Böylece “marifet ve ustalık” gerektiren balıkçılık tarihe karışıyor.
“Çağırdığım balık, Yemi çıkar, dedi Oltayı görmeden gelmem”
diyor bir şiirinde Özdemir Asaf. Şaire bu dizeleri yazdıran ukala balıklar olsa gerek; ne olta ne de yem beğenen balıklar... Önce ‘Bismillah’, ardından ‘Haydi rastgele’ dedikten sonra olta denize atılır, sonra balık beklemeye koyulurdu insanlar. Gerisi balık tutanın ustalığına kalmış. Her babayiğidin harcı değildi balık tutmak. Balığa çıkıp da akşama kadar Galata Köprüsü’nde bekledikten sonra oltasına bir tek balık gelmeyip, balık pazarının yolunu tutanlar az değil. Ama artık zaman ilerledikçe, teknoloji geliştikçe balık tutmak da kolaylaşıyor. Hele şimdi nur topu gibi icat var: Radarlı olta... Balıkların nerede kaç tane olduğunu, nereye doğru ne hızla gittiğini, ne büyüklükte, ne uzunlukta olduğunu, kısaca avımızın en ince ayrıntısına kadar bize bilgi veren bu radarlarla oltamızdan kaçabilen varsa helal olsun...
Balıkçılık dünyasına çağ atlatan radarlı olta, balıkları önceden tarayıp ekrana taşıyarak balıkçıya tüyo veriyor. Radarlı oltalarla avını önceden gören balıkçıya sadece oltasını çekmek kalıyor. Bir nevi boyunu posunu, ne kadar uzaklıkta durduğunu bildiğimiz balıkları yakalamak çocuk oyuncağı gibi bir şey. Peki ya balık tutmanın zevki nerede kaldı? Vira Balıkçılık’tan Selami Yılmazçoban balıkçı teknelerinde kullanılan radarlı sistemin olta balıkçılığında da kullanılmasının balıkçılığı kolaylaştırdığını söylerken bir yandan da bunun balık tutma zevkini körelttiğini belirtiyor. 65 metre derinliğe kadar inebilen radarlarla suyun dibi taranıyor ve alanı dâhilindeki balıklar ekrana taşınıyor. Radarın gönderdiği dalgaların çarpıp geri dönüşüyle de balığın boyutu ekranda görünüyor. Bu sayede balıkçı avını önceden tayin ediyor, hazırlıklarını yapıyor. Radarın bağlı olduğu misina ipin suyun içinde şeffaf, suyun dışında parlak oluşu sayesinde de bir balık yakın markaja alınıyor.
Radar, balık tutmayı kolaylaştırdı kolaylaştıralı avcılar balık beğenmez olmuş. Daha çok değil, daha büyük balık yakalamanın eğlenceli olduğunu söyleyen Yılmazçoban, bu işin stres atmak için olduğunun altını çiziyor ve gereğinden fazla yapıldığında katliam olduğunu vurguluyor. Avrupa’da ‘yakala ve bırak’ usulüyle balıkçılık yapıldığını anlatan Yılmazçoban, orada balıkçıların yakaladıkları balıkların fotoğrafını çektikten sonra bıraktıklarını vurguluyor. Fiyatları 150 ile 3 bin dolar arasında değişen radarların pek çok farklı çeşidi ve profesyonelleri de bulunuyor.
(Zaman)