Neler yeni

Welcome to SATBİL FORUM PAYLAŞIM

Join us now to get access to all our features. Once registered and logged in, you will be able to create topics, post replies to existing threads, give reputation to your fellow members, get your own private messenger, and so, so much more. It's also quick and totally free, so what are you waiting for?

Bir Satbil Forum Efsanesi

Satbil Reklam Alanı

Satbil Forum Reklam

FıKR@ @RŞiVi

bymarti

New member
Local time
16:02
Katılım
4 Aralık 2006
Mesajlar
34
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
49
Dilsiz Temel ve Dursun, yolda yine kendileri gibi dilsiz arkadaşları İdris’le karşılaşmışlar... İşaretlerle birbirlerine “Merhaba” dedikten sonra İdris sormuş;
“Hayrola... Çok yorgun görünüyorsunuz”...
Temel ve Dursun onaylar biçimde başını salladıktan sonra yine işaretle anlatmaya devam etmiş;
“-Ellerimiz ağırıyor... Dün gece sabaha kadar şarkı-türkü söyledik...”
 

bymarti

New member
Local time
16:02
Katılım
4 Aralık 2006
Mesajlar
34
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
49
Temel, Dursun’un evine misafir olur. Yemekte mantı yerler. Fakat Temel hayatında hiç mantı yememiştir. Dursun’un kulağına eğilip sorar:

-Ha bu etleri nerden çaldınız?

-Hangi etleri ula?

-Ha bu yemeğin etlerini ya?

-Ne çalması, sen deli misin?

-Madem çalmadınız, hamurun arasına niye gizlediniz?
 

bymarti

New member
Local time
16:02
Katılım
4 Aralık 2006
Mesajlar
34
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
49
Dursun:
“-Yahu Temel on yıldır posta memurusun...
On yıldır Allah’ın her günü mektup damgalarsın...
Ne sıkıcı iş bu... Bıkmadın mı daha?...”
Temel:
“-Neden bıkayım... Her gün tarih değişiyor...”
 

bymarti

New member
Local time
16:02
Katılım
4 Aralık 2006
Mesajlar
34
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
49
Temel’le Dursun hava durumu hakkında konuşuyormuş...
Dursun şikayetçi;
“-Havalar o kadar değişken ki; ne yapacağımı şaşırdım... Evden çıkarken hafif mi giymeli, kalın mı bilemiyorum...”
Temel, “Ben kolayını buldum” demiş;
“-Bir tarafı ince, bir tarafı kalın iki katlı bir palto yaptırdım... Hava değiştikçe çeviriyorum...”
 

bymarti

New member
Local time
16:02
Katılım
4 Aralık 2006
Mesajlar
34
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
49
Temel, oğlu Dursun’u İngiltere’ye okumaya göndermiş...
Bir gün babasından para almaya Türkiye’ye gelmiş... Babası dostlarıyla otururken;
“-Benim oğlum İngiltere’de okuyor, İngilizce’yi de ana dili gibi biliyor... Hadi oğlum, ağacı İngilizce söyle...”
Dursun biraz düşündükten sonra, “Dan” demiş...
-Bir de ormanı söyle...
“-Dan... Dan... Dan... Dan... Dan...”
 

bymarti

New member
Local time
16:02
Katılım
4 Aralık 2006
Mesajlar
34
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
49
Memur maaşlarına yapılan zammı yetersiz bulan Temel de, “Memur Eylemi”ne katılmış...
Ancak mesai saati bitiminde, arkadaşları evlerine gitmesine rağmen o, dairede kalmış...
Eve gitmek için geciken Temel’i merak eden Fadime, telefonla her arayışında:
“Eylem yapıyorum karıcığım” cevabını alıyormuş...
Kadıncağız sonunda sinirlenmiş:
“-Ula herif, hemen eve gel... Gece yarısı oldu, hem eylem yapıyorum diyorsun, hem de eşek gibi çalışıyorsun... Bu ne biçim eylem?...”
“Kolay mı sanıyorsun Fadime” demiş Temel;
“-Bu, ‘İşi yavaşlatma eylemidir’... Sekiz saatlik işi yavaşlatınca, en az on sekiz saatini alıyor adamın...”
 

bymarti

New member
Local time
16:02
Katılım
4 Aralık 2006
Mesajlar
34
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
49
-Temel, her yemekten sonra cebine bir kaşık koyuyormuş... Niçin?...
-Doktoru yemeklerden sonra bir kaşık almasını söylediği için...
...
-Milyarder Temel’in çocukları, derslerini villalarının bahçesinde yapıyormuş... Niçin?...
-”Zengin adamsın, çocuklarını dışarıda okut” dedikleri için...
...
-Temel, dolma kalemiyle mektup yazarken birden çok hızlı yazmaya başlamış... Niçin?...
-Dolma kalemin mürekkebi bitmek üzereymiş...
...
-Temel araba kullanırken sık sık cebinden küçük bir kâğıt çıkarıp okuduktan sonra tekrar cebine koyuyormuş... Ne yazıyormuş bu kâğıtta?...
-Gaz pedalı sağda... Fren solda...
 

bymarti

New member
Local time
16:02
Katılım
4 Aralık 2006
Mesajlar
34
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
49
Patronu büroya gelince ofisboy Temel‘e kendisini arayan olup olmadığını sormuş...
Temel bir beyin geldiğini ancak adını söylemediğini belirtmiş...
Patron, “O sersem kardeşim olmalı” diye söylenmiş...
Temel; “Olabilir efendim” demiş;
“-Çünkü size çok benziyordu...”
 

bymarti

New member
Local time
16:02
Katılım
4 Aralık 2006
Mesajlar
34
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
49
Temel: Midemde müthiş bir ağrı var...
Doktor: Peki... Soyun bir bakalım...
Temel: Bana inanmıyor musunuz doktor bey?...

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Temel: Babacığım, bizim öğretmen atları tanımıyor...
Babası: Nasıl olur, bir öğretmen atı bilmez olur mu?...
Temel: Bir at resmi çizip gösterdim. Bana, “Bu da neyin nesi” diye sordu...
 

bymarti

New member
Local time
16:02
Katılım
4 Aralık 2006
Mesajlar
34
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
49
Polis, sirenlerini çalıştırıp, deli gibi araba kullanan Temel’i durdurmuş...
-Çok hızlı ve tehlikeli gidiyordunuz...
“-Kusura bakmayın memur bey, acil bir işim vardı da...”
-Farkında değilsiniz galiba... Yaklaşık bir kilometre önce kavşakta dönüş yaparken karınız arabadan düştü...
Temel ellerini havaya kaldırmış;
“-Şükürler olsun... Ben de sağır olduğumu zannetmiştim...”
 

bymarti

New member
Local time
16:02
Katılım
4 Aralık 2006
Mesajlar
34
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
49
TRAFİK POLİSİ: Kaç kilometre hızla gittiğinin farkında mısın sen?...
TEMEL: Yok abi, gösterge 140’tan sonra takılıyor...
***
TEMEL: Tüh kırmızı ışıkta geçtik, hata yaptım...
DURSUN: Üzülme baba, peşimizdeki polisler de aynısını yaptı...
***
TRAFİK POLİSİ: Beyefendi hız sınırını aştınız, radara yakalandınız...
TEMEL: O kadar da hızlı gitmiştim, nasıl da yakaladı...
***
HIRSIZ TEMEL: Hay Allah ne çabuk haber alıp beni yakaladınız...
POLİS: Zaten burası polis karakolu...
 

bymarti

New member
Local time
16:02
Katılım
4 Aralık 2006
Mesajlar
34
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
49
Cimri adam eşi ölünce, gazeteye telefon edip, en ucuzundan ölüm ilanı vermek ister.

“Nasıl yazalım?” diye sorulunca da şöyle cevap verir: “

“Ayşe'yi kaybettim. Üzgünüm”

İlan görevlisi uyarır:

- İsterseniz 6 kelimeye kadar uzatabilirsiniz. En küçük ilanımız 6 kelimedir. Üç kelime daha hakkınız var.

- Aynı paraya mı?

- Evet aynı paraya.

Bunu duyan cimri şu 3 kelimeyi daha ekler:

“Satılık Toyota var.”
 

bymarti

New member
Local time
16:02
Katılım
4 Aralık 2006
Mesajlar
34
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
49
Doktor Temel bayan hastasına altı ay ömrü kaldığını söylemiş...
Hasta sormuş;
“-Peki ne yapmalıyım?...”
Temel’in önerisi; “-Senin yerinde olsam evlenir ve kocamın ailesinin yanına taşınırdım... Hayatının en uzun altı ayını yaşarsın...”
 

bymarti

New member
Local time
16:02
Katılım
4 Aralık 2006
Mesajlar
34
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
49
Temel uzun süre sonra karşılaştığı arkadaşına gururla oğlundan söz ediyormuş:
“-Uşağım hâlâ tıp fakültesinde...”
Arkadaşı “Sahi mi” diye sormuş;
-Hangi alanda uzmanlık yapıyor?...
“-Oğlum değil... Doktorlar oğlumun üzerinde uzmanlaşmaya çalışıyorlar...”
 

bymarti

New member
Local time
16:02
Katılım
4 Aralık 2006
Mesajlar
34
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
49
Temel: Şu arkamdan konuşan insanlardan nefret ediyorum...
Dursun: Dert ettiğin şeye bak, bu devirde herkes birbirinin arkasından konuşuyor...
Temel: İyi de bilader... Bu sinemada da olmaz ki...
***
Hastası: Doktor Bey; size 4 yıl önce geldiğimde 6 aylık ömrüm olduğunu söylediniz. Başka bir doktora gittim tedavi etti hâlâ yaşıyorum, ne dersiniz?...
Doktor Temel: Yanlış tedavi etmiş derim...
***
Cellat: Son bir isteğin var mı?...
Temel: İnce belli bardakta bir tane çay istiyorum...
Cellat: Kaç şekerli olsun?...
Temel: Siz beni öldürmek mi istiyorsunuz... Bilmiyor musunuz ki ben şeker hastasıyım...
 

bymarti

New member
Local time
16:02
Katılım
4 Aralık 2006
Mesajlar
34
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
49
Dursun, arabasının yamulmuş kaportasına bakarken mahallenin gençleri takılmak için tavsiyede bulunmuş;
“-Egzozdan üfle şişer orası...”
Dursun eğilmiş egzozdan üflemeye başlamış, tam o sırada Temel gelmiş...
Dursun olanları anlatınca, “Olur mu öyle şey” demiş Temel;
“-Asla öyle bir şey olamaz... Baksana pencereler açık...”
 

bymarti

New member
Local time
16:02
Katılım
4 Aralık 2006
Mesajlar
34
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
49
Adamın biri psikiyatrist Temel’e gelmiş;
“Hep dışarıda olup içeriye bakmaktan yoruldum” demiş...
“Anlıyorum” demiş Temel;
“-Kendini toplumdan soyutlama sendromu... Benliğinizi tedavi etmemiz gerek... Şuradan başlıyalım, ne iş yapıyorsun?...”
-Cam siliciyim...
xxx
Kadının biri doktor Temel’in yanına girmiş;
“-Bu sabah aynaya baktım, saçlarım saman gibi, yüzüm buruşuk çuval gibi, kulaklarım sanki birer kepçe... Elle tutulur bir yanım kalmamış... Ne oluyor bana böyle?...”
“Hadiseye iyi yönünden bakın” demiş Temel;
“-En azından gözleriniz çok iyi görüyor...”
 

bymarti

New member
Local time
16:02
Katılım
4 Aralık 2006
Mesajlar
34
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
49
Fadime, Temel’in her gece geç vakitlere kadar kahvede kalmasından şikâyetçiymiş...
Dırdırların sonu kesilmeyince bir akşam Temel, “Hadi, birlikte gidiyoruz” demiş...
Dursun’un işlettiği kahveye gitmişler...
İki çay söylemiş Temel... Fadime bir yudum alır almaz suratını buruşturmuş, çayı püskürtmüş;
“-Bu zehir gibi çayı nasıl içiyorsun?...”
Temel gülümsemiş, “Gördün mü” demiş;
“-Sen de her gece burada keyif çattığımı sanıyorsun...”
 

bymarti

New member
Local time
16:02
Katılım
4 Aralık 2006
Mesajlar
34
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
49
Temel, İstanbul’un sıkıcı atmosferi ve hava kirliliğinden sıkılarak köye yerleşmeye ve çiftçilikle uğraşmaya karar vermiş... Köyün pazarına gitmiş ve bir satıcıdan 100 tane civciv almış...
Ertesi hafta yeniden aynı satıcıya gitmiş ve 200 civciv daha istemiş...
Bir sonraki hafta 300 civciv daha...
Daha sonraki hafta satıcıdan 500 civciv istediğinde satıcı Temel’e takdirle karışık bir hayranlık ifadesiyle sormuş;
-Vay canına... İşler iyi gidiyor galiba?...
Temel, sıkkın bir ifadeyle omuzunu silkmiş;
“-Yok canım, berbat... Hiç verim alamadım... Onları ya çok derine ekiyorum, ya da çok seyrek...”
 

bymarti

New member
Local time
16:02
Katılım
4 Aralık 2006
Mesajlar
34
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
49
Temel, Dursun’u da almış yanına, atlamış arabasına, para kazanmaya İstanbul’a gelmişler...
İstanbul’da avare avare dolaşırken bir dükkan görmüşler:
Pantolon - 5 TL... Gömlek - 2.5 TL... Palto - 10 TL...
Temel’de hemen şimşek çakmış;
“-Ula Dursun, bu fiyatlar harika... Biz şimdi burdan 100 tane pantolon, 100 tane gömlek, 10 tane palto alsak, Trabzon’da en az 3 katına satar zengin oluruz...”
Dalmışlar dükkana... Temel hemen atılmış;
“-Bana 100 tane pantolon, 500 lira eder, 100 tane gömlek, 250 lira eder, 10 tane de palto, 100 lira eder... Alın bu 850 lirayı yükleyin arabaya...”
Dükkan sahibi :
“Siz Karadenizli misiniz yoksa” demiş...
Temel bozulmuş:
“-Ne alakası var kardeşim?...”
Dükkan sahibi gülmüş;
“Kardeşim burası kuru temizleme dükkanı...”
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst