Neler yeni

Welcome to SATBİL FORUM PAYLAŞIM

Join us now to get access to all our features. Once registered and logged in, you will be able to create topics, post replies to existing threads, give reputation to your fellow members, get your own private messenger, and so, so much more. It's also quick and totally free, so what are you waiting for?

Bir Satbil Forum Efsanesi

Satbil Reklam Alanı

Satbil Forum Reklam

İsrail, Abdülhamid'i haklı çıkardı...

seyfi

Administrator
Local time
21:53
Katılım
15 Kasım 2005
Mesajlar
6,014
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
59
34142.jpg

Radikal Gazetesi'nden Avni Özgürel'in yazısı
Gazze adı gazve yani savaştan da, gazi kelimesinden de geliyor olabilir. Ama kelimenin lügat anlamlarından biri 'kızıl renk...' Gerçi sözcüğün kadınların süslenmek için kullandıkları ruj, allık gibi ürünlere mahsus olduğu ifade ediliyor ise de açıkçası 'kızıl'lık kentin şu an içine düştüğü duruma uyuyor...
Doğrusu Osmanlı çözülüp terk edene kadar Filistin huzur içindeydi. Müslümanlar, Museviler, farklı mezhepten Hıristiyanlar kelimenin gerçek manasıyla barış içinde yaşıyorlardı. Bunu günümüzde kabul ve ifade etmeyen yok... Nitekim Hz. İsa'nın ibadet ettiği mabet olarak özellikli bir konuma sahip kilisenin hangi mezhep yönetimine bırakılacağı konusunda Hıristiyanlar arasında uzlaşma olmayınca Osmanlı idaresinin bulduğu 'kolektif yönetim' formülü ve kilise anahtarının Kudüs müftüsünde olmasına dayalı çözüm hâlâ cari... O dönemde de kurcalanıyordu kutsal toprakların hassas dengesi ama Araplar Osmanlı karşısında tavır alıp Batı'yla işbirliği yapıncaya kadar tablonun değişeceğini gösteren bir işaret yoktu...
Nitekim takatını kaybetmiş haliyle bile Osmanlı ordusu Irak'ta Kutulamare'de İngilizleri bozguna uğrattı, cephe komutanını esir almayı başardı. Araplar saf değiştirince ibre tersine döndü. Açıktan savaşmadılar Türk ordusuyla. Çeteler, vur-kaç hareketleri, sabotajlar, baskınlar... Sonuç malum, Osmanlı çekildi...

Sınırları çizen güçler

Osmanlı terk ettikten sonra o topraklarda ellerinin ayaklarının serbest kalacağını sanan Araplar yanıldılar. İngiltere, Fransa, kısmen İtalya ve Amerika Ortadoğu'nun geleceğini belirleme yetkisini ellerinde tuttular. Krallar onların onayıyla 'atandı', sınırlar onlar tarafından çizildi, siyasi tabloya kavga tohumları özenle bırakıldı. Nihai şekillendirme, yani bölgeye siyasi aktör olarak İsrail'in girişi, 2. Dünya Savaşı sonrasına, Avrupa'nın Yahudilerin maruz kaldığı soykırımın dehşetiyle yüz yüze gelmesinden sonra yapıldı.
O günden beri sancılı bu topraklar. Sayfaya koyduğum fotoğrafların sayısını keşke artırabilseydim de gelişimi foto-roman gibi takip edebilseydiniz ilk Yahudi göçünden itibaren. Osmanlı döneminde başladı Musevilerin bölgeye gelişi. İmparatorluk nüfus dengelerini gözeterek kontrollü şekilde izin veriyordu yerleşime. Ve çok küçük bir oran teşkil ediyordu Yahudiler. Dolaylı şekilde sahip oldukları toprakların oranı da zikretmeye değmeyecek seviyedeydi... İstanbul'a Batı'dan gelen siyasi baskılar, ekonomik kuşatma değiştirmedi bu tavrı. Ta ki 1917 işgaline kadar... İngiliz yönetimi ne yapacağına karar verene kadar, daha doğrusu Londra'nın Araplarla işi bitene kadar kontrol altında tutuldu Yahudiler. Aslında neyin olacağı, daha doğrusu neyin olmayacağı belliydi. Araplar hayallerinin asla gerçekleşmeyeceğini anladılar ama iş işten geçmişti. Abdülhamid'in 10 sene önce söyledikleri çıktı. Huzuru çekip aldı Batı bu topraktan. İkinci savaşa kadar sürdü belirsizlik. Yahudiler açısından fiili durumun siyasi açıdan kabulünden ibaretti mesele. İsrail vücut bulduğunda zemin hazırdı. Çığ halini aldı göç. Neticede dar geldi sahip olduğu topraklar İsrail'e. Önce bölgenin yerleşik halkı dışarı atılmak suretiyle yer açıldı Yahudilere, sonra da işgaller başladı...


Radikal

 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst