Neler yeni

Welcome to SATBİL FORUM PAYLAŞIM

Join us now to get access to all our features. Once registered and logged in, you will be able to create topics, post replies to existing threads, give reputation to your fellow members, get your own private messenger, and so, so much more. It's also quick and totally free, so what are you waiting for?

Bir Satbil Forum Efsanesi

Satbil Reklam Alanı

Satbil Forum Reklam

Güzel şiirler.

aliharbiye

New member
Local time
12:56
Katılım
23 Şubat 2006
Mesajlar
45
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Arkadaşlar bu topik altında size güzel şiirler sunmaya çalışacam kitaplardan alıntı olabilir bazı arkadaşlardan alıntı olabilir bazı forumlardanda alıntı yapabilirim ama şahsen benim için güzel şiirleri tek topik altında toplamak olacaktır şimdiden hepinize çok teşekkürler ederim.

NOT. Bu topiyi oldu üç keredir açıyorum,ben bu topiyi açmakla usanmayacam bıkmıyacam, şimdi yine baktım yine silinmiş allah allah kafayı yiyecem haaaa arkadaşlar......server kendi kendinemi siliyor ne.....
 

aliharbiye

New member
Local time
12:56
Katılım
23 Şubat 2006
Mesajlar
45
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Elleri Vardı Güneşlerde
gözlerimde bir ışık çaktı uzaklar renkli alacaydı gördüm elleri vardı güneşlerde yüreklendi kararmış bebeklerinde gözlerim gözlerimde bir ışık çaktı gölgelere parlayan izler gördüm yakınlara ateş düştü oralardan aydınlık oldu ellerimde gözlerim gözlerime sabah çiğleri dokunuyordu çaktı bir ışık gün doğarken seni görüyordu gözlerim
 

aliharbiye

New member
Local time
12:56
Katılım
23 Şubat 2006
Mesajlar
45
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Ellerimde Bir Göztaşı

Ellerimde bir göztaşı, gözlerim boş gidiyordum Ne bileyim, bir damlanın böyle deniz olduğunu Şaştım, mavi bir fal gibi açılınca önümde Giritli bir ölümüm varmiş, bir balıkçı fitil gibi Patlayacakmış avucunda otuz çubuklu gençliğim Üç günde mi desem, üç gökte, üç kulaçta mı Ben ki, o camgöbeği çiçekler açan ağaç Kırılmaz bardaklar gibi tuzla buz olacakmış Ne zaman boğulsam böyle yosun kokuyordu ışık Sabahcı kahvelerde bir çiroz ötüyordu Ve dalgalarımı geçen o deniz söförleri Böyle uyur düşlere bindirmiş gemiler Uyuklar gibi üstünde mermer masaların Bir tahta parcasıydım, osmanlı bir kazadan kalmış Yüzüyordum, islam kaptanın ahşap ayağında Öbür tahtalara öbür insanlara doğru Cumhurdu murekkep balığı, simsiyah yüzüyordum Ne bileyim, bir korkunun böyle destan olduğunu Ağardım, nisanlayınca gece, ve yavrulayan yalnızlık Ya da ilk insanın doğduğu, öldüğü dağdi Moby Dick Nefes aldıkça filbahriler köpürüyordu sulardan Çanlar çalıyor kulaklarımda, yunuslar yarışıyordu Alyuvarlar, dolkuşları ve rüzgar midyeleri Dedim, dünya gibi bulut yok dünya üstünde Ellerimde bir göztasi, gözlerim boş gidiyordum Ne bileyim, bir türkünün böyle Veysel olduğunu Açıldım, çıkmaz bir sokak gibi, kapanınca denizde.
 

aliharbiye

New member
Local time
12:56
Katılım
23 Şubat 2006
Mesajlar
45
Tepkime puanı
1
Puanları
0
GüLLerinde ağLadığı ßir Zaman Vardır...!


Güllerin de ağladığı bir zaman vardır.
Ama bir gül var ki onun gözlerinde her zaman gözyaşı vardır. Geceler
onun
gözyaşlarını kendine saklar. Ama gündüzün aydınlığında nemlenen gözleri
onun
hüzünlerini fısıldar. Denizler onun gözyaşları gibi ıslak; güneşler
hüzünleri kadar sıcaktır.

Güllerin de kokmadığı bir zaman vardır.
Ama bir gül var ki onun sevgi saçan kokusu her zaman vardır. Kokusu
sevgiden, rengi hasretten bir güldür. O, kalbi hasretle yanmış ama
sönmemiş,kül olmamış, kor olmuştur ve Allah adini kırmızı gül
koymuştur.

Güllerin de seviştiği bir zaman vardır.
Ama bir gül var ki sustuğu an bile sevgiyi yaşayan bir kalbi vardır.
Onun
gülerken bile yaprağında gözyaşı vardır.Ama o gözyaşlarında bile
sevgiden
gelen bir sıcaklık vardır.
Onun gözünde vazolara girmenin bir anlamı yoktur.
Ama onun hüznünü ve sevincini paylaştığı kır çiçekleriyle arkadaşlığı
vardır.

Güllerin de uyuduğu bir zaman vardır.
Ama bir gül var ki onun geceleri bile kapanmayan gözleri vardır.
Sevgisi
gece gündüz yoldadır, duası, kokusu anbean sevdiğine varır.

Güllerin de solduğu bir zaman vardır.
Ama bir gül var ki kokusu sevgilinin yüreğine işlemiştir de
bu yüzden ölümsüzlük sırrına kadem basmıştır.
Ve onun mezar taşına şu yazılmıştır:

SEVMEYEN İNSANLAR ÖLÜR AMA,
SEVEN GÜLLER SOLMAZ,
 

aliharbiye

New member
Local time
12:56
Katılım
23 Şubat 2006
Mesajlar
45
Tepkime puanı
1
Puanları
0
BÜYÜME SAKIN KÜÇÜK KIZ
Küçük kağıtlardan,renkli kalemlerden,bir tebessümden,daha dün açmamış bir kır çiçeğinden mutlu olmayı başardın;ama,hayatı ciddiye almamayı başaramadın.
Kendin gibi yaşamayı başarabileceğin bir şato yarattın içinde,ancak sızmaları engellemeyi başaramadın yine de.Kendi şatonun mutsuzluk kulelerinde intihar deneyip durdun be küçük kız.
Adını koyamadığın mutluluğa giden yollarda kayboldun.Hayat denen balta girmemiş ormanın karanlık labirentlerinde bulamadın kendini.Yalancı rüzgarlar konuk oldu dallarına daha çok.
Çocuk oldun üzdüler,büyüdün kaldıramayacağın kadar ağır sorumluluklar yükledin kendine,hata yaptığındaysa affetmediler seni.
Boşverdin kendine biraz da,büyük hayallerin peşinde harcadın bir daha geri gelmeyecek anları.
Hiçbir zaman olmayacak olanı,insanların seni anlamasını beklerken,muhteşem bir hata daha yaptın ve kırıldın,üzüldün,ağladın.
Severken yürekli sevdin.Ancak ak kağıt üstünden kayıp gitti yazdığın aşk şiirlerin ne yazık ki.Yanlış,korkak yüreklerde yer aradın sevgine.
Uzun sürerdi yolculukların ve dönüşlerinde her dem taze olurdu insan sıcaklıkları ile yoğrulmuş küçük öykülerin.
Seni sen olduğun için seven ne kadar da az insan varmış çevrende.Belki de nedeni buydu,dostlarının sayısının bir elinin parmaklarını bile geçmeyişi.
Kitap okumayan,şiir sevmeyen,sokaklarında kimsesiz kedilere tekme atan insanların yaşadığı bir ülkede,anlayamadın kafayı yememek için,insanın bir tahtasının eksik olmasının gerekliliğini.
Ne kötülük tohumlarının gizini çözebildin, ne de çiçeklerin bile zehirli olabileceği geldi aklına.Uzatılan her eli sıcak sanmaktan alamadın kendini.
Sahte gülüşlere yer yoktu hayatında,şaha kalkmış sevinçlerinin hemen yanında,yakıcı bir hüzün de bulunurdu duru bakışlarında.
Berbat bir acemi,su katılmamış bir amatör olarak atıldın kavgalarına.Nedeni buydu belki de,yolunun düştüğü her cephede aldığın yenilgilerin.
Planın hiç yapılmamış kaçışlardı aslın küçük kız,kanayan kentlerin birinden diğerine yaptığın yolculukların.Yoksa sen de,aynı andan her yere yağmaya kalkan şaşkın bulutlar gibi miydin sevgili küçük kız?
Ne yaparsan yap;ama,büyüme kalkma sakın küçük kız.
Büyürsen,şaşkın,hesapsız,acemi,özgürlüğe bile bağlanmaktan korkan bir gezegenini daha kaybedecek dünya.
 

aliharbiye

New member
Local time
12:56
Katılım
23 Şubat 2006
Mesajlar
45
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Bir Damla Gözyasına Ölürüm...


Sen ağlarsan,
Gök, kubbe ağlıyor.
İnci gibi gözyaşlarınla,
Yüreğime kan damlıyor.
Bülbül feryat edip,
Hüzün şakıyor.
Güller sana üzülüp,
Boynunu büküyor..

Sen ağlama canım,
Ben senin yerine ağlarım.
Kederinle yüreğimi dağlarım.
Varsın kararmış ruhum,
Biraz daha kararsın.
Yeter ki, o güzel yüzünde
Gonca güller açsın..

Sen sevda perimsin.
Gülüşünle güzelsin.
Hassas ruhunla,
Bende özelsin.
Semadan yere inen,
Tanrının lûtfu,
İyilik meleğimsin..

Sen ağlama,
Hüzün gözlüm.
Hep gül şiir sözlüm.
Yüreğim dayanmaz,
Bir damla gözyaşına,
Ölürüm!
 

aliharbiye

New member
Local time
12:56
Katılım
23 Şubat 2006
Mesajlar
45
Tepkime puanı
1
Puanları
0
ugur arslanın siiri 'GÖZLERİN' dinlerken gözleriniz dolacak %100 garanti

mukemmel bir siir insan dinlerken aglacakmıs gibi oluyo cok guzel bir şiir


download:
 

aliharbiye

New member
Local time
12:56
Katılım
23 Şubat 2006
Mesajlar
45
Tepkime puanı
1
Puanları
0
seni seviyorum çünkü
her günüm senin sesinle doğuyor,seninle sürüyor
gecem ise seninle son buluyor.
seni seviyorum çünkü
kilometrelerce uzakta olsan bile,
buluşma gününü özlemle beklemek hoşuma gidiyor.
seni seviyorum çünkü
yanımda olmasan bile,
yüreğinin benimle olduğunu biliyor
her an yanında olduğumu biliyorsun.
seni seviyorum çünkü
bu mesafelere ragmen
yaşanmamışı yaşatabiliyorsun,
duygularımda var olabiliyorsun.
seni seviyorum çünkü
sesinle dünyama bir anda girip,
sürprizlerinle beni kendine
tekrar tekrar aşık edebiliyorsun.
seni seviyorum çünkü
yüreğimin tam ortasında varolabiliyorsun.
beni hayallere götürebiliyor,
umutlarımı geleceğimi düşündürebiliyorsun.
şiir yazdırıp,şarkılarda hissettirebiliyorsun kendini.
seni seviyorum çünkü
ikimize dair bir yaşamı düşündürebiliyorsun,
mutluluğun,aşkın varlığına inandırabiliyorsun.
engellerin aşılacağını,
mücadelenin hırsını,
birlikteliğin tek yürek olmanın ve
güvenin aşamayacağının olmadığını gösteriyorsun.
seni seviyorum çünkü
sen hayatıma vazgeçilmez bir anlam katıyorsun.
seni seviyorum çünkü
sen benimle bende yaşıyor,
ben seninle sende varoluyorum
 

aliharbiye

New member
Local time
12:56
Katılım
23 Şubat 2006
Mesajlar
45
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Ziya Osman SABA
( 1910 - 1957 )
HAYATI:

30 Mart 1910 tarihinde İstanbul'da doğdu, 29 Ocak 1957 tarihinde İstanbul'da öldü. Galatasaray Lisesi'ni ve İstanbul Üni-
versitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Muhasebecilik, banka memurluğu,Milli Eğitim Basımevi'nde düzeltmenlik,Varlık Yayın ev-
inde redaktörlük yaptı.
"Yedi Meşale" topluluğunun üyesiydi. Bu topluluğun şiir anlayışını, yaşamının sonuna dek sürdüren tek şairdir. Şiirlerinde
çocukluk ve ilkgençlik anılarına bağlılık, yaşamın küçük mutluluklarından duyulan sevinç, acıma duygusu, iyilik düşüncesi,İs-
tanbul sevgisi, Tanrı'ya şükran, ölüm gerçeğini kabulleniş gibi konuları, gözlemci ve dışavurumcu bir tarzla genellikle hece
ölçüsüyle, ama kimi zaman serbest ölçüyü de kullanarak işlemiştir.

ESERLERİ:
Sebil ve Güvercinler (1943)
Geçen Zaman (1947)
Nefes Almak (1957, ölümünden sonra)
Geçen Zaman-Nefes Almak (1974, bütün şiirleri)
 

aliharbiye

New member
Local time
12:56
Katılım
23 Şubat 2006
Mesajlar
45
Tepkime puanı
1
Puanları
0
AHRET

Bu garip dünyada ben yadırgadım yerimi...
Yıllardan sonra gir gün, görüp çektiklerimi,
Tanrım bir meleğine emredecek: "Yetişir!"
Gözlerimi o saat sessiz kapayacağım.
Beni bekleyedursun bir köşede yatağım;
Bütün yorgunluğumu alacak bir teneşir.
Bir yükü atmış gibi içimde bir hafiflik,
Oraya geçmek için aşacağım bir eşik,
Bir lâhza tutacağım bana uzanan eli.
Bir el gözlerimdeki perdeyi sıyıracak.
Onları bulacağım... Ve annem şaşıracak:.
"Oğlum! Ne kadar da büyümüş ben görmeyeli."
 

aliharbiye

New member
Local time
12:56
Katılım
23 Şubat 2006
Mesajlar
45
Tepkime puanı
1
Puanları
0
BAHARI BEKLERKEN YAZILMIS SİİR

O günü görmek için sade bekleyeceğiz,
Göreceğiz bir sabah yeşil tomurcukları.
Hazırlanıyor gibi, gökyüzü, ufuk, deniz,
Bir sabah dökülecek baharların baharı.
Bu bahar yalnız mesut günler taşımaktadır,
Başbaşa kalacağız kenarında bir suyun,
Göz alabildiğine yeşil uzanan çayır,
Bir saadet içinde sessiz otlayan koyun.
Bu bahar güleceğiz en içten bir sevinçle,
Bir melek ordan bize uzatacak elini.
- Beni bırakma kalbim, kalbim sen bana söyle.
Ümitlerin en güzelini!..
"1938"
 

aliharbiye

New member
Local time
12:56
Katılım
23 Şubat 2006
Mesajlar
45
Tepkime puanı
1
Puanları
0
BEN DE

Ne çok anlatacaklarınız var
Birbirimize nişanlılar!
Ben de bir zamanlar sizin kadar mesuttum,
Ben de şu parkın sıralarında oturdum,
Ümid ettim, hayal kurdum...
Şahit bütün ömrüme bu şehir, bütün yurdum.
Ben de o mektepte okurdum
Küçük mektepli!
Bugün gibi hatiramda
İlk gün, ilk ders, ilk hece.
Şiirler yazmak için öğrendiğim güzel Türkçe.
Yeni kitaplarım, siyah göğüslüğüm,
Sevinçle dolup taşardı gönlüm.
Beri yanda günler akar giderdi.
Benim de bir anne üstüme titrer
Bir baba benimle iftihar ederdi.
"1943"
 

aliharbiye

New member
Local time
12:56
Katılım
23 Şubat 2006
Mesajlar
45
Tepkime puanı
1
Puanları
0
BEYAZ

Bir bademin altına, yorgun, oturmak biraz,
Ayrı ayrı seyretmek çiçek açmış her dalı.
Artık bütün renklerden, artık uzaklaşmalı:
Beyaz işte, aylardır gözümde tüten beyaz.
İş bitti... Uzaklarda ilk ümitler gibi yaz,
Duyuyorum bu sabah, kış içimden çıkalı,
İçimin dört duvarı bembeyaz badanalı,
Ah, sade nefes almak, göğsüme dolan bu haz...
Bir kuş ötecek şimdi... Havada bir durgunluk,
Mermeriyle konuşan açık kalmış bir musluk,
Beyaz çiçeklerini tektük düşüren kiraz.
Bahar pınarlarından içime damlayan su,
Bembeyaz çiçeklerin ıslak, temiz kokusu,
Kış bitti... Uzaklarda ilk ümitler gibi yaz...
"1957"
 

aliharbiye

New member
Local time
12:56
Katılım
23 Şubat 2006
Mesajlar
45
Tepkime puanı
1
Puanları
0
BEYAZ EV

Gözlerimin önünde hep aynı beyaz ev.
Her dağ yamacına kurduğum,
Beliren her su kenarında,
Pembe damlı, yeşil pancurlu, balkonlu,
Balkonuna tırmanan sarmaşık.
Gece, pencerelerinden sızacak ışık,
Kışın tütecek bacası.
Kapıyı ittiğinde çalacak bir çıngırak.
Duyuyorum o sesi şimdiden, berrak
Geçecegim yol, çıkacağım üç basamak,
Ellerinden sıyırıp atacağım eldiven,
Her halin, gülüşün, kokun, bütün ruhunla sen!
Ah, bütün bir ömür bırakmayacağım el,
Okşayacağım saç, dinleyeceğim ses,
Bakmakla doymayacağım yüz...
Açık pancurlardan o gün dolacak gündüz,
O günkü hava,
Bir kapıyı açman, dolaşman sofada.
Şaşıracağım: Böyle gezinen kim?
-Evim! Evim!.. Ellerimle asacağım
Camlarına perdelerini.
Yatak odasında düsüneceğiz bir an
İki kişilik karyolanın yerini...
Yatak odamız, yemek odaşi, kiler
Raflarında ellerinle yapılmış reçeller.
Karşı karşıya oturacağımız sofra,
Sürahide ışıldayan su,
Yazın, rüzgâra koyacağımız testi;
Senin yatacağın öğle uykusu...
Sararacak bir yandan çardaktaki üzümler,
Kâh esecek rüzgâr, kâh dinleyeceğiz yağmuru,
Kâh karlarla bembeyaz kesilecek çimenler.
Hep geçireceğiz içimizden:
Hayat beraber, ölüm beraber...
Şu göklerin altında,
Olacağız o kadar bahtiyar
Ki çıkıp mezarlarından annemiz, babamız da,
Beyaz evimize yerleşecekler,
Uzun kış geceleri onlar da aramızda
Göz göze bakışacak, mangalı exsecekler...
"1942"
 

aliharbiye

New member
Local time
12:56
Katılım
23 Şubat 2006
Mesajlar
45
Tepkime puanı
1
Puanları
0
BİLEMİYORUM

Bilemiyorum yıllardır neredeyim?
Hergün yediğim ekmek, susayıp içtiğim su,
Kolundan tutup gitmek istediğim kadın,
Yaşamak kaygısı, gök hasreti, ölüm korkusu,
Ve Rabbim senin adin!
Yıllar var ki içindeyim hayatın.
Anıyorum gençliğimi, özlüyorum çocukluğumu,
Fakat bilemiyorum yarını.
Bilemiyorum Rabbim, maksadını, kararını.
Hepimiz işte dünyadayız,
Yataktakı hastamız, topraktakı ölümüz;
Neyiz, ne olacağız?
Birşey bilmiyorum... Nefes almaktayım yalnız.
Rabbim! beni yaratmışsın,
İnsan şeklinde görünüyorum,
Terlerim yazın, üşürüm kışın,
Düşünüyorum, düşünüyorum...
"1940"
 

aliharbiye

New member
Local time
12:56
Katılım
23 Şubat 2006
Mesajlar
45
Tepkime puanı
1
Puanları
0
BİR ÖLÜNÜN ARKASINDAN

Ey ölü, az daha yaşatmak isterdim seni,
Habersiz bırakıp gittiğin evde.
Giysen hazır duran terliklerini,
Odalarda dolaşsan, öksürsen
Toplasan bu yaz da bahçende yemişleri,
Az daha ömür sürsen.
Gözlerimin önünde hep boyun bosun,
Nasıl girerdin şu kapıdan, memnun
Şu iskemleye otururdun.
Avuçlarımda, ılık, el sıkışın,
Bana bakışın...
Nasıl uzatırdın bana şu sürahiyi?
Seyrederdik uçan bulutları, geçen gemileri.
Nasıl son defa konuştun, son defa güldün?
Nasıl öldün?..
Nasıl öldü, Yarabbim, nasil öleceğiz?
Hangi sonsuz geceler, iklimler geçeceğiz,
Bundan sonra da bir gün aynı sofrada
Oturacak mıyız bir daha!..

"1941"
 

aliharbiye

New member
Local time
12:56
Katılım
23 Şubat 2006
Mesajlar
45
Tepkime puanı
1
Puanları
0
BİR SOKAKTA GİDERKEN

Taşında otlar biten şu sokakta yürümek.
Bir bahçe duvarının kokulu gölgesinden.
Uzakta, mektepteyken okuduğumuz şarkı.
Su içmek o tasasız günlerin çeşmesinden.
Kalbe aşina bütün rastladıklarım,
Herşey eskisi gibi, herkes bahtiyar, iyi!
Bana büyük babamı hatırlatan ihtiyar,
Çocukluk arkadaşım sarı benekli kedi
Bütün günahlarımı affetmiş sanki Tanrım,
Duyuyorum kalbimde tadılmamış sevgiyi.
Ah, sade koşmak, koşmak istiyorum içimden:
Aradığım diyara bu yol çıkacak gibi

"1939"
 

aliharbiye

New member
Local time
12:56
Katılım
23 Şubat 2006
Mesajlar
45
Tepkime puanı
1
Puanları
0
BU RÜZGAR

Bu rüzgar her vakit böyle esmeyecek.
Gökte bulut, suda yelken, dalda çiçek.
Bir gün, bir gün var ki, günden güne gerçek,
Çatır çatır servi, çıtır çıtır böcek.
- Çek ciğerlerine, bir nefes daha çek,
Bu rüzgar her vakit böyle esmeyecek
 

aliharbiye

New member
Local time
12:56
Katılım
23 Şubat 2006
Mesajlar
45
Tepkime puanı
1
Puanları
0
BÜTÜN SAADETLER MÜMKÜNDÜR

Bütün saadetler mümkündür...
Şu kapının açılması,
İçeri girivermen,
Bahar, kuşlar, gündüz.
Ve bütün dünya
Bir an içinde gürültüsüz.
Bütün saadetler mümkündür...
Bahtsızların biraz gülümsemesi...
Körlerin gün görmesi,
Mümkündür bütün mucizeler...
Ana, baba, evlât, bütün kaybolanlar...
Ebedî bir sabahta buluşmamız bir daha.
Ölüler! Hepimiz için yalvarın Allaha...
 

aliharbiye

New member
Local time
12:56
Katılım
23 Şubat 2006
Mesajlar
45
Tepkime puanı
1
Puanları
0
ÇOCUKLUGUM

Çocukluğum, çocukluğum...
Uzakta kalan bahçeler
O sabahlar, o geceler,
Gelmez günler çocukluğum.
Çocukluğum, çocukluğum...
Gözümde tüten memleket.
Artık bana sonsuz hasret,
Sonsuz keder çocukluğum.
Çocukluğum, çocukluğum...
Habersiz ölen kardeşim,
Mezarı bilinmez eşim,
Her bir şeyim çocukluğum.
Çocukluğum, çocukluğum...
Bir çekmecede unutulmuş,
Senelerle rengi solmuş,
Bir tek resim çocukluğum...

"1936"
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst