Neler yeni

Welcome to SATBİL FORUM PAYLAŞIM

Join us now to get access to all our features. Once registered and logged in, you will be able to create topics, post replies to existing threads, give reputation to your fellow members, get your own private messenger, and so, so much more. It's also quick and totally free, so what are you waiting for?

Bir Satbil Forum Efsanesi

Satbil Reklam Alanı

Satbil Forum Reklam

Necİp Fazil KisakÜrek Şİİrlerİ

kaptan-8

Co Admin
Local time
14:06
Katılım
21 Nisan 2008
Mesajlar
9,366
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Adana
Lâtif

Eşya lâtifleştikçe göze görünmez olur;
Solucan kanat taksa yerde sürünmez olur.

1983

Necip Fazıl Kısakürek




Lodos

Lodos rüzgârıdır bu, tımarhane kafesi;
Günahkâr ölülerin, kezzap yüklü nefesi...

1939

Necip Fazıl Kısakürek



Mangal

Bana tül gibi ince
Bir hülya verir mangal.
Küllerini deşince,
Titrer, ürperir mangal.

Şikâyetsiz âşıklar
Gibi içinden yanar,
Fani günleri anar,
Sabaha erir mangal...

1930

Necip Fazıl Kısakürek



Mantık

Dağı tanıyan, nasıl tanımaz uçurumu?
Madem ki yükseliş var, iniş olmaz olur mu?

1972

Necip Fazıl Kısakürek



Manzara

Bütün manzara, ucuz bir dekor muşambası;
Kurtuluş günü, çıkmaz ayın son çarşambası...

1947

Necip Fazıl Kısakürek



Meçhul

Sordular: Adresi ne?.. Çeşmeye karşı, dedim;
"Çanakkale içinde aynalı çarşı" dedim.

1939

Necip Fazıl Kısakürek


Medet

Beni zaman bölüyor, beni doğruyor adet,
Medet ey birin Bir 'i, ey birin Bir 'i medet!..

1982

Necip Fazıl Kısakürek



Mercek

Kesildi mi yoksa ardı, arkası,
Nur diyarından kol kol gelenlerin?
Yetmez mi ampulün nura cakası,
Başları dönmez mi gökdelenlerin?

Hiç kalmadı soran; Ne var insanda?
Ben duvarda ezik bir böcek miyim?
Yoksa, pırıl pırıl, tek damla kanda,
Kâinatı süzen bir mercek miyim?

1978

Necip Fazıl Kısakürek



Mesafe

Bu ne hazin mesafe iki ten arasında;
Bir hali dinleyenle dinleten arasında...

1982

Necip Fazıl Kısakürek



Mukayese

Çıbanımız çok derin, işletemez yakılar;
Nerde bizim şarkımız, nerde öbür şarkılar?

1939

Necip Fazıl Kısakürek



Murad

Hangi dağa tırmansam, muradım ötesinde;
Murad, bugün yerine her günün ertesinde...

1982

Necip Fazıl Kısakürek
 

kaptan-8

Co Admin
Local time
14:06
Katılım
21 Nisan 2008
Mesajlar
9,366
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Adana
Ne İleri, Ne Geri

Ne ileri, ne geri;
Kimlerin var haberi
Benim sonsuz dünyamdan?
Belki sabahtan beri
Ve belki de akşamdan,
Bakıyorum bir camdan,
Renk renk billûr ehramdan,
Haberim yok, rüyamdan,
Ne geri, ne ileri!

İskemle düşmüş, bırak,
Açma, çalsın çıngırak!
Geçen trenlere bak;
Rüyada bir kabartma.
Onlar gidiyor ama,
Kalıyor dumanları.
Trenler götürüyor,
Kendi gölgelerinden
Kaçışan insanları.
Trenler götürüyor,
Dağdan dağa sürüyor,
Kendi gölgelerinden,
Başsız gövdelerinden
Kaçışan insanları...
Ve rüzgâr üfürüyor,
Geride dumanları.
Ve rüzgâr üfürüyor,
Kaynaşan ummanları.

Vaz geç onlardan vaz geç!
İstediğim bu değil;
Ve o değil, şu değil.
Eğil, ruhuma eğil!
Bin hayal içinden geç
Ve benim hülyamı seç!

Bak, şu ağaçlı yola,
Bize doğru geliyor.
Orda üç kız kol kola,
Bize doğru geliyor.
Kömür tozundan ince,
Su gibi şeffaf gece,
Doldurmuş yüzlerini,
Silmiş pürüzlerini.
Kalmamış, Meryem gibi
Yüzlerinde kırışık;
Ve o Bâkirem gibi,
Yüzleri birer ışık,
Vücutları bir âhenk.
Öyle hafif ki, onlar,
Elimizi uzatsak,
Havayı kımıldatsak,
Üçü de titreyecek,
Bir âhenk gibi ürkek,
Havada eriyecek.

Başka ses, ayrı biçim,
Ne de istiyor içim,
Kapının kenarına,
Parmaklık duvarına,
Bir genç aşık otursun.
Tel tel sazını kursun,
Karanlıkta başbaşa,
Gömsün başını taşa.
Ve derin, sıcak, uzun
Şarkısını okusun.

Trenler gitmeseydi.
Yolda gezen kızları,
Rüzgâr eritmeseydi.
Döşekler yalnızları,
Dürtmese, itmeseydi.
Şarkılar bitmeseydi.

Bu çözülmez bilmece;
Hep sayı, harf ve hece...
Peçe üstünde peçe...
Böyle aynı noktanın
Üstünde saatlerce,
Benliğime eğilsem,
Sabah, akşam ve gece,
Ortasında odanın,
Karanlıkla çevrilsem,
Bir çözülmez bilmece;
Hep sayı, harf ve hece...
İçinden bu kafanın,
Fâni dünyayı silsem.
Dünyalar nice nice;
Yavaşça ölebilsem,
Yeni baştan dirilsem,
Duysam, görsem ve bilsem!
Ne ileri, ne geri,
Ne geri, ne ileri!..

1934

Necip Fazıl Kısakürek
 

kaptan-8

Co Admin
Local time
14:06
Katılım
21 Nisan 2008
Mesajlar
9,366
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Adana
Nefs

Geceler toprağa benimle inmiş.
Kasırga benimle kopmuş denizde.
Sanırım vebalı elim gezinmiş,
Çürüyen ağaçta, hasta benizde.

Cinnet, şüphe, korku benim eserim;
Sıcak kalbinizde gizlidir yerim,
Bir kurdum ki, sizi hep diş diş yerim
Ve gezerim her gün elbisenizde...

1928

Necip Fazıl Kısakürek



Nefs Muhasebesi

Bıçaklarım su oldu, boyuna bilenmekten;
Bitti benlik madenim her ân törpülenmekten.

1939

Necip Fazıl Kısakürek




Nimet

Dünyada her nimeti bıraksam ne çıkar ki?
Orda o varken, burda bırakılmaz ne var ki?

1978

Necip Fazıl Kısakürek



Ninni

Melekler dolanır bu kuytu yerde,
Ey gün kadar güzel çocuğum, uyu!
Bir gün hasretiyle için titrer de,
Anarsın, bu derin, tatlı uykuyu.

Uyu da gündüzler su gibi dinsin,
Menekşe gözüne kirpikler insin;
Yarın, şafak vakti, içine sinsin,
Güneşle uyanan kuşların huyu.

Uyu yavrum, akşam seni üzüyor,
Artık gözlerini uyku süzüyor,
Uykunun gölünde başın yüzüyor,
Dalgalandırmadan o durgun suyu...

1925

Necip Fazıl Kısakürek



Nizam

Bir nizam ki, eskimez, yıpranmaz, sendelemez,
Mekân onu aşamaz, zaman onu delemez.

1974

Necip Fazıl Kısakürek



Nur

Sen ol dersin ve olur!

Pırıltı dolu billur,
Çığlık içinde fağfur.
Bir renk bize öteden
Ve bir ses, o besteden
Nur bize, Allah'ım nur!

Büyük divan ve huzur...
Bekliyor mezarı Sûr.
Sonsuzluk, ölümsüzlük
Bitmez, tükenmez düzlük;
Nur bize, Allah'ım nur!

Güneşi tuttu çamur;
Elmas mahçup, zift mağrur.
Yakın kandili, yakın;
Ne donanma, ne yangın;
Nur bize, Allah'ım nur!

Sen ol dersin ve olur!

1947

Necip Fazıl Kısakürek
 

kaptan-8

Co Admin
Local time
14:06
Katılım
21 Nisan 2008
Mesajlar
9,366
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Adana
O Bahçeler

Adımın o bahçeler, her gün anıldığı yer;
O bahçeler, yalanın bile yanıldığı yer...

1939

Necip Fazıl Kısakürek



O Erler Ki...

O erler ki, gönül fezasındalar,
Toprakta sürünme ezasındalar.

Yıldızları tesbih tesbih çeker de,
Namazda arka saf hizasındalar.

İçine nefs sızan ibadetlerin,
Birbiri ardınca kazasındalar.

Günü her dem dolup her dem başlayan,
Ezel senedinin imzasındalar.

Bir ân yabancıya kaysa gözleri,
Bir ömür gözyaşı cezasındalar.

Her rengi silici aşk ötesi renk;
O rengin kavuran beyzasındalar.

Ne cennet tasası ve ne cehennem;
Sadece Allah'ın rızasındalar.

1983

Necip Fazıl Kısakürek



O Gelsin

Akan suları çevir,
Sıra dağları devir!
O gelsin!

Gönüllerde bir tasvir...
Güneşi batmaz devir...
O gelsin!

1958

Necip Fazıl Kısakürek



O Kanun

O kanun ölümsüzlük nizamının hevengi,
O kanun doğru, güzel, iyinin tek mihengi...

1980

Necip Fazıl Kısakürek



O Kitap

Hasta olsam, ilâcım, çorbam, sütüm, o kitap...
Suda mantarım, gökte; paraşütüm o kitap...

1975

Necip Fazıl Kısakürek



O Nizam

Kim var o nizama ki, Hak yolunda kırbaçlık;
Fırın, fikir ekmeği verinceyedek, açlık...

1977

Necip Fazıl Kısakürek



O Var!..

Her defa haberi taze bir müjde;
O var!

Her defasında, geç, gafletten vecde;
O var!

Ne sen varsın, ne ben, ne yâr, ne kimse;
O var!

Bütün sevdiklerin elden gittiyse;
O var!

Kalacak kim var ki dost tomarında?
O var!

Sana daha yakın şah damarından;
O var!

Arama, bir ilaç yok ezzahanede!
O var!

Gayede, sebepte ve bahanede;
O var!

Sevdiğini ebed boyu tutan dinç;
O var!

Ölümsüzlük şevki, ilahi sevinç;
O var!

Yıkılmaz dayanak, kırılmaz destek;
O var!

Tekten de tek, bir tek, tek başına tek;
O var!


Necip Fazıl Kısakürek
 

kaptan-8

Co Admin
Local time
14:06
Katılım
21 Nisan 2008
Mesajlar
9,366
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Adana
O Zeybek

Zeybeğimi, birkaç kızan, vurdular;
Çukurda üstüne taş doldurdular.
Bir de, ya kalkarsa diye kurdular...
Zeybeğim, zeybeğim, ne oldu sana?
Allah deyip, şöyle bir doğrulsana!

Zeybeğim, kalkamaz, dirilemez mi?
Odası mühürlü, girilemez mi?
Şu ters akan sular çevrilemez mi?
Ne günedek böyle gider bu devran?
Zeybeğim, bir sel ol, bir çığ ol, davran!

Kır at zincirlenmiş, ufuk sahipsiz...
Han kayıp, hancı yok, konuk sahipsiz...
Baş köşede sırma koltuk sahipsiz...
Kızanlar, dört yandan, hep abandınız!
Zeybeğin kanına ekmek bandınız!

Bilemem, susarak ölmek mi hüner?
Lisan çıldırıyor, dil nasıl döner?
Ondan son iz, uzak, uzak bir fener...
Öldü mü? Çatlarım yine inanmam!
Gizliye yanarım, ölüye yanmam!

Zeybek kaybolduysa bunca kayıp ne?
Tesbihi dökülmüş, aranır nine;
Balonu yok, ağlar çocuk haline...
Zeybeğim, dünyayı aldın götürdün!
Bir öldün de, beni binbir öldürdün!

Beyni tırmık tırmık, pençelere sor!
Mevsim niçin ölgün, bahçelere sor!
Sor; çukuru nerde, serçelere sor!
Ağla, bir dinmeyen hasretle ağla;
Zeybeksiz yolları gözetle, ağla!

1964

Necip Fazıl Kısakürek
 

kaptan-8

Co Admin
Local time
14:06
Katılım
21 Nisan 2008
Mesajlar
9,366
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Adana
O’na

Benim efendim!
Ben sana bendim!
Bir üfledin de
Yıkıldı bend’im
Ben ki, denizdim.
Dağbaşı bendim
Şimdi sen oldun,
Âleme pendim.
Benim efendim!

Benim efendim!
Feza levendim!
Ölmemek neymiş;
Senden öğrendim.
Kayboldum sende,
Sende tükendim!
Sordum aynaya:
Hani ya kendim?
Benim efendim!

Benim efendim!
Emri yüklendim!
Dağlandım kalbden
Ve mühürlendim.
Askerin oldum,
Başta tülbendim;
Okum sadakta,
Elde kemendim.
Benim efendim.


Necip Fazıl Kısakürek
 

kaptan-8

Co Admin
Local time
14:06
Katılım
21 Nisan 2008
Mesajlar
9,366
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Adana
O'nun Sanatı

(Yok) bir (var)dır;
Geçit vermez;
Dar mı, dardır!

(Yok) bir (yok)tur;
Akıl ermez.
Ne de çoktur!

(Var) bir (yok)tur;
Yusyuvarlak
Dönen oktur.

(Var) bir (var)dır;
O'na varmak...
Bu kadardır!

1944

Necip Fazıl Kısakürek
 

kaptan-8

Co Admin
Local time
14:06
Katılım
21 Nisan 2008
Mesajlar
9,366
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Adana
O'nun Ümmetinden Ol

Beri gel, serseri yol!
O'nun Ümmetinden ol!
Sel sel kümelerle dol!
O'nun Ümmetinden ol!

Sen, hiçliğe bakan yön!
Hep sıfır, arka ve ön!
Dosdoğru Kâbe'ye dön!
O'nun Ümmetinden ol!

Gel dünya, mundar kafes!
Gel, gırtlakta son nefes!
Gel, Arşı arayan ses!
O'nun Ümmetinden ol!

Solmaz, solmaz; bu bir renk...
Ölmez, ölmez; bir ahenk...
İnsanlık; hevenk hevenk,
O'nun Ümmetinden ol!

1949

Necip Fazıl Kısakürek
 

kaptan-8

Co Admin
Local time
14:06
Katılım
21 Nisan 2008
Mesajlar
9,366
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Adana
Odalarım

Camekânlı odanın kızıl perdeleri var.
Kızıl; o ateş rengi kapanan gözlere sor!
Perdeler bilezikler üstünde ilerliyor,
Gerisinde güneşler, kıvılcımlar, yangınlar.

Mazgallı taş odanın siyah perdeleri var,
Siyah, otsuz dağların yüreği kadar siyah.
Bir tokmak sedasıdır orda akşamla sabah.
Dövülür mahzenlerde, büyük tahta havanlar.

Sarmaşıklı odanın yeşil perdeleri var,
Yeşil; doğan göz gibi baharın ortasında,
Öyle hisli bir duman yüzer ki, havasında,
Sanki orda buluşmuş ve ayrılmış âşıklar...

1930

Necip Fazıl Kısakürek
 

kaptan-8

Co Admin
Local time
14:06
Katılım
21 Nisan 2008
Mesajlar
9,366
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Adana
Olur-Olmaz

Olmaz bil de "olur"u, olur bil de "olmaz"ı;
Buluver, günü geçmez, pörsümez ve solmazı...

1976

Necip Fazıl Kısakürek



Onlar

Onlar ki, dudakları ölümsüzlük tasında;
İmzaları, mâverâ yurdu haritasında...

1976

Necip Fazıl Kısakürek



Onlar

İnsandan murad onlar, ölümü öldürenler;
Ötenin ötesinde sonsuz hayat sürenler...

1975

Necip Fazıl Kısakürek



Orada

Güneş mızrak boyu yaklaştı ufka,
Camlarda renklerin veda cümbüşü,
Ey gönül, mâdenin ne kadar yufka!
Yeter ağlamana bir kuş ötüşü.

Ölüm dedikleri, ölünceyedek;
Dünya, balı zehir, yalancı petek.
Orada bulursun, biraz bekle, tek,
Burada yaşamak sandığın düşü...

1972

Necip Fazıl Kısakürek



Otel Odaları

Bir merhamettir yanan, daracık odaların
İsli lambalarında, isli lambalarında.
Gelip geçen her yüzden gizli bir akis kalmış,
Küflü aylarında, küflü aynalarında.
Atılan elbiseler, boğazlanmış bir adam,
Kırık masalarında, kırık masalarında.
Bir sırrı sürüklüyor terlikler tıpır tıpır,
İzbe sofralarında, izbe sofralarında.
Atıyor sızıların çıplak duvarda nabzı,
Çivi yaralarında, çivi yaralarında.
Kulak verin ki, zaman, tahyayı kemiriyor,
Tavan aralarında, tavan aralarında.
Ağlayın, aşinasız, sessiz can verenlere,
Otel odalarında, otel odalarında.


Necip Fazıl Kısakürek



Oyuncak

Kırıldı oyuncağım, artık bir daha gülmem;
Toz olur, toprak olur, duman olurum ölmem!

1983

Necip Fazıl Kısakürek
 

kaptan-8

Co Admin
Local time
14:06
Katılım
21 Nisan 2008
Mesajlar
9,366
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Adana
Ölmemek

Kesilmiş bir kamış, ormanlıklardan.
İnsan... Rüzgârlara bağlı bir düdük.
İndik de dünyaya karanlıklardan,
Sıra sıra mezar, başka ne gördük?

Ölmemek, ilk ve son, büyük kelime;
Çarpıldık, ölmemek için ölüme!
Ver Allah'ım, büyük sırrı elime;
Geçmez ân, solmaz renk, kopmaz bütünlük.

1972

Necip Fazıl Kısakürek



Ölüler

Ölüler bağırıyor mezarlarından;
Yolcular, oturun taşlarımızda!
Onları deviren biziz toprağa,
Biz attık onları böyle ayağa;
Sakın atlamayın kenarlarından!
Ölüler bağırıyor mezarlarından...
Yolcular, uzanın yere upuzun;
Dayayın taşlara başlarınızı!
Tüy yastıklar gibi rahat taşımız,
Birleşsin bir lahza orda başımız!
Bizdedir cevabı kuruntunuzun;
Yolcular, uzanın yere upuzun!
Ben de bir gün böyle haykıracağım:
Yolcular, oturun mezar taşımda!
Yolcular önümde fısıldaşacak,
Yolcular aşılmaz yollar aşacak.
Taşımı yerlere yatıracağım;
Ben de bir gün böyle haykıracağım!


Necip Fazıl Kısakürek



Ölümsüz Şarkı

Garip geldik gideriz, rafa koy evi barkı!
Tek, dudaktan dudağa geçsin ölümsüz şarkı...

1962

Necip Fazıl Kısakürek



Ölümsüzlük

Sabah, akşam, öğlende,
Aklım büyük şölende.
Bütünlük, o "bir"'dedir.
Sayı sayı bölende.
Bilmez yaşayan ölü;
Asıl haber ölende.
Tek hat, tek yön, burada;
Giden de bir, gelen de.
O'nunla buluşmak var,
Sıra bize gelende.
O'na deki: Ey Resul
Ölümsüzlük kölende...

1973

Necip Fazıl Kısakürek



Örümcek Ağı

Duvara, bir titiz örümcek gibi,
İnce dertlerimle işledim bir ağ.
Ruhum gün doğunca sönecek gibi,
Şimdiden ediyor hayata veda.

Kalbim, yırtılıyor her nefesinde,
Kulağım, ruhumun kanat sesinde;
Eserim duvarın bir köşesinde;
Çıkamaz göğsümden başka bir seda...

1922

Necip Fazıl Kısakürek
 

kaptan-8

Co Admin
Local time
14:06
Katılım
21 Nisan 2008
Mesajlar
9,366
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Adana
Petek

Oluş sırrı, o nurdan heykelin eteğinde;
Ve ölümsüzlük balı, şeriat peteğinde!..

1976

Necip Fazıl Kısakürek




Peygamber

Sen, fikir kadar güzel;
Ve tek, birden daha tek!
Itrını süzmüş ezel;
Bal sensin, varlık petek...

Sensin ölüme hisar;
Bâkisi hep inkisar...
Sar bizi, çepçevre sar,
Rahmet rüzgârı etek!..

1958

Necip Fazıl Kısakürek


Ramazan

Ramazan mübarek ay, müminlerin balayı;
Hatırla der, suyu bal kaybedilmiş sılayı...

1983

Necip Fazıl Kısakürek



Renkler

Renkler, mavi, kırmızı, yeşil, erguvan ve mor;
Camlarda, kaybedilmiş vatanı heceliyor...

1978

Necip Fazıl Kısakürek
 

kaptan-8

Co Admin
Local time
14:06
Katılım
21 Nisan 2008
Mesajlar
9,366
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Adana
Ruh

Ya bin yıl, ya bin asır sonra o gün gelecek.
Koklarken küllerimi mezarımda bir böcek
O kadar yanacak ki, bir yüksüklük toprağım,
Yerden bir damar gibi kopup fışkıracağım!
Ve birden bakacağım, her tarafım bitişmiş,
Başım, toprak altında bir maden gibi pişmiş.
Nefesten daha ince bir ipek kumaş derim;
Fosfordan daha parlak, ince uzun ellerim.
Dalacağım kendimin hayran hayran seyrine,
Diyeceğim: Bu dönen şeyler eski yerine,
Benim diye baktığım şeyler miydi bir zaman?
Külümün rüyası mı yoksa gördüğüm?.. Aman!
Başımda açılacak fânilerin seması,
Ve onların toprağa gerçek diye teması,
Bir tatlı vehim gibi içimi bayıltacak;
Toprağın, koşacağım, üzerinde yalnayak;
Şehrin, dolaşacağım kuş gibi etrafında;
Bir beyaz hayaletin upuzun çarşafında,
Gezeceğim, doğduğum evin odalarını.
Geceleyin, koskoca şehrin lambalarını,
Bir keskin üfleyişim söndürmeye yetecek;
Korku, şehrin çelikten sesini tüketecek.
Herşey susacak o ân, çalınacak kapılar;
Kiremitleri yaprak yaprak alan bir rüzgâr,
Ağzımdan haykıracak, uzun, gizli, çapraşık...
Erişilmez fikir ki, düğüm düğüm dolaşık...
Sarıldıkça boşanan yumak, çözülen demet;
Başı görünmez hayâl, sonu gelmez nedamet...

1931

Necip Fazıl Kısakürek
 

kaptan-8

Co Admin
Local time
14:06
Katılım
21 Nisan 2008
Mesajlar
9,366
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Adana
Rüya

Uzun bir uykudan kalkıp bir sabah,
Baktım ki, yepyeni odamda eşya.
Çocukluk evim bu değildi.. Eyvah!
Gördüğüm, değildi bildiğim dünya!

Ellerim bir kanat gibi titrekti,
Tutmasam, gözümden yaş inecekti;
Bir şey beni dürtüp aynaya çekti,
Ondaydı gecenin esrarı güya.

Sordum etrafıma, ne oldu, ne var?
Nedir suratımda bu çukur yollar?
Sanki yaşamaya güvenim kadar
Büyük bir şey çaldı benden o rüyâ...

1926

Necip Fazıl Kısakürek
 

kaptan-8

Co Admin
Local time
14:06
Katılım
21 Nisan 2008
Mesajlar
9,366
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Adana
Saat

Bakma saatine ikide birde!
Halin neyse saat onun saati.
Saat tutamaz ki, ölü kabirde;
Zamana eşyada gör itaati!
Bir kıvrım, bir helezon,
Her noktası baş ve son...

Dün hâtıra, yarın hayal, bugün ne?
İki renk arası bir çizgicik pay.
Ne devlet zamanı bütünleyene!
Ebed bestecisi bir çark ve bir yay.
Hesap soran yaratık;
O dimdik her şey yatık.

Zaman bir işvebaz, kaçak hayalet;
Eskiyenin kement atar boynuna.
Ne pişmanlık tanır, ne af, ne mühlet;
Ancak fatihinin girer koynuna.
Niyeti gizli fettan
Köle biçimli sultan...

1982

Necip Fazıl Kısakürek
 

kaptan-8

Co Admin
Local time
14:06
Katılım
21 Nisan 2008
Mesajlar
9,366
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Adana
Saat 12

Çın, çın, on iki hece,
Çaldı bir eski saat.
On ikide her gece,
Bana diyor ki, saat:

Dün, bugün, yarın, siz, biz,
Bu yayın içindeyiz;
Onu yüzyıl sayın siz.
Ömür on iki saat...

1931

Necip Fazıl Kısakürek


Saat Kaç?

Bir yürek, bir yürek, kutuda, tık tık...
Korkarım, saat kaç diye bakamam.
Son vapur kalkarken atlayamadık,
Kapılar kapandı, vâdeler tamam.

Ne oldu, ne bitti, anlayamadık:
Zamandaymış meğer zorlanmaz mantık,
O, her yaratığı yiyen yaratık,
Bense öz beynini dişleyen yamyam.

1968

Necip Fazıl Kısakürek



Sabır

Sabrın sonu selâmet,
Sabır hayra alâmet.
Belâ sana kahretsin;
Sen belâya selâm et!

Felâh mı, onda felâh,
Silâh mı, onda silâh
Sen de kim oluyorsun?
Asıl sabreden Allah.

Sabır, incecik sırat;
Murat içinde murat.
Sabır Hakk'a tevekkül.
Sabır Hakk'a itimat.

Sabırla pişer koruk,
Yerle bir olur doruk.
Sabır, sabır ve sabır,
İşte Kur'an'da buyruk!

Bir sır ki âşikâre,
Avcı yenik şikâre.
Yalnız, yalnız sabırda
Çaresizliğe çare...

1982

Necip Fazıl Kısakürek
 

kaptan-8

Co Admin
Local time
14:06
Katılım
21 Nisan 2008
Mesajlar
9,366
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Adana
Sağ-Sol

Kalbimi ve aklımı hep sağ elime verdim;
Görevi olmasaydı sol elimi keserdim...

1977

Necip Fazıl Kısakürek



Sayıklama

Kedim, ayak ucumda büzülmüş, uyumakta;
İplik iplik sarıyor sükûtu bir yumakta,
Hırıl hırıl,
Hırıl hırıl...
Bir göz gibi süzüyor beni camlardan gece,
Dönüyor etrafımda bir sürü kambur cüce,
Fırıl fırıl,
Fırıl fırıl...
Söndürün lambaları, uzaklara gideyim;
Nurdan bir şehir gibi ruhumu seyredeyim,
Pırıl pırıl,
Pırıl pırıl...
Sussun, sussun, uzakta ölümüme ağlayan;
Gencim, ölmem, arzular kanımda bir çağlayan;
Şırıl şırıl,
Şırıl şırıl...
Ne olurdu, bir kadın, elleri avucumda,
Bahsetse yaşamanın tadından başucumda,
Mırıl mırıl,
Mırıl mırıl...

1927

Necip Fazıl Kısakürek



Sayılar

Sayılar yalnız Bir'in kendi dalgalanışı,
Sayılar kemmiyetin keyfiyeti anışı...

1983

Necip Fazıl Kısakürek



Ses

Her taraf pırıl pırıl;
Toz yağmuru, samandan.
Rüyada bastırıldım,
Ses geliyor ormandan...

Süzülmüş ki, süzülmüş,
Son kelime harmandan;
Altından bir anahtar,
Ses geliyor ormandan...

Benim bir bilmecem var,
Daha grift zamandan.
Çözülsene kördüğüm!
Ses geliyor ormandan...

Arkalarda şehirler,
Kıvılcımdan, dumandan,
Hasretten daha ılık,
Ses geliyor ormandan...

Kaçın, kaçın kuytuya
Ahtan, oftan, amandan!
Kafdağına giden yol,
Ses geliyor ormandan...

Bir yıldızdan münzevî,
Bir sahilsiz ummandan,
Gariblere bir haber,
Ses geliyor ormandan...

1944

Necip Fazıl Kısakürek



Sevinç

Bir sevinç var ki kalbte Arşı doldurur sesi;
O ne sonsuz sevinçtir, ebediyet neş'esi...

1980

Necip Fazıl Kısakürek



Seyyid Tâhâ'yı Ziyaret

Şemdinli dağlarının içtim nur çeşmesinden;
Kurtuldum akreplerin ruhumu deşmesinden...

1976

Necip Fazıl Kısakürek


Sokak

Öyle bir sokak ki, bu
Her köşede bir kadın;
Geçene, öz yolcusu
Gibi bakar... Anladın...

Ve kalbin sana sorar:
Bakıp geçmekte ne var?
Sen de her insan kadar
Onlara aşinaydın...

1928

Necip Fazıl Kısakürek



Sual-Cevap

Sual: Ey veli, insan nasıl olmalı, söyle!
Cevap: Son anda nasıl olacaksa hep öyle...

1973

Necip Fazıl Kısakürek



Surda Açılan Gedik

Surda bir gedik açtık; mukaddes mi mukaddes!
Ey kahbe rüzgâr, artık ne yandan esersen es!..

1947

Necip Fazıl Kısakürek



Susan Deniz

Gittim, gittim, denizin,
Sınır yerine vardım.
Halin bana da geçsin!
Diye ona yalvardım.

Bir çılgın vesvesede,
İçim didiklense de,
Olaydım o cüssede,
Onun gibi susardım...

1930

Necip Fazıl Kısakürek
 

kaptan-8

Co Admin
Local time
14:06
Katılım
21 Nisan 2008
Mesajlar
9,366
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Adana
Şah-ı Nakşıbend

Yüce Şah-ı Nakşıbend, Nakkaş ve Nakış onda
Bütün içi dışıyle ölüme bakış onda.

1975

Necip Fazıl Kısakürek



Şarkı

Her ağızda, her telde fânilik dırıltısı
Sonunda tek bir şarkı, tabutun gıcırtısı...

1980

Necip Fazıl Kısakürek


Şarkımız

Kırılır da bir gün bütün dişliler,
Döner şanlı şanlı çarkımız bizim.
Gökten bir el yaşlı gözleri siler,
Şenlenir evimiz, barkımız bizim.

Yokuşlar kaybolur, çıkarız düze,
Kavuşuruz sonu gelmez gündüze,
Sapan taşlarının yanında füze,
Başka âlemlerle farkımız bizim.

Kurtulur dil, tarih, ahlak ve iman;
Görürler, nasılmış, neymiş kahraman!
Yer ve gök su vermem dediği zaman,
Her tarlayı sular arkımız bizim.

Gideriz, nur yolu izde gideriz,
Taş bağırda, sular dizde, gideriz,
Bir gün akşam olur, biz de gideriz,
Kalır dudaklarda şarkımız bizim...

1964

Necip Fazıl Kısakürek



Şöhret

Bir baltada indirdin,
Ağacından dalımı,
Bana zehir yedirdin,
Elâleme balımı.

İstemem, ne dil, ne mal,
Bana ne verdinse al!
Sazını kafana çal,
Ver bana kavalımı!..

1931

Necip Fazıl Kısakürek



Şükür

Kıyamete kadar yıkılmaz çatı;
Kabir!
Ha doksanbir olmuş evlerin katı,
Ha bir!

Karanlık, deştikçe dipsiz karanlık...
Düşün!
Olanca gerçeği işte, bir anlık
Düş'ün!

Tükür bu hayatın irin yüzüne!
Tükür!
Gam yeme, çıkmak var yolun düzüne;
Şükür!

1972

Necip Fazıl Kısakürek
 

kaptan-8

Co Admin
Local time
14:06
Katılım
21 Nisan 2008
Mesajlar
9,366
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Adana
Tâ Meverâdan

Rüzgar öyle esti, öyle esti ki;
Her şey uçup gitti kaldı Yaradan.
Ayna düştü, hayal, perdelerdeki
Bir akisçik gibi çıktı aradan.

Sırtımı uykuda dürtüyor bir el;
Fırla yatağından koşar adım gel!
O bir minicik zar ı kabuğunu del!
Seni çağıran var, tâ maverâdan!


Necip Fazıl Kısakürek




Tablo

Ölümü sığdıramaz,
Akıl daracık koğuk.
Ölemez, çıldıramaz,
Ağlarlar boğuk boğuk.

İlaç yarım şişede,
Koltuk mahzun, köşede,
Ev halkı telaşede,
Ölü yerde sopsoğuk...

1982

Necip Fazıl Kısakürek



Takvimdeki Deniz

Hasreti denizlerin,
Denizler kadar derin
Ve o kadar bucaksız...
Ta karşımda, yapraksız,
Kullanılmış bir takvim...
Üzerinde bir resim:
Azgın, sonsuz bir deniz;
Kaygısız, düşüncesiz,
Çalkanıyor boşlukta.
Resimdeyse bir nokta:
Yana yatmış bir gemi...
Kaybettiği âlemi
Arıyor deryalarda.
Bu resim rüyalarda
Gibi aklımı çeldi;
Bana sahici geldi.
Geçtim kendi kendimden,
Yüzüme, o resimden,
Köpükler vurdu sandım;
Duymuş gibi tıkandım,
Ciğerimde bir yosun.
Artık beni kim tutsun?
Denizler oldu tasam.
Yakar, onu bulmazsam,
Beni bu hasret, dedim,
Varırım, elbet, dedim,
Bir ömür geze geze,
Takvimdeki denize.
Ne var, bana ne oldu,
Odama nasıl doldu,
Birdenbire bu meltem?
Ve dalgalandı perdem,
Havalandı kâğıtlar.
Odamda kıyamet var!
Ah yolculuk, yolculuk!
Ne kadar baygın, soluk,
O gün bizde betbeniz;
Ve ne titrek kalbimiz
Ve eşyamız ne küskün!
Yola çıktığımız gün,
Bir sıraya dizilmiş,
Gözyaşlarını silmiş,
Bakarlar sinsi sinsi.
Niçin o ânda hepsi,
Bir kuş gibi hafifler,
Arkadan geleyim der?
Niçin o güne kadar,
Dilsiz duran ne kadar
Eşya varsa dirilir,
Yolumuza serpilir?
Ufak böcekler gibi,
Gezer onların kalbi,
Üstünde döşemenin.
Bir gizli didişmenin
Saati çala o ân;
Birden bakar ki, insan,
Her şey karmakarışık.
Ayırmak olmaz artık
Bir kalbi bir taraktan;
Ve kalb, ağlayaraktan,
Çekilir geri geri,
Terkeder bu mahşeri.
Bu mahşerin içinden
O gün ben de geçtim, ben;
Nem varsa, evim, anam,
Çocukluğum hatıram
Ve ne sevdalar serde,
Bıraktım gerilerde,
Kaçar gibi yangından.
Rüzgârların ardından,
Baktım da süzgün süzgün,
Kurşun yükünü gönlün,
Tüy gibi hafiflettim,
Denize hicret ettim...

1931

Necip Fazıl Kısakürek
 

kaptan-8

Co Admin
Local time
14:06
Katılım
21 Nisan 2008
Mesajlar
9,366
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Adana
Tavan

Titrek mumlar yanınca, bu bir asırlık ağaç,
Mehtapta orman gibi gizli yollarla doldu.
Dedi: Yastığa dayan, o cam gözlerini aç.
Seyret çizgilerimde, neler geçti, ne oldu!

Mânalarla çizgiler, içiçe bende hazır;
Her şey, her şey toz duman, zamanın havanında.
Arıyorsan, tarihin, hani kaybettiği sır?
Çok eski bir konağın oymalı tavanında!..

1930

Necip Fazıl Kısakürek



Tutuk

Gel beri, kurtuluş ordusunun tuğu ol!
Hürriyet mi dileğin, Allah'ın tutuğu ol!

1976

Necip Fazıl Kısakürek



Tüten Ruh

Sana ey kanımda eriyen kadın
Can nasıl dayansın, nasıl dayansın?
Mezara çekmekse beni maksadın
Önümde o siyah gözlerin yansın.
Bir sütun alevsin, bir sütun duman,
Yalnız seni görür gözünü yuman.
Senden ateşine bir deva uman
Bari gitsin kara toprağa kansın.
Bir çukur solumda, bir taş sağımda
Kabre girdiğim gün bu genç yaşımda
Öyle bir yüksel ki sen toprağımda
Görenler ruhumu tütüyor sansın.


Necip Fazıl Kısakürek
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst