milyon kişinin ise öleceği öngörülüyor. Türkiye'de 150 bin kişi kanser" dedi.

Kanserden korunmanın 4 etkili yolu olduğunu dile getiren Kutluk, "Bunlardan birincisi korunmak, ikincisi erken teşhis, üçüncüsü etkin tedavi, dördüncüsü rehabilitasyon. İşte bunlar yapıldığı sürece yüzde 48 oranında kanserden korunmak mümkün. Kansere neden olanlar ise birincisi tütün, ikincisi sağlıklı yaşamamak, üçüncüsü enfeksiyonlar, Hepatit B ise bunlar biri. Hepatit B aşısı bulunarak karaciğer kanseriyle mücadele ediliyor. Tabi bir de HPV virüsü var. Çocukları aşırı güneş ve bronzlaşmaktan korumak gerekiyor" diye konuştu.


Ardından söz alan Prof. Dr. Bülent Tıraş, Türkiye'de rahim ağzı kanserinin meme kanserinden sonra en çok görülen kanser olduğunu vurgulayarak, "Rahim ağzı kanseriyle ilgili 2 şekilde mücadele edilebilir. Birincisi her yıl düzenli olarak rahim ağzında hücre taraması yapılması, ikincisi de şu anda gündemde olan rahim ağzı kanser aşısı. İki ayrı firma bununla ilgili aşı çıkardı. Bir tanesi ruhsatı aldı. Diğeri de ruhsat almayı beklemekte. Bu aşı sayesinde yüzde 100 korunma sağlamakta. Bunun haricinde bu aşı 3 ayrı kanser türünü de önlemekte" ifadelerini sordu.


"Tek eşlilerde böyle bir kanser riski oluyor mu? Bu aşının yapılması gerekiyor mu? Yaklaşık 100 tane virüs var bunların hepsini engelleyebiliyor mu?" şeklindeki sorulara Prof. Dr. Bülent Tıraş, "Tek eşlilerde virüsü alma oranı yüzde 60, bir kadının çok eşli olması ya da eşinin çok eşli olması riski artıyor. Ama tek eşli birinin bu kansere yakalanma oranı yüzde 60. 16 ila 18 miktardaki virüsü bu aşı yüzde 70 oranında engelliyor. Hedef 13-26 yaş arasında virüsle hiç karşılaşmamış kişileri kadınlara rahim ağzı kanseri aşısı yaptırmak. 9-11 yaş arasındakilerin bu aşıyı olması bu virüsü önlemesini sağlar" şeklinde cevapladı.

"Avrupa ve Türkiye'de cinselliğe başlama yaşı arasında fark var. 9-11 yaş erken değil mi?" şeklindeki soruyu Prof .Dr. Tezer Kutluk şu şekilde cevapladı:
"Şu anda zorunlu aşılarda bile yüzde yüz, tüm Türkiye'ye yaygınlaşmış değil, tüm kadınları aşılayalım diye bir politika yok. Bu teknolojinin getirmiş olduğu bir avantaj. Kullanırsınız ya da kullanamazsının kişinin kendi bileceği bir iş yarın öbür gün böyle bir aşı vardı bize neden söylenmedi denilmesini istemiyoruz. O yüzden uyarıyoruz. 9-11 yaş arası için cinsel aktiviteye başlamadan önce yapılması gerektiği için bu yaşı tercih ediyoruz".

Aşının yan etkililerinin sorulması üzerine ise Prof. Dr. Bülent Tıraş, "Şu anda 3 doz kullanılması ve 5 yıl süreyle de kullanılması halinde yüzde 100, koruma sağlıyor. Yan etkileri de aşı bölgesinde yanma, ateş ve kaşıntı" dedi.
 

freestar

New member
Local time
10:45
Katılım
9 Haziran 2006
Mesajlar
96
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Anne olmak için en uygun dönem hangisi

ANKARA (İHA) - Yoğun iş hayatı ve kadınların sorumluluklarının hızla artmasının ileri yaşta anne olmayı beraberinde getirdiği belirten uzmanlar, ancak ileri yaşlarda anne olmanın bazı dezavantajları olduğu uyarısında bulundular.

Acıbadem Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölüm Sorumlusu Doç. Dr. Tolga Ergin, hastanenin web sitesine yaptığı açıklamada, birçok kadının ileri yaşlarda anne olmayı tercih ettiğini, özellikle çalışan kadınlar arasında ileri yaşta anne olma oranlarının giderek arttığını söyledi. Yaş ilerledikçe risklerin arttığının da bilinen bir gerçek olduğunun altını çizen Ergin, "Zaten riskli gebelik dendiğinde ilk akla gelen risk faktörlerinden birisi ileri yaş. Bu hamileliklerde Down Sendromu (Mongolizm) başta olmak üzere bazı kromozomal bozuklukların görülme sıklığında önemli artışlar gözleniyor" diye konuştu. Artan yaşla birlikte anne adayında hipertansiyon, şeker hastalıkları gibi sistemik hastalıkların görülme sıklığında da bir artış olduğunu belirten Doç. Dr. Ergin, şunları kaydetti:

"İşte bu nedenlerden dolayı ileri yaş gebelikleri yüksek riskli gebelikler olarak kabul ediliyor. Anne olmak için 20 ila 35 yaş arası en uygun dönem gibi görünmektedir. Gebeliğinde 35 yaş ve üstünde olan anne adayları, ileri anne yaşı grubuna girmektedirler. Bilim alanında yaşanan gelişmeler sonucu yardımcı üreme teknikleri ile hamile kalan kadın sayısında büyük bir artış var. Yıllarca hamile kalamamış pek çok kadın bu yolla hamile kalmanın mutluluğunu yaşıyor. Bunun doğal sonucu olarak ileri yaş gebelikleri daha çok görülüyor. İleri anne yaşı olan gebelerde gebeliğe bağlı hipertansiyon, şeker hastalığı, peripartum kardiyomyopati (doğum öncesi ve sonrası dönemde gelişebilen kalp yetmezliği), doğum sonrası kanamalar, plasental anormallikler, erken doğum, ölü doğum ve artmış sezaryen oranı dikkati çeken başlıca problemler arasındadır. Anne yaşının artmasıyla gebelikte diğer sistemik hastalıklar olma şansı da artmaktadır. Ancak ileri yaşta olmasına rağmen, genel sağlık durumu normal olan hastalarda bu risk minimale indirilebilir".

İleri yaşta anne olmanın sadece hamileler açısından değil, bebekler açısından da riskler taşıdığını ifade eden Doç. Dr. Ergin, 35 yaşın üzerinde oluşan gebeliklerde ortaya çıkan önemli sorunlardan birinin de artmış kromozom anormalliği ihtimali olduğunu kaydetti.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst