Neler yeni

Welcome to SATBİL FORUM PAYLAŞIM

Join us now to get access to all our features. Once registered and logged in, you will be able to create topics, post replies to existing threads, give reputation to your fellow members, get your own private messenger, and so, so much more. It's also quick and totally free, so what are you waiting for?

Bir Satbil Forum Efsanesi

Satbil Reklam Alanı

Satbil Forum Reklam

Kadın ve erkek arasındaki düşünce farkı

F

fiesta73

Guest
Kadın ve erkek arasındaki düşünce farkı
[FONT=&quot]

Diyelim ki Cenk isimli bir ad********* Ceyda diye bir kızdan
hoşlanıyor ve ona sinemaya gitmeyi teklif ediyor. Ceyda kabul ediyor ve
her ikisi de oldukça iyi zaman geçiriyorlar. Birkaç akşam sonra bu kez
Cenk, Ceyda'yı yemeğe davet ediyor ve gene çok iyi zaman geçiriyorlar.
Birbirlerini düzenli olarak görmeye devam ediyorlar ve bir süre sonra
ikisinin de görüştüğü özel biri yokken, bir aksam gene yemeğe çıkıyorlar.
Dönüşte arabada otururken, Ceyda'nın aklına bir şey geliyor ve üzerinde
fazla düşünmeden pat diye

"Farkında mısın, bu gece görüşmeye başlayalı tam 6 ay oldu."
diyor.

Bunun ardından derin bir
sessizlik oluyor arabada. Ceyda için
çok uzun süren bir sessizlik bu. Ve düşünmeye baslıyor:

"Aman Allahım acaba
yanlış bir şey mi söyledim? Belki de bu ilişkinin
kendisini sınırladığını düşünüyordur. Belki de onu istemediği
ya da emin olamadığı bir şeye ittiğimi zannediyodur. "

Bu arada Cenk de düşünüyor tabii:

"Vay canına, 6 ay ha? "

Ve Ceyda düşünmeye devam ediyor:

"Bi dakka ya, peki ama ben bu türden bi ilişki istiyor muyum?
Bazen kendim için daha çok alan istiyorum, iliskimize ne olacağını
düşünmek için. Yani, nereye gidiyoruz biz? Birbirimizi bu şekilde görmeye
devam mı edeceğiz? Yoksa yavaş yavaş evliliğe doğru mu gidiyoruz? Ya
çocuklar? Tüm bir hayatı birlikte mi
geçireceğiz? Bu aşamadaki bir
bağlılığa hazır mıyım? Bu insanı gerçekten tanıyor muyum? "

Cenk'in de kafası düşüncelerle dolu:

"...yaniiii...bu demek oluyor ki... dur bakiim.. Şubat. Evet
Şubat'ta ilk kez dışarı çıkmıştık, ki bu da benim arabayı yeni aldığım
zamanlara
denk geliyor. Hmm kaç kilometre gitmiş oluyorum bu durumda?
Oha! Yağı değiştirmenin zamanı gelmiş!"

Ve Ceyda düşünmeye devam ediyor:

"Onu üzdüm. Yüzünden okuyabiliyorum. Belki de tamamen yanlış
anlıyorumdur. Belki de ilişkimizden daha fazla beklentileri
vardır, daha yakın ve bağlı olmak gibi. Belki de ben hissetmeden o çoktan
anlamıştı, şüphelerimi yani. Evet eminim ki anladı. Bu nedenle kendi
duygularını söylemekten kaçınıyor.
Reddedilmekten korkuyor."

Cenk tam bir lineer düşünce gurusu:

"Bu arada vitese de bakmalarını istiyecem. O gerizekalılar ne
derlerse desinler hala vites geçirmede bi sorun var. Ve bu kez suçu
havanın soğukluğuna atmazlarsa iyi olur. Dışarısı 30 derece ve bu vites
ööp kamyonu gibi. Üstüne üstlük o beceriksizlere 300 milyon ödedim.
Soyguncular! "

Ceyda da arpacık kumrusu:


"Bana kızgın. Ama onu suçlayamam. Ben de olsam ben de
kızardım. Onu böyle bir şeye soktuğum için o kadar suçlu hissediyorum
ki... ama ne yapabilirim yani, ben de duygularımdan emin diilim ki! "

Cenk de düşünüyor:

"Büyük ihtimalle garanti süresinin sadece 90 gün olduğunu

söyliyecekler...."

Ceyda'nın beyni oldukça yaratıcı:

"Belki de ben çok fazla idealistçe davranıyorum, yanımda
benim hoşlandığım ve benden hoşlanan harika bir insan otururken, ben beyaz
atıyla bir şövalye bekliyorum. Öyle biri ki, benim bencilce, küçük kız
hayallerim yüzünden acı çekiyor."

Cenk'in beyni gel-gitte:

"Garanti mi? Garanti mi istiyolar? Onlara bi garanti vericem
..."

"Cenk" diye sesleniyor Ceyda...
"Efendim?" diyor Cenk irkilmiş bir halde.
"Lütfen kendine bu şekilde eziyet
etme", derken gözlerinde yaşlar
beliriyor Ceyda'nın.
"Belki de hiçbir zaman... Offf Allahım, kendimi
öyle şey
hissediyorum ki..." diyor ve hıçkırarak ağlamaya başlıyor.
"N'oldu şimdi?" diye soruyor Cenk.
"Ben koca bi aptalım, yani biliyorum ki şövalye falan yok. Bu
aptalca. Ne şövalye ne de at var." diyor Ceyda
"At mı yok?" diyor kafası karışık tabii zavallı Cenk.
"Aptal olduğumu düşünüyorsun di mi?" diye devam ediyor Ceyda.
"Elbetteki hayır!" diyor, en sonunda hiç değilse bir doğru
cevap vermenin mutluluğunu taşıyan Cenk.
"Sadece... sadece zamana ihtiyacım var." diye cevap veriyor
Ceyda.

(Cenk en güvenli ne söyleyebilirim diye düşünürken bir 15
saniye geçer.) Ve "Evet." der.
Ceyda etkilenmiş bir şekilde, elini tutar."Cenk, gerçekten
böyle mi hissediyorsun?"
"Nası yani?"der Cenk
"Yani ben
zamandan bahsederken..." der Ceyda

"Ah elbette." der Cenk

Ceyda Cenk'e döner ve dikkatle gözlerine bakar. Tabii zavallı
Cenk gerilmiştir. Tabii bir de at olayı vardır, ve eğer Ceyda gene attan
bahsederse ne diyeceğini bilmemektedir.

Ve en sonunda Ceyda konuşur:
"Teşekkür ederim, Cenk."
Cenk de teşekkür eder.

Derken alır kızı evine bırakır. Kızcağız, bitkinlik ve
ruhundaki acıyla sabaha kadar ağlar. Cenk eve gider, bi paket Panço açar
ve
televizyondaki tenis maçına iyice gömülür. İçinden bir ses
arabada ciddi bir şeylerin geçtiğini söylese de, anlamasının mümkün
olmayacağını düşünür ve üstünde durmamaya karar verir.

Ertesi gün Ceyda en yakın arkadaşını, hatta en
yakın iki
arkadaşını arar ve yaklaşık 6 saat boyunca son olayların yorumu yapılır.
Tabii ki en küçük detay, mimik, kelimelerdeki nuanslar analiz edilir ve
farklı senaryolar düşünülüp tartışılır.
Bu konu günlerce tekrar tekrar gündeme
gelir ve asla bitmez.

Bu arada Cenk, Ceyda'yla ortak arkadaşları olan biriyle top
koşturmaktadır ve bir an durur, sıkılmış bir ifadeyle
arkadaşına sorar: Ya Ceyda'nın hiç atı olmuş muydu biliyor musun?"
[/FONT]
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst