- Katılım
- 11 Nisan 2006
- Mesajlar
- 5
- Tepkime puanı
- 3
- Puanları
- 0
- Yaş
- 37
arılar ve sinekler*
Bir gurup arıyla sineği bir şişeye koyuyorlar. Şişenin taban tarafını ışığa
doğru, açık olan ağız kısmını da karanlığa doğru yerleştiriyorlar.
Arıların hepsi ışık olan tarafa doğru üşüşüyorlar. Ama şişenin tabanı cam ve
onların da yabancısı olduğu bir madde olduğundan çıkmayı
başaramıyorlar. Bu arada sinekler, şişenin ağzına doluşuyorlar ve karanlıkta
dışarı çıkıp kayboluyorlar. Ağzı açık olan şişeden karanlık tarafa
doğru tek bir arı bile gelmiyor.
Camın önünde ışığa doğru çabalarına devam ediyorlar. İnsanın aklına hemen
arıların akılsızca davrandıkları geliyor.
Ancak biraz derinlemesine düşününce, karşımıza dikilen gerçek çok daha
farklı.
Çok basit gibi gelen bu deney beni oldukça düşündürdü.
Arıların ne kadar akıllı yaratıklar olduğunu hepimiz biliyoruz, sinekler ise
malum.
Arılardan korkarız bizi sokarlar diye ama sineklerden midemiz bulanır, uzak
durmaya çalışırız.
Evet, ışığa doğru yürüyenlerin önünde her zaman engeller olacaktır kuskusuz.
Onlar, engellere rağmen ışıktan vazgeçmeyenlerdir.
Ne tür engel olursa olsun önlerinde, çabalarını sürdürenlerdir.Ve bu uğurda
da gerektiğinde ölebilenlerdir.
Yürek, azim, sevgi, ilkeler, dürüstlüktür bunu yaptıran. Kendine saygı,
yasadığı topluma saygıdır.
Sinekler, karanlıkta sıvışan kaçaklardır , karanlığa yürüyenlerdir ,
karanlık
düşüncelerdir.
Şişenin ağzının karanlığa bakmasının onlarca hiç bir önemi yoktur.
Sinsi, ilkesiz, yüreksiz, korkak varlıklardır.
SADECE kendi yaşamları söz konusudur.
Nerede yemek varsa, nerede rahat yasayacaklarsa, nerede çok para
kazanacaklarsa oraya giderler.
Onlar için karanlık olması önemli değildir açık ağızların, karanlık
sığınaklarıdır cünkü, izlerini rahatça kaybettirirler.
Arıyı kovalamak isterseniz savaşır, engellere aldırmaz.
Amacı sadece ışığa ulaşmaktır. İğnesini sapladığında öleceğini bilerek
savaşır ve değerleri için ölür.
Ama sinekler kaçarlar. Sonra yılışık yılışık tekrar dönerler kovaladığınız
yere.
Her türlü pisliğe bulaşırlar, sonra da yiyeceklerinize, üstünüze, başınıza
konarlar.
Arılar yumurtalarını yalnızca kovanlarına bırakırlar.
Oysa sinekler her yere yumurtlar, her yerde ürerler.
Onlar için asıl amaç çoğalmak ve yayılmaktır
Bir gurup arıyla sineği bir şişeye koyuyorlar. Şişenin taban tarafını ışığa
doğru, açık olan ağız kısmını da karanlığa doğru yerleştiriyorlar.
Arıların hepsi ışık olan tarafa doğru üşüşüyorlar. Ama şişenin tabanı cam ve
onların da yabancısı olduğu bir madde olduğundan çıkmayı
başaramıyorlar. Bu arada sinekler, şişenin ağzına doluşuyorlar ve karanlıkta
dışarı çıkıp kayboluyorlar. Ağzı açık olan şişeden karanlık tarafa
doğru tek bir arı bile gelmiyor.
Camın önünde ışığa doğru çabalarına devam ediyorlar. İnsanın aklına hemen
arıların akılsızca davrandıkları geliyor.
Ancak biraz derinlemesine düşününce, karşımıza dikilen gerçek çok daha
farklı.
Çok basit gibi gelen bu deney beni oldukça düşündürdü.
Arıların ne kadar akıllı yaratıklar olduğunu hepimiz biliyoruz, sinekler ise
malum.
Arılardan korkarız bizi sokarlar diye ama sineklerden midemiz bulanır, uzak
durmaya çalışırız.
Evet, ışığa doğru yürüyenlerin önünde her zaman engeller olacaktır kuskusuz.
Onlar, engellere rağmen ışıktan vazgeçmeyenlerdir.
Ne tür engel olursa olsun önlerinde, çabalarını sürdürenlerdir.Ve bu uğurda
da gerektiğinde ölebilenlerdir.
Yürek, azim, sevgi, ilkeler, dürüstlüktür bunu yaptıran. Kendine saygı,
yasadığı topluma saygıdır.
Sinekler, karanlıkta sıvışan kaçaklardır , karanlığa yürüyenlerdir ,
karanlık
düşüncelerdir.
Şişenin ağzının karanlığa bakmasının onlarca hiç bir önemi yoktur.
Sinsi, ilkesiz, yüreksiz, korkak varlıklardır.
SADECE kendi yaşamları söz konusudur.
Nerede yemek varsa, nerede rahat yasayacaklarsa, nerede çok para
kazanacaklarsa oraya giderler.
Onlar için karanlık olması önemli değildir açık ağızların, karanlık
sığınaklarıdır cünkü, izlerini rahatça kaybettirirler.
Arıyı kovalamak isterseniz savaşır, engellere aldırmaz.
Amacı sadece ışığa ulaşmaktır. İğnesini sapladığında öleceğini bilerek
savaşır ve değerleri için ölür.
Ama sinekler kaçarlar. Sonra yılışık yılışık tekrar dönerler kovaladığınız
yere.
Her türlü pisliğe bulaşırlar, sonra da yiyeceklerinize, üstünüze, başınıza
konarlar.
Arılar yumurtalarını yalnızca kovanlarına bırakırlar.
Oysa sinekler her yere yumurtlar, her yerde ürerler.
Onlar için asıl amaç çoğalmak ve yayılmaktır