- Katılım
- 15 Kasım 2005
- Mesajlar
- 6,014
- Tepkime puanı
- 3
- Puanları
- 0
- Yaş
- 59
indirr dinle...................
İstiklâl Marşındaki Kelimelerin Anlamları.
Korkma: «Üzülme, endişe etme, merak etme» mânâsındadır.
Sönmez: Şafak kızıllığı içinde bir alev gibi dalgalanan al bayrak, yanmaya (dalgalanmaya) devam edecektir. O indirilemez ve esir edilemez.
Şafak : (İlk kıt'ada Güneş battıktan sonra akşam ufkunda beliren kızıllık. (Son kıt'ada Sabah güneş doğmadan önce ufukta beliren kızıllık.
Ocak : Hayat, canlılık, aile.
Yıldız parlaması: Mesut olmak, kuvvet kudret sahibi olmak.
Çatma: Kaşlarını çatma! Yüzünü asma! (Bayrağın hilâl'i kaş'a benzetilmiştir.)
Bir gül: Bir kere gülümse.
Celâl: Heybet, korku veren ululuk.
Hakkıdır: Hak etmiştir, kazanmıştır.
Hak: Allah. Tapan: Kulluk eden.
İstiklâl: Müstakil olmak. Yabancılara esir, bağlı veya muhtaç bulunmamak.
Ezel: «Tarihin ilk devirleri» mânâsmdadır.
Zincir vurmak : Esir etmek.
Bend : «Set, baraj» mânâsmdadır.
Garb : Batı, Avrupa.
Serhad : Sınırboyu.
Ulusun : Bağırsın, köpek gibi ulusun dursun.
«Medeniyyet»: (Mehmed Akif Bey, bu kelimeyi «yalancı, sahte medeniyet» mânâsında aşağılayacağı zaman daima tırnak içinde olarak kullanmıştır. Burada da tırnak içinde ve ünlem ile yazılmış olan bu kelime, bu haliyle «Medeniyeti temsil ettiği ve medeniyet getireceği propagandası ile Şark aydınlarını kandıran, Şark'ı esir eden ve sömüren Avrupalıların yalancı, vahşi ve sahte medeniyeti» mânâsındadır. Ve böyle olduğu içindir ki, bu «medeniyyet!» bir «canavar» dır.
Kefensiz yatan: Şehid.
Şehid: Dini, vatanı ve namusu için savaşarak ölen müslüman.
Şüheda: Şehidler.
Canan : Sevgili.
Hudâ: Allah.
Tek : Yalnız, sâde.
Cüda: Ayrı, uzak.
İlâhî: Ey Allâhım!
Emel: İstek, arzu, dilek.
Ma'bed : Câmi.
Nâmahrem: Yabancı.
Şehâdetler: Ezan'da «Eşhedü...» diye başlıyan cümleler.
Dinin temeli: Ezandaki şehâdet cümlelerinde Allah'ın birliği
ve Hazreti Muhammed'in peygamberliği bildirilmektedir. Bunlar ise müslümanlığın «temel» inançlarıdır.
Ebedî: Zamanın sonuna, kıyamete kadar.
Vecd : İman coşkunluğu.
Secde : Alnını yere koymak, yere kapanmak.
Ceriha: Silâh yarası.
Rûh-u mücerred : Cisimsiz ruh.
Arş : Manevî göklerin yüce katı.
Na'ş : Cesed.
İzmihlâl: Yok olma, dağılma.
İstiklâl Marşındaki Kelimelerin Anlamları.
Korkma: «Üzülme, endişe etme, merak etme» mânâsındadır.
Sönmez: Şafak kızıllığı içinde bir alev gibi dalgalanan al bayrak, yanmaya (dalgalanmaya) devam edecektir. O indirilemez ve esir edilemez.
Şafak : (İlk kıt'ada Güneş battıktan sonra akşam ufkunda beliren kızıllık. (Son kıt'ada Sabah güneş doğmadan önce ufukta beliren kızıllık.
Ocak : Hayat, canlılık, aile.
Yıldız parlaması: Mesut olmak, kuvvet kudret sahibi olmak.
Çatma: Kaşlarını çatma! Yüzünü asma! (Bayrağın hilâl'i kaş'a benzetilmiştir.)
Bir gül: Bir kere gülümse.
Celâl: Heybet, korku veren ululuk.
Hakkıdır: Hak etmiştir, kazanmıştır.
Hak: Allah. Tapan: Kulluk eden.
İstiklâl: Müstakil olmak. Yabancılara esir, bağlı veya muhtaç bulunmamak.
Ezel: «Tarihin ilk devirleri» mânâsmdadır.
Zincir vurmak : Esir etmek.
Bend : «Set, baraj» mânâsmdadır.
Garb : Batı, Avrupa.
Serhad : Sınırboyu.
Ulusun : Bağırsın, köpek gibi ulusun dursun.
«Medeniyyet»: (Mehmed Akif Bey, bu kelimeyi «yalancı, sahte medeniyet» mânâsında aşağılayacağı zaman daima tırnak içinde olarak kullanmıştır. Burada da tırnak içinde ve ünlem ile yazılmış olan bu kelime, bu haliyle «Medeniyeti temsil ettiği ve medeniyet getireceği propagandası ile Şark aydınlarını kandıran, Şark'ı esir eden ve sömüren Avrupalıların yalancı, vahşi ve sahte medeniyeti» mânâsındadır. Ve böyle olduğu içindir ki, bu «medeniyyet!» bir «canavar» dır.
Kefensiz yatan: Şehid.
Şehid: Dini, vatanı ve namusu için savaşarak ölen müslüman.
Şüheda: Şehidler.
Canan : Sevgili.
Hudâ: Allah.
Tek : Yalnız, sâde.
Cüda: Ayrı, uzak.
İlâhî: Ey Allâhım!
Emel: İstek, arzu, dilek.
Ma'bed : Câmi.
Nâmahrem: Yabancı.
Şehâdetler: Ezan'da «Eşhedü...» diye başlıyan cümleler.
Dinin temeli: Ezandaki şehâdet cümlelerinde Allah'ın birliği
ve Hazreti Muhammed'in peygamberliği bildirilmektedir. Bunlar ise müslümanlığın «temel» inançlarıdır.
Ebedî: Zamanın sonuna, kıyamete kadar.
Vecd : İman coşkunluğu.
Secde : Alnını yere koymak, yere kapanmak.
Ceriha: Silâh yarası.
Rûh-u mücerred : Cisimsiz ruh.
Arş : Manevî göklerin yüce katı.
Na'ş : Cesed.
İzmihlâl: Yok olma, dağılma.
Moderatör tarafında düzenlendi: