Join us now to get access to all our features. Once registered and logged in, you will be able to create topics, post replies to existing threads, give reputation to your fellow members, get your own private messenger, and so, so much more. It's also quick and totally free, so what are you waiting for?
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
duâların makbul olduğu bir aydır.
Receb ayında hatalar bağışlanır.
Bundan başka
receb ayında durmadan günah işleyenlerin cezası dahi kat kat artar.
Hz. Ali’nin (AS) oğlu Hz. Hasan’a (AS) şöyle dediğini anlatmaktadır:
- Biz
tavafta idik. Bir ara
bir ses duyduk. Biri şöyle diyordu:
Ey darda karanlıkta kalanın duâsını kabul eden; Belâya düşen hastaların sıkıntısını gideren. Cemaatın
Kâbe ve Harem çevresinde geceledi; Allah’ın (CC) gözünde uyku olmaz
duâdır bize düşen. Şayet affın
mücrimler üzerinde geçersiz olursa; Kim olabilir asilere gayrı bolca nimet veren.
Hz. Ali’nin (AS) oğlu Hz. Hüseyin (AS) şöyle dedi:
- Babam Hz. Ali b. Ebi Talib (AS) bana şöyle dedi:
- Ya Hüseyin (AS)! Rabbına (CC) niyazda bulunan ve ona sitem eden kimseyi duydun. Onun peşine koş; yetişirsin
al bana getir.
O böyle derken
yukarıdaki beytleri sıralayan kimseyi anlatmak istiyordu.
Hemen onun peşinden koştum; yetiştim. Bir de baktım ki
bir adam.
Güzel yüzlü
temiz görünüşlü
iyi giyimli
kokusu güzel bir kimse idi.
Ancak onun sağ yanı kurumuştu; o kısmın canı çekilmişti.
Ona şöyle dedim:
- Emirülmüminin Ali b. Ebi Talib (AS) seni davet ediyor. Onun çağrısını kabul et.
Sonra
Hz. Ali’nin (AS) yanına
huzuruna geldi. Gelir gelmez Hz. Ali (AS) ona sordu:
- Sen kimsin
neyin var? Buna karşılık şöyle dedi:
- Ey Müminlerin Emiri
haklan yerine getirmediği için cezaya tutulan kimsenin durumu neyse öyle.
Hz. Ali (AS) tekrar sordu:
- Senin adın nedir?
Şöyle dedi:
- Münâzil b. lahık.
Hz. Ali (AS) tekrar sordu:
- Başından geçenleri anlat.
Şöyle anlattı:
- Ben Arab kabileleri arasında meşhurdum. Amma
çalgı ve oyun işleri ile. Hep oyunla oynaşla gezer dururdum. Gaflet hâlimden hiç ayrılmadım. Şu anda tevbe edecek olsam
tevbem makbul olmaz. Hatalarımın kaldırılmasını dilesem
makbul olmaz. Anlatılan isyan halimi
receb ve Şaban ayında dahi devam ettirdim. Benim pek şefkatli bir babam vardı. Daima
beni cahilce işler yapmaktan
masiyete dalıp şekavete düşmekten sakındınrdı. Daima şöyle derdi:
- Yavrucuğum! Yüce Allah’ın (CC) kuvveti kudreti vardır; hatalara ceza vermesi vardır. Cehennem azabına sokan Yüce Allah’a (CC) asi gelip onun cezasına çarpılma.
Mübarek geceler senden daha nekadar şikâyet edecekler. Melâike-i kiram
mübarek günler ve geceler senden hep şikâyet etmektedirler.
O
bana bu sözleri ısrarla söyledikçe
ben onu dövmeye kalkardım.
Bir gün ona
daha fazla sert davranınca
bana şöyle dedi:
- Allah (CC) adına yemin ederim ki
artık ben
hiç bozmadan oruç tutacağım. Uyumadan namaz kılacağım.
Bir hafta oruç tuttu. Sonra bir deveye binip hacc-ı ekber günü Mekke-i Mükerreme'ye gitti.
Giderken de şöyle dedi:
- Allah’ın (CC) beytine gideceğim. Senin için
bana şöyle bedduâ etti:
Ey Yüce (CC)! Sana gelir hacılar uzak illerden; Üstün lüftunu ister
daim
sen Vahid Samed’den. Babalık hakkımın alındığı makam burası; Babalık hakkımı alırsın ya Rahman bebemden. Kurut artık onun bir yanını sen kereminle; Ey pek Mukaddes doğmaktan ve çocuk edinmeden.
Daha sonra durumunu şöyle anlattı:
- Semayı yükselten
yerden su kaynatan Yüce Allah (CC) hakkı için yemin ederim ki; babam daha sözünü bitirmeden benim sağ yanım kurudu. Harem-i Şerifin bir köşesine bırakılan bir ağaç gibi kaldım.
Sabah akşam
halk benim yanımdan geçerler ve birbirlerine şöyle derlerdi:
- İşbu kimse
babasının bedduâsına uğrayan kimsedir. Hz. Ali (AS) ona tekrar sordu:
- Seni bu durumunda gördükten sonra
baban ne yaptı? Şöyle anlattı:
- Ey Müminlerin Emiri
sonra benden hoşnut oldu. Bunun üzerine
kendisine şöyle dedim:
- Bana bedduâ ettiğin yerde
duâ et; Allah (CC) beni iyi etsin.
Benim bu dileğimi kabul etti. Kabul edince
onu bir deveye bindirdim. Yola çıktık Erâk vadisine geldiğimiz zaman
ağacın birinden bir kuş uçtu. Uçan bu kuş deveyi ürküttü; babam da ürken deveden düşüp yolda iken öldü.
Bunun üzerine
Hz. Ali (AS) ona şöyle dedi:
- Rasulüllah (SAV) Efendimizden duyduğum bazı duâlar var; onları sana öğretmemi ister misin? Derde düşen her kim o duâları okusa derdinden kurtulur. Sıkıntıda olan her kim o duâları okusa
Allah sıkıntısını giderir.
Bu kere o kimse:
- Olur; öğret.
Deyince
Hz. Ali (AS) duâları kendisine öğretti. O da
o duâları okuyunca
hastalığından kurtuldu. Ertesi gün
sağlam olarak yanımıza geldi.
Sonra ben o kimseye sordum:
- O duâyı nasıl okudun
okuyunca neler oldu; anlatır mısın?
Şöyle anlattı:
- Gözler uykuya daldıktan sonra; ayık kimse görmedikten sonra o duâyı birinci
ikinci ve üçüncü kere okudum. Üçüncüden sonra bana şu nida geldi:
- Allah (CC) sana yetişir; sen Yüce Allah’a (CC) en büyük ismini vesile ederek duâ ettin. Kim o ismi vesile edip duâ etse
makbul olur. Kim o duâları vesile edip bir şey istese kendisine verilir.
Bundan sonra
beni bir ağırlık bastı; uyudum. Rüyamda Rasulüllah (SAV) Efendimizi gördüm. O duâyı
kendisine arz ettim
bana şöyle buyurdu:
- Emmim oğlu Ali (AS) doğru söylemiş. Zira
o duâda
Yüce Allah’ın (CC) en büyük ismi vardır. Onunla kim duâ etse
duâsı makbul olur. Onu okuyup kim bir dilekte bulunsa
dileği verilir.
Daha sonra
beni bir daha uyku bastırdı. Rasulüllah (SAV) Efendimizi ikinci kere gördüm.
Şöyle dedim:
- Ya Rasulellah (SAV)
o duâyı bir de senden dinlemek isterim.
Bunun üzerine
bana şöyle okuyacağımı anlattı:
- Allah’ım (CC)
ey gizlileri bilen
ey semayı kudreti ile kuran
ey izzeti ile yeri döşeyen
ey güneş ve ay celâl nuru ile aydınlanıp her yanı nura boğan
ey her temiz
pâk inanan nefsi kabul buyuran
ey zatından korkanları ve çekinenleri sakinleştiren
ey ihtiyaçlar katında yerine getirilen
ey Yusuf’u (AS) kölelikten kurtaran
ey zatından başka çalınacak kapı bulunmayan
sığınılan arkadaş
bir şey veren vezir zatından başka duâ edilecek Rabb bulunmayan sana dileklerimi bildiririm.
O’nun (CC) katına arz edilen ihtiyaçlar nekadar artsa
o kadar kerem ve cömertlik gelir.
Allah-ü Teala (CC) Muhammed’e (SAV) ve âline (AS) salât eylesin. Benim dileğimi yerine getir; sen her şeye kâdirsin.
Ve
uykudan uyandığım zaman
her bakımdan kurtulmuştum; tutukluğum geçmişti.
Hz. Ali (AS) şöyle demiştir:
- Bu duâyı bırakmayınız. Zira o duâ
arş hazinelerinden bir hazinedir.
Bunun gibi bir rivayet
Hz. Ömer (AS) zamanında dahi olmuştur ki:
Anlatılacak olsa şerhi uzun olur.
Hâsılı: Hiç bir akıl sahibi; masiyetleri
zulüm yollu edilen haksızlığı
mazlumun bedduâsını küçümsememelidir.
Rasulüllah (SAV) Efendimiz şöyle buyurmuştur:
- “Zulüm
kıyamet günü zulmetler olarak meydana gelir.”
Rasulüllah (SAV) Efendimiz
bir başka hadis-i şerifinde ise
şöyle buyurdu:
- “Bir kul
iki elini açıp Allah’a (CC) duâ ettiği zaman
onları boş çevirmekten utanır. Onun isteklerini dünyada peşin olarak vereceği gibi; onun için âhirette bol sevab vermesi için erteleyebilir.”
Bazıları bu manâda şöyle bir şiir söylemiştir:
Dinlersin duâyı hiçe sayarsın;
Sonra sana neler eder bakarsın.
Gece oku hedeften şaşmaz lâkin;
Az yol alır
hedefe varır bakın.
CEVŞEN-İ KEBİR DUASI
TEVESSÜl DUASI
Dua
Okunması Tavsiye Edilen Dualar
İmam Zeynelabidin (a.s)'dan Duâlar
Bana dua edin!
EY RAHİM OlAN AllAH'IM!
Allah’a Yönelme Duası
Dua ibadetin ruhudur
HZ. Alİ’NİN (A.S) MÜNACATI
Kur'an-ı Kerîm'den Dualar
İnternet sitemizden en verimli şekilde faydalanabilmeniz ve kullanıcı deneyiminizi geliştirebilmek için Cookie kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımını kabul ettiğinizi varsayacağız