- Katılım
- 23 Eylül 2006
- Mesajlar
- 9,165
- Tepkime puanı
- 48
- Puanları
- 0
YEMİN
a) Mahiyeti : Sözlükte kuvvet, sağ taraf, sağ el, ant, kasem vb. manalarına gelir. Dini anlamda ; Bir kimsenin bir işi yapıp yapmaması veya bir olayın doğru olup olmaması konusundaki söylediği sözünü ALLAH’ın adını veya sıfatını zikrederek kuvvetlendirmesini ifade eden bir terimdir. Mesela Vallahi şu işi yapmam. Vallahi şu yere gitmeyeceğim. Vallahi borcumu ödedim. Vb. sözler yemindir. Fıkıhta ise Kasem adı verilir.
Yeminin yemin olması, Allah’ın isim veya sıfatlarından birisi ile olur……………
Vallahi, Billahi, Tallahi, Allah şahit Rahim olan Allah hakkı için and olsun, Allah adına yemin ederim.
Şu yemeği yemek bana haram olsun, yemin olsun vb. yemin statüsüne girerken, müslüman olmayayım ki, İslam’dan uzak olayım ki vb. şeylerin yemin olması için yemin niyetiyle yani sözü teyid maksadıyla söylenmiş olması gerekir.
Birde şu önemli söylenen şeyin yemin olması örfün kullanımı da önemlidir. Kabe hakkı için, Kur’an çarpsın, Ekmek çarpsın, anam avradım olsun vb. bu vb. sözler yemin amaçlı sözü teyid, örfü olarak yemin mahiyeti telakkisi varsa yemin olarak değerlendirilir. Yoksa yemin olmaz. Birde şu önemli… Değerli, kutsal şeyleri yeminimize alet etmemeliyiz… Yoksa bu kutsal değerlerimizi günlük çekişme ve tartışma konusu olmaması çok güzel olacaktır…
Yemin etmek Mübah bir davranış olmakla birlikte gereksiz yere yemin etmek ve ettirmek doğru değildir. Sıkça yemin eden kişi sözüne Allah’ı şahit tutmuş, O’na karşı saygısızlık etmiş ve kutsal şeyleri kendi doğruluğu yönünde yıpratmıştır…
Hele yemininden dolayı sorumluluk vardır, hele yaptığı yemini bilerek ve sorumlu olarak yanlış davranışını doğru olarak yeminle bağdaştırarak yapması büyük günahtır.
Kur’an’da verilen sözün yerine getirebilmesi bağlamında: Yeminlerinizi koruyunuz Maide 5-89 Allah adına yaptığınız ahidleri yerine getirin. Allah’ı kefil tutarak kuvvetlendirdikten sonra yeminlerinizi bozmayın. Şüphesiz ki Allah yaptıklarınızı bilir. Nahl 16/91’ de buyuruyor.
Bu itibarla bir müslümanın yemin etmemesi, yemin etmişse bu verdiği söze Allah’ı şahit tutmak demek olduğundan mutlaka yeminine bağlı kalması gerekir.
Yemin ettikten sonra yeminini tutmayıp bozan yemin keffareti ödemesi gerekmektedir...
Biriyle konuşmamaya, borcu olduğu halde borcunu ödememeye vb. şeylerde yemin bozmak daha iyi, (keffareti öder) olur.
Hadiste “ Bir kimse bir şey için yemin eder, sonra da ondan hayırlısını görürse yeminini bozsun ve keffaret versin” Müslim-Eymen 15-16
b) Yemin Çeşitleri…………………………………………………………
Yemin üç Çeşittir.
1- LAĞV YEMİNİ:Yanlışlıkla doğru olduğu sanılarak yapılan yemindir. Borcunu ödemediği halde, ödediğini sanarak, Vallahi borcumu ödedim. diye yemin etmesi… Bazen de hiçbir şey içerik düşünmeden dil alışkanlığıyla, vallahi, billahi vb. yeminler lağv yeminlerdir… Rabbımız… Allah kasıtsız olarak ağzınızdan çıkıveren yeminlerinizden (lağv yemininden) dolayı sizi dorumlu tutmaz.Maide 5-89 Bu durumda keffaret yoktur.
Ancak ağız alışkanlığıyla konuşurken ikide bir yemin edenlerin bu kötü hareketlerini kesinlikle bırakmalıdırlar…
2- GAMÛS YEMİNİ: Geçmiş zamanda yapılmış veya yapılmamış bir iş hakkında bile bile, kasten ve yalan yere yapılan yemindir. Keffâret kurtarmaz ve zaten gerekmez.
Bir kimse borcunu ödemediği halde, Vallahi borcumu ödedim veya vb. yemin etmesi durumu. Böyle yeminler büyük günah ve sahibine çok ağır bir vebal yükler. Bu kasıtlı yanlışlığın bağışlanması için keffâret var. Keffâret yalnız yeterli olmaz. Bol tevbe istiğfar etmeli ve yeminle zayi olan haklar hak sahibinde de ödenmeli, helallik dilenmelidir….
3-MÜN’AKİDE YEMİNİ: Yeminin terim anlamına uygun olan şekli olup, mümkün ve geleceğe ait bir konuda yapılan yemindir. Bir kimsenin şu tarihte borcunu ödeyeceğine yemin etse, yerine getirmelidir. Yerine getiremezse, keffâret gerekir.
Burada keffâret, Allah’a karşı işlenen bir hatanın ve mahcubiyetinin yine ibadet cinsinden örtmeye çalışmaktır. Keffâret , 1 köle azat etmek è 10 fakiri yedir è 10 fakiri giydir. Bunlara güç yetiremeyen, 3 gün ard arda oruç tutmalıdır.
Köle azad etme ve boşanma mahiyetli yemin ve yargılama hukukunda ispat vasıtası yemin çeşitleri.
Şu yere giderken karım boş olsun, şu işi yaparsam kölem azad olsun, şu işi yaparsam vs. Amaç ne ise, o işi yapmama veya gitmeme ise yemin olarak değerlendirilir. Fakat sonuç ne olacak, yemini bozdu. Hanım boş mu oldu? Yoksa keffâret mi gerekir? Tartışma konusu bu. Fakihler.. Bu tür sözler geçersiz, keffaret gerekmez. Boşamada olmaz demişlerdir…..
a) Mahiyeti : Sözlükte kuvvet, sağ taraf, sağ el, ant, kasem vb. manalarına gelir. Dini anlamda ; Bir kimsenin bir işi yapıp yapmaması veya bir olayın doğru olup olmaması konusundaki söylediği sözünü ALLAH’ın adını veya sıfatını zikrederek kuvvetlendirmesini ifade eden bir terimdir. Mesela Vallahi şu işi yapmam. Vallahi şu yere gitmeyeceğim. Vallahi borcumu ödedim. Vb. sözler yemindir. Fıkıhta ise Kasem adı verilir.
Yeminin yemin olması, Allah’ın isim veya sıfatlarından birisi ile olur……………
Vallahi, Billahi, Tallahi, Allah şahit Rahim olan Allah hakkı için and olsun, Allah adına yemin ederim.
Şu yemeği yemek bana haram olsun, yemin olsun vb. yemin statüsüne girerken, müslüman olmayayım ki, İslam’dan uzak olayım ki vb. şeylerin yemin olması için yemin niyetiyle yani sözü teyid maksadıyla söylenmiş olması gerekir.
Birde şu önemli söylenen şeyin yemin olması örfün kullanımı da önemlidir. Kabe hakkı için, Kur’an çarpsın, Ekmek çarpsın, anam avradım olsun vb. bu vb. sözler yemin amaçlı sözü teyid, örfü olarak yemin mahiyeti telakkisi varsa yemin olarak değerlendirilir. Yoksa yemin olmaz. Birde şu önemli… Değerli, kutsal şeyleri yeminimize alet etmemeliyiz… Yoksa bu kutsal değerlerimizi günlük çekişme ve tartışma konusu olmaması çok güzel olacaktır…
Yemin etmek Mübah bir davranış olmakla birlikte gereksiz yere yemin etmek ve ettirmek doğru değildir. Sıkça yemin eden kişi sözüne Allah’ı şahit tutmuş, O’na karşı saygısızlık etmiş ve kutsal şeyleri kendi doğruluğu yönünde yıpratmıştır…
Hele yemininden dolayı sorumluluk vardır, hele yaptığı yemini bilerek ve sorumlu olarak yanlış davranışını doğru olarak yeminle bağdaştırarak yapması büyük günahtır.
Kur’an’da verilen sözün yerine getirebilmesi bağlamında: Yeminlerinizi koruyunuz Maide 5-89 Allah adına yaptığınız ahidleri yerine getirin. Allah’ı kefil tutarak kuvvetlendirdikten sonra yeminlerinizi bozmayın. Şüphesiz ki Allah yaptıklarınızı bilir. Nahl 16/91’ de buyuruyor.
Bu itibarla bir müslümanın yemin etmemesi, yemin etmişse bu verdiği söze Allah’ı şahit tutmak demek olduğundan mutlaka yeminine bağlı kalması gerekir.
Yemin ettikten sonra yeminini tutmayıp bozan yemin keffareti ödemesi gerekmektedir...
Biriyle konuşmamaya, borcu olduğu halde borcunu ödememeye vb. şeylerde yemin bozmak daha iyi, (keffareti öder) olur.
Hadiste “ Bir kimse bir şey için yemin eder, sonra da ondan hayırlısını görürse yeminini bozsun ve keffaret versin” Müslim-Eymen 15-16
b) Yemin Çeşitleri…………………………………………………………
Yemin üç Çeşittir.
1- LAĞV YEMİNİ:Yanlışlıkla doğru olduğu sanılarak yapılan yemindir. Borcunu ödemediği halde, ödediğini sanarak, Vallahi borcumu ödedim. diye yemin etmesi… Bazen de hiçbir şey içerik düşünmeden dil alışkanlığıyla, vallahi, billahi vb. yeminler lağv yeminlerdir… Rabbımız… Allah kasıtsız olarak ağzınızdan çıkıveren yeminlerinizden (lağv yemininden) dolayı sizi dorumlu tutmaz.Maide 5-89 Bu durumda keffaret yoktur.
Ancak ağız alışkanlığıyla konuşurken ikide bir yemin edenlerin bu kötü hareketlerini kesinlikle bırakmalıdırlar…
2- GAMÛS YEMİNİ: Geçmiş zamanda yapılmış veya yapılmamış bir iş hakkında bile bile, kasten ve yalan yere yapılan yemindir. Keffâret kurtarmaz ve zaten gerekmez.
Bir kimse borcunu ödemediği halde, Vallahi borcumu ödedim veya vb. yemin etmesi durumu. Böyle yeminler büyük günah ve sahibine çok ağır bir vebal yükler. Bu kasıtlı yanlışlığın bağışlanması için keffâret var. Keffâret yalnız yeterli olmaz. Bol tevbe istiğfar etmeli ve yeminle zayi olan haklar hak sahibinde de ödenmeli, helallik dilenmelidir….
3-MÜN’AKİDE YEMİNİ: Yeminin terim anlamına uygun olan şekli olup, mümkün ve geleceğe ait bir konuda yapılan yemindir. Bir kimsenin şu tarihte borcunu ödeyeceğine yemin etse, yerine getirmelidir. Yerine getiremezse, keffâret gerekir.
Burada keffâret, Allah’a karşı işlenen bir hatanın ve mahcubiyetinin yine ibadet cinsinden örtmeye çalışmaktır. Keffâret , 1 köle azat etmek è 10 fakiri yedir è 10 fakiri giydir. Bunlara güç yetiremeyen, 3 gün ard arda oruç tutmalıdır.
Köle azad etme ve boşanma mahiyetli yemin ve yargılama hukukunda ispat vasıtası yemin çeşitleri.
Şu yere giderken karım boş olsun, şu işi yaparsam kölem azad olsun, şu işi yaparsam vs. Amaç ne ise, o işi yapmama veya gitmeme ise yemin olarak değerlendirilir. Fakat sonuç ne olacak, yemini bozdu. Hanım boş mu oldu? Yoksa keffâret mi gerekir? Tartışma konusu bu. Fakihler.. Bu tür sözler geçersiz, keffaret gerekmez. Boşamada olmaz demişlerdir…..