Neler yeni

Welcome to SATBİL FORUM PAYLAŞIM

Join us now to get access to all our features. Once registered and logged in, you will be able to create topics, post replies to existing threads, give reputation to your fellow members, get your own private messenger, and so, so much more. It's also quick and totally free, so what are you waiting for?

Bir Satbil Forum Efsanesi

Satbil Reklam Alanı

Satbil Forum Reklam

Anne Rahminde Bebegin Gelisimi.

@hmet

UZAKLARDAN
Local time
16:18
Katılım
23 Eylül 2006
Mesajlar
9,165
Tepkime puanı
48
Puanları
0
2.hafta: Sperm yumurtayı deler, meydana gelen canlıya zigot adı verilir.3-4 gün içinde de rahime yerleşir.
4.hafta:


embriyo3.jpg

Embriyo döllenme gerçekleşene kadar(yaklaşık 48 saat) rahimde serbest bir şekilde yüzer. Döllenmeyle birlikte anne ile ilişki de başlar.


6.hafta: Embriyo 5 mm. civarındadır.İlk kalp atışları başlamıştır.Baş,ağız,karaciğer ve bağırsaklar şekillenmeye başlar.
embriyo4.jpg



10.hafta: Embriyo 2,5 cm. civarındadır. Yüzdeki organlar,yumuşak baş, ayak parmakları belirginleşmeye başlar.Sinir sistemi ve birçok iç organ çalışmaya başlar.
embriyo5.jpg


14.hafta:Fetüs 7,5 cm. civarındadır.Kaslar gelişmeye cinsel organ biçimlenmeye başlar. Gözkapakları,el ve ayak tırnakları oluşur.Fetüsün anlık hareketleri gözlemlenebilir.


embriyo2.jpg


18.hafta: Fetüs 12,5 cm. civarındadır.Bebek gözlerini kırpıştırır,ellerini ve ağzını oynatabilir.Kıllar ve saç oluşmaya başlar.
ebriyo-6.jpg


22.hafta: Fetüs 225 gr. ve 25,5 cm. civarındadır.Ter bezleri gelişir ve ten rengi transparandan opak renge döner.


26.hafta: Fetüs nefes alıp gaz çıkarabilir ve ağlayabilir.Gözler tamamen oluşmuştur.Dilde tat alma tomurcukları oluşmuştur.Doğduğu takdirde %50 yaşama şansı vardır.
embriyo7.jpg






30.hafta: Erken doğum halinde bebeğin yaşama şansı çok yüksektir.Prematüre olarak adlandırılır.
embriyo8.jpg








40.hafta:


yenidogan.jpg





Normal gebelik periyodu sona ermiştir.Bebek rahim dışında rahatlıkla yaşayabilir
 

_kartanesi_

New member
Local time
18:18
Katılım
2 Mayıs 2007
Mesajlar
2
Tepkime puanı
2
Puanları
0
ve bu bebeklere onlar daha cenin diyipte aldıranları alalha havele ediyorum....
onlar canlı ya normal insan gibi canlı....ama bazıları sırf para uğruna o bebekleri parçalayarak anne rahminden ayırıyo yazıkki :(
allahım herşeyin hayırlısını versin.....
 

bedir

New member
Local time
18:18
Katılım
22 Mart 2007
Mesajlar
169
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Web sitesi
www.nurpenceresi.com
affınıza sığınarak bir iki şey yazmak istiyorum anlayış göstereceğinizi ümid ederim


Testislerde dakikada ortalama 1000 adet üretilen spermler erkekten kadının yumurtalarına doğru yapacağı yolculuk için sanki oradaki ortamı "biliyormuşcasına" özel bir dizayna sahiptir; baş, boyun ve kuyruktan oluşur. Kuyruğu, spermin bir balık gibi ana rahminde ilerlemesini sağlayacaktır.

Bebeğin genetik şifresinin bir bölümünü barındıracak olan baş kısmı ise özel bir koruyucu zırhla kaplanmıştır. Bu zırhın faydası anne rahminin girişinde farkedilir: Buradaki ortam son derece asidiktir. Spermin, bu asidin varlığını bilen "birisi" tarafından koruyucu zırhla kaplandığı ise son derece açıktır. (Bu asidik ortamın da nedeni ise annenin mikroplardan korunmasıdır.)

Erkekten rahme atılan sadece milyonlarca sperm değildir. Meni birbirinden farklı sıvıların karışımından oluşur. Kuran, bu gerçeği şöyle vurguluyor:

"Gerçek şu ki, insanın üzerinden, daha kendisi anılmaya değer bir şey değilken, uzun zamanlardan bir süre gelip-geçti. Şüphesiz biz insanı, karmaşık olan bir damla sudan yarattık..." (İnsan Suresi, 1-2)

Meni içindeki bu sıvılar spermlerin gerek duyduğu enerjiyi karşılayacak olan şekeri içerir. Ayrıca baz özelliğiyle ana rahminin girişindeki asitleri nötralize etmek, spermin hareket edeceği kaygan ortamı sağlamak gibi görevleri vardır. (Burada da yine iki ayrı ve bağımsız varlığın birbirine uygun olarak yaratıldığını görüyoruz.) Spermler yumurtaya varana kadar annenin vücudunda zorlu bir yolculuk geçirir. Kendilerini ne kadar savunurlarsa savunsunlar, 200-300 milyon spermden yumurtaya ulaşanların sayısı bini pek aşamaz.
 

bedir

New member
Local time
18:18
Katılım
22 Mart 2007
Mesajlar
169
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Web sitesi
www.nurpenceresi.com
YUMURTA

Sperm yumurtaya uygun olarak düzenlenirken, çok ayrı ve farklı bir ortamda da yumurta hayata tohum olmaya hazır hale getirilmektedir... Kadının haberi bile yokken, yumurtalıklarda oluşan bir yumurta önce karın boşluğuna bırakılır ve hemen sonra ana rahminin fallop tüpü denen uzantılarının ucunda yer alan kollar sayesinde yakalanır. Ardından yumurta fallop tüpünün iç yüzeyindeki tüylerin hareketiyle ilerlemeye başlar. Büyüklüğü ise bir tuz tanesinin ancak yarısı kadardır.

Yumurta-sperm buluşmasının yeri fallop tüpüdür. Burada yumurta özel bir sıvı salgılamaya başlar. İşte bu sıvı sayesinde spermler yumurtanın yerini bulurlar. (Dikkat edelim: Yumurta "salgılamaya başlar" derken bir insandan ya da gelişmiş bir bilgisayardan söz etmiyoruz. Bu ufacık protein yığınının, "kendi kendine" böyle bir şeye "karar vermesi", daha da ötesi spermi kendine çekecek bir kimyasal bileşim "hazırlayıp" salgılaması inanılır şey midir?)

Özetle, vücudun üreme sistemi özellikle yumurtayla spermi buluşturacak şekilde hazırlanmıştır. Ve kadın üreme sistemi spermlere, spermler de kadın vücudundaki ortama uygun olarak yaratılmıştır.



SPERM VE YUMURTA BULUŞMASI

Yumurtayı dölleyecek sperm yumurtaya yaklaştığında, yine yumurtanın salgılamaya "karar verdiği" (!) ve sperm için özel olarak hazırlanmış bir sıvı, spermin koruyucu zırhını eritir. Bunun sonucunda da bu kez spermin ucunda olan ve yine özel olarak yumurta için hazırlanmış bulunan eritici enzim kesecikleri açığa çıkar. Sperm yumurtaya ulaştığında bu enzimler yumurtanın zarını delerek spermin içeri girmesini sağlar. Yumurtanın etrafını kuşatan spermler içeri girmek için büyük bir yarışa başlarlar. Ancak yumurtayı genelde tek bir sperm döller.

Kuran'ın bu aşamada söyledikleri de hayli dikkat çekicidir. Kuran, insanın sıvının yani meninin özünden meydana getirildiğini söylüyor:

ALLAH sonra insanın neslini bir özden, değersiz bir sıvının özünden meydana getirdi." (Secde Suresi,"8)

Ayetin bildirdiği gibi, yumurtayı spermleri taşıyan sıvının kendisi değil, içinde taşıdığı tek bir sperm, hatta onun da "özü" olan kromozomlar döllemektedir.

Tek bir spermi içeri alan yumurtaya artık bir başka spermin girmesi mümkün değildir. Bunun sebebi yumurtanın etrafında bir elektriksel alan bulunmasıdır. Yumurta çevresi (-) elektrik yüklüdür ve ilk sperm yumurtaya girer girmez bu potansiyel (+) olur. Böylece dışarıdaki spermlerle aynı elektrik yükünü taşıyan yumurta, bu kez onları itmeye başlar.

Yani birbirinden ayrı ve bağımsız olarak oluşan iki özün elektriksel yükleri de birbirleriyle uyum içindedir.

Sonunda spermdeki erkeğin DNA'sıyla kadının DNA'sı birleşir. Artık annenin karnında yabancı, yeni bir hücre (zigot), yeni bir insanın ilk tohumu vardır.



ZİGOTUN RAHİME YAPIŞMASI

Yumurtanın döl yatağına yerleşebilmesi pürtüklü özelliğinin sayesindedir. Bu pürtükler, yumurtanın gerçek uzantıları olup, toprağa yerleşen kökler gibi, organın derinliklerine doğru dalar. Böylece zigot kendisinin gelişimi için annenin vücudunda salgılanan hormonlardan yararlanabilir. Ancak modern çağda bulunan bu gerçeği, Kuran şöyle bildiriyor:

"Yaratan Rabbin adıyla oku. O, insanı bir alak'tan (asılıp tutunan şeyden) yarattı. Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir." (Alak Suresi, 1-3)

"İnsan, 'kendi başına ve sorumsuz' bırakılacağını mı sanıyor? Kendisi, akıtılan meniden bir damla su değil miydi? Sonra bir alak oldu, derken (Allah, onu) yarattı ve bir 'düzen içinde biçim verdi.' Böylece ondan, erkek ve dişi olmak üzere çift kıldı." (Kıyamet Suresi, 36-39)

Döl yatağına tam anlamıyla tutunmuş olan zigot gelişmeye başlar. Oluşan yeni insanı anneye bağlayan yer, plasenta denilen tek taraflı bir süzgeçtir. Plasentanın en önemli özelliği anne karnında bebeğin gelişmesi için gerekli olan maddeleri "seçerek" bebeğe sunmasıdır.

Bunlardan ayrı olarak, bebeğin içinde büyüdüğü amnion sıvısının dikkati çeken en önemli özelliği, dışarıdan gelecek darbelere karşı bebeğin güvenliğini sağlamasıdır. Kuran, bu konuda şöyle diyor:

"Sizi basbayağı bir sudan yarattık. Sonra onu savunması sağlam bir karar yerine yerleştirdik." (Mürselat Suresi, 20-21)


ALINTIDIR ...............ders alınması ümidiyle.........
 

bedir

New member
Local time
18:18
Katılım
22 Mart 2007
Mesajlar
169
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Web sitesi
www.nurpenceresi.com
ÜÇ KARANLIK BÖLGE

Çocuğun döllenmeden itibaren gelişimi üç bölge içinde olmaktadır. Bu üç bölge:

1. Fallop borusundaki bölge; bu bölge spermle yumurtanın birleştiği ve yumurtalığın rahime bağlı olduğu bölümdür.

2. Ceninin tutunarak gelişmeye başladığı rahim duvarının içindeki bölme.

3. Ceninin özel bir sıvı dolu kese içerisinde gelişmeyi sürdürdüğü bölge.

Kuran-ı Kerim konuyla ilgili olarak şöyle demektedir:

"....Sizi annelerinizin karınlarında, üç karanlık içinde, bir yaratılıştan sonra (bir başka) yaratılışa (dönüştürüp) yaratmaktadır. İşte Rabbiniz olan Allah budur, mülk O'nundur. O'ndan başka ilah yoktur. Buna rağmen nasıl çevriliyorsunuz?" (Zümer Suresi, 6)

Bu arada, zaman geçtikçe, başlangıçta jelatini andıran ceninde büyük bir değişim görülür. İlk baştaki o yumuşak yapının içinde vücudun dik durmasını sağlayacak sert kemikler oluşmaya başlar. Hem de her kemik yerli yerinde! Diğer bir deyişle başlangıçta aynı yapıya sahip olan hücreler farklılaşarak, kimi ışığa karşı hassas göz hücrelerini, kimi sıcağı, soğuğu ya da acıyı algılayan sinir hücrelerini veya ses titreşimlerini hissedecek hücreleri oluşturur.

Bu ayrışıma hücreler mi karar vermektedir? Kendi kendilerine, insan gözünü ya da kalbini oluşturmaya karar verip, bu akılalmaz işi onlar mı başarmaktadır? Yoksa onlar bu işe uygun olarak mı yaratılmışlardır? Akıl ve vicdan ikinci seçeneği kabul edecektir.

Bütün bu anlatılan işlemlerin sonunda, bebek annesinin karnındaki gelişimini tamamlamış ve dünyaya gelmiştir. Bu haliyle anne karnındaki halinden 100 milyon kat büyük, 6 milyar kat da ağırdır...

Burada anlatılanlar, başka herhangi bir canlının değil, bizim hayata başlangıç öykümüz. İnsan için, böylesine karmaşık, olağanüstü bir olayın kimin eseri olduğunu bulmaktan daha önemli ne olabilir?

Bütün bu karmaşık işlemlerin "kendi kendine" oluştuğunu düşünmek akıldışıdır. Hücreler nasıl "karar verip" insan organlarını oluşturabilirler? Zaten ateist "bilim adamları" da olayı -ne demekse- "doğa mucizesi" olarak tanımlıyorlar...

Elbette anlatılan olayların hepsini Allah yaratmaktadır. Hem de her anını, her saniyesini ve her aşamasını. Bu ise yaratışın önemli bir sırrıdır.

"Sizleri Biz yarattık, yine de tasdik etmeyecek misiniz? Şimdi (rahimlere) dökmekte olduğunuz meniyi gördünüz mü? Onu sizler mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratıcı Biz miyiz?" (Vakıa Suresi, 57-59)

Bu gerçeği, bir başka Kuran ayeti şöyle bildirmektedir:

"O’nun bilgisi olmaksızın, hiç bir dişi gebe kalmaz ve doğurmaz da. Ömür sürene, ömür verilmesi ve onun ömründen kısaltılması da mutlaka bir kitapta (yazılı)dır. Gerçekten bu, Allah’a göre kolaydır." (Fatır Suresi, 11)

"Akıtılan bir meniden" insana dönüşen vücudumuz milyonlarca hassas denge içerir. Biz farkında olmasak da, vücudumuzda yaşamamızı sağlayan son derece karmaşık ve hassas sistemler vardır. Tüm bu sistemler, insanın, kendisinin "yapıldığını" anlaması için, onun tek sahibi, Yaratıcısı ve Rabbi olan Allah tarafından kurulmuş ve işletilmektedir.

"İnsan, 'kendi başına ve sorumsuz' bırakılacağını mı sanıyor? Kendisi, akıtılan meniden bir damla su değil miydi? Sonra bir alak oldu, derken (Allah, onu) yarattı ve bir 'düzen içinde biçim verdi.' Böylece ondan, erkek ve dişi olmak üzere çift kıldı. (Öyleyse Allah,) Ölüleri diriltmeye güç yetiren değil midir?" (Kıyamet Suresi, 36-40)

İnsan Allah’ın yarattığı bir varlıktır. Yaratıldığına göre, üstteki ayetin vurguladığı gibi, "kendi başına ve sorumsuz" bırakılacak değildir...



"Sen yücesin, bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok. Gerçekten sen, her şeyi bilen, hüküm ve hikmet sahibi olansın."
(Bakara Suresi, 32)
selamlarımla..............
 

murat

New member
Local time
18:18
Katılım
15 Eylül 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
56
bilgiler için emeği geçenlere teşekkürler emeklerinize sağlık arkadaşlar
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst